2. Demokrasi ve Barış Konferansı"

-HDP Mersin Milletvekili Kürkçü: -"İyi ki Kobani Kürt halkının kazançlarını muhafaza etmek için kendi kendini yönetmek hakkını dile getirmek ve korumak için varını yoğunu, bütün enerjisini seferber ediyor. İyi ki böyle. Çünkü eğer Kobani düşmüş olsaydı, eğer Kobani düşecek olursa Türkiye'de barıştan bir dönem için hiçbirimizin söz etmeye ne yüzü ne imkanı olabilirdi" -DTK Eş Başkanı Dicle: -"Barış umudunu son kertesine kadar da büyütmek için Kürt tarafının, Türkiye halklarına ve Kürdistan halkına sözü var. Bunu sürdürecektir ama devlet savaşa karar vermişse 2011'deki gibi 2012'deki gibi sorumluğu da tarih huzurunda kendilerine aittir" - ANKARA (AA) - HDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, "İyi ki Kobani Kürt halkının kazançlarını muhafaza etmek için kendi kendini yönetmek hakkını dile getirmek ve korumak için varını yoğunu, bütün enerjisini seferber ediyor. İyi ki böyle. Çünkü eğer Kobani düşmüş olsaydı, eğer Kobani düşecek olursa Türkiye'de barıştan bir dönem için hiçbirimizin söz etmeye ne yüzü ne imkanı olabilirdi" dedi.DTK, DBP ve sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin katılımıyla düzenlenen Demokrasi ve Barış Konferansı'nın ikincisi TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesinde başladı.İki gün sürecek konferansta, çalışmaları yürütmek üzere başkanlığını Ertuğrul Kürkçü'nün yaptığı divan oluşturuldu.Kürkçü, konuşmasında barıştan çok çatışmayı konuşmaya hevesli kişilerce yönetildiğini savundu.Geçen yılki konferanstan sonra Türkiye'de çok önemli değişikler olduğunu belirten Kürkçü, "İki seçim geçirdik. Türkiye'nin siyasi haritası yeniden düzenlendi. Aslında barış için hiç de elverişli olmayan bir iklim adım adım tüm barış arayışlarına rağmen Türkiye'nin üzerini örttü. Ancak barış mücadelesi ara vermeden sürdü" diye konuştu. IŞİD'in, Suriye ve Irak halklarına ve özellikle buradaki Kürt varlığına yönelik saldırılarının Türkiye'nin de barışı tartışmasına yeni terimler eklediğini dile getiren Kürkçü, artık kimsenin barışı, Suriye'den, Irak'tan, İran'dan bakmadan tartışamayacağını belirtti. Kobani'deki direnişin IŞİD'in açtıkları saldırı karşısındaki karşı koyuşun bütün insanlığın ilgisini çektiğini aktaran Kürkçü, "Bugün Türkiye'de halen barış imkanından söz edebiliyorsak Kobani'nin muazzam direnişi sayesindedir. İyi ki Kobani var, iyi ki Kobani direniyor iyi ki Kobani Kürt halkının kazançlarını muhafaza etmek için kendi kendini yönetmek hakkını dile getirmek ve korumak için varını yoğunu, bütün enerjisini seferber ediyor. İyi ki böyle. Çünkü eğer Kobani düşmüş olsaydı, eğer Kobani düşecek olursa Türkiye'de barıştan bir dönem için hiçbirimizin söz etmeye ne yüzü ne imkanı olabilirdi" diye konuştu."Kobani'nin direnerek Türkiye'de barış ümidini ayakta tuttuğunu" öne süren Kürkçü, "uluslararası çıkar kavgası bakımından Kobani'nin düşüşüne bel bağlamakla sakatlanmış bir iktidar anlayışının, barışın elini tutmasının da giderek güçleştiğini" ifade etti. Asla ve asla barıştan ümitlerini kesmediklerini, her büyük çatışmanın büyük bir barışa bir gebe olduğunu vurgulayan Kürkçü, "Buradan, Türkiye'nin tüm barış dinamiklerine ve tabii Türkiye'yi yönetenlere tekrar sesleniyoruz. Barış bizim kazanabileceğimiz en büyük mükafattır, bu çatışmanın sonucunda. Bu mükafatın büyüklüğü, gösterilen çabaların büyüklüğüyle eşdeğer olacaktır. Biz mükafatın en büyüğünü hak etmek istiyoruz" dedi.-Dicle: Kobani Kürtlerin gururudur Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı Hatip Dicle ise TCK'nın 125. maddesine göre "vatana ihanet" suçundan idam cezasına çarptırılan ve AB uyum yasaları ile idam cezası kaldırıldığı için İmralı'da ömür boyu hapse mahkum edilen Abdullah Öcalan'ın barış için bir süreç başlattığını öne sürerek, Türkiye'nin ABD'nin, ikiz kuleler saldırısı sonrasında Ortadoğu'da terörizme karşı açtığı savaşı yanlış okunduğunu savundu. Türkiye'nin, ABD'nin terör listesinde yer alan PKK'yı da hedef alacağını düşündüğünü ileri süren Dicle, bu nedenle o dönemde Türkiye'nin barış sürecini sürdürmeyi bıraktığını öne sürdü. Bu nedenle 2004'te tekrar silahların konuşmaya başladığını belirten Dicle, bugün yürütülen barış sürecinin iki tarafın sorununu kendi arasında çözmeye çalışması nedeniyle dünyada eşi olmadığını belirtti.Türkiye'de barış sürecinde yeni bir model denendiğini aktaran Dicle, dünya halklarına karşı aslında bir sınav verildiğini dile getirdi.Bir başbakan yardımcısının "Kobani bir bahaneydi çözüm süreciyle ne ilgisi var" dediğini dile getiren Dicle, "Kobani Kürtlerin onurudur, gururudur, devlet bunu anlamak zorundadır" diye konuştu.Dicle, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bugün kalkıp devletin açık sorumluluğu ortadayken, yöneticilerin tahrik edici açıklamalar ortadayken, 'Kobani düştü düşecek, Kobani ile çözüm sürecinin ne ilgisi var' diyenler, 'IŞİD ile PKK bizim için aynıdır' diyenler, gerçekten şapkalarını önüne koyup düşünmeleri gerekir. Bu noktadayız. Ama biz, çok rahatlıkla şunu söyleyebilirim, sayın Öcalan'ın bu konudaki yaklaşımını da iyi bildiğim için söylüyorum. Barış umudunu son kertesine kadar da büyütmek için Kürt tarafının, Türkiye halklarına ve Kürdistan halkına sözü var. Bunu sürdürecektir. Ama devlet savaşa karar vermişse 2011'deki gibi 2012'deki gibi sorumluğu da tarih huzurunda kendilerine aittir. "İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı da açılış konuşmasın da Kürt halkının, siyasi iradeye rağmen barış iradesi gösterdiğini ileri sürdü. Barışın yolunun hep beraber bulunması gerektiğini dile getiren Fincancı, "Kobani direnişinin" başarıya ulaşmasının, bu topraklara da barışı müjdeleyeceğini savundu.Eski AK Parti Milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat ise son iki yıldır tesis edilen barış sürecinin ülkenin ekonomik, kültürel ve sosyal yapısında önemli sonuçları olduğunu ancak son zamanlarda şiddetle insanların bastırılabileceği yönündeki katı düşüncenin bir kez daha hortladığını dile getirdi. Bazı yasalarla özgürlüklerin önünün kesildiğini ve demokrasinin bir kez daha yaralandığını belirten Fırat, Kobani konusundaki söylemlere bakıldığında bazı konuların halen içselleştirilemediğinin görüldüğünü ifade etti.Konuşmaların ardından konferansta çalışma grupların oluşturuldu. Konferansta, çalışma grupları "Barışı tehdit eden bölgesel etmenler ve çözüm imkanları', 'Barış ve yeni siyasal düzen', 'Onarıcı barış için kültürel ve siyasal halklar', 'Barış süreci ve barış mücadelesinin sürekliliği için örgütlenme önerileri' başlıklı konuları ele alacak. Programdan tüm detaylar ve konuşmalar,