18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitler Günü - Son Dakika
Güncel

18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitler Günü

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Bütün bu tecrübelerden sonra, işte öyle bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kurmak ve geliştirmek istiyoruz ki, 100 yıl önce kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni öyle bir hale getirmek istiyoruz ki her şeyiyle kendi kendine yeter olsun, mazlumlar ihtiyaç hissettiğinde onlara kucak açacak kudrette olsun" dedi.

18.03.2015 16:44
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Bütün bu tecrübelerden sonra, işte öyle bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kurmak ve geliştirmek istiyoruz ki, 100 yıl önce kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni öyle bir hale getirmek istiyoruz ki her şeyiyle kendi kendine yeter olsun, mazlumlar ihtiyaç hissettiğinde onlara kucak açacak kudrette olsun" dedi.

Davutoğlu, Şehitler Abidesi'ndeki törende yaptığı konuşmasında, milletin başının dik olmasının, ecdadın gerçekleştirdiği insanlık destanına borçlu olunduğunu söyledi.

"Biz de şehitlerimize buradan bir kez daha sesleniyoruz" diyen Davutoğlu, "Nasıl siz başımızı dik tutmuşsanız, nasıl siz yazdığınız destanlarla bizim neslimize bütün cihanda başı dik olacak bir miras bıraktıysanız, Allah, millet ve tarih şahit olsun ki biz de gelecek nesillere başı dik miras bırakacağız" diye konuştu.

Davutoğlu, 24 Nisan'da hem Türkiye safında hem karşı tarafta savaşan milletlerin Çanakkale'de buluşacağını bildirerek, "Birileri 1915 üzeriden nefret kültürü oluşturmaya çalışırken, biz buradan duyan her kulağa, hisseden her yüreğe diyeceğiz ki bizim atalarımız yiğitçe savaştılar ama barış yaptıklarında da arkalarında bir nefret bırakmadılar" ifadesini kullandı.

Başbakan Davutoğlu, şöyle devam etti:

"İnsanlık toplumuna buradan seslenmek istiyorum. Gelin, nefret, kin ve intikam duygularını bir kenara bırakalım. Bu toprakların altında şu anda yatanlar, mertçe savaşırken, yüreklerinde vatan ve iman bilinciyle ölüme giderlerken, düşman askerinden dahi nefret etmediler. Onlara da savaşa ara verildiğinde, merhametle yaklaştılar. Şimdi bu topraklarda 100. yılı kutlarken, aslında bir tek bu sene 100. yıl kutlamış olmayacağız. 1911'den bu yana, 2011'de Libya'ya gittiğimizde, orada Misrata'da, Trablusgarp'ta ecdadımızı yad eden, 'bizler Anadolu çocuklarıyız' diyen Libyalılarla da kucaklaşmıştık."

2012, 2013 yıllarında Balkanları dolaşarak, 'Balkan faciası üzerinden 100 yıl geçtikten sonra nasıl bir Balkan barışı gerçekleştirebiliriz' diye konuşmak üzere ziyaretlerde bulunduklarını hatırlatan Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Şimdi Sarıkamış, Çanakkale'de, Kafkaslarda, Balkanlarda, Anadolu'da ve Ortadoğu'da, Anadolu coğrafyasını kalıcı barışın merkezi kılmak için dolaşıyoruz. 1917'nin 100. yılında Kut'ül Ammara'da, ki en az Çanakkale gibi destansı bir kahramanlık zaferidir ama az bilinir, Irak halkının tüm unsurlarıyla, ordumuzun, silahlı kuvvetlerimizin verdiği o kutlu savaşın 100. yılını idrak edeceğiz. Sonra acılı olarak İzmir'in işgalinin 100. yılı, sonra İstiklal Harbi'nin 100. yılı, Atatürk'ün Samsun'a çıkışından, Erzurum Kongresi'ne ve diğerlerine, ve nihayet 2023'te Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin 100. yılını idrak edeceğiz"

Davutoğlu, 2023'ün Türkiyesine seslenerek, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti, her şeyden ve herkesten önce Çanakkale'de şehit düşen ecdadımızın mirasıdır ve onların malıdır. Biz o mirasa sahip çıkarken, o gün çok zor şartlarda, belki üzerilerinde doğru dürüst elbise bile olmadan, savaş malzemesi olmadan, savaşacak gemilerini dışarıdan almış bir millet olarak kahramanlık destanı yazan şehitlerimizin torunları olarak, aziz milletimize söz veriyoruz. İstanbul Lisesi'nden, Duyun-u Umumiye binası anlamında aynı liseden, çıkan şehitlerimize söylüyoruz; bir daha bu topraklarda Duyun-u Umumiye ayıbı yaşanmayacak. Bu millet bir daha başkasından borç isteyecek zilleti yaşamayacak" ifadelerine kullandı.

Osmanlı Devleti'nin Duyun-u Umumiye üzerinden ilikleri sömürüldüğü için çöktüğünü ifade eden Davutoğlu, "Bütün bu tecrübelerden sonra, işte öyle bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kurmak ve geliştirmek istiyoruz ki, 100 yıl önce kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni öyle bir hale getirmek istiyoruz ki her şeyiyle kendi kendine yeter olsun, mazlumlar ihtiyaç hissettiğinde onlara kucak açacak kudrette olsun. Eğer herhangi bir namert, tekrar bu topraklarla ilgili bir plan yapmak cüretine kalkışırsa aynı şekilde kudret sahibi olsun. Bir devletin bekası kudret ve şefkat sahibi olmasıyla mümkündür" diye konuştu.

-Yerli savunma sanayi

Davutoğlu, Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının katılımıyla İstiklal Marşı'nın kabulünün yıl dönümünü geçen günlerde kutladıklarını hatırlatarak, şöyle konuştu:

"Hani 'Çanakkale Şehitlerine' şiirini yazan, o büyük, milli şairin 'Bir daha Allah bu millete İstiklal Marşı yazdırmasın' diyerek, yüreği kan ağlayarak, ama iftiharla kaleme aldığı, 12 Mart 1921'de İstiklal Marşımız. İşte 1915'ten 1921'e doğru giderken, 6 yıl içinde Mehmet Akif, Çanakkale şehitlerini yazdığı mısralardan İstiklal Marşı'nı yazmaya bir idrak ile yürümüşse, biz de aynı şeyi bugün hissediyoruz. Bir daha bu millete İstiklal Marşı yazdırılmayacak ama İstiklal Marşımız ebediyete kadar, al bayrakla birlikte bu vatan semalarında dinlenecek, hürmetle önünde eğilinecek."

ASELSAN Radar ve Elektronik Harp Teknoloji Merkezi'ni de hafta başında açtıklarını anımsatan Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Nusret Mayın Gemisi ve diğer gemilerimiz, onlar kahramandılar. Gemileri dahi kahraman bu milletin. Ama Türkiye'de üretilmemişlerdi, o zaman savaşan ordumuzun büyük kısmı dışarıdan alınmak zorunda kalınıyordu. 100 yıl sonra, hele hele Kıbrıs Barış Harekatı sonrasında elde ettiğimiz acı tecrübelerle, artık 'kendi savunma sanayine sahip olmayan bir milletin istiklal davası da olamaz' diyerek, 12 yıldır savunma ihtiyacımızı karşılamak üzere bir seferberlik halindeyiz. Aselsan, Roketsan ve diğer tüm şirketlerimizde, dünyanın en büyük 100 savunma şirketinin içine girmiş, 2 savunma şirketimiz de inşallah, bunların sayısı zamanla ona, yirmiye çıkacaktır, burada söz veriyoruz. 2023'te, Çanakkale Savaşı'nın 100. yılından o güne söz veriyoruz ki, o günlerde Türk semalarında yüze yüz Türk milli muharip savaş uçağı uçacak. Son savunma sanayi icra komitesinde bunun kararını aldık"

Davutoğlu, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Altay tanklarıyla gücüne güç katacağına işaret ederek, şunları kaydetti:

"Biraz sonra izleyeceğimiz gemilerimizin önemli kısmı, gururla başta Tanzanya'da ziyaret ettiğim Heybeliada gemisi olmak üzere, Afrika kıtasını geçen yıl dolaşıp bir ilki gerçekleştiren deniz kuvvetleri komutanlığımızın gemilerinin çoğu artık Türk yapımıdır. Türk mühendislerinin elinde üretilmiştir, Türk subaylarının kudretine emanet edilmiştir. Yine insansız hava araçları, ve diğerleri Türk savunma sistemi, füze savunma sistemi hepsini milletin istiklali için yapmak, hepimizin üzerinde bir borçtur. Hem Çanakkale şehitlerine bir borcumuzdur hem de onlardan aldığımız mirası gelecek nesillere başı dik ve onurlu şekilde temsil edebilmek için gelecek nesillere borcumuzdur. Bu borcu ödemek için gece gündüz çalışacağız."

-"Çanakkale şehitlerinin mirasının sahipsiz olmadığını bir kez daha ortaya koydu"

"Savaşmadan eğer barışı kazanmak istiyorsak her an savaşa hazır bir halde olmak durumundayız" diyen Davutoğlu, Çanakkale'nin büyük bir ders olduğunu belirtti. Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bir kez daha Genelkurmay Başkanımıza, operasyona katılan bütün komutanlarımıza huzurunuzda teşekkürü bir borç biliyorum. Şah Fırat Operasyonu esnasında 9 saat içinde kutsal bir emaneti Süleyman Şah'ın naaşını ve oradaki emanetleri Suriye derinliğinden alıp sınırımıza yakın olan Eşme bölgesine defnedilmek üzere getiren silahlı kuvvetlerimizde o gece gördüğüm disiplin, uyum, kararlılık ve cesaret, Çanakkale şehitlerinin varislerinin ve mirasının sahipsiz olmadığını bir kez daha ortaya koydu. Herbir komutanımıza, her bir askerimize huzurunuzda teşekkür etmek istiyorum. Bu tecrübe dahi göstermiştir ki bizim milletimizin en önemli hasletlerinden biri, eğer onurumuzu, izzetimizi korumak gereken bir an söz konusu olmuşsa o anın gereğini yapmak konusunda tereddüt edilmemesidir" ifadelerini kullandı.

-"Binlerce kilometre ötelerden unutulmadığınızı göstermek için geldim"

Bütün millet adına Çanakkale, Galiçya, Azerbaycan, Yemen, Bağdat, Myanmar'daki şehitliklerde yatan şehitler başta olmak üzere dünyanın neresinde olursa olsun başında Türk bayrağı dalgalanan bütün şehitlere selamı borç bildiğini ifade eden Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Myanmar'a büyükelçimiz gittiğinde akademik hayatta takip ettiğim ve hep bizde az bilinen bir husus dikkatimi çekmişti. Kanal, özellikle Irak cephesinden 12 bin askerimiz Myanmar'a esir götürülmüştü, Yaklaşık 6 bini Myanmar'da şehit olmuştu. Orada esaret esnasında ölmüşlerdi. Yazdıkları mektupları okumuştum, Londra'daki arşivlerden. Cevapsız kalan mektuplardı, annelere, babalara, yavuklulara yazılan mektuplar.

Myanmar Büyükelçimiz giderken 'Talimatınız nedir, Sayın Bakanım' dediğinde, o zaman şunu söylemiştim, 2012 yılında:  'Gideceksin önce şehitlerimizi bulacaksın ve onlara diyeceksin ki huzurlarına varıp, 'Bu topraklara ben, cevapsız kalan mektuplarınıza cevap iletmek için geldim. Anadolu'daki 75 milyon adına geldim. Şahadet şerbetini içtiğiniz bu topraklarda binlerce kilometre ötelerden unutulmadığınızı göstermek için geldim ve sizden izin alarak bu topraklara giriyorum. Bu topraklarda dalgalandırdığımız bayrak, ebediyete kadar sizin bayrağınız olacaktır. Size Anadolu'dan iki kutsal emanet getirdim, al bayrak ve Kur'an-ı azimüşşan.' İşte Çanakkale şehitleri, önlerinde al bayrak dillerinde Fetih Suresi ile şehitliğe yürürken bugünleri bizim yaşamamız için yürüdüler. Allah onlara rahmet eylesin, ruhları şad olsun, emanetlerine sahip çıkma gücü ve kudretini bize nasip eylesin. Bir daha bu millete İstiklal Marşı yazdırmasın ama ne zaman gerekirse Çanakkale şehitlerinin imanını, gücünü, azmini, kararlılığını yüreğimizden eksik etmesin. Ruhları şad olsun."

(Bitti)

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitler Günü - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement