A'dan Z'ye Tarım İşçileri Sorunları - Son Dakika
Güncel

A'dan Z'ye Tarım İşçileri Sorunları

A\'dan Z\'ye Tarım İşçileri Sorunları

Şanlıurfa Mevsimlik Tarım İşçileri Derneği Başkanı Mehmet Göbek, tarım işçilerinin yaşadığı tüm sorunları bu röportajda dile getirdi.

26.01.2015 13:28
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Aileleriyle mevsimlik tarım işçiliğine giden öğrenciler okulda devamsız göründükleri için kendilerine sağlanan şartlı nakit transferi parası da verilmiyor. Bunun aileleri daha da zor durumda bıraktığını belirten Şanlıurfa Mevsimlik Tarım İşçileri Derneği Başkanı Göbek, bu konuda düzenlemenin yapılmasını istiyor.

Mevsimlik tarım işçiliği Urfa'nın adeta kanayan bir yarası. Zaman zaman batıya giderken trafik kazasında yaşanan ölümlü vakalarla da gündeme gelen tarım işçiliği sorunu, her ne kadar ülkede ekonomik anlamda iyimser bir hava görünse de Urfa'da hiç azalmadı.

Her yıl yaz aylarının gelmesiyle birlikte binlerce insan aileleriyle birlikte Türkiye'nin değişik illerine mevsimlik tarım işçisi olarak gidiyor. Mevsimlik tarım işçileriyle ilgili net bir veri yok. Çünkü kendilerini kayıt altına alacak bir mekanizma henüz bugüne kadar geliştirilemedi ya da yapılan çalışmalar, toplantı ve salonların dışına çıkamadı. Mevsimlik tarım işçiliğinin en yoğun yaşandığı Eyyübiye bölgesinde okul idareciliği yapan ve kendi tabiriyle 'bu hassas insanları' kayıt altına almak için Şanlıurfa Mevsimlik Tarım İşçileri Derneği'ni kuran Mehmet Göbek'le mevsimlik tarım işçilerinin karşılaştıkları sorunları, sorunun altında yatan sebepleri, dernek olarak nasıl faaliyetler içinde bulunduklarını, sorunu asgariye indirmek için yapılması gerekenleri konuştuk.

Mevsimlik tarım işçileri sorunu bölgenin başlıca sorunlarından bir olarak görülüyor. Gerek aileler gerekse bu ailelerin çocukları için çok ciddi sıkıntılar yaşayabiliyor. Sürekli bu insanların sorunları gündeme geliyor ve bazı girişimlerde bulunuluyor. Sizi böyle bir girişime iten nokta ne oldu? Neden Şanlıurfa Mevsimlik Tarım İşçileri Derneği adı altında bir dernek kurma girişimde bulundunuz?

Mevsimlik tarım işçilerinin en yoğun olduğu il Şanlıurfa'dır. Yıllardır kanayan yara haline gelen bu mevsimlik tarım işçilerinin sorunu kamuoyuyla paylaşmak, duyarlılık oluşturmak amacıyla özellikle Şanlıurfa'nın Eyyübiye ilçesinde mevsimlik tarım işçilerinin yoğun olduğu Hayati Harrani Mahallesinde çoğu öğrenci ve velisi olmak üzere bu vatandaşlarımız, insanlarımız yanımıza gelerek kendilerini bir çatı altında toplamamızı istediler. Özellikle Mart- Nisan ayından itibaren insanlarımızın Şanlıurfa'dan diğer illere özellikle 48-49 ile doğru göç ettikleri görülmüştür. Dolayısıyla bu insanların göç ettikleri süre içerisinde gittikleri yerlerde özellikle barınma, içme suyu, eğitim zaten ayrı bir sorun, sağlık sorunları, trafik kazaları, okul çağındaki çocukların eğitim sorunları, kimyasal maddelerin etkileri, çalışma sırasında sürekli yer değiştirmeler, sosyal güvencelerinin olmayışı, ayrımcılık, dışlanma, tabi yöreye göre değişiyor, yaşama ve çalışma koşullarıyla ilgili sıkıntılar görülmektedir. Bu sıkıntıları yerinde inceliyoruz. Ve bunları kamuoyuyla paylaşmak, bununla ilgili STK'larla ve ilgili kamu kurumlarını göreve davet etmek amacıyla böyle bir dernek kurduk.

Sorunu sahada mı tespit ediyorsunuz?

Tabi ki, özellikle bizim derneğimizin farklı bir yönü biz sahada çalışıyoruz. Alanda çalışıyoruz. Ben bir eğitimci olarak Eylül ayında Konya'ya gittim. Konya, Ereğli, Aziziye Köyü'ne gittim. Orada 100-150 tane mevsimlik tarım işçisi ailelerimiz vardı. Bizzat bir gece onların misafiri oldum. Misafir olduğumuzda Gazi Üniversitesi'nden Doç. Dr. Murat Bey ve Ahmet Bey'i de götürdük. Onların bu konuda çalışmaları vardı. Orada bizzat sorunları yerinde gördük. En büyük sıkıntı orada barınma sorunu, içme suyu ve tuvaletti. Bir de bu insanlarımızın yanında Suriyeli sığınmacıları gördük. Onlar ayrı bir sorun zaten. Yine Kocaeli Üniversitesi'nin düzenlemiş olduğu 23. Eğitim Bilimleri Kurultayı'nda mevsimlik tarım işçilerinin çocuklarının okula kazandırmasıyla ilgili bir sunum yaptım. Yine aynı zamanda 5. Konya Eğitim Yönetimi Formuna bildiri sundum. Oraya konuşmacı olarak katıldım. Ankara'da Başkent Öğretmenevinde Milli Eğitim Bakanlığı'nın İlköğretim Okullarına Devam Oranların Arttırılması Projesi kapsamında Urfa'daki mevsimlik tarım işçilerinin sorunlarını ve öğretmen açığıyla ilgili sorunlarını gündeme getirdim. En büyük devamsızlığın mevsimlik tarım işçilerinde olduğunu ve bu konuda bu çocuklara yönelik şartlı nakit transferi yönünde çözüm bulunması gerektiğini, bu çocuklara burs bağlanması gerektiğini, ailelere iş istihdamı konusunda yardımcı olunması gerektiğini vurguladım. Bakanlık yetkililerine çalıştayda bunu dile getirdim. Yine aynı şekilde UNİCEF temsilcileri Ankara'dan geldiler. Bunları biz, Siverek'te mercimek tarlasına götürdük. Harran'a götürdük pamuk tarlasına. Burada çocuk işçiliğinin önlenmesiyle ilgili gerekli tedbirlerin alınması yönünde bu konuda çalışmalar var. Bunlar çocukların çalıştığını görünce ve özellikle kız çocuklarının çalıştığını görünce iki tane kız öğrencimize burs bağladılar. Şu anda Mustafa Vedat Mutlu Ortaokulu'nda son sınıf öğrencileri ve bu öğrencilerimize devamlı olarak burs bağlandı.

Yani geri dönüşümler oluyor, değil mi?

Tabi tabi. Özellikle ev ziyaretleri çok önemli. Bolu'da fındık toplama yerine gittik. Özellikle Malatya'da kaysı toplayan vatandaşlarımızın yanına gittik. Ankara Polatlı'da soğan tarlasında çalışan insanların yanına gittim.

Daha çok Urfa'dan tarım işçilerinin gittiği yerlere mi gidiyorsunuz?

Özellikle Konya, Tuzlukçu, Yünak, Çumra mevsimlik tarım işçilerimizin en yoğun olduğu bölge İç Anadolu Bölgesi ve Konya civarı. Gittikleri ilçelerde bu insanlar ilçenin iki üç katı olarak orada barınıyorlar. Bu konuda zaten valilik bünyesinde özellikle vali yardımcımız Aylin Kırcı Duman Hanımefendiyle biz sürekli irtibat halindeyiz. Geçen Mevsimlik Tarım İşçileri İzleme Kurulu Toplantısı yapıldı. İlgili kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları katıldı. Sorunlar masaya yatırıldı, konuşuldu. Geçen sene örnek vereyim. Geçen sene Konya Tuzlukçu'da 22 tane üyemiz zehirlendi. Biz bu konuda hemen oranın kaymakamıyla ve vali yardımcımız Aylin Hanımla irtibata geçtik. Sağ olsun oranın kaymakamı gerekli tedbirleri aldı, sağlık ekiplerini gönderdiler. Yine orada aynı şekilde gıda yardımı yapıldı. Jeneratör sağlandı belediye tarafından. Alt yapı hazırlandı, içme suyu sorunu giderildi. Bunlar bizim girişimlerimiz sonucu yapılan çalışmalar.

Mevsimlik tarım işçilerine dair bir sayı var mı elinizde? Ya da yuvarlak olarak tahmini bir rakam…

Mevsimlik tarım işçileriyle ilgili veri tabanında net bir veri yok. Bu belirsizdir. Bunu söyleyebilirim. Kesin kayıtların alınabilmesi için Tarım İş Aracıları Yönetmeliği var, tarım işçileriyle ilgili yönetmelikler var, 2010 yılında başbakan tarafından çıkarılan Mevsimlik Tarım İşçilerinin Yaşam ve Çalışma Koşullarının İyileştirilmesi ilgili genelge var. Bu genelge kapsamında tarım aracılarının bulundukları yerin İŞKUR'a işçi sayısını bildirmesi lazım. İşçi, işveren arasında sözleşmenin yapılması lazım. Gittiği yerde de oranın mülki amirliğine bildirmesi lazım ki, kesin kayıtlar elde edilebilsin. Bu insanlarımız kayıt altına alınmadığı için veri bakımından belirsizlik var.

Mevsimlik tarım işçiliğinin altında yatan en önemli neden olarak neyi görüyorsunuz?

Yoksulluk azalırsa ekonomik sorunlar da azalır. Şu anda insanlarımızın gitmelerinin temel sebebi yoksulluk. En büyük neden ekonomiktir, işsizliktir. Bu insanların Urfa'dan başka illere gitmemelerini sağlamak için bu konuda alt yapıların sağlanması lazım. İstihdamın arttırılması lazım. Özellikle bu ailelere yönelik iş alanlarının fazlalaştırılması gerekir. Mevsimlik tarım işçileri ailelerine yönelik büyükşehir belediyesi olabilir, sivil toplum kuruluşları olabilir, bu konuyla ilgili özel birimlerin kurulması lazım. İl izleme kurulu var ama bu kurumun alt birimlerinin aktifleşmesi gerekir. İç denetim mekanizmasının daha faal olması gerekir. Bu insanları tespit ettikten sonra bu insanların pozisyonlarına göreiş alanlarına yönlendirilmesi lazım. Bu ailelerin çocuklarına da burs sağlanabilir. İnanıyorum ki, bir anneye 300-400 TL verilirse bu aile çalışmaya gitmez. İçişleri Bakanlığı'ndan Mülkiye Baş Müfettişi geldi. Bu konu orada da gündeme geldi. Bunu başbakanlığa rapor edeceğini de belirtti.

Sizin peki dernek olarak meslek edindirmeyle ilgili bir kursunuz veya bir çalışmanız var mı?

Biliyorsunuz biz yeni kurulan bir derneğiz. Bu konuda çalışmalarımız devam ediyor. Özellikle milli eğitim müdürüyle biz sürekli işbirliği halindeyiz. Sağ olsun milli eğitim müdürlüğümüz, milli eğitim müdürümüz bu konuda gereken desteği veriyor. Özellikle Mart, Nisan ayından itibaren milli eğitim müdürlüğüne bağlı pansiyonlar var, yurtlar var. İsteyen ailelerin çocuklarını bu pansiyonlara ve yurtlara yönlendirebiliyoruz ücretsiz olarak. Yeme, içme hepsi milli eğitim müdürlüğüne ait. Böyle güzel bir çalışma var. Bir diğer hususta şartlı nakit transferi, özellikle mevsimlik tarım işçisi olan insanlarımız çalışmaya gittiği zaman ve çocuğunun devamsızlığı olduğu zaman e-okul sisteminden Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı o modülü görüyor. Gördüğü zaman çocuğun maaşı kesiliyor. Bu kesildiği için çocuk şartlı nakit transferinden faydalanamıyor. Başka bir hususta İŞKUR kanalıyla alınan insanlarımız Toplum Yararına Çalışma Programı kapsamında işe alınıyor. Bu insanlar da sigortalı oldukları zaman yine çocuklara sağlanan şartlı nakit transferi kesiliyor. Hem çocukların maaşı kesiliyor hem de Sosyal Yardımlaşma Vakfı'nın verdiği yardımlardan aile faydalanamıyor. Bu da ayrı bir sorun.Bunun için ailelere bu konuda eğitim vermemiz lazım. Bilinçli eğitim programları düzenlememiz lazım. Bunu yaparken de nitelikli eleman, nitelikli personel seçilmesi lazım. Rastgele insanların bu insanlara eğitim vermemesi gerekir. Çünkü bu insanlar değerlidir, bu insanlar hassastır. Önemli bir konudur bu.

Daha önce böyle girişim var mıydı, sizin derneğinizin girişimi gibi? Mevsimlik tarım işçilerini bir çatı altında toplama gibi…

Ben kendim ortaokulun sonuna kadar mevsimlik tarım işçisi olarak Türkiye'nin değişik yerlerinde çalıştım. Pamuk tarlalarında, çapada, mercimek tarlalarında hala da köye gidip çalışıyorum. 2000 yılında Hasan Ulubatlı İlköğretim Okulunda öğretmen olarak geldiğim zaman orada vatandaşların çalışmak için izin almaya geldiklerinde ben çok duygulandım. Bu insanları gördüm. 2000 yılından beri böyle bir çalışmam vardı. Grubumuz vardı. Hizmet etmek amacıyla birlikte çalıştığım arkadaşlarım var ve hala da beraberiz. Ama dernek olarak tüzel kişiliğe geçen yıl kavuştuk. Ama farklı alanlarda çalışmalarımız bireysel olarak devam ediyordu yani.

'Ne yaparsak yapalım tarım işçiliği bitecek bir sorun değil; ancak bu insanların çalışma ve yaşam koşullarını düzeltelim en azından' dediğiniz oluyor mu?

Her şeyden önce aileler bilinçlendirilmeli. Bilinçlendirirken de gerekli hassasiyet gösterilmeli. Kentte zorunlu göç olduğu için işsizlik artmakta ve bu yüzden insanlarımız mevsimlik tarım işçiliğine yönelmektedir. Bunun için de istihdam alanlarının genişletilmesi lazım. Mevsimlik tarım işçileri sosyal güvenlik kapsamına alınmalı. Gerekli mevzuat değişiklikleri yapılmalı. Yoksulluk azalırsa çocuk işçiliği de azalır. Çünkü bugün en büyük tehlike, aslında potansiyel tehlike sokaklarda. Sokaklar düzelmediği müddetçe toplumun ıslah edilmesi de zaman alır. Bunun için mevsimlik tarım işçilerini kulak ardı etmememiz lazım. Çünkü bu büyük bir potansiyeldir. Büyük bir sayıdır. Ve bu ailelerin çocukları sahipsiz kalırsa ilgisiz kalırsa değer verilmezse bu çocuklar yarın büyük bir tehlike olarak karşımıza çıkar.

Yani sorun hem ekonomik hem de sosyolojik bir sorun…

Evet.

Ve bu döngü devam da eder.

Devam da eder. Onun için sadece dernek olarak değil, tüm sivil toplum kuruluşları, kamu kurumları, toplum olarak herkesin ilgilenmesi gereken bir konudur. Herkesin el atması lazım. Sadece dernek olarak yetmiyor bu. Benim Mehmet Göbek olarak, Mevsimlik Tarım İşçileri Derneği olarak bu tek başımıza çözmemiz mümkün değil. Devletin de bu konuda sosyal politikalar üretmesi lazım. Mülki amirlerinde bu konuda gerekli hassasiyeti göstererek özen gösterip özel birimler oluşturup çalışma yapması lazım.

Sizin dernek olarak önünüze koyduğunuz bir vizyonunuz ve hedefiniz var mı?

Şu andaki en büyük hedefimiz bu insanların çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi. İkincisi bu ailelerin çocuklarının okula kazandırılması, ailelere yönelik eğitim programlarının düzenlenmesi.

Yeterli personeliniz veya gönüllünüz var mı?

Bu konuda sıkıntımız yok. Bu konuda çok şükür personel bakımından, hizmet bakımından sıkıntımız yok. Arkadaşlarımız sağ olsun, karşılık beklemeden gönüllü olarak evlere gidiyorlar, ziyaretler yapıyorlar. Yine İŞKUR kanalıyla bu insanlarımız istihdam edilmeli. Yalnız tarım işçisi olan aileler, kayıt alınacağı dönemde bu insanlarımız tarlada. Bu yüzden kayıt döneminde bundan faydalanamıyorlar. Bu konuda özellikle İŞKUR'un mevzuatının da değişmesi gerekiyor. İnsanlar tarladayken gelip İŞKUR'da kayıt yapamıyorlar. Bu konuda basın, medyanın rolü çok önemli. Bu sorunla ilgili kamu spotları düzenlenebilir. Öğrenciler için yardımlar yapılabilir. Dernekler, vakıflar, sendikalar, işadamları ve basının yardımıyla öğrencilere yönelik yardımlar yapılabilir. Yine yerel yönetimlerin mevsimlik göçün önlenmesiyle ilgili büyük projeler yapabilir. Yerel yönetimlerin kaynak olarak ellerinde imkanlar var. Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin sokakta çalışan çocuklar için gençlik merkezi kurmuşsa Urfa'da da özellikle Eyyübiye bölgesinde biz böyle bir merkezin kurulmasını istiyoruz. Özellikle biz büyükşehir belediyesinden talep ediyoruz. Bir de mevsimlik tarım işçilerine yönelik etüt merkezleri, sosyal etüt merkezlerinin kurulmasını istiyoruz. Kış ve yaz olmak üzere iki dönem programlanabilir. Bu merkezler okuldan uzak kalan öğrencilerimize hızlandırılmış eğitim programları verebilir. Aynı zamanda sosyal etkinlikler, sportif etkinlikler, sanatsal etkinlikler verilebilir çocuklara. Bunun yanında sosyal etüt merkezlerinde ailelere yönelik eğitim programları düzenlenebilir. En önemlisi de meslek edindirmeyle ilgili kurslar düzenlenebilir. Bizim özellikle meslek kurslarına yönelik bir çalışmamız var. Çünkü bu insanlarımız kışın geldikleri zaman çalışma imkanları yok. Kadınlara yönelik halı dokuma kurslarıyla ilgili böyle bir düşüncemiz var. Avrupa'da olduğu gibi işsizlik maaşı bağlanabilir. Bu ailelerin gelirlerini arttırmak için ekonomik tedbirler alınabilir. Tarlada çalışmaya giden öğrencilerimizin eğitimlerinin aksamaması için gittikleri belli bölgelerde prefabrik okullar var. Avrupa'da, Fransa'da olduğu gibi otobüs eğitimi veriliyor. Biz de diyoruz ki, seyyar otobüsün yanında seyyar öğretmen modelini de geliştirebiliriz.

(Kaynak: Gazeteipekyol)

Kaynak: Temsilci

Son Dakika Güncel A'dan Z'ye Tarım İşçileri Sorunları - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement