Dünya Basınında Türkiye

Türkiye'deki siyasi gelişmeler dünya basını tarafından yakından takip ediliyor. Cumhurbaşkanlığı seçimiyle yaşanan kriz yabancı basının gözünü Türkiye'ye çevirdi.

FRANSIZ BASINI

Türkiye'deki siyasi gelişmelere geniş yer ayıran Fransız basınından Liberation gazetesi, “Türkiye: ne türban ne asker şapkası” başlığıyla verdiği yazıda, “ AK Parti adayının cumhurbaşkanlığına karşı çıkan sivil toplumun, askerin de kışlasında kalmasından yana olduğu” yorumunu yaptı.

“AK parti milletvekilinin cumhurbaşkanlığına aday gösterilmesinin, laik kanadı uyandırdığı” görüşüne yer veren gazete, Ankara ve İstanbul'da düzenlenen mitinglere atıfta bulunarak, “laik kanat hiç bu kadar seferber olmamıştı” ifadesini kullandı.

Gazete, özellikle gençlerin ve kadınların gösterilere olan ilgisine dikkati çekti.

Le Figaro gazetesiyse “Orta sınıf laiklikten vazgeçmek istemiyor” başlığıyla verdiği haberde, "Türkiye'deki laiklerin, AK Parti'ye güvenmediğini" yazdı.

“Laiklerin, AK Parti'nin, ordunun kontrolünden kurtulmak için Avrupa stratejisine sarıldığı görüşünde olduğu” ifadesine yer veren gazete, ”Türkiye'de gerçekte din ve devlet işleri birbirinden ayrıldığında, AB'nin Ankara ile ciddi bir müzakereye oturabileceği” görüşünü savundu.

YUNAN BASINI

Yunan basını ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ü Cumhurbaşkanlığına aday göstermesinden sonraki siyasi gelişmeleri, “Türkiye'deki kriz doruğa tırmandı” şeklinde değerlendirdi.

Atina'da yayımlanan Kathimerini gazetesi, “Erdoğan'ın, Anayasa Mahkemesi'nin kararından sonra gelişmeleri kontrol altında tutmak için erken seçimi belirlediğini” yazdı.

Gazete, “Anayasa Mahkemesi'nin kararının, aslında açıkça bir siyasi darbe olduğunu, Atatürkçü askeri düzenin, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal çevresinde DYP ve Anavatan Partisini de toplayarak, cephe kurmayı ve bu çerçevede seçimlerin kazanılmasını umduğunu” savundu.

Elefteros Tipos gazetesi, “Türkiye'ye gece iniyor” başlığıyla verdiği haberinde, “Atatürkçüler ile İslamcılar arasındaki çatlağın günden güne derinleştiği” görüşünü ileri sürdü ve "bu gelişmelerin Avrupa ile Yunanistan'da endişe yarattığını" yazdı.

“Atina'nın korkusunun, siyasi İslam ile Kemalist düzen arasında aşırı eğilimlerin güçlenmesi olduğunu” belirten gazete, "bir başka endişenin ise milliyetçi kanadın, yüzde 10 barajını aşarak TBMM'ye girmesi olduğunu" kaydetti.

Ethnos gazetesi, “Erdoğan ile askerler arasındaki çatışmanın uç noktalara vardığı ve Türkiye'de sıcak bir yaz yaşanmasının beklendiği” görüşünü dile getirdi.

“Erdoğan'ın, siyasi gündemini demokratik her türlü yoldan empoze etmeye kararlı olduğu” yorumunu yapan gazete, "söz konusu gelişmelerin Türk-Yunan ilişkilerine yansımasının beklendiğini ancak ciddi bir kriz yaşanması olasılığının ufukta görünmediğini" kaydetti.

Ta Nea gazetesi, “Atina ve Brüksel'in Türkiye'de daha da tehlikeli gelişmeler yaşanmasından kaygı duyduklarını, Türkiye'nin AB üyeliğine şüpheyle yaklaşan Avrupa'nın ise bu konuda imalı açıklamalarda bulunduğunu” yazdı.

“Erdoğan'ın 'paşalar' ile çatışmasını seçim sandıklarına taşıdığını ve anayasada reform teklifinde bulunduğunu” belirten To Vima gazetesi ise "Atina'nın gelişmeleri kaygıyla izlediğini" kaydetti.

Öte yandan, Apoyevmatini gazetesi, “Erdoğan'ın erken seçime gidilmesi kararı ile kurulu düzene savaş açtığı, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi teklifi ile de karşı saldırıya geçtiği” yorumunda bulundu.

ALMAN BASINI

Alman Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesi ise “Türkiye'de iktidar kavgası” başlığıyla yayımladığı yorumda, "Anayasa Mahkemesi'nin verdiği iptal kararının tüm taraflar için en iyi çözüm olduğu, laikliği savunan elit tabakanın, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı olmasını engellediği, AK Parti'nin de onurunu koruyacak şekilde bir geri çekilme imkanı bulduğu" görüşünü savundu.

Frankfurter Rundschau gazetesinde yayımlanan bir yorumda da "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, yapılacak olası erken seçimlerden zaferle ayrılmayı ümit ettiği" ifade edildi.

Die Welt gazetesinde yer alan bir yorumda ise "Türkiye'deki gelişmelerin, hem politika, hem toplum açısından sonu belli olmayan bir deney olduğu ve sonuçlarının Avrupa ve Orta Doğu açısından belirsiz olduğu" savunuldu.

Berliner Morgenpost gazetesi, "AK Parti hükümetinin Anayasa değişikliği istediğini ve böylece Silahlı Kuvvetler'e meydan okuduğunu” öne sürdü.