1915 Yılı Olayları - Son Dakika
Güncel

1915 Yılı Olayları

ABD Müslüman Organizasyonları Konseyi (USCMO), 1915 yılı olaylarının bağımsız tarihçiler tarafından uygun bir şekilde araştırılmadan "soykırım" olarak karakterize edilmesinin, bu olaylara ilişkin adil bir hafıza oluşturulmasını tehlikeye atmasının yanı sıra Türkler ile Ermenistanlılar arasında uzlaşı sağlanması çabalarına da zarar vereceğini bildirdi.

20.04.2015 05:19
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

ABD Müslüman Organizasyonları Konseyi (USCMO), 1915 yılı olaylarının bağımsız tarihçiler tarafından uygun bir şekilde araştırılmadan "soykırım" olarak karakterize edilmesinin, bu olaylara ilişkin adil bir hafıza oluşturulmasını tehlikeye atmasının yanı sıra Türkler ile Ermenistanlılar arasında uzlaşı sağlanması çabalarına da zarar vereceğini bildirdi.

ABD'de önde gelen Müslüman sivil toplum kuruluşlarının çatı kuruluşu olan USCMO, 1915 yılı olaylarının yıl dönümü olarak kabul edilen 24 Nisan öncesi yazılı açıklama yaptı.

Konseyin, Ermenilerin de aralarında bulunduğu 30'dan fazla ulusu etkileyen, dört yılı aşkın süren 1. Dünya Savaşı'nın acılı tarihinin farkında olduğu belirtilen açıklamada, şu ifadeler yer verildi:

"24 Nisan yaklaşırken, bu dönüm boyunca Ermenilerin çektiği acıyı paylaşıyoruz. Bunun yanında Ermenilerin başına gelen trajediye ilişkin dini veya siyasi liderlerin açıklamaları dengeli, yapıcı olmalıdır ve aynı zamanda Türklerin ve Müslümanların acılarını da içermelidir.

Bu bakımdan, 1915 yılı olaylarının tarihçiler tarafından uygun şekilde araştırılmadan 'soykırım' olarak nitelendirilmesi sadece bu olaylara ilişkin adil bir hafıza oluşturulmasını tehlikeye atmayacak, aynı zamanda Türkler ile Ermeniler arasında uzlaşı sağlanması çabalarına da zarar verecektir."

Amerikalıların, önemli müttefiki Türkiye'nin, siyasi ve dini liderlerin bu konudaki tek taraflı bildirimleriyle yabancılaştırılmasından endişe duyulduğu belirten açıklamada, 100 yıl öncesi olaylarının, tarihçi ve akademisyenlerin o döneme ait arşiv ve belgelere ulaşıp, oluşturacakları konsensüse bağlı olması gerektiği ifade edildi.

Açıklamada, Türkiye'nin, NATO'nun nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan tek ülkesi ve G20'nin şimdiki dönem başkanı olduğu bildirilerek, herkes için barışın temin edilmesinde Türkiye'nin bölgesel ve küresel liderliğine dikkat çekildi.

Açıklamada, ABD ile Türkiye arasındaki terör örgütü DAEŞ'e karşı verilen mücadele ve Suriyeli mültecilerin acılarının azaltılmasına yönelik işbirliklerine de değinilerek, "Amerikalı Müslümanlar, liderlerimizden, Türk-Amerikan stratejik ilişkilerinin 1915 yılı olaylarına ilişkin tek taraflı yorumlarla zarar görmemesini sağlayacak şekilde hareket etmesini bekliyor" ifadesi kullanıldı.

-1915'te ne oldu?-

Osmanlı Devleti'nin 1914'te başlayan 1. Dünya Savaşı'na Rusya ile farklı saflarda katılmasını fırsat bilen Ermeni milliyetçileri, bağımsız Ermenistan devletini kurmak gayesiyle Rus güçleriyle işbirliği yaptılar.

Rus ordusu, Doğu Anadolu'yu işgal ettiğinde gönüllü Osmanlı ve Rus Ermenilerinden büyük destek gördü. Osmanlı ordusunda görev yapan bazı Ermeniler de Rus ordusuna katıldı. Ermenilerin oluşturduğu birlikler ordunun lojistik kanallarını tahrip ederek Osmanlı ordularının ilerlemesini yavaşlatırken, Ermeni çeteleri de işgal ettikleri yerlerde sivillere yönelik katliam ve zulümlere girişti.

Osmanlı Hükümeti, bu gelişmelerin önüne geçmek için Ermeni temsilcileri ve kanaat önderlerini ikna etmeye çalıştı. Ancak başarılı olamadı. Ermeni komitalarının saldırıların artması üzerine hükümet, 24 Nisan 1915'te Ermeni devrimci komitelerin kapatılması ve bazı Ermeni ileri gelenlerin tutuklanmalarına ve sürgün edilmelerine karar verdi. Daha sonra, her yıl "Ermeni soykırımını" anmak amacıyla düzenlenen etkinlikler için bu tarih seçilecekti.

Tedbirlere rağmen saldırıların sürmesi nedeniyle 27 Mayıs 1915'te Ermeni nüfusunun savaş bölgesinde olanları ve Rus işgal ordusuyla işbirliği yapanlarının göç ettirilmesi kararı alındı.

Osmanlı Hükümeti, göç edenlerin insani ihtiyaçları için planlamalar yaptıysa da savaş koşulları, iç çatışmalar, intikam peşindeki yerel gruplar, eşkıyalık, açlık ve salgın hastalıklar nedeniyle göçler sırasında çok sayıda Ermeni hayatını kaybetti.

Tarihi belgeler, hükümetin, söz konusu trajik olayların yaşanmasını amaçlamadığı gibi göç eden Ermenilere karşı işlenen suçları cezalandırıldığını açıkça ortaya koymakta. Nitekim, henüz savaş son bulmamışken yaşanan insani trajedi sırasında olaylara karışarak suçlu bulunanlar yargılanarak idam edildi.

-Adil hafıza ve empati ihtiyacı

Ermenistan ve Ermeni diasporasının genel beklentisi, Türkiye'nin 1915 tehciri sırasında yaşananları soykırım olarak tanıması ve tazminat ödemesi.

"Soykırım" kavramı, 1948 Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'nde ulusal, ırksal, etnik veya dinsel bir grubu kısmen veya tamamen yok etme eylemi olarak tanımlanıyor.

Söz konusu olayların soykırım olarak tanımlanamayacağına dikkati çeken Türkiye, 1915 olaylarını her iki taraf açısından da bir "trajedi" olarak niteliyor. Türkiye, konunun siyasi çatışmalardan uzak, tarihe tek taraflı bakmadan, tarafların birbirlerinin neler yaşadığını anlama ve birbirlerinin hafızalarına saygı duyma şeklinde özetlenen "adil bir hafıza" perspektifinden çözülmesi gerektiğini vurguluyor.

Türkiye, tarafların arşivlerinin yanı sıra üçüncü ülkelerdeki arşivlerde de 1915 olayları konusunda araştırma yapılmasını, Türk ve Ermeni tarihçilerle diğer uluslararası uzmanlardan oluşan bir ortak tarih komisyonu kurulmasını teklif ediyor.

- Erivan ilişkileri normalleştirme fırsatını değerlendiremedi-

İki ülke ilişkilerin normalleştirilmesi için en önemli gelişme Ekim 2009'da yaşandı. Taraftlar, İsviçre'nin Zürih kentinde diplomatik ilişkilerin yeniden tesisi ve ikili ilişkilerin geliştirilmesine yönelik iki ayrı protokol imzaladı.

Protokollerde karşılıklı güven tesisi ve mevcut sorunların çözülebilmesi için tarihsel kaynak ve arşivlerin tarafsız, bilimsel incelenmesi konusuna yer verilirken, sınırların da karşılıklı olarak tanınması ve ortak sınırların açılması öngörülüyordu.

Türk hükümeti protokolü onaylanmak üzere doğrudan TBMM'ye gönderdi. Ermenistan hükümeti ise metinleri Anayasa Mahkemesi'nin incelemesine sundu. Mahkeme, protokollerin Anayasa'nın lafzına ve ruhuna uymadığına hükmetti.

Ermenistan hükümeti protokollerin onay sürecini dondurduğunu Ocak 2010'da açıkladı. Bundan 5 yıl sonra da, Ermeni hükümeti tarafından geçen Şubat ayında geri çekildi.

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel 1915 Yılı Olayları - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement