BURAK AKAY - Çanakkale'nin Ayvacık ilçesine bağlı Küçükkuyu beldesinin Adatepe köyü, bozulmamış doğası, taş evleri ve Ege Denizi'nin muhteşem manzarasıyla film, dizi ve belgeseller için doğal plato haline geldi.
Ege Denizi'nin doğusunda, Kaz Dağları'nın batısında, Edremit Körfezi'nin ise kuzey ucunda yer alan Adatepe köyünün geçmişi antik çağlara kadar uzanıyor. Ünlü ozan Homeros'un "İlyada" destanında "Gargaros" olarak adlandırılan tarihi köy, Truva, Pers, Atina, Roma, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinin izlerini taşıyor.
Adatepe köyü, yüzyılların birikiminin oluşturduğu taş işçiliğiyle kurulan evleri, Arnavut kaldırımlarından oluşan yolları, ormanlık alanları, otantik yapısıyla yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor.
Özellikle 1989 yılında sit alanı ilan edilmesinden sonra mevcut mimarisi korunan köyde, Selçuklu mimarisiyle yapılmış tarihi cami ve Taş Mektep bulunuyor. Günübirlik ziyaretlerle bile iş stresinden kurtulmak için önerilen cazip mekanların başında gelen köy, her mevsim ziyaret edilebilecek bir yer.
Köyde çekilen film, dizi ve belgeseller
Kazdağları'nın eteklerindeki köye yapımcı ve senaristlerin ilgisi, özellikle 1989 yılında sit alanı ilan edilmesinin ardından arttı. Bu sayede, beyaz perdeye yansıyan birçok film, dizi ve belgeselin seti, Adatepe köyünde kuruldu.
Sinema filmleri "Devlerin Öcü, Kuyucaklı Yusuf ve İpekçe", "Yılan Hikayesi ve Karadağlar" gibi televizyon dizileri ile "Anadolu'nun Kadın Erenleri" başta olmak üzere çok sayıda belgesel, bu köyde çekildi.
Adetepe, son olarak TRT'de yayımlanan "Seddülbahir 32 Saat" adlı diziye ev sahipliği yaptı.
"Köyümüz doğal bir set haline geldi"Köyde uzun yıllardır işletmecilik yapan Bülent Yıldırım, AA muhabirine yaptığı açıklamada, köylerinin bu şekilde tanınır hale gelmesinden dolayı mutlu olduklarını söyledi.
Yıldırım, köylülerin daha çok zeytincilik ve küçük çapta hayvancılıkla geçindiklerini belirterek, "Zeytin bittiği zaman, kış sezonu geliyorlar. O anda da gelmiş olmaları hem köyümüz için reklam açısından hem de köylümüz ve yakın köylerden figüran bulmaları açısından bir para kaynağı oluyor. İster istemez bir para kazancı olduğu için mutlu oluyoruz" diye konuştu.
Köyde çekimleri gerçekleştirilen projelere de değinen Yıldırım, şöyle devam etti:
"Benim tanık olduğum 6-7 yıl içerisinde 'Karadağlar' diye bir dizi çekildi. Çok bilinen bir süt firmasının reklamı yine burada çekildi. 'Senden Bana Kalan' isimli sinema filmi köyümüzde çekildi. En son ve en önemli diyebileceğim proje 'Seddülbahir 32 Saat' de yine Adatepe köyümüzde çekildi. Yeni işler var iki tane daha gelmesi beklenen iş var. Köyümüz doğal bir set haline geldi. Bizim hoşumuza gidiyor, para kaynağı oluyor. Köyümüz sit alanı olduğu için yönetmenlerin, senaristlerin ilgi odağı haline geldi."
"Biz koruduğumuz sürece film ve dizi sektörü daha çok ilgi gösterecek"
Tarihi taş binada kafe ve otel işletmeciliği yapan Eyüp Aytaç ise film ve dizi çekim çalışmalarının özellikle köylüler için önemli bir destek olduğunu vurguladı.
Aytaç, bunun Adatepe'nin tanıtımına da yarar sağladığını ifade ederek, "Oteller tanınıyor, köylüler zeytinyağını satma fırsatı buluyor. Genellikle zeytin ve zeytinyağı ile geçinen bir memleket burası, her şeyinden istifade ediyor millet. Zaten büyük şehirlerden insanların buralara gelmesi ekonomik değerini artırıyor. Ne kadar halk gelirse ne kadar hizmet edersek o kadar karşılığını alıyoruz" ifadelerini kullandı.
Köydeki evlerin halen tarihi yaşattığını dile getiren Aytaç, "Burası kentsel sit alanı, her yer koruma altında. Elimizden geldiğince korumaya çalışıyoruz buraları. Tabi biz koruduğumuz sürece film ve dizi sektörü buraya daha çok ilgi gösterecek" dedi.
"Dünyada bozulmamış köylerden birisi"
Esnaf Hasan Kaymakçı da köydeki ilk filmin 1967 yılında çekildiğini hatırlattı. "Devlerin Öcü" adlı filmin köylerinde çekilmesinin ardından Tanju Korel, Danyal Topatan, Murat Soydan gibi dönemin ünlü isimlerinin Adatepe'ye gelmeye başladığını anlatan Kaymakçı, şunları kaydetti:
"Adatepe'miz o zamanlar tanınmaya başladı. 1980 yılından sonra da rahmetli Turgut Özal burasını fark etti. Daha sonra buradan ev alanlar oldu, film şirketleri, sanatçılar gelmeye başladı. Köylü de buraya gelenlere sahip çıktı. Dünyada bozulmamış köylerden birisi bence Türkiye'de tek burası. Altyapısı olan bir köydür burası. Taş evleri meşhurdur. Burası doğal bir set haline döndü. Tabii 'Karadağlar' dizisi burada çekildi. Biz özellikle Erdal Özyağcılar Beyi çok sevdik. Kendisiyle halen görüşürüz. Son olarak 'Seddülbahir 32 Saat' çekildi. İbrahim Çelikkol ile tanıştık. Kendisi bizim evladımız artık. Hepsi sağ olsunlar, köyümüzü tanıttılar."
Son Dakika › Kültür Sanat › Adatepe Köyü Film, Dizi ve Belgesellerin Doğal Platosu Oldu - Son Dakika
Başakşehir Belediyesi'nin hayata geçirdiği Başakşehir Sanat Galerisi, Kur'an-ı Kerim'deki yemin ayetlerinden oluşan 'Yemin Olsun' sergisini ziyaretçilere açtı. Sergi, kainatın derinliklerine yolculuk yapmayı ve yaratılan her şeyin Rabbimizin ismini hatırlamak ve bulmak için bir vesile olduğunu vurguluyor.
CHP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) ve Parti Meclisi, CHP Genel Başkanı Özgür Özel başkanlığında genel merkezde toplanacak.
Tokat'ın Sulusaray ilçesinde bulunan Sebastapolis Antik Kenti, yaşanan depremlerde zarar görmedi. Antik kentin, Anadolu Ajansı tarafından dron ile yapılan görüntüleme sonucunda zarar görmediği belirlendi. Sebastapolis Antik Kenti, M.S 98-117 yıllarında Kapadokya eyaletine dahil edilmiş ve Karadeniz'in en büyük 5 şehrinden biri olarak biliniyor. Ancak zamanla önemini kaybeden ve unutulan antik kent, 1986 yılında başlayan kazı çalışmalarıyla gün yüzüne çıkarılmaya başlandı.
Hüseyin Başkadem'in yönettiği 23. Afyonkarahisar Klasik Müzik Festivali'nin ikinci gününde, Suk Dörtlüsü Quartet sahne aldı. Prag Sahne Sanatları Akademisi'nden gelen sanatçılar, çello, viyola ve keman enstrümanlarıyla seçkin eserlerini seslendirdi. Başkadem, konserde yaptığı konuşmada, dünyada keman ailesinden 4 enstrümanı bir arada çalabilen çok az grubun olduğunu belirtti ve Suk Dörtlüsü Quartet'in festivale üçüncü kez katıldığını söyledi.
Adana'da düzenlenen Uluslararası Portakal Çiçeği Karnavalı'nda şarkıcı Ferhat Göçer, Seyhan Nehri kıyısındaki Merkez Park'ta konser verdi. Katılımcılar, Göçer'in şarkılarına eşlik ederken, dinleyiciler ise performansı cep telefonlarıyla kaydetti ve konser sonunda sanatçıyı alkışladı.
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi'nde gerçekleşen konserde, Sinan Çelik, Erhan Özden, Erhan Tekin, Haydar Tanrıverdi, Murat Toraman, Mustafa Eke ve Adil Bedel'in çaldığı nefesli çalgılarla birçok eser seslendirildi. Programa katılanlar da eşlik etti. Rektör Prof. Dr. Turhan Kaçar da düzenlemeye katkılarından dolayı teşekkür etti.
Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi, 2021'de hayatını kaybeden seramik sanatçısı Melike Abasıyanık Kurtiç'in 'Bir Denizkestanesinin Anıları' isimli sergisini sanatseverlerle buluşturdu. Sergide, Abasıyanık'ın seramikleri, denizkestaneleri, yosun perdeleri, pirinç kağıtları ve gel-git fotoğrafları yer alıyor. Sergi, 19 Nisan-1 Eylül tarihleri arasında ziyaret edilebilir.
Diyarbakır Müzesi ve özel bir okulun ortaklığı ile Dünya Sanat Haftası kapsamında müze bahçesinde yaklaşık 50 eserin yer aldığı resim sergisi sanatseverlerle buluştu. Sergide, dünyaca ünlü ressamların yanı sıra öğrencilerin yaptığı resimler de sergilendi. Sergi, 18-21 Nisan tarihleri arasında ziyaretçilere açık olacak.
Milli şair Mehmet Akif Ersoy, Cümle Dergisi ve Küçükçekmece İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen 'Halkın Gür Sesi: Mehmet Akif' adlı panelle anıldı. Panelde konuşan Küçükçekmece Milli Eğitim Müdürü Murat Gözüdok, Ersoy'un eserlerinin milletin karakterini şekillendirdiğini ve gelecek nesillere yol gösterdiğini belirtti. Ersoy'un torunu Selma Argon da dedesinin vatan, bayrak, ezan ve inanç konularında derin bir hassasiyete sahip olduğunu vurguladı. Yazar Osman Koca ise Ersoy'un mütefekkir bir şahsiyet olduğunu ve Türk düşüncesine önemli katkılar sağladığını ifade etti. Panelde ayrıca Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya ve yazar Fahrettin Gün de Ersoy'un entelektüel birikimi ve karakteri hakkında konuşmalar yaptı.
Sizin düşünceleriniz neler ?