2015 Yılı Bütçesi TBMM Genel Kurulu'nda - Son Dakika
Politika

2015 Yılı Bütçesi TBMM Genel Kurulu'nda

2015 Yılı Bütçesi TBMM Genel Kurulu\'nda

Başbakan Yardımcısı Akdoğan: (1) "Medya; yasamanın, yargının veya yürütmenin yerini alamaz, bu kurumlara efendilik taslayamaz. Herkes kendi asli mecrasında demokratik rolünü oynamak durumundadır.

12.12.2014 19:59
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, "Medya; yasamanın, yargının veya yürütmenin yerini alamaz, bu kurumlara efendilik taslayamaz. Herkes kendi asli mecrasında demokratik rolünü oynamak durumundadır. Biz manşetlerle çarpışa çarpışa iktidar olduk, ne basının tezviratlarından korkarız, ne de basının yalan haberlerine aldırış ederiz" dedi.

Akdoğan, TBMM Genel Kurulu'nda,  Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü ile Radyo Televizyon Üst Kurulu'nun 2015 yılı bütçeleri üzerinde konuştu.

Bu bütçenin 2002 yılı sonundan itibaren istikrarlı bir şekilde büyüyen Türkiye'nin daha da büyümesine ve daha da kalkınmasına, daha müreffeh bir ülke haline gelmesine vesile olacağına işaret eden Akdoğan, bütün milletvekillerine görüş, öneri ve eleştirileri nedeniyle teşekkür etti.

Akdoğan, her türlü eleştirinin aynı zamanda bir tür katkı olduğunu, muhalefetten istifade etmenin iktidar için bir eksiklik değil kazanım olduğunu söyledi. "Ülkemize hizmet etmek de sadece iktidar olmakla değil, aynı zamanda yapıcı muhalefet yapmakla da mümkündür" diyen Akdoğan, bu yüzden burada belirtilen her görüşü ülkeye hizmetin bir tezahürü olarak değerlendirdiğini kaydetti.

Konuşmacıların genel olarak basın özgürlüğünden bahsettiğine işaret eden Akdoğan, şöyle konuştu:

"Aslına bakarsanız siyaset-medya, iktidar-medya, sermaye-medya ilişkileri bütün dünyada sorunlu bir alandır. Bizlerin bu ilişkiyi sağlıklı bir şekilde tesis etmemiz, demokrasinin güç kazanması için büyük bir gerekliliktir. Yalnız bunun için sadece siyaset üzerine spotları çevirmek, sadece iktidara ayna tutmak yetmez. Aynı zamanda medyayı da masaya yatırmak, basının durumunu da analiz etmek, muhalefet-medya ilişkisini de irdelemek gerekir. Medya-iktidar ilişkisinden bahsediyorsak, bir medya analizi de yapmanın gerektiğine inandığımdan, biraz medya eleştirisi de yapmak istiyorum. Medya aracının kendisi, demokrasinin parçası değildir; basın ve medyanın yüklendiği misyon, oynadığı rol, taşıdığı anlam ve muhteva demokrasiyle ilgilidir. Demokratik olmayan ülkelerde de medya bulunuyor. Darbe döneminde de bizatihi medya, anti demokratik bir rol oynayabiliyor.

Teknolojik gelişmeler medya alanında baş döndürücü bir değişim ortaya koydu. Peki zihniyet ve anlayış ilerledi mi, ne kadar değişti? Eskiden siyaset, soğuk savaşın parametreleriyle yapılıyordu. Silahların, ideolojik kutuplaşmaların, vesayetçi anlayışların gölgesinde yapılan siyaset, büyük güven kaybetmişti ve ayakları üzerinde doğrulamıyordu. Siyaset kurumu son dönemde önemli mesafeler kat etti. Ancak medya aynı parametrelerle hareket etmeyi sürdürüyor. Silahların gölgesinde manşet atan, darbelere ve vesayetçi anlayışlara alkış tutan, 27 Mayıs, 12 Eylül, 28 Şubat rejimlerinin bülteni gibi kendisini konumlandıran medya 27 Nisan'da da 17 Aralık'ta da bu görünümden kurtulamadı. Topyekun savaş manşetleri atan, seçilmiş iktidarlara karşı seferberlik ilan eden, hükümet kurup hükümet yıkmayı asli fonksiyonu gören medya anlayışı, demokrasinin altını oyarken demokrasi nutukları atmaktan da geri durmadı. Postmodern darbelerde basının oynadığı rolü, bizzat o rolü oynayanlar yazdıkları kitaplarda itiraf ettiler ve özür dilediler. Yayıncılıkla siyaset mühendisliğini birbirine karıştıran anlayış ülkenin kaderine yön vereceği yanılgısına kapıldı. Medya çalışanlarına karşı düzenlenen andıçlar, yalan haberler, itibar suikastleri basının gözetiminde, bazen de suç ortaklığında gerçekleşti. 'Tehlikenin farkında mısınız' manşetleri, 'Genç subaylar rahatsız' manşetleri', '411 el kaosa kalktı' manşetleri, 'Muhtar bile olamaz' manşetleri. Tüm bunlar basın tarihine kara bir leke olarak geçti."

"Basın özgürlüğü ancak basın ahlakıyla birlikte anlam taşır"

Başbakan Yardımcısı Akdoğan, basın özgürlüğünün ancak basın ahlakıyla birlikte anlam taşıdığını vurguladı.

Basın ahlakının hiçe sayıldığı bir ortamda basın özgürlüğünün gelişmeyeceğine işaret eden Akdoğan, CHP İstanbul Milletvekili Oktay Ekşi'nin uzun süre başkanlığını yaptığı Basın Konseyi'nin, Basın Konseyi Basın Meslek İlkelerini okudu.

Bu ilkelerin, "Kamusal bir görev olan gazetecilik, ahlaka aykırı özel amaç ve çıkarlara alet edilemez. Kişileri ve kuruluşları, eleştiri sınırlarının ötesinde küçük düşüren, aşağılayan veya iftira niteliği taşıyan ifadelere yer verilemez. Kişilerin özel yaşamı, kamu çıkarlarının gerektirdiği durumlar dışında, yayın konusu olamaz. Soruşturulması gazetecilik olanakları içinde bulunan haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğuna emin olmaksızın yayınlanamaz. Saklı kalması kaydıyla verilen bilgiler, kamu yararı ciddi bir biçimde gerektirmedikçe yayınlanamaz. Suçlu olduğu yargı kararıyla belirlenmedikçe hiç kimse suçlu ilan edilemez. Yasaların suç saydığı eylemler, gerçek olduğuna inandırıcı makul nedenler bulunmadıkça kimseye atfedilemez. Gazeteci görevini, taşıdığı sıfatın saygınlığına gölge düşürebilecek yöntem ve tutumlarla yapmaktan sakınır" olduğunu anımsatan Akdoğan, "Acaba bu düsturlara ne kadar riayet ediliyor? Basında itibar cellatlığı, yargısız infazlar, kişilik suikastleri sıradan bir hal almadı mı acaba?" diye sordu.

"Yıllardır köşeleri tutmuşlar beyefendiler, çok büyük maaşlara çalışıyorlar"

Yalçın Akdoğan, kişisel hak ve özgürlükleri, kişisel onur ve itibar ile toplumsal fayda ve ulusal menfaatleri korumanın, basının ahlaki yükümlülüğü olduğunu belirtti. Akdoğan, şunları kaydetti:

"Eğer siz bunları hergün ayaklar altına alıyorsanız; özgürlükten kastınız daha fazla küfür edebilmek, daha fazla yargısız infaz yapmak, daha fazla kişilik suikasti yapmaksa, bu basın özgürlüğü değildir. Basın özgürlüğünde kaçıncı sırada olduğuna anlam kazandırmak için, basın ahlakında kaçıncı sırada olduğuna da bakmak gerekir. Bu ikisi birlikte yürümek durumundadır. Eğer medya; psikolojik harekatların, algı operasyonlarının, siyaset mühendisliğinin parçası haline gelirse orada demokrasinin asli unsuru olan bir basından söz edilemez. Medya; yasamanın, yargının veya yürütmenin yerini alamaz, bu kurumlara efendilik taslayamaz. Herkes kendi asli mecrasında demokratik rolünü oynamak durumundadır. Çok açık söylüyorum: Biz manşetlerle çarpışa çarpışa iktidar olduk, ne basının tezviratlarından korkarız, ne de basının yalan haberlerine aldırış ederiz. Kimseyi susturmak gibi bir derdimiz de yok. Bugün açın bakın, yandaş denilen gazetelerin sayısı kaç tane, her gün Hükümeti yerden yere vuran gazeteler kaç tane?

Onbinlerce lira maaş alan medya baronları için yatıp kalkıp gündem yapanlar, acaba niçin bin lira maaşla kayıtdışı çalıştırılıp kapıya konulan basın emekçilerinin meselelerini hiç gündeme taşımazlar? Yıllardır köşeleri tutmuşlar beyefendiler, çok büyük maaşlara çalışıyorlar. Basında bugün çok ciddi problemler var. Kayıtdışı çalıştırılanlar, 500 liraya, bin liraya, iki bin liraya çalıştırılanlar, maaşları verilmeyen, kapıya konulan, sendikasız çalıştırılan insanlar..."

"Patronlarının menfaatlerine karşı tek bir kalem oynatamayanlar..."

Genel Kurul Salonu'nda kendisini çeken foto muhabirlerini gösteren Akdoğan, "Foto muhabirleri, kameramanlar hangi haklara sahipler? Bu arkadaşlarımızın aynı futbolcular gibi, belli bir yaştan sonra o işi yapmaları da çok kolay olmuyor. Basında gerçekten ciddi birtakım sorunlar var. Ama diğer magazin haberler... Onlar daha büyük basın özgürlüğünün parçası olarak gündeme getirilen konular" diye konuştu.

Başbakan Yardımcısı Akdoğan, "Sermayeye karşı, patronlarının menfaatlerine karşı tek bir kalem oynatamayanların, basın özgürlüğü nutukları atması ne kadar sahicidir? Medya patronları ile ilgili gazetelerde, televizyonlarda tek bir cümle kurulabiliyor mu? Bu sorunlu bir alandır. Bunun doğru tanımlanması ve gazeteciliğin haklarını gerçekten garanti altını almak gerekiyor" dedi.

"Medya ne iktidarın, ne muhalefetin sözcüsü olmalıdır; yalnızca milletin ve hakikatin sözcüsü olmalıdır" diyen Akdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Her sabah kalkıp (Hükümete nasıl zehir kusabilirim, savaş açabilirim) diye işe başlayan bir anlayış demokratik bir basın anlayışı olamaz. Medyanın tek bir tarafı vardır, o da millettir. Medya özgürlükten yanadır; haktan, hukuktan, adaletten, demokrasiden taraftır ve öyle olmalıdır. Sorumlu yayıncılık, basının temel karakteridir. Bugün Türkiye'nin ulusal çıkarlarını, birlik ve bütünlüğünü, milli güvenliğini tehdit eden uluslararası algı operasyonlarında maalesef medya kullanılıyor. Kendi ülkesinin çıkarını, geleceğini, menfaatini düşünmek sadece iktidarın görevi değildir. Bugün AK Parti'yi eleştirenler, geçmiş dönemlerde medyanın başına gelenleri iyi düşünmelidir. Bugün bizim tek yaptığımız meşru müdafaadadır, kalkıp kendini savunmaktır veya haksızlıkları eleştirmektir. Şimdi 'basın özgürlüğü öldü' diyenler, eski dönemlerde basın mensuplarının başına gelenlere acaba nasıl tepki gösterdiler? Gazeteciler sürgün edildi, Türkiye'yi terketti, işkence gördü, andıçlandı, karanlık örgütlerin hedefi oldu, faili meçhullere kurban gitti. İktidarlar medyaya söz geçiremediyse de medyanın sözünden çıkmadı. Allah aşkına bugün yazılamayan, konuşulamayan bir şey kaldı mı Türkiye'de? Herkes herşeyi yazıyor ve konuşuyor.

İktidara geldiğimiz ilk günden beri, basın özgürlüğünün güçlendirilmesi ve basın-yayın mensuplarının çalışma koşullarının düzeltilmesi için, anayasal, yasal ve idari değişiklikler yaptık. Bilgi edinme hakkının anayasal teminata kavuşturulması, basın suçlarında daraltmaya gidilmesi, haber kaynaklarının korunması, yaptırım yetkilerinin kısıtlanması, yerel basının güçlendirilmesi, temsilde çoğulculuğun sağlanması, TCK'da basın özgürlüğü lehine düzenlemelerin yapılması, farklı dillerde yayın imkanının genişletilmesi, yurt dışına gitmek isteyen basın mensuplarının hizmet damgalı pasaport kullanabilme imkanının sağlanması, basın kartı yönetmeliğinde gazeteciler lehine değişiklik yapılması, azınlıklara ait gazetelere resmi ilan yayımlayabilme imkanının sağlanması gibi düzenlemeler attığımız adımlardan bazılarıdır."

- TBMM

Kaynak: AA

Son Dakika Politika 2015 Yılı Bütçesi TBMM Genel Kurulu'nda - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

  • 2023 Yılında Emekli Olanların Çoğunluğu SSK'lılar
    11:06 2023 Yılında Emekli Olanların Çoğunluğu SSK'lılar

    Sosyal Güvenlik Başuzmanı İsa Karakaş, EYT düzenlemesinden en çok SSK'lı çalışanların yararlandığını belirterek, 2023 yılında emekli olan 2 milyon yüz 193 bin kişinin yaklaşık 1 milyon 925 bin SSK'lı olduğunu ifade etti. Karakaş ayrıca, 2025 ocak ayına kadar 1 milyondan fazla EYT'linin daha emekli olabileceğine dikkat çekti.

  • Avrupa'nın en büyük NATO üssü neden Romanya'da kurulacak?
    11:05 Avrupa'nın en büyük NATO üssü neden Romanya'da kurulacak?

    Romanya'da 2040 yılına kadar Avrupa'nın en büyük NATO üssünün kurulması planlanıyor. Romanya Hava Kuvvetleri 57. Üssü-Mihail Kogalniceanu genişletilecek ve yaklaşık 2,5 milyar avro harcanacak. Bu üste 10 bine kadar NATO askeri ve aileleri aynı anda kalabilecek. ABD, Romanya'yı NATO şemsiyesi altında merkez olarak kullanıyor ve üssün Karadeniz sahası ile Rusya ve Türkiye gibi ülkeleri izlemek için kullanıldığı düşünülüyor.

  • Sakarya Emniyet Müdürlüğündeki yasa dışı dinleme davasında 11 sanığın yargılanması devam ediyor
    11:01 Sakarya Emniyet Müdürlüğündeki yasa dışı dinleme davasında 11 sanığın yargılanması devam ediyor

    Sakarya Emniyet Müdürlüğündeki yasa dışı dinleme davasında, eski Sakarya emniyet müdürleri Mustafa Aktaş ve Ali Bilkay'ın da aralarında bulunduğu 10'u eski emniyet mensubu, 3'ü firari 11 sanığın yargılanmasına devam edildi. Duruşmada bazı tutuksuz sanıklar ile avukatları hazır bulundu. Celse arasında gelen belgelerin zapta geçirilmesinin ardından 1 tanık dinlendi. Cumhuriyet savcısı, dosyadaki eksikliklerin giderilmesini ve firari 3 sanık hakkındaki yakalama kararının devamını talep etti. Firari sanıklar hakkındaki yakalama kararının devamına karar veren heyet, dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.

  • CHP'li Milletvekili, Bursa Büyükşehir Belediyesi Personeline Zorunlu Miting Katılımını Eleştirdi
    10:56 CHP'li Milletvekili, Bursa Büyükşehir Belediyesi Personeline Zorunlu Miting Katılımını Eleştirdi

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin yatırımlarının açılış töreni adı altında gerçekleştireceği mitinge, belediye personelinin katılımının zorunlu tutulması CHP Bursa Milletvekili Hasan Öztürk tarafından eleştirildi. Öztürk, CHP'nin belediyeyi kazandığında böyle bir dayatmanın olmayacağını belirtti ve her personelin siyasi görüşünün emeğinin önüne geçemeyeceğini vurguladı.

  • Muğla'nın Köyceğiz ilçesinde muhtarlık yarışında üretici kadınlar aday
    10:51 Muğla'nın Köyceğiz ilçesinde muhtarlık yarışında üretici kadınlar aday

    Muğla'nın Köyceğiz ilçesinin Döğüşbelen Mahallesi'nde muhtarlık yarışında, aday Ümran Kabaağaç ve aza adayları köyün üretici kadınlarından oluşuyor. Adaylar, köylerine 20 yıl önce verilmiş kooperatif hakkının aktif hale getirilmesini istiyor ve kadınların gücünün her alanda gösterilmesini amaçlıyor.

  • AK Parti Gençlik Kolları Genel Başkanı ve İzmir Milletvekili Eyyüp Kadir İnan, gençlerden yerel seçimlerde destek istedi
    10:49 AK Parti Gençlik Kolları Genel Başkanı ve İzmir Milletvekili Eyyüp Kadir İnan, gençlerden yerel seçimlerde destek istedi

    AK Parti Gençlik Kolları Genel Başkanı ve İzmir Milletvekili Eyyüp Kadir İnan, Türkiye'nin 81 ilindeki gençlere seslenerek, yerel seçimlerin gençleri en çok etkilediğini vurguladı. İnan, gençlerin belediye yönetimlerinde verilecek kararda birlikte hareket etmelerini ve AK Parti belediyeciliğini tercih etmelerini istedi. Ayrıca, bazı şehirlerin geriye gittiğini ve gençlerin hayatını kolaylaştıracak alanlara ihtiyaç duyulduğunu belirtti.

  • Elazığ'da Okul Önü Denetimleri Sürüyor
    10:47 Elazığ'da Okul Önü Denetimleri Sürüyor

    Elazığ İl Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından yapılan okul önü denetimleri devam ediyor. Çocukların güvenli bir şekilde eğitimlerini sürdürebilmeleri için okul çevrelerinde şüpheli şahıslar ve araçlar üzerinde çalışmalar yapılıyor.

  • Çameli Belediye Başkanı Cengiz Arslan Elmalı Mahallesi'nde Mahalle Buluşması Gerçekleştirdi
    10:47 Çameli Belediye Başkanı Cengiz Arslan Elmalı Mahallesi'nde Mahalle Buluşması Gerçekleştirdi

    Çameli Belediye Başkanı Cengiz Arslan, Elmalı Mahallesi sakinleriyle bir araya gelerek projelerini anlattı ve vatandaşların karşılamasından memnun olduğunu ifade etti.

  • Denizli Büyükşehir Belediyesi Karahasanlı Mahallesi'nde 10 Bin Kişilik İftar Sofrası Kurdu
    10:47 Denizli Büyükşehir Belediyesi Karahasanlı Mahallesi'nde 10 Bin Kişilik İftar Sofrası Kurdu

    Denizli Büyükşehir Belediyesi, Karahasanlı Mahallesi'nde geleneksel hale getirdiği mahalle iftarı programı düzenledi. Başkan Osman Zolan, vatandaşlarla aynı sofrayı paylaşarak hizmet destanları yazmayı diledi.


Advertisement