2016 Yılı Bütçesi Plan ve Bütçe Komisyonunda - Son Dakika
Politika

2016 Yılı Bütçesi Plan ve Bütçe Komisyonunda

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, terör örgütü ve paydaşlarının Çözüm Süreci'ne ihanet ettiğini belirterek, "Örgüt devrimci halk savaşı ilan etti.

28.01.2016 18:28
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, terör örgütü ve paydaşlarının Çözüm Süreci'ne ihanet ettiğini belirterek, "Örgüt devrimci halk savaşı ilan etti. Burada devlete çok eleştiri getirilebiliyor ama bu eleştirileri biraz başka taraflara da yöneltmek gerekmez mi? Özerklik ilanında bulunan, 'şuralarda gidin, özerklik ilan edin' diye baskı yapan, canlı timleri gönderen, isyana kalkışma talimatları veren, devrimci halk savaşı ilan eden bir örgüt var. Bu ölümlerin sorumlusu bu örgüt değil midir?" dedi.

Akdoğan, Başbakanlığa bağlı Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) Başkanlığı, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Afet ve Acil Durum Yönetimi BaşkanlığıNIN (AFAD) 2016 bütçelerinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda milletvekillerinin soru ve eleştirilerini cevapladı.

Suriyelilerle ilgili sorulan sorular hakkında Akdoğan, bu durumun ilk etapta Suriyelilere yönelik insanı yardım şeklinde ortaya çıktığını, ancak bu ülkedeki sorunun çözülmemesi nedeniyle insanların Türkiye'de yaşamaya devam ettiğini, bu nedenle soruna orta ve uzun vadeli bakmak gerektiğini söyledi.

Türkiye'deki Suriyelilerin sayısındaki farklılıkların, gelenlerin bir kısmının Türkiye'yi terk etmesi veya yeni gelenler olmasından kaynaklandığını ifade eden Akdoğan, "2 milyon 541 bin demiştim ama Göç İdaresi tarafından o günden bu yana gelenlerle 2 milyon 562 bin 839 kişi biyometrik kayıt altına alınmış durumda" diye konuştu.

AFAD'ın Irak'ta kurduğu üç kampta farklı etnisitelere sahip kişilere yardım yapıldığını dile getiren Akdoğan, "Türkiye'nin sınırda yaptığı yardımlar azımsanacak yardımlar değil. Yani Kobani'yi kastederek söylediyseniz; 4 bin 135 araçla 72 milyon değerinde gıda, giyim, hijyen ve insanı yardım yapıldı. 26 bin 160 kişi de Suruç'taki geçici barınma merkezlerinde kaldı" dedi.

Yalçın Akdoğan, terör saldırıları nedeniyle Şırnak merkez, Silopi ve Cizre'ye DE acil yardım yapıldığını kaydetti.

"Bölgede tek tipçi anlayış var"

Terör örgütünün Diyarbakır'daki Kurşunlu Camisine saldırısına dikkati çeken Akdoğan, "Mahvettiler kutsal mekanları. Hiçbir kutsal tanımadan saldırı oldu" diye konuştu.

"Kimin yaptığını tespit edebildiniz mi?" sorusuna Akdoğan, "PKK yaptı" yanıtını verdi.

Akdoğan, Vakıflar Genel Müdürlüğünün bölgede zarar gören tarihi eserlerle ilgili sükunet sağlandıktan sonra gerekli adımları atacağını söyledi.

HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan'ın terör saldırılarının devam ettiği bölgedeki bazı duvarlara yazılan yazılar hakkındaki sorusu üzerine Akdoğan "Zaten soruşturma başlatıldı. Her türlü uyarı yapıldı. Bir takım provakatif hadiseler de oldu. Bölgede ırkçı, ayrımcı, ayrılıkçı, şiddet kullanan tek tipçi, farklılığa tahammül etmeyen bir anlayış var. Bunun adı da PKK. Biraz buraya da laf söylemek lazım" değerlendirmesinde bulundu.

"Ölümlerin sorumlusu bu örgüt değil midir?"

Başbakan Yardımcısı Akdoğan, bütçesi görüşülen kurumların muhalefet tarafından kucaklanması gerektiğini dile getirerek, şunları kaydetti:

"Gerçekten çok doğru ve hayırlı işler yapıyorlar. Bunlar Türkiye'nin dünya markası olmuş kurumlarıdır. Kendi kurumlarımızı yıpratmayalım. Yani bunlar nerede terörist yetiştirmiş, nerede terörist devşirmiş? Büyük bir haksızlık. Bununla ilgili iddialar varsa araştırılır. Bunlar paralel yapının uydurmaları. Ülkesini kötüleyen bir ihanet şebekesidir bu. Dünyanın dört bir yanında Türkiye'yi kötülüyor."

Çözüm Süreci hakkındaki sorulara ise Akdoğan, bu noktada "devletin süreci birden bire bıraktığına" yönelik eleştirilerin geldiğini, ancak bunun doğru olmadığını söyledi.

Devletin süreci bırakmadığına dikkati çeken Akdoğan, şöyle devam etti:

"Terör örgütü ve paydaşları bu sürece ihanet ettiler. Örgüt, devrimci halk savaşı ilan etti. Burada devlete çok eleştiri getirilebiliyor ama bu eleştirileri biraz başka taraflara da yöneltmek gerekmez mi? Özerklik ilanında bulunan, 'şuralarda gidin, özerklik ilan edin' diye baskı yapan, canlı timleri gönderen, isyana kalkışma talimatları veren, devrimci halk savaşı ilan eden bir örgüt var. Ölümlerin sorumlusu bu örgüt değil midir? Bunlara bir şey söylemek gerekmez mi? 'Sen ne yaptın, ne yapıyorsun? Ölümden ve kandan besleniyorsun. Senin ilan ettiğin bu özerklik nedir? Üç tane mahallede oradaki insanları silahlandırıp nereye varacaksın? Devlet mi kuracaksın iki tane mahallede? Bu nasıl bir rezilliktir, nasıl bir tiyatrodur, nasıl bir kepazeliktir? Bu insanları ölüme nasıl gönderiyorsun? Bu nasıl bir mantıksızlıktır?' diye hiç kimse bir cümle örgüte söz söyleyemiyor? Bir cümle kurun, bir eleştiri getirin örgüte."

Yalçın Akdoğan, "Dolmabahçe mutabakatı" ile ilgili olarak da "Bu bir müzakere değildi, görüşmeydi. Bir mutabakat da sağlandığı yoktu. Öcalan bir silah bırakma iradesi ortaya koydu ve deklare etti. HDP heyeti onu açıkladı ve bir takım maddeler söyledi. 'O maddeleri biz kabul ettik, mutabakat var altına imza attık'... Böyle bir şey söz konusu değil" şeklinde konuştu.

İstihbarat örgütlerinin dünyanın her yerinde her türlü görüşmeyi yapabileceğini ifade eden Akdoğan, ancak terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ile şu an görüşülmediğini kaydetti.

Kaynak: AA

Son Dakika Politika 2016 Yılı Bütçesi Plan ve Bütçe Komisyonunda - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement