2014 İlerleme Raporu "Dengeli" Olacak, "Hiç Bir Sürpriz" İçermeyecek

Avrupa Komisyonu'nun taslak 2014 İlerleme Raporu'nun "dengeli" olacağı, "hiçbir sürpriz" içermeyeceği bildiriliyor.

ABHaber'e göre, Avrupa Komisyonu'nun 8 Ekim'de açıklamayı planladığı 2014 İlerleme Raporunda "hiç bir sürpriz yok". 2014 yılında Türkiye'de yaşanan tüm siyasi, ekonomik, sosyal olayların raporda "dengeli" ifadelere yer verilecek.

Haberde "Raporda müzakerelerin kesilmesi gibi tavsiyeler yok. Tam tersine Türkiye'nin reformlara odaklanması için cesaretlendirici ve teşvik edici cümleler raporda yer alacak" sözleri kullanılıyor.

-FÜLE, GÖREVİNDEN AYRILMADAN ÖNCE TÜRKİYE'YE GELMEYECEK-

Rapor ile ilgili Avrupa Komisyonu yetkililerinin 4 Eylül'de görüşme yapmasının söz konusu olduğu da belirtilirken "Ekim ayı sonunda görev süresi sona erecek Avrupa Komisyonu üyesi Stefan Füle'nin son dakikada bir değişilik olmaması durumunda Türkiye programı yok. Füle, görev süresi bitimine kadar Türkiye'ye gitmeyecek. Ancak Füle, 7 Eylül'de İstanbul bağlantılı Azerbaycan'a gidecek" deniliyor. Haberde şöyle devam ediliyor:

-DAHA ÇOK "BÜROKRATİK" RAPOR OLACAK-

"AB'nin 2014 yılı raporu daha çok bürokratik olacak. Çünkü Füle başta olmak üzere Avrupa Komisyonu üyelerinin rapora fazla etkileri olması zor. Tüm Avrupa Komisyonu üyeleri valizlerini toplamakla meşgul. Yunanistan ve Kıbrıs'ın rapora yeni müdahalesi bekleniyor. Bilhassa Akdeniz'deki doğalgaz konusu ve Ege denizinde Yunanistan'ın doğal kaynakları çıkarma hakkı olduğunu belirten cümlelerin rapora dahil edilmesi için çalıştıkları belirtildi.

Raporda Türkiye'nin AB siyasi kriterlerine bağlılığını sorgulatmaması gerektiğine vurgu yapılıyor. Ve bu anlamda Türkiye'nin AB'ye olan taahütleri konusunda şüphe doğdu bu çerçevede Türkiye AB angajmanı devam ettirmeli görüşü ortaya konuluyor."

-TÜRKİYE'DEKİ "SİYASİ REFORM SÜRECİ GÜÇLENDİRİLMELİ"-

ABHaber, Türkiye'deki siyasi reform sürecinin güçlendirilmesi gerektiğinin altı çizildiğini anlattıktan sonra bu bağlamda "Taslak raporda öne çıkacak en önemli konu Türkiye'nin yeni bir Anayasaya ihtiyacı olduğunun altı çizilmesi ve reformlara devam çağrısı" diyor ve Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker'in " Twitter'ı yasaklayanların AB'de yeri yok" cümlesinin altının bir şekilde raporda çizileceğini düşünüyor.

-17 ARALIKTAN SONRA GELİŞMELER "BÜYÜK DİKKATLE VE ARTAN KAYGI İLE İZLENİYOR"-

Raporda 17 Aralık'tan bu yana meydana gelen gelişmeler büyük bir dikkat ve artan kaygı ile izlendiğine de vurgu yapılıyor.

Yargı sistemi ile ilgili olarak da Türkiye'de yargı sistemi reformunun ve Hukuk Devleti'nin güçlendirilmesinin hem mevzuat geliştirilmesi hem de kurumsal değişim açısından henüz tamamlanmamış, devam etmekte olan bir süreç olduğu belirtiliyor ve "Daha da önemlisi yargının bağımsız, etkin ve tarafsız bir şekilde hareket etme kapasitesi konusunda ikna edici bir performans sergilemesi beklenmektedir" değerlendirmesine yer veriliyor.

Türkiye-AB ilişkilerini Türkiye'deki reform kararlılığının etkileyeceği ifade ediliyor ve siyasi kriterlere bağlı kalmanın, Türkiye'nin katılım sürecindeki taahhütleri arasında yer aldığı hatırlatılıyor.

-TÜRK YARGISI, 17 ARALIK SÜRECİYLE İLGİLİ "KAYGILAR"-

Taslak raporda AB üyelik sürecinde yargı bağımsızlığı ve saygınlığı için önemli reformlar yapıldığı hatırlatılıyor ve gerçek bir adli kolluk oluşturulması gerektiğine vurgu yapılıyor.

17 Aralık süreciyle "şoruşturmaların tarafsızlığı ve güçler ayrılığı hakkında kaygılara neden olmaktadır", "Türkiye rüşvet ve yolsuzluk iddialarını şeffaflıkla soruşturulması ve bu süreçte yargı bağımsızlığına halel getirilmemeli" gibi ifadelerin kullanılıyor.

Raporda 17 Aralık süreci ile birlikte Türkiye'nin Avrupa standartlarından uzaklaştığının sorgulanır hale geldiği savunulurken "Türkiye'deki yolsuzluk iddialarını soruşturan savcı ve hâkimlerin yerlerinin değiştirildi, aynı zamanda AB ile istişare içinde olmaksızın gerçekleştirilen süratli mevzuat değişiklikleri, Türkiye'nin Avrupa standartlarından daha da uzaklaştığı algısına yol açtı. Türkiye'nin Avrupa değerlerine ve Avrupa standartlarına olan taahhütleri üzerine şüpheler ortaya çıktı" yönündeki görüşler dile getiriliyor.

-"HSYK YAPISI AB MEVZUATINA UYGUN OLMALI, AB İLE DANIŞILMALI"-

Avrupa Komisyonu'nun taslak raporunda gelecek ay yapılacak seçimlerin nedeniyle şu anda Türkiye'nin gündeminde bulunan HSYK için "yapısı AB mevzuatına uygun olmalı ve Venedik Komisyonu ilkeleriyle çelişmemeli" deniliyor.

Bu arada, "Söz konusu reformlarda AB ile danışmalarda bulunulmalı. HSYK'ya ilişkin değişikliklerin AB mevzuatına uygunluğunun araştırılması için ilgili yetkililere danışılmalı" uyarısı yapılıyor.

-"SOSYAL MEDYA ENGELLENMEMELİ"-

Taslak raporda "İşleyen bir demokraside ve hukukun üstünlüğünün cari olduğu bir sistemde sosyal medya (twitter) engellendi. Türk vatandaşlarının sanal ve gerçek âlemde fikirlerini ifade etme haklarına dokunulmamalı" deniliyor.

-ÜYELİK SÜRECİNDE "İVME DEVAM ETTİRİLMELİ"-

Bu arada, Türkiye'nin üyelik sürecinde yakalanan ivmenin devam ettirilmesini isteyen Avrupa Komisyonu, taslak raporda "Katılım müzakerelerindeki ilerleme ve bu anlamda siyasi reformlar önemli" olduğunun altını çiziyor.

AB sürecine toplumun tüm katmanları dahil edilmesi gereğine de dikkat çekiliyor ve AB'nin temel hak ve hürriyetlerin müdafaa edilmesi için Türkiye sivil toplumu ile ilişkilerini kuvvetlendirmesi isteniyor.

-MÜLTECİLERE YÖNELİK TAVIR ÖVÜLÜYOR-

Türkiye'nin AB ile vize diyaloğunun önemine işaret edilirken Geri Kabul Anlaşmasının biran önce hayata geçirilmesi istendiği taslak raporda Türkiye'nin Suriye ve Irak'taki mültecilere yönelik tavrı övülüyor ve AB ile dış politikada işbirliği içerisinde olması görüşünün altı çiziliyor.

Bu arada, Kıbrıs müzakerelerine Türkiye'nin etkin destek vermesi ve Ankara Protokolü'nün uygulanmasına bir kez daha vurgu yapılıyor.