2015 Yılı Bütçesine Tepki

2015 yılı bütçe görüşmeleri Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde görüşülmeye başladı.

Yapılan bütçe görüşmeleriyle ilgili eleştirilerinin Büro Emekçileri Sendikası Şanlıurfa Şubesi'nde düzenlediği basın açıklamayla duyuran Leyla Sezen, "Genelde kamu emekçileri özelde yargı emekçilerinin ayrımcı uygulamalara tabi tutulduğu, insanca yaşam taleplerinin dikkate alınmadığı, çalışma koşullarının giderek zorlaştığı, her gün yeni hak gaspları ile karşı karşıya kaldığı bir süreçte TBMM'de 2015 yılı bütçe görüşmeleri devam etmektedir.

2014 yılı kamu emekçilerinin AKP-Memur-Sen işbirliği ile imzalanan satış sözleşmesinin yakıcı sonuçlarını yaşadığı bir dönem olmuştur. 123 TL'lik zamma mahkum edildiğimiz, tarihte ilk kez temmuz ayında maaş zammı alamadığımız, enflasyon karşısında maaşlarımızın sürekli eridiği buna rağmen enflasyon farklarımızın gasp edildiği bir süreç kamu emekçilerini giderek daha fazla yoksullaştırmıştır" dedi.

ZAM DAYATMASI

"Kamu emekçilerinin yoksulluk sınırı altına maaş aldığı ortada iken önümüzdeki yıl için altı aylık dönemlerde yüzde 3+3 zam dayatması 2015 bütçesinde devam etmektedir" diyen Sezen "AKP kamu emekçilerinin talepleri söz konusu olduğunda her fırsatta Memur Sen'le imzaladıkları toplu sözleşmeyi öne çıkararak kamu emekçilerine saldırılarını satış sözleşmesi üzerinden meşrulaştırmaya çalışmaktadır. Kamu emekçilerinin insanca yaşam talepleri AKP ile Memur Sen' in insafına bırakılamaz. Dün demiştik bugün bir kez daha ifade ediyoruz. Biz anlaşmadık. Satış sözleşmesini kabul etmiyor bütçeden hakkımızı istiyoruz" diye konuştu.

AKSARAY VE BİBER GAZI ALIMI

Yargı çalışanlarına 2015 Bütçesinden daha fazla pay isteyen Sezen, hükümetin sadece hakim ve savcılara yönelik yapılan iyileştirmelerini de eleştirdi. Sezen, "TBMM'de bugün görüşülmeye başlanan Adalet Bakanlığı bütçesinden yargı emekçileri olarak hakkımızı istiyoruz. Ayrımcı uygulamalara karşı eşitlik, yoksulluğa karşı insanca yaşam talepleri ile ülke genelinde alanlardayız. Yargı hizmetlerini hakim ve savcılardan ibaret gören anlayışı bir kez daha kınıyor yargı hizmetlerinin ve yargı emekçilerinin bir bütün olduğunu bir kez daha ifade ediyoruz. Yargı emekçilerinin, sendikamız Adalet Bakanlığı'nda yetkili iken kazandığı yol yardımları, fazla mesai ücretleri vb. hakları Memur Senin yetkili olduğu süreçte birer birer gasp edilirken, sıra yargı çalışanları için iyileştirmeye geldiğinde tamamen yok sayılmakta ayrımcı uygulamalara tabi tutulmaktadırlar. AKP iktidarı taleplerimiz karşısında kaynaklarımız sınırlı, bütçe imkânları vb. yalanlara başvururken, iş cumhurbaşkanı için Aksaray yapımına gelince tüm bütçe imkânlarını seferber edebilmekte, biber gazı alımı için fahiş rakamlarla ihale açabilmektedir" diye ifade etti.

KAZANCA GÖRE VERGİ

Yaşanan işçi ölümlerine de değinen Sezen Ermenek'te 8 işçinin hala toprağın altında olduğunu söyledi. Taleplerini sıralayan Sezen şunları kaydetti: "Soma katliamı hala hafızalarımızda, Ermenek'te 8 yurttaşımız halen toprağın altındayken ve bu maden faciaları ve iş kazaları yaşanmasının ana nedenlerinden birisi bu işyerlerinin denetlenemediği gerçeği ortada iken Çalışma Bakanhğı'nın bütçesini düşüren AKP iktidarı Emniyet Genel Müdürlüğü'nün bütçesini sürekli artırabilmektedir. Yargı emekçileri arasında ayrımcılığın sembolü haline gelen hâkim ve savcıların maaşlarında 1155 TL artış Adalet Komisyonundan olduğu gibi geçmiş bulunmakta, Adalet Bakanlığı bütçesinde yargı emekçilerinin-talepleri yok sayılmaktadır.

AKP iktidarını ayrımcı uygulamalardan vazgeçmeye, Adalet Bakanlığı bütçesinde bir bütün yargı emekçilerinin taleplerine yer vermeye çağırıyor emeğe saygı ücrette adalet istiyoruz. İnsanca yaşam ve çalışma koşulları için, grevli toplu sözleşme hakkı önündeki tüm engeller kaldırılmalı ve özgür bir toplu sözleşme düzeni yaratılmalıdır. Emekçilerin yoksulluğunu arttıran dolaylı vergiler azaltılmalı, kazanca göre vergilendirme yapılmalı, yüksek gelirlilerden belli bir oranda "servet vergisi" alınmalıdır.

1 Ekim'de yapılan yüzde 9Tuk elektrik ve doğalgaz zammı geri alınmalı, 2015'te temel tüketim ürünlerine herhangi bir zam yapılmamalıdır. Asgari ücret bir işçi ailesinin geçimini sağlayacak şekilde belirlenmeli ve tamamen vergi dışı tutulmalıdır. Her fırsatta patronların vergi, prim ve faiz borçlarını silen hükümet, ağır borç yükü altındaki ücretli emekçilerin borç faizlerini tamamen silmeli, borçlarını ödeme güçlüğü çeken milyonlarca kişiyi mağdur etmeyecek somut tedbirler almalıdır. Kıdem tazminatının fona devri, taşeronlaştırmanın yaygınlaştırılması, bölgesel asgari ücret ve kiralık işçilik gibi emek karşıtı düzenlemeler asla gündeme getirilmemelidir. Sürekli artan iş cinayetlerini durduracak tedbirler alınmalı, iş yeri denetimleri arttırılmalı, işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirlerini almayanlara ağır yaptırımlar uygulanmalıdır. Kayıt dışı ekonomi kayıt altına alınmalı, sigortasız işçi çalıştırmaya asla izin verilmemelidir."
(Kaynak: Gazeteipekyol)