31. İl Müftüleri İstişare Toplantısı - Son Dakika
Güncel

31. İl Müftüleri İstişare Toplantısı

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Artık bu yıkıcı tablo karşısında İslam dünyasının ilim adamlarının bir araya gelmesinin vakti gelmiştir, hatta geçmiştir.

19.08.2015 16:47
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Artık bu yıkıcı tablo karşısında İslam dünyasının ilim adamlarının bir araya gelmesinin vakti gelmiştir, hatta geçmiştir. Şu veya bu ifratlara, geçmişte gulat olarak adlanan bütün aşırı akımlara karşı mutedil Sünnilerin, mutedil Şiilerin ve bütün İslam irfanını temsil eden ekollerin omuz omuza vermesi lazım. Bugün DEAŞ, bizim için İslam medeniyetine dönük en büyük tehdit niteliği taşımaktadır" dedi.

Başbakan Davutoğlu, Bilkent Otel'de düzenlenen 31. İl Müftüleri İstişare Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, yeni bir dini idrake, Hazreti Muhammed'in tevhit anlayışından beslenen yeni bir dini telakkinin küreselleşmeye hitap edecek şekilde tanzimine ihtiyaç olduğunu söyledi.

Davutoğlu, "İslam dini eğer ehil sahibi, vicdan ve ortak ahlaktan hareket eden din adamlarınca çağın idrakine, çağın meydan okumalarına cevap verecek şekilde gündeme getirilmez ve o şekilde konular ele alınmazsa, din adına hareket eden bir çok yanlış akımların Müslümanları tasallut altında tutması kaçılınmaz hale gelir. Bugün DEAŞ olarak tanımlanan ve her şeyden daha çok İslam'a ve herhangi bir toplum kesimden daha çok Müslümanların tümüne tehdit teşkil eden yaklaşımda gördüğümüz bu acı tablolar bizi bir araya gelmeyi ve kadim değerlerimiz etrafında, bütün bu tehditlere karşı omuz omuza vermeyi zorunlu kılıyor" diye konuştu.

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'in ev sahipliğinde, geçen yıl İstanbul'da İslam dünyasının ilim adamlarıyla bir araya geldiklerini anımsatan Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Orada da seslenmiştik, artık bu yıkıcı tablo karşısında İslam dünyasının ilim adamlarının bir araya gelmesinin vakti gelmiştir, hatta geçmiştir. Şu veya bu ifratlara, geçmişte gulat olarak adlanan bütün aşırı akımlara karşı mutedil Sünnilerin, mutedil Şiilerin ve bütün İslam irfanı teslim eden ekollerin omuz omuza vermesi lazım. Bugün DEAŞ bizim için İslam medeniyetine dönük en büyük tehdit niteliği taşımaktadır. Çünkü doğrudan gençlerimizin, insanlarımızın zihinlerine yanlış bir İslam telakkisinin yerleştirilmesine yol açmaktadır. Siyasi, askeri tehditleri aşabiliriz, ekonomik sıkıntıları aşabiliriz ama zihniyetimizde ve vicdanımızda yaralar oluşmaya başlamış ve yanlış bir idrak zihinleri ve vicdanları esir almışsa ondan temizlenmek zorlaşır. Onun için böyle bir dönemde, özellikle de sınırlarımızda bu yanlış din telakkiler üzerinde çatışmalar yaşanırken bütün müftülerimizin, din adamlarımızın birinci ve öncelikli görevi dini idraki tekrar inşa edebilmek için bu yanlış akımları karşı tam anlamıyla bir gönül, ilim seferberliği yapmalarıdır.

Özellikle de sosyal medya üzerinden, bir takım sloganlarla genç beyinlerin, zihinlerin şartlandırılması suretiyle yanlış dini telakkilerle insanların Müslümanları katletmeyi bile, bir anlamda caiz gören, her türlü katliamı caiz gören bir yaklaşımla hiçbir şekilde insanlık onuruyla bağdaşmayacak tabloların ortaya çıkmasına sebep olan akımların içinde yer almaları hepimiz için en büyük sınavdır. El ele vereceğiz. Özellikle müftülerimize sesleniyorum, müftülerimizin liderliğinde bütün illerimizde, bütün din adamlarımızın bu aşırı akımlara karşı gençlerimize sahip çıkması lazım. Doğru bir dini telakkiyi yeniden inşa edebilmek için her an hayatın içinde olmak lazım. Sizlerin sadece size gelerek belli konularda soru soran ve cevap arayan vatandaşlarımıza cevap makamı olarak değil, hayatın içinde ve özellikle gençlerimizle bir arada bütün bu yanlış akımlara karşı tevhidi, vahdeti, barışı, kardeşliği öne çıkaran bir yaklaşımla yeni bir dini idraki bütün ülke sathında yayma göreviniz var. Bu noktada hepimizin, din adamlarımızın, aydınlarımızın, ilim adamlarımızın, siyasilerimizin ortak bir çizgide buluşması lazım."

-"En güçlü tedbir gençlerimizin dini idrakinin korunmasıdır"

DAEŞ saldırılarına karşı en doğru ve en gerekli çözümün dini idrakin sağlam temeller üzerine inşa edilmesi olduğunu belirten Davutoğlu, "Her türlü güvenlik tedbiri alınabilir, alacağız ancak en güçlü tedbir gençlerimizin dini idrakinin korunmasıdır. İslam'ın bir barış ve gönül dini olduğu gerçeğini bütün gençlerimize anlatabilmemizdir. DEAŞ'ın Müslümanların hem insani, beşeri varlığına hem de tarihi, kültürel varlığına dönük yaptıkları tahribat, bütün dünyada da İslam dünyasıyla ilgili algının olumsuz şekilde yeniden şekillenmesine yol açmaktadır" ifadelerini kullandı.

Hükümet olarak, tekfiri akımlara karşı alınacak tedbirler konusunda toplantıda ulaşılan sonuçları ve atılacak adımları her açıdan desteklemeye devam edeceklerini bildiren Davutoğlu, ülke sathında bu yanlış akımlar karşısında atılması gereken adımların en güçlü şekilde atılacağını söyledi.

Başbakan Davutoğlu, Türkiye'nin etrafındaki ateş çemberi içinde bir istikrar adası olarak zulüm, terör ve şiddet kaçanlar için bir sığınak olarak dünyada en fazla mülteci barındıran ülke olduğunu ifade ederek, "Bu büyük bir meydan okumadır ama aynı zamanda bu, insanlık vicdanının ülkemizce temsil edildiğinin en doğrudan göstergesidir. Ülkemizde öylesine kuvvetli bir maya var ki geçmişte olduğu gibi bugün de hicret diyarı olduğunda kendisine gelen bütün muhacirleri bünyesinde yeniden kardeşlik hamuruyla yoğurmakta ve o hicretten bir büyük kardeşlik hikayesini, destanını yazabilmektedir" dedi.

-"Ensar bilincinin en güzel örneğinin ülkemizde yaşandığının gösterilmesi önemli"

Geçmişte Balkanlar ve Kafkaslardan gelenlerin Anadolu insanı tarafından ensar bilinciyle karşılandığını hatırlatan Davutoğlu, gerek Suriye rejiminin baskıları gerek DAEŞ'in zulmünden kaçanlara kapıların açık olacağını ifade etti. Tarihi ve insani bir sorumlulukla bunun yapıldığını anlatan Davutoğlu, Türkiye'ye gelenlerin burada kaldıkları süre içinde insanca yaşamalarının temin edilmesi gereğini vurguladı.

Başbakan Davutoğlu, "Diyanet İşleri Başkanımızın vurguladığı gibi Akdeniz'de ölüme terk edilmemelerini sağlamak üzere uluslararası toplumu da göreve çağırarak bu insanlık vazifesini yerine getirmemiz bir mecburiyettir. Burada değerli müftülerimizin bu şekilde zor durumda olan kardeşlerimize yardım konusunda da, bütün vatandaşlarımızla birlikte omuz omuza vermesi, onların dertleriyle ilgilenmesi ve ensar bilincinin en güzel örneğinin ülkemizde yaşandığının göstermesi büyük bir önem taşımaktadır" değerlendirmesini yaptı.

-"Kardeşlik mayasını koruma görevi öncelikle sizin omuzlarınızdadır"

Aşırı akımlar ve büyük bir göç dalgasıyla karşı karşıya kalınan, bir istikrar adası, kardeşlik ülkesi olarak bütün bu zorlukla mücadele edilen günlerde terör fitnesinin tekrar hayata geçirildiğini kaydeden Davutoğlu, 20 Temmuz'da Suruç'ta DAEŞ'in 32 vatandaşı katlettiğini, aynı gün Adıyaman'da terör örgütü PKK tarafından bir askerin şehit edildiğini, ertesi gün DHKP-C'nin terör sembolleri ve silahlarla gösteri yapma cüretini gösterdiğini, daha sonra Ceylanpınar'da iki polisin uyurken şehit edildiğini, sonraki gün DAEŞ'in sınırda bir askeri şehit ettiğini hatırlattı.

Tüm bu tehditlere karşı ülkenin güvenliği, halkın huzuru ve Türkiye'nin çevredeki ateş çemberinin dışında kalması için üç terör örgütüne karşı eş zamanlı operasyon başlatıldığını ve bunun sürdürüldüğünü belirten Davutoğlu, devam etti:

"Buradaki temel hedefimiz bir taraftan DEAŞ'ın yanlış dini telakkilerine, diğer taraftan PKK terör örgütünün cahiliyeden kalan etnik temelli, bağnaz ideolojisine ve kardeş çatışması çıkarmaya gayret eden çabalarına karşı burada, bu topraklarda asırlardır süren kardeşliği ikame etmektir, kamu düzenini temin etmektir. Bu güvenlik tedbirleri alınırken, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki müftülerimize seslenerek ifade etmek istiyorum, bu mayayı koruma görevi öncelikle sizin omuzlarınızdadır. Bu kardeşlik mayasını yeniden karma ve ebediyete kadar intikal ettirme görevi sizlerin hem omzunuzda hem de gönüllerinizde ağır bir mesuliyettir."

(Sürecek)

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel 31. İl Müftüleri İstişare Toplantısı - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement