1oktay Vural : Çocuklarımızın Hangi Çağda Bu Bilgileri Elde Etmesi Gerektiği Pedagojik Olarak...

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, dinin okullarda öğrenilmesi gerektiğini belirterek, "Çocuklarımızın hangi çağda bu bilgileri elde etmesi gerektiği pedagojik olarak değerlendirilmeli" dedi.

Vural, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, bugün Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı verilmesinin 80. yılı olduğunu anımsatarak, günümüzde ekonomik, sosyal ve politik alanda kadınların seçme ve seçilme hakkının yetersiz olduğunu söyledi.

Kadının iş ve sosyal hayattaki yerinin geride olduğunu ifade eden Vural, kadına yönelik şiddetin de arttığını belirtti. Vural, "Bu tablo, kadının fıtratından kaynaklanan bir tablo değildir. Bu tablo, siyasi politikalar sonucu meydana geliyor" diye konuştu.

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun, "Çözüm süreciyle ilgili kulaç atanları aşağıya çekmeye çalışıyorlar" dediğini anlatan Vural, "Attığınız kulaçlar giderek bu sularda, stratejik derinliklerde dumura uğramaktadır. Başbakan herhalde, İmralı'ya kulaçla gitme gayretinde" dedi.

Davutoğlu'nun, "Halk, 'benim ne isteğim var ve karşılık bulmuyor da silaha başvuruluyor' diye sormalı" dediğini de anımsatan Vural, bu sözün silahı meşrulaştırdığını savundu. Vural, bu zihniyete göre, silaha başvuranların istek ve arzularının yerine getirilmesi gerektiğini ifade ederek, "Silaha başvurmak haksa, görüyoruz ki kendisine muhafazakar demokrat diyen Başbakan, Marksist Leninist silahlı propagandayı meşrulaştırmaktadır" diye konuştu.

Cumhurbaşkanlığı Sarayı ile ilgili tartışmaların devam ettiğini dile getiren Vural, şunları söyledi: "Demokraside halkın vergileriyle kamu harcamalarının yapıldığı ortamda gösterişe, kibre para harcanmaz; gösteriş için, ihtişam için saraylar yapılmaz. Yazıktır, günahtır. Altın varaklı kadehlerin tanesi bin lira. Bir kişinin asgari ücreti. Kırıldı mı, bir asgari ücretli işten atılmış oluyor. Bir kadeh kırıldı mı, bir insanın bir aylık nafakasını götüreceği çocuklarının bütün geliri bitmiş oluyor. Yanmaz halının maliyeti 1 milyon 200 bin lira. 600 atanamayan öğretmenin maaşına denk. 63 asansörün maliyeti 30 milyon lira. Aylık bakını 18 bin lira. İhtiyaçların giderilmesi normaldir ama gösteriş, ihtişam, israf bu milletin vicdanına, dinine, imanına sığmaz. Hükümet ithalat yerine, kendi üretimimizi kullanalım, cari açığı azaltalım diye eylem planı açıkladı. Mobilya, bardak, halı, granit yurt dışından geliyor. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu. Maalesef para hep yabancılara gitmiş."

Milli Eğitim Şurası'nda Osmanlıca'nın liselerde zorunlu ders olması, din dersinin ilkokul birinci sınıf müfredatına konulması ve karma eğitimin tartışılmasıyla ilgili soruları da yanıtlayan Vural, şöyle devam etti: "Osmanlıca aslında Türkçe. Biz yaşayan Türkçe'den yanayız. Türkçe, dil üzerinde oynanan oyunlarla nesillerin birbirini anlayamayacağı noktaya geldi. Bundan önce yazılmış eserleri anlayabilmek için kelime haznesinin geliştirilmesi gerekir. Bunun için Osmanlıca'ya mı ihtiyaç var, yoksa Türkçe derslerinin mi zenginleştirilmesi gerekir, pedagojik olarak değerlendirilmeli. Bu ders, Türkçe'yi zenginleştirecek araç olarak kullanılmalı. Tabelaların ne kadarı Türkçe. Alışveriş merkezlerinin adı 'mall' oldu, dönemin Başbakanı 'tower'lar açtı. Türkçe'nin kullanılmasında ciddi sıkıntılar var. Dinin mekteplerde öğrenilmesi gerekir. Bunun için uygun yaş oluşturulması gerekir. Bu herhalde, Talim Terbiye Kurulu'nda yapılmış tartışmadan ibaret. Hükümet bu konuda henüz değerlendirme sunmadı. Milletimizin fertlerinin aile terbiyesi içinde dini terbiye aldığını dikkate almak gerekir. Çocuklarımızın hangi çağda bu bilgileri elde etmesi gerektiği pedagojik olarak değerlendirilmeli."

Kadın ve erkeğin ekonomik ve sosyal hayata katılımını beraber gerçekleştirmek lazım. Eğitimde farklı kompartımana koydunuz, iş hayatında da farklı kompartıman mı oluşturacaksınız? İş yerlerimizi de mi ayıracağız? Karma eğitimle ilgili bu yaklaşımları toptancı bir anlayışla dışlamak kabul edilebilir değil."

Oktay Vural, sanat dünyasından Cumhurbaşkanlığı Sarayı ile ilgili olumlu açıklamalar yapıldığının ifade edilmesi üzerine, sanatçının milletle bağını koparmaması gerektiğini söyledi. Vural, " Türkiye'nin saray sanatçılarına ihtiyacı yok. Sanatçı yaşadığı milletin acılarını, ezgilerini, sezgilerini dile getirir. Sanatçı hür olmalı. Sanatçının asıl bağı millettir" dedi.

Başka bir soru üzerine Vural, MHP'nin seçim barajı korkusu olmadığının açık ve net olduğunu vurguladı.