2015 Yılı Bütçesi Plan ve Bütçe Komisyonu'nda - Son Dakika
Politika

2015 Yılı Bütçesi Plan ve Bütçe Komisyonu'nda

Kültür ve Turizm Bakanı Çelik: (1) "Bana bir özel tiyatro gelir, onun getirdiği oyunda bir nefret suçu varsa, cinsel şiddet içeren bir sahne varsa, Türkleri soykırımcı olarak gösteren, Kürtleri aşağılayan, Alevileri ötekileştiren ya da Ermenilerle ilgili hiçbir şekilde kabul etmeyen bir ifade kullanılmışsa, benim tavrım net. Ben bu ülkenin vatandaşlarının vergisiyle oluşmuş kaynakları buraya harcamam" "Biz ağır kimlik tartışmaları ve travmaları yaşayan bir ülkeyiz.

19.11.2014 04:54
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, özel tiyatrolara verilen desteklere ilişkin, "Bana bir özel tiyatro gelir, onun getirdiği oyunda bir nefret suçu varsa, cinsel şiddet içeren bir sahne varsa, Türkleri soykırımcı olarak gösteren, Kürtleri aşağılayan, Alevileri ötekileştiren ya da Ermenilerle ilgili hiçbir şekilde kabul etmeyen bir ifade kullanılmışsa, benim tavrım net. Ben bu ülkenin vatandaşlarının vergisiyle oluşmuş kaynakları buraya harcamam" dedi.

Bakan Çelik, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Kültür ve Turizm Bakanlığı, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü, Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü ile Türkiye Yazma Eserler Başkanlığı'nın bütçelerine ilişkin milletvekillerinin sorularını yanıtladı.

Muhalefet milletvekillerince bakanlığa yöneltilen soru önergelerinin yanıtsız kaldığı yönündeki eleştirilere Bakan Çelik, "Bizim Meclis'in denetim görevine en yüksek düzeyde  saygı göstermemiz ve bunlara cevap vermemiz gerekiyor ve vereceğiz de" ifadesini kullandı.

Denetim mekanizmasının büyük çoğunlukla suistimal edildiğini kaydeden Çelik, aralık ayı sonuna kadar cevap vermedik hiçbir soru kalmayacağını söyledi.

Çelik, komisyonda 2 milletvekilinin iddialarına tepki gösterdiğini anımsatarak, buna rağmen toplantının çok verimli geçtiğini dile getirdi.

Türkiye'nin kültürel standartlarının daha çok yükselmesinin eleştiri ve desteklerin odak noktası olduğunu bildiren Çelik, "Benim de yaklaşımım böyle. Ben doğrusunu söylemek gerekirse Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın en çoğulcu ve sivil bakanlık olması gerektiğini düşünüyorum. Mümkün olduğu kadar toplumun her kesimine yatay kesen bir bakanlık olması gerekir" değerlendirmesinde bulundu.

-"Vatandaşlarının vergisiyle oluşmuş kaynakları buraya harcamam"-

Bakan Çelik, Kudüs'te Mescid-i Aksa'ya saldırılara dikkati çekerek, yapılanları kınadı. Bugün de bir sinagoga saldığı olduğunu ve 4 kişinin vefat ettiğini dile getiren Çelik, Türk kültüründeki çoğulculuğa, Osmanlıların Yafa kapısına astıkları "La ilahe illallah İbrahim Halilullah" yazısını örnek gösterdi.

"Biz çoğulculuğun asli köklerine sahibiz" diyen Çelik, şöyle devam etti:

"Ama bugün utanç verici olan şudur:  Avrupa'nın ortaçağda yaşadığı birbirini kimliği, mezhebi ve etnik grubu yüzünden öldürme en çok bizim coğrafyamızda meydana geliyor. Buradaki çelişki bizim siyasetçiler olarak da bölgede yaşayan insanlar olarak da önümüzdeki en büyük çelişki olarak duruyor."

Ömer Çelik, siyaset adamlarının sanatçıların nasıl düşüneceklerine karar veremeyeceğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bana bir özel tiyatro gelir, onun getirdiği oyunda bir nefret suçu varsa, cinsel şiddet içeren bir sahne varsa, Türkleri soykırımcı alarak gösteren, Kürtleri aşağılayan, Alevileri ötekileştiren ya da Ermenilerle ilgili hiçbir şekilde kabul etmeyen bir ifade kullanılmışsa, benim tavrım net. Ben bu ülkenin vatandaşlarının vergisiyle oluşmuş kaynakları buraya harcamam."

Devlet tiyatrolarının amaçları arasında "temel değer yargılarının doğru anlaşılmasını sağlar" ifadesinin bulunduğunu aktaran Çelik, bunun da toplumun genelinde kabul gören değer yargıları olduğunu kaydetti.

Çelik, sanatçının değil, kurumların ideoloji sahibi olamayacağını vurgulayarak, bugünkü sistemin eski ve verimliği tartışılan bir sistem olduğunu anlattı.

-DT'de Nazım Hikmet-Necip Fazıl tartışmaları-

Sürekli Devlet Tiyatroları ve Devlet Opera ve Balesi'nden bahsedildiğine değinen Çelik, toplantıda bu kurumlardan emekli olan sanatçıların bildirilerinin okunduğuna değindi.

Çelik, Türkiye Sanat Kurumu (TÜSAK) Yasa Tasarısı'nın gerçekten okunup okunmadığına ilişkin, şunları ifade etti:

"Biz ağır kimlik tartışmaları ve travmaları yaşayan bir ülkeyiz. Hep baskının devletten geldiği düşünülür. Devletten gelen bir baskı yok. Diyelim devlet karışmadı geçtiğimiz 20 yılda, hangi özgürlük anlayışı çerçevesinde DT'de bir tane Necip Fazıl oyunu oynanmamıştır. Ben göreve geldiğim gün 'Niçin Necip Fazıl oynanmıyor? Nazım da oynansın Necip Fazıl da' dediğimde, bu dengeyi, bu çoğulculuğu sağladığımda DT'ye baskı mı yapmış oluyorum? Tam tersine, çoğulculuğu sağlamış oluyorum."

-Özel tiyatro destekleri-

Bakan Çelik, özel tiyatrolara sahnesini oturtması ve oyunun seyirciyle buluşmasına imkan sağlamak için destek verdiklerini bildirdi.

Ancak 10 yıldır aynı tiyatroların destek aldığını vurgulayan Çelik, şunları dile getirdi:

"Peki ben genç insanlara kaynak aktarmayacak mıyım? 10 yıldır sahnesini oturtamamış birisine sırf ideolojik sebeplerle destek vermeye devam mı edeceğim? Niçin ona destek veriyorum da diğerine vermiyorum diye bir soru sorulduğunda bunun mantıki izahı ne olacaktır? Bunun sebebi şudur:  Bir tiyatroya destek verirsiniz, 3 sene geçer, 4 sene geçer sahnesini oturtuyorsa oturtur, oturtamıyorsa arkadan gelen yeni insanlara bu kaynağı aktarmak zorundayız. Bu yapıldığı zaman '10 yıldır destek alıyorum, 11 yıl daha 20 yıl daha alacağım', olmaz. Ben İstanbul'daki gençlere de yeni tiyatrolara da Hakkari'dekine de Trabzon'dakine de destek vermek zorundayım."

-Fazıl Say-

Kültür ve Turizm Bakanı Çelik, Fazıl Say ile ilgili iddialara ilişkin ise sanatçı konuşana kadar kaç eseri hangi eseri oynanmış bilmediğini söyledi.

Çelik, kendinden önceki 2 senede sanatçının eserinin hiç icra edilmemesine rağmen hiçbir şekilde sansür iddialarının gündeme gelmediğine işaret etti.

Bu durumda kimseden hiç ses çıkmadığını kaydeden Çelik, yapılan tüm açıklamalara, yayınlanan tekziplere rağmen hala eserin sahnelenmediği iddia ediliyorsa bunun reklam kampanyası olduğunu belirtti.

Çelik, "Ama bunu hem sanatçı hem onun arkasından siyasi arkadaşlarımız iddia ederse biz buna şaşırır ve üzülürüz. Benden önceki senelerde 2 sene üst üste hiç oynanmadığı halde bununla ilgili ne kendisi ne siyasiler hiçbir şey gündeme getirmemiş. Şimdi oynandığı halde sansürden bahsediliyor. Buradaki manipülasyonu herkesin takdirine sunuyorum" diye konuştu.

-Ezidilik-

Devlet-sanat üretimi ilişkisine ilişkin de görüşlerini aktaran Çelik, "Mesele devletçilik olmadığı gibi piyasacılık da değildir. Devlet burada daha kamucu bir yerde duracak. Devlet doğrudan sanat icra etmeyecek, icra edilen toplumdaki çoğulcu alana destek verecek" ifadesini kullandı. Bakan Çelik, asıl meselenin nasıl politika üretileceğinin olduğunu bildirdi.

Etnik haritayla ilgili soruya da değinen Çelik, bu minvalde bir çalışma yaptıklarını anlatan bir rektöre çalışmalarının sonucunu sunmasını rica ettiğini söyledi.

"Türkiye'nin kültürel kimlikler haritasını görmek istiyorum" diyen Çelik, şunları söyledi:

"IŞİD terör örgütünün yaptığı katliam olmasa Ezidilik bu kadar merkeze gelmeyecekti, çok az insan bilecekti bunu. ve Türkiye'de bu kadar haksızlığa uğramış çok az kesim bulunur. Bu insanlar inançlarının tam tersiyle nitelendiriliyorlar ve haklarında çıkmış bir kitap var. Ben Kültür Bakanıyım, eğer o kitap da basılmamış olsaydı ben basardım."

- Ankara

Kaynak: AA

Son Dakika Politika 2015 Yılı Bütçesi Plan ve Bütçe Komisyonu'nda - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement