AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Kurtulmuş, Tekirdağ'da:

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, İsrail'in Gazze'ye saldırıyla ilgili, "Dün İsrail'in saldırganlıkları karşısında susanlar, dün benim söylediğim sözlerden medet umarak bugün böyle sözleri gündeme getirmeleri, zavallılıklarının açık bir göstergesidir" dedi.

Kurtulmuş, partisinin il başkanlığı tarafından Tekirdağ Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi Uygulama Oteli'nde verdiği iftar yemeğine katıldı.

İftarın ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kurtulmuş, "Gazze'de yaşanan saldırılarda insanlar cenazelerini alamıyor, temel yaşam maddelerini bulmakta sıkıntı çekiyor. Bunu nasıl değerleniyorsunuz?" sorusu üzerine, saldırıların kara harekatından evvel 10 günü aşkın bir süreden beri yapıldığını anımsattı.

İsrail'in dünya sisteminin kriz çözme yeteneğini tamamıyla kalkmış olmasından istifade etmek istediğini ve Filistin davasına nihai bir darbe vurmak istediğini aktaran Kurtulmuş, şunları söyledi:

"Bu asla kabul edilemez. Bu bir barbarlıktır, vahşettir, alçaklıktır, hainliktir, bir insanlık suçudur. Yani bu insanların ne suçu var. Masum insanlar. Zaten uzunca bir süredir çok sert bir ambargoyla karşı karşıya. Bu insanlar şu anda orada zar zor ayakta duruyorlar. Binalarını derme çatma bir şekilde yapmış vaziyetteler, yiyebildikleri bir avuç şeyi zar zor yiyebiliyorlar. Hal böyle iken yeniden bu gariban halkın üstüne, masum halkın üstüne böylesine vahşi bir saldırı asla kabul edilemez. Yüreğinde azıcık insanlık bulunan hiç kimse buna sessiz kalamaz, kim sessiz kalıyorsa onlarda bu İsrail'in saldırılarının paydaşı oluyorlar. Kaldı ki maalesef 'İsrail'in savunma hakkı vardır' gibi bir takım cümlelerle zaten İsrail'in bu zulmüne açıkça destek olan ülkeler var, anlamak mümkün değil."

- Zulme sessiz kalan Gazzeliler'in çığlıkları altında boğulur

Türkiye olarak ellerinden geleni sonuna kadar yapmaya gayretli ve niyetli olduklarını, zulme dur demek için avazlarının çıktığı kadar bağırdıklarını belirten Kurtulmuş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da konuyu her yerde dile getirdiğini kaydetti.

Gazze'de acil ve şerefli bir barışın olabilmesi için Türkiye'nin ciddi bir çaba içerisinde olduğunu ancak öncelik olarak bir ateşkesin sağlanması gerektiğine dikkat çeken Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Ayrıca Türkiye bir acil yardım köprüsü kurulabilmesi için yine elinden geleni yapıyor. Orada şu anda var olan Türkiye kökenli yardım kuruluşlarına ilave olarak elimizden neler gelirse bunları yapmaya gayret ediyoruz. Ama şunu bir kere daha hatırlatmak isterim, İsrail'in 1967 savaşlarından bu yana en büyük başarısı sadece askeri başarısı ya da ekonomik gücü değildir. İsrail'in en büyük gücü diplomatik gücüdür. Maalesef Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ndeki ABD'nin veto gücüne dayanıyor, Batı dünyasının bu konuda kendisine karşı sessiz kalacağına güveniyor ve dolayısıyla karşısında bir diplomatik blok oluşmuyor. Türkiye'nin çabalarıyla ortaya konulmaya çalışılan şey şudur. Türkiye bu İsrail saldırganlığına karşı diplomatik bir blok oluşturmaya gayret ediyor, ümit ederim ki bunlar sonuç verir ve ümit ederim ki en kısa zamanda tabi ateşkesin sağlanması, daha doğrusu tek taraflı olarak İsrail saldırganlığının durdurulması şarttır."

Filistin'de insanların şu anda cenazelerini bile alamadıklarını anlatan Kurtulmuş, "Dünya bu zulme daha fazla sessiz kalamaz, kim sessiz kalırsa, bu oradaki Gazzeliler'in çığlıkları altında boğulur" şeklinde konuştu.

- "Filistin davası inancımızın, dünya bakışımızın bir parçasıdır"

Bir gazetecinin, "Eski siyasi döneminizde İsrail ile ilgili görüşleriniz değişti mi? Bu konuyu dile getirenler oldu" sorusu üzerine ise Kurtulmuş, eski döneminde de hayatının her döneminde de İsrail'in saldırganlığına karşı ne söylediği her şeyi bugün de dile getirdiğini belirtti.

Her zaman aynı duruşunu sergilediğinin altını çizen Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bizim için Filistin davası sadece bir siyasi söz olmaktan öte, bizim inancımızın, dünyaya bakışımızın önemli bir parçasıdır. Filistin davası, Kudüs davası bizim zihnimizin gönlümüzün bir yarısıdır. Dolayısıyla dün Filistin davası ve buna karşı İsrail saldırganlığı hakkında ne düşünüyorsak bugün belki daha fazlasını düşünüyoruz. Benim bu anlamda siyasi görüşlerim arasında en ufak bir şey olmadı. Ancak üzüldüğüm taraf şu, dün İsrail'in saldırganlıkları karşısında susanlar, dün benim söylediğim sözlerden medet umarak bugün böyle sözleri gündeme getirmeleri,zavallılıklarının açık bir göstergesidir."

Konuşmalarını gündeme getirenlerin şu anda Filistin'de yaşanan saldırganlığa, vahşete karşı bir eylem, söylem içinde bulunmadıklarını söyleyen Kurtulmuş, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Hadi bakalım, hodri meydan, çıksınlar şu andaki saldırganlığa karşı, şu anda ortaya konuşan vahşete karşı bir eylem yapsınlar, bir söz söylesinler. Bizim o dönemde söylediklerimizden daha yukarıda bir şeyler söylesinler. Onları söyleyemeyenlerin bugün benim eski sözlerimden medet umuyor olmaları gerçekten muhalefetin içinde bulunduğu aciz durumun da çok açık bir ilanıdır. Ne diyeyim, millete havale ediyoruz. Yani varsa söz, onların da yürekleri var, onların da akılları var, onların da dilleri var. Onlar da söyleselerdi. Hadi geçmişte söylememişler şimdi söylesinler. Dolayısıyla, geçmişte söylediğim söz üzerinden kalkıp bugünkü suskunluklarını ört bas etmeye kalkmasınlar."