8. Uluslararası Halil İbrahim Buluşmaları - Yalçın Akdoğan

8. Uluslararası Halil İbrahim Buluşmaları- Başbakan Yardımcısı Akdoğan: "Bir yanda mazluma, mağdura şefkatle elini açan, kardeşlik ve insanlık dersi veren Türkiye tablosu var, diğer tarafta şefkatle elini uzatan Mehmetçiği taşlayan bir zihniyet var. Bunu milletimiz görmüyor değil"-"(Şunu da yapın, bunu da yapın...) Biz 1,5 milyon insana bakıyoruz. Siz ne yaptınız? Taşın altına elinizi koydunuz mu? Yıllardır 'terörle ortak mücadele edelim' diyoruz, hiçbiriniz elinizi uzattınız mı, kılınızı kıpırdattınız mı? O yüzden bugün kimsenin Türkiye'yi test etme gibi bir lüksü yoktur"-"Mazlumun, mağdurun kimliğini, dinini, etnik kökenini sormuyoruz. Zalime de kimliğini sormadan, kim olduğuna bakmadan karşısında duruyoruz. Bu şuur, bu sır, Hazreti İbrahim'in şuurudur, onun ortaya koyduğu sırdır"ŞANLIURFA (AA) - Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Türkiye'de bir yanda mazluma, mağdura kucak açan, kardeşlik ve insanlık dersi veren bir tablonun, diğer yanda ise şefkat elini uzatan Mehmetçiği taşlayan bir zihniyetin bulunduğunu belirterek, "Bunu milletimiz görmüyor değil" dedi.Bu yıl 8'incisi düzenlenen Uluslararası Halil İbrahim Buluşmaları, "Dostluğun Kalbine Yürüyüş" etkinliğiyle başladı. Şanlıurfa Belediyesi öncülüğünde gerçekleştirilen etkinlik kapsamında kent merkezindeki Sarayönü Caddesi'nde bir araya gelen çok sayıda vatandaş, mehteran takımı eşliğinde Haşimiye Meydanı'nı takip ederek tarihi Balıklıgöl Yerleşkesi'ne yürüdü. Yürüyüşe Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik de katıldı.Yürüyüşün ardından Balıklıgöl yerleşkesindeki amfi tiyatroda düzenlenen açılış töreninde konuşan Akdoğan, enbiyalar, evliyalar, şairler şehri, tarih ve medeniyet şehri Şanlıurfa'nın bugün önemli günlerinden birini yaşadığını belirtti.Halil İbrahim'in torunlarını canı gönülden selamladığını ifade eden Akdoğan, Halil İbrahim Buluşmaları etkinliğinin, kentin tanıtımına büyük katkı sağladığını, aynı zamanda önemli şahsiyetlerin anılması, anlaşılması ve yaşantıya yeniden çekidüzen verilmesi için önemli fırsatlar sunduğunu ifade etti."Şanlıurfa" denince ilk akla gelen isim olan Hazreti İbrahim'in Nemrut'a karşı verdiği mücadele azminin, Allah'a kurban verme azminin, katışıksız, şüphesiz inanma azminin, bölge insanının karakterine işlediğini dile getiren Akdoğan, Hazreti İbrahim'in torunlarının bugün Türkiye ve dünyaya önemli mesajlar verdiğini, kardeşlik ve barış konusunda bir model olduğunu söyledi. Türkiye'nin sınırlarının ötesinde bir çatışma, kaos ve iç savaş ortamının bulunduğunu, bu ortamda Türkiye'nin bir istikrar abidesi olarak yükseldiğini söyleyen Akdoğan, Şanlıurfa insanının kardeşlik, birlik ve beraberliğin, huzur ve güvenliğin ne demek olduğunu herkese gösterdiğini dile getirdi.-Kardeşlik iklimi ve provokasyonBu kardeşlik iklimine katkıda bulunmak yerine provokasyonla ortalığı karıştırmak isteyenlerin de bulunduğunu, bunun hem millet hem misafirler hem de son dönemde ülkeye giren 1,5 milyon Suriyeli tarafından açıkça görüldüğünü anlatan Akdoğan, şöyle konuştu: "Onlara kim yardım ediyor, kim yardım edenlere taş atıyor, provokasyon çıkarıyor, milletimiz bunu çok iyi görüyor. Birileri gerilimden beslenebilir, taş atabilir ama bizler huzurdan, istikrardan, kardeşlikten besleneceğiz. Şanlıurfa yıllardır bunu yapıyor. Tüm Türkiye'nin birlik ve beraberliğine katkıda bulunuyor. İşte bir yanda mazluma, mağdura kucağını açan, şefkatle elini açan, kardeşlik ve insanlık dersi veren Türkiye tablosu var, diğer tarafta şefkatle elini uzatan Mehmetçiği taşlayan bir zihniyet var. Bunu milletimiz görmüyor değil. Türkiye'de artık istismar, çarpıtma, ideolojik saplantı üzerinden, bunları toplumun talebiymiş gibi göstererek ikiyüzlülük üzerinden siyaset yapma dönemi artık sona eriyor."-Ensar şuuru Sınırının ötesinde elim hadiseler yaşanırken kendisine sığınan muhacir kardeşlerine Ensar şuuruyla sahip çıkan Şanlıurfalının mazisine ve misyonuna uygun bir tavır sergilediğini söyleyen Akdoğan, sadece 2 gün içinde 150 bine yakın insanının sınırdan geçtiğini, dünyanın hiçbir ülkesinin bu sürede bu kadar çok sayıda insanının yer değiştirmesini kaldıramayacağını, kapılarını açamayacağını ifade etti.Türkiye'nin bunu yaparken, birilerinin de ahkam kestiğini söyleyen Akdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "(Şunu da yapın, bunu da yapın...) Biz 1,5 milyon insana bakıyoruz. Siz ne yaptınız? Taşın altına elinizi koydunuz mu? Yıllardır 'terörle ortak mücadele edelim' diyoruz, hiçbiriniz elinizi uzattınız mı, kılınızı kıpırdattınız mı? O yüzden bugün kimsenin Türkiye'yi test etme gibi bir lüksü yoktur" dedi. Suriye Kürtlerinin, Esed rejiminin değil tarihi olarak Türkiye'nin dostu ve doğal müttefiki olduğunu, onlara kucağını açmanın, önce Türkiye'nin tarihi mesuliyeti olduğunu ifade eden Akdoğan, "Türkiye bunu yapıyor ama bunu yaparken, birileri nankörlük yapıyor. Bunları da çok iyi not etmek durumundayız. Bundan sonra da Türkiye güçlü oldukça, devlet millet kaynaşması içinde gücünü korudukça, huzurlu oldukça tüm masumlara sahip çıkmaya devam edecek. Mazlumun, mağdurun kimliğini, dinini, etnik kökenini sormuyoruz. Zalime de kimliğini sormadan, kim olduğuna bakmadan karşısında duruyoruz. Bu şuur, bu sır, Hazreti İbrahim'in şuurudur, onun ortaya koyduğu sırdır" dedi. -8. Uluslararası Halil İbrahim Buluşmaları-Başbakan Yardımcısı Akdoğan