Anayasa Mahkemesi, Aydın'ın Didim ilçesinde 2005'te, "dur" ihtarına uyulmaması üzerine çıkan çatışmada, polisin açtığı ateşte hayatını kaybeden gencin ailesine, yargılama sürecinin uzun sürmesi nedeniyle 30 bin lira tazminat ödenmesine karar verdi.
Anayasa Mahkemesinin kararı, Resmi Gazete'de yayımlandı.
Karara göre, Aydın'ın Didim ilçesinde polis ekipleri, hırsızlık şüphesiyle takip ettikleri bir araca, "dur" ihtarında bulundu. İhtara uyulmaması üzerine çıkan çatışmada, polisin açtığı ateş sonucu, araçta bulunan iki kişi yaralandı, 20 yaşındaki A.D. ise hayatını kaybetti.
Gencin ölümü nedeniyle açılan davada yargılanan iki polis memurunun, "eylemlerini, silah kullanma yetkileri çerçevesinde kalarak kanunun hükmünü yerine getirmeleri sırasına gerçekleştirdikleri" gerekçesiyle beraatlarına karar verildi.
Yerel mahkeme kararının temyiz edilmesi üzerine dosyayı görüşen Yargıtay 1. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozdu. Daire, polisin takibi sırasında, ölen A.D'nin içinde bulunduğu araçtan polis ekiplerine ateş açılması nedeniyle sanıkların "meşru savunma nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığından beraatlarına" karar verilmesi gerektiğine hükmetti.
Bozma gerekçeleri doğrultusunda karar veren yerel mahkeme, bu gerekçelerle sanıkların beraatına karar verdi.
Kararın kesinleşmesinin ardından ölen gencin ailesi, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu.
Anayasa Mahkemesi Birinci Bölümü, başvurucuların, Anayasa'nın 17. maddesinde güvence altına alınan yaşam hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddialarını kabul edilebilir buldu.
Olayla ilgili soruşturma sürecinin "makul bir süratle yürütülmediği" sonucuna varan Yüksek Mahkeme, bu nedenle yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine ve ölen gencin annesi, babası ve kardeşi başvuruculara 30 bin lira manevi tazminatın müştereken ödenmesine karar verdi.
Gerekçeden
Anayasa Mahkemesinin gerekçesinde, yapılan incelemelerden, polisin düzenlediği operasyonun planlanmasının ve uygulanmasının yaşam hakkını ihlal ettiğinin söylenemeyeceği belirtildi.
Somut olayda, başvurucunun içinde bulunduğu otomobille hırsızlık yapıldığı ihbarını alan polis memurlarının, otomobili durdurup ihbarda belirtildiği gibi hırsızlık eylemini gerçekleşip gerçekleşmediğini kontrol etmek istedikleri, bu hususta yolda tedbir alarak girişimde bulundukları ancak otomobildekilerin "dur" ihtarlarına uymamaları nedeniyle başarısız oldukları anlatıldı.
Bilgi ve belgelerin, olayda otomobilin, kendilerini durdurmak için yolda araçlarıyla barikat kuran polis memurlarının üzerilerine sürüldüğü, memurların otomobilin kendilerine çarpmasından sağa sola atlayarak kurtuldukları, sonrasında hırsızlık eylemi şüphelilerinin olay yerinden kaçabilmek için yolu açmak amacıyla otomobilleriyle polis aracına hızla çarptıklarını ortaya koyduğu belirtildi.
Ayrıca, "polis memurlarına, normal şartlarda bile gerçeğinden ayırt edilmesi zor olan ses fişeği atabilen tabancayla otomobilin arka bölümünden birden fazla ateş edildiği, memurların da buna karşılık, önce havaya, ateşe devam edilmesi üzerine otomobile doğru ateş ettiklerinin" belirlendiği aktarıldı.
Gerekçede, "somut olayın koşullarında polis memurlarının, A.D. ve yanındakilerin kendilerine ve/veya üçüncü kişilere zarar vermemesini sağlamak için silahlarını kullanmalarının bir zorunluluk arz ettiğinin kabul edilmesi gerekmektedir" denildi.
Yüksek Mahkemenin gerekçesinde, bu nedenlerle meşru savunma nedeniyle silah kullanımı sonucu gerçekleşen ölümün, yaşam hakkının maddi boyutunun ihlalini doğurmadığına karar verildi.
Yaşam hakkının usul boyutu
Başvurucuların, olaya ilişkin soruşturmanın etkili, süratli ve tarafsız yürütülmediği iddialarının da incelendiği gerekçede, 2005'te gerçekleşen olaya ilişkin soruşturma ve kovuşturmanın, Yargıtay'ın onama kararının kesinleşmesiyle 2014'te sonuçlandığı belirtildi.
Olaya ilişkin soruşturma ve kovuşturma aşamasının toplam süresinin 8 yıl 4 ayı aştığının görüldüğü ifade edilen gerekçede, yargılama sürelerinin, her olayın kendi koşullarına, karmaşıklık derecesine, sanık sayısına göre değerlendirileceği kaydedildi.
Gerekçede, "Özellikle temyiz aşamasında gecikmeler nedeniyle toplamda 8 yıl 4 aydan uzun süren soruşturma sürecinin, anılan kararın sonucunun ne olduğunun önemi olmaksızın, birinci derecede yakınlarını kaybeden başvurucuların tüm sürecin süratle sonuçlandırılmasındaki menfaatlerinin niteliği dikkate alındığında, başlı başına, özelde başvurucuların ve genel olarak da toplumdaki diğer bireylerin hukukun üstünlüğüne olan bağlılığını sürdürmesi ve hukuka aykırı eylemlere müsamaha gösterildiği ya da kayıtsız kalındığı görünümü verilmesinin engellenmesi açısından yeterli süratle yürütülmediği kanaatine ulaşılmıştır." denildi.
Olayda kovuşturmanın çok sanıklı olmaması, karmaşıklık derecesi ve ilerlemesine engel unsurlar ya da güçlüklerin bulunmaması gibi hususlar göz önünde bulundurulduğunda, 8 yıl 4 ayı aşan sürecin makul olmadığının kabul edildiği bildirildi.
Son Dakika › Güncel › 8 Yıl 4 Ay Süren Yargılamaya Tazminat - Son Dakika
Beylikdüzü'nde yağmur sebebiyle kayganlaşan yolda direksiyon hakimiyetini kaybeden bir otomobil sürücüsü, aydınlatma direğine çarptı. Kazada sürücü hayatını kaybetti. Olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Kaza sebebiyle bölgede yoğun trafik oluştu.
Sakarya'nın Akyazı ilçesinde para istediği annesinden ret cevabı alan bir şahıs, benzin dökerek kendisini ve annesini ateşe verdi. Olay sonucunda şahıs tutuklandı ve cezaevine gönderildi. Şahsın adliyeye sevk edilirken gazeteciye yönelik tepkisi de dikkat çekti.
İzmir'in Konak ilçesinde, otomobil ile çarpışan motosikletin sürücüsü ağır yaralandı. Olayda motosiklet sürücüsü E.Ö. hayati tehlike altında olduğu için Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı. Otomobil sürücüsü ise ifadesi alınmak üzere emniyete götürüldü.
Kırıkkale'nin Kaletepe Mahallesi'nde meydana gelen kazada, bir ambulans ile ticari taksi çarpıştı. Kazada, sürücüler ve ambulansta bulunan sağlık personeli olmak üzere toplam 4 kişi yaralandı. Yaralılar, ambulanslarla hastanelere kaldırıldı.
Ümraniye'de sürücüsünün kimliği belirlenemeyen bir hafif ticari araç, kontrolden çıkarak park halindeki 14 araca çarptı. Sürücü kazayı yara almadan atlatırken, araçlarda hasar meydana geldi. Polis ekipleri olay yerine gelerek caddeyi trafiğe kapattı. Kaza yapan sürücü işlemler için polis merkezine götürüldü ve araçların çekiciyle kaldırılmasının ardından cadde yeniden trafiğe açıldı.
Ümraniye'de frenleri tutmayan bir araç, seyir halindeyken park halindeki 14 araca çarptı. Kazada şans eseri ölen veya yaralanan olmazken, otomobillerde maddi hasar meydana geldi. Olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Kaza sonrası sürücü ifade için karakola götürüldü.
Giresun Cumhuriyet Başsavcılığı, Bulancak ilçesinde bir kuyumcunun soyulması olayına ilişkin soruşturma işlemlerinin hala devam ettiğini açıkladı. Olayın gerçekleştiği gün yakalanan 3 şüpheli tutuklandı ve suç aletleri ile gasbedilen ziynet eşyaları ele geçirildi. Soruşturma devam ederken, kamuoyuna gelişmeler hakkında bilgi verileceği belirtildi.
Denizli'nin Tavas ilçesinde 10 gün önce 3 kişinin öldüğü kaza bölgesinde, bugün yeni bir kaza meydana geldi. Otomobil ile kamyonetin çarpıştığı kazada 3 kişi yaralandı. Kaza; Tavas ilçesi Güzelköy Mahallesi Dümberek mevkiinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre; 19 gün önce 4 ölümlü bir kazananın yaşandığı aynı mevkide karşı yönlerden gelen kamyonet ile otomobil çarpıştı. Çarpışmanın şiddetiyle kamyonet yola devrilirken, otomobil ise yol kenarındaki yağmur suyu tahliye kanalını da aşarak tarlaya savruldu. Kazada, kamyonet sürücüsü İ.H.M. ile otomobilde bulunan Hakan İ. ve Levent C. yaralandı. Karahisar ve Tavas itfaiye ekipleri tarafından sıkıştıkları araçlardan kurtarılan yaralılar, sağlık ekiplerine teslim edildi. Ambulanslarla hastaneye sevk edilen yaralıların sağlık durumlarının iyi olduğu öğrenildi. Aynı bölgede 9 Nisan tarihinde meydana gelen kazada, Mehmet Fışkınlı (50) yönetimindeki 20 B 4012 plakalı otomobil ile Yusuf Yusmak (16) idaresindeki plakasız motosiklet ile çarpışmıştı. Kazada motosiklet sürücüsü Yusuf Yusmak ile motosiklette yolcu konumundaki Yavuz Yumaç (14) ve otomobil sürücüsü Mehmet Fışkınlı yaşamını yitirmişti.
Sizin düşünceleriniz neler ?