Adnan Oktar organize suç örgütü davasında sanıkların mütalaaya karşı savunmaları alınıyor

Adnan Oktar organize suç örgütüne yönelik, aralarında örgüt elebaşı Adnan Oktar'ın da bulunduğu 78'i tutuklu 236 sanığın yargılanmasına devam edildi.

İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, aralarında örgüt elebaşı Adnan Oktar'ın da bulunduğu 73 tutuklu sanık ile çok sayıda tutuksuz sanık ve izleyici katıldı.

Müşteki avukatlarının da hazır bulunduğu duruşmada, sanıkların esasa ilişkin mütalaaya karşı savunmalarının alınmasına başlandı.

Duruşmada savunma için öncelik, haklarında "terör örgütü üyeliği" suçlaması bulunan sanıklara verildi.

Sanıklar, suçlamaları reddederek örgüt olmadıklarını ve kendilerine iftira atıldığını savunarak, ellerindeki kağıtlardan, ayet olduğunu iddia ettiklerini cümleler okudu.

Tutuksuz sanıklardan, "Sultan" kod adlı Damla Pamir, annesinin dava dosyasında "şikayetçi" sıfatıyla yer aldığını, kendisine etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmazsa cezaevinden çıkamayacağı şeklinde tehditte bulunulduğunu, dosyanın müştekilerinin korkutulduğunu savundu.

İddianameye göre kağıt üstünde evli olduğu sanık Coşkun Pamir'den gelen paranın tek geçim kaynağı olduğunu öne süren Damla Pamir, "Eşim yıllardır çalışan biri, ortak hesabımıza para yatırıldı. Banka hesabımıza yatan paralar ile ev almıştır. Mütalaada hesabımda 1 milyon TL olduğu söylenmiş, o para hesabıma giren çıkan toplam paradır." dedi.

Savunma yapan tutuksuz sanıklardan Ebru Fişek, kendisi ve örgüt ile ilgili iddiaların asılsız olduğunu beyan ederek, "Koronavirüs tehlikesine rağmen, duruşmaları takip etmek için buraya geliyoruz. Evimizde rahat rahat oturabilirdik ama Adnan Oktar ve arkadaşlarımız için geliyoruz." diye konuştu.

Duruşmada daha sonra tutuksuz sanık Mehtap Süer'in savunması alındı. İddianamede, Ozan Süer ile evlendikten ve bir çocukları olduktan sonra eşiyle birlikte örgüte katıldığı, sonrasında ise kız kardeşi M.T'yi örgüte kazandırdığı iddia edilen sanık Süer, örgütle bağlarını koparan kız kardeşi (müşteki) M.T'nin dosyaya gönderdiği dilekçeyi eleştirdi.

Kız kardeşine Adnan Oktar'ın mehdi olduğundan bahsetmediğini belirten Süer, "Kardeşim bu dosyaya bir dilekçe göndermiş. Adnan Bey'i kötülemek için çocuklara cinsel şeyler yaptığını gördüğünü söylemiş. Kız kardeşim M.T. ağır tehdit altında kaldığından böyle ifade vermiştir. Ellerinde kaseti mi var artık bilmiyorum. Öyle ki 12 yaşındaki çocuğumla ilgili bile cinsel iddialarda bulunmuş. Kendi iffetini kirletti, şimdi oğlumun iffetini kirletiyor. Biz eşimle çok titiz bir anne babayız. Gözümüzden sakınırız. Önceki evliliğimden olan büyük oğlumla da bağımızı kopardığımız iddiası yalan. Hatta şu anki eşim büyük oğlumla çok iyi anlaşır." ifadesini kullandı.

Çocuklarından bahsederken ağladığı görülen sanık Süer, "İman ettiğiniz ve Kur'an ahlakıyla yaşadığımız için bize üstten bakan insanlar eziyet ediyor." diye konuştu.

Duruşmaya yarın sanık savunmalarının alınmasıyla devam edilecek.

Mütalaadan

Cumhuriyet savcısı hazırladığı esas hakkındaki mütalaasını, davanın görüldüğü İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesine celse arasında sunmuştu.

Mütalaada, tutuklu sanık örgüt elebaşı Adnan Oktar'ın, "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek", 20 kişiye karşı "birden fazla kişiyle birlikte ve silah tehdidiyle cinsel saldırı", 7 kişiye karşı "birden fazla kişiyle birlikte cebir ve tehditle çocuğun cinsel istismarı", "suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak silahla tehdide azmettirme", 15 kişiye karşı "örgüt amaç ve faaliyetleri doğrultusunda kişisel verilerin kaydedilmesi", 5 kişiye karşı "kişisel verilerin kaydedilmesi", 2 kişiye karşı "kendisini savunmayacak durumda birine karşı silahla cebir ve şiddet kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma", 12 kişiye karşı "cebir ve şiddet kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma", 7 kişiye karşı "örgütün korkutucu gücünden yararlanarak eğitim ve öğrenim hakkının engellenmesi", 2 kişiye karşı "eziyet", "siyasal ve askeri casusluk suçuna teşebbüs", "özel belgede sahtecilik", "resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek", "nitelikli dolandırıcılık" ve "kaçakçılık" suçlarından 150 yıldan 1365 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenmişti.

Mütalaada, aralarında Fatma Ceyda Ertüzün, Ayşegül Hüma Babuna, Yeliz Sucu, Sinem Hacer Tezyapar, Merve Büyükbayrak, Aylin Atmaca, Alev Babuna ve Ulviye Didem Ürer'in de bulunduğu örgüt yöneticisi konumundaki 13 sanığın "örgüt yöneticisi olmak" suçundan 5 yıldan 12'şer yıla kadar hapisleri ve örgüt faaliyetleri kapsamında işlenen tüm suçlardan cezalandırılmaları talep edilmişti.

Mütalaada, tutuklu sanıklardan Mehmet Noyan Orcan'ın, 3 kişiye karşı "birden fazla kişiyle birlikte ve silah tehdidiyle cinsel saldırı", "birden fazla kişiyle birlikte cebir ve tehditle çocuğun cinsel istismarı" ve "silahla, birden fazla kişiyle birlikte cinsel saldırı" suçlarından 162 yıla kadar hapsi istenmişti.

Sanık İbrahim Tuncer'in 2 kişiye karşı "birden fazla kişiyle birlikte ve silah tehdidiyle cinsel saldırı" suçundan 63 yıla kadar hapsi talep edilen mütalaada, sanık Halil Hilmi Müftüoğlu'nun, 6 kişiye karşı "birden fazla kişiyle birlikte ve silah tehdidiyle cinsel saldırı" ve "birden fazla kişiyle birlikte cebir ve tehditle çocuğun cinsel istismarı" suçlarından 231 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istenmişti.

Mütalaada, sanık Bora Yıldız'ın, "cinsel saldırı", 8 kişiye karşı "birden fazla kişiyle birlikte ve silah tehdidiyle cinsel saldırı" ve "birden fazla kişiyle birlikte cebir ve tehditle çocuğun cinsel istismarı" suçlarından 396 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilmişti.

Sanık Tarkan Yavaş'ın, 6 kişiye karşı "birden fazla kişiyle birlikte ve silah tehdidiyle cinsel saldırı", "birden fazla kişiyle birlikte cebir ve tehditle çocuğun cinsel istismarı", "gerçeğe aykırı bildirimde bulunma" ve "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan" suçlarından 239 yıla kadar hapsi istenen mütalaada, haklarında "örgüt üyeliği" veya "örgüte üye olmamakla birlikte yardım" suçlarından iddianame düzenlenen 222 sanıktan bazılarının beraati, bazılarının ise benzer suçlardan cezalandırılmaları talep edilmişti.

Mütalaada, tutuklu sanıklardan Kübra Kartal, Turgut Aksu, Ozan Süer ve Mustafa Kuşçu'nun tahliyelerine karar verilmesi istenmişti.