AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Davutoğlu: (2) - Son Dakika
Politika

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Davutoğlu: (2)

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Suriye'deki Kürtlere yardım etmek için Demirtaş'a ihtiyacımız yok, Demirtaş'a sormayız. Suriye'deki Türkmenlere yardım etmek için de Bahçeli'ye sormayız. Açık söylüyorum ne Bahçeli Suriye'deki Türkmenlerin hamisidir ne de Demirtaş Suriye'deki Kürtlerin hamisidir" dedi.

05.06.2015 02:35
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, " Suriye'deki Kürtlere yardım etmek için Demirtaş'a ihtiyacımız yok, Demirtaş'a sormayız. Suriye'deki Türkmenlere yardım etmek için de Bahçeli'ye sormayız. Açık söylüyorum ne Bahçeli Suriye'deki Türkmenlerin hamisidir ne de Demirtaş Suriye'deki Kürtlerin hamisidir" dedi.

Kanal 7 ve Ülke TV ortak yayınında soruları yanıtlayan Davutoğlu, "HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın Kobani olaylarıyla ilgili Başbakan Ahmet Davutoğlu'yla telefon görüşmesi yaptığını ifade etmesi"ne ilişkin bir soru üzerine "Yalan söylüyor. Olayları bugünden geriye doğru yorumlamaya ve saptırmaya çalışıyor" ifadesini kullandı.

Davutoğlu, "Olaylar 4-5 Ekim'den itibaren başlamıştı. 5 Ekim'de tırmandı. 6 Ekim'in gece yarısından sonra aradı. Ben önce telefonunu kabul etmedim. Çünkü çok kızdım. Sonra ısrarla hayati bir konu deyince aradı. Ona demişim ki, 'Çözüm süreci devam etmeli, şöyle şöyle devam edecek.' Hep beraber konuşuyoruz. ve 'Teskere gelecek' dedim, Kobani konusunda. 'Teskereye hayır demeniz halinde siz bizim Suriye'deki Kürtlere yardım etmemizi de hayır demiş olacaksınız. 1 Ekim görüşmesinde bu teskereye hayır demeyin, biz burada Suriyelileri korumak için yapıyoruz.' Teskereye hayır dediler. Bu ne demektir. Türkiye Suriye'ye  müdahale etmesin. Türkiye hiçbir şekilde olayın tarafı olmasın. Tamam. Bu bir pozisyondur. Herkesi ikna edecek değiliz."

Teskereye muhalefet partilerinin hayır dediğini ancak teskerenin geçtiğini aktaran Davutoğlu, "Hem Türkmenlere gidecek yardımları 'Uluslararası mahkemeye gidecek şey' diye söylüyor hem de 'Kobani'ye Türkiye niye yardımı yapmadı' diyor. Suriye'deki olaylar, Türkiye'yi ilgilendirmez. Türkiye 197 bin Suriyeli Kürt kardeşimizi aldı. Daha fazla almak gerekirse alırız. İnsani bir durum. Ama sizler Suriye'yi bahane ederek Türkiye'nin içini karıştırmak isterseniz, tablo budur, buna taviz vermeyiz. Suriye'deki bir olayı şantaj unsuru yaparak Türkiye'nin içiyle oynayamazsınız" diye konuştu.

Hiç kimsenin Suriye'deki bir olayı Türkiye'de şantaj olarak kullanamayacağına dikkati çeken Davutoğlu, "Suriye, Suriyedir, Türkiye, Türkiye'dir. Türkiye'nin sokaklarında kim ihlal ederse ona karşı tedbirimizi alırız. Suriye'de ne yapacağımızı da ayırt ederiz. Bunun ikisi ayrı şeyler" dedi.

Kobani'yle ilgili eleştiri yapanların dürüst olmaları gerektiğini belirten Davutoğlu, tehdit diline boyun eğmeyeceklerini kaydetti.

Davutoğlu, "Türkiye'ye sığınan ilk Kürtler kimdi, Suriye'den, biliyor musunuz? PYD'nin baskısı yani PKK yani HDP'nin oradaki adamlarının baskısından kaçan diğer Kürt gruplar. Peki mesele Kürt meselesiyse Barzani ile niye itilaf ettiler, Kobani üzerinden, Haseki üzerinden. Niye Barzani Kuzey Irak'ta sınırları kapatmak zorunda kaldı. Çünkü Barzani'ye yakın bütün Kürtleri kovdular, baskı yaptılar, katlettiler" değerlendirmesinde bulundu.

Suriye'deki Kürtler, Araplar ve Türkmenler'in de hamisi olduklarını, 2 milyon Suriyeli'yi zor şartlarda kabul ettiklerini anlatan Davutoğlu "Suriye'deki Kürtlere yardım etmek için Demirtaş'a ihtiyacımız yok, Demirtaş'a sormayız. Suriye'deki Türkmenlere yardım etmek için de Bahçeli'ye sormayız. Açık söylüyorum ne Bahçeli Suriye'deki Türkmenlerin hamisidir ne de Demirtaş Suriye'deki Kürtlerin hamisidir" diye konuştu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Suriye'deki Türkmenlerle ilgili açıklamalarını eleştiren Davutoğlu, "Bizim iç ve dış politikamız insan odaklı. Kim olursa olsun. Müslüman, gayrimüslim. Hangi mezhepten olursa olsun, Suriye'de, Irak'ta, Balkanlar'da olsun. Hepsine aynı insani ölçülerle davrandık. Kimse de bunu istismar etmemeli. Bunu en iyi Türkmenler bilir. Suriye Türkmenleri, Kürtleri bilir" dedi.

"Hodri meydan. Şimdi çöz"

Muhalefetin seçmenlere ekonomik vaatleriyle ilgili bir soru üzerine de Davutoğlu, muhalefetin kendilerinden farklı olarak hiçbir ekonomik proje, ekonomik model teklif etmediğini kaydetti.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ekonomiyi bilmediğini savunan Davutoğlu, ekonomiyle ilgili Kılıçdaroğlu'nun Kemal Derviş'e başvurduğunu hatırlattı.

Kemal Derviş'in benimsediği modelin "kemer sıkma" olduğunu kaydeden Davutoğlu, "Kemal Derviş gelirse emeklilere bunları veremez. Verseydi, 2001'de verseydi. Niye veremedi? Çünkü tam takır bir hazineden ne verirsin?" dedi.

AK Parti iktidarı döneminde hazine, millet ve devletin zenginleştiğini anlatan Davutoğlu, özellikle belirli medya gruplarının ekonomiye ilişkin bir algı yürüttüğünü belirterek kendi dönemlerinde yapılan ekonomik çalışmaları anlattı.

Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Son 10 ayda yaptıklarımızı söyleyeceğim. Daha önce Sayın Cumhurbaşkanımız'ın Başbakanlığı döneminde yapılanlar zaten malum. Emeklilerden başlayalım. Emekli maaşı 2002'de, SSK'nın en düşük emeklisi 257 lira alırdı. Şimdi bin 77 lira alıyor, 4,5 misli. Toplam kümülatif enflasyon yüzde 116. Yani fiyatlar bir misli bile artmamış. 4 misli. Bağkur tarım emeklisinin 66 lira. Şimdi 816 lira. 12 misli. Peki bütün bunlara rağmen zaten çok iyi bir iyileştirme yapmamıza rağmen biz oturduk, emeklilerle ilgili yapabiliriz diye düşündük. Ocak ayında seyyanen 100 lira zam verelim dedik, bin 100 liranın altındakilere. Biraz da iyileştirmeyi dengeli yapabilmek için. Ne demek seyyanen zam. Bazılarında 1,5 bazılarında 2 ikramiye demek. Yani aylığı 100 liradan bin 200 lira demek. 800 lira alıyorsa 1,5 katı ikramiye demek. Emeklilerimizin bunu düşünmesi lazım. Bundan sonraki zamlar da o artış üzerinden olacak. Dolayısıyla Kılıçdaroğlu'nun söylediği şeyi biz büyük ölçüde gerçekleştirmiştik. Geride kalan bin 100 liranın üstündekilerin bir talebi söz konusuysa. Olabilir. O dengeyi, adaleti sağlamak içinde 8 Haziran'dan sonra bunu ele alır, gereğini yaparız."

Esnafla ilgili yaptıklarını çalışmalara da değinen Davutoğlu, şöyle devam etti:

"3 yıl ustalık belgesi olan esnaf dükkan açacak olursa faizsiz kredi alacak. Ayrıca mesleği kaybolmaya yüz tutmuş mesleklerde yine faizsiz kredi. Mart ayında Perakende Yasası'nı çıkardık. Orada da AVM'lerin esnafı boğmasını engellemek için AVM'lerde esnaf kotası getirdik ve esnaf orada yer aldıklarında rayiç bedelin 4'te biri kadar ancak kira verecek. Yani esnafın karşılayabileceği kiralarda AVM'lere esnafı sokuyoruz. ÖTV'yi kaldırdık. Başka bir çok iyileştirmeler yaptık."

Karayolları'nda çalışan taşeron işçilere kadro verdiklerini kaydeden Davutoğlu, seçimlerden sonra "esas işte" çalışanların kadroya geçişleriyle ilgili çalışacaklarını söyledi.

Kemal Kılıçdaroğlu'nun taşeron işçilerle ilgili tutumunu eleştiren Davutoğlu, "Hodri meydan. Şimdi çöz. Nasıl mı? Sarıyer Belediyesi'nde taşeron işçiler isyan etti. Gittiler CHP Genel Merkezi önünde protesto yapıyorlar. Nerede Kılıçdaroğlu? Çıksın çözsün. CHP'li belediyelere talimat versin, çözsün. Bir tek belediyede çözebilmiş mi? Ama istismar edecek ya" değerlendirmesinde bulundu.

Tarımsal desteklerin tümünün 2002'de Kemal Derviş tarafından kesildiğini anımsatan Davutoğlu, "Şimdi sen onu getirmeye kalkıyorsun. Tarımsal desteği 52 çeşide çıkardık biz. Prim desteğini 4 ürüne veriyordu, 17 ürüne çıkardık. O zaman bir yılda 1,8 milyardı tarıma verdiğimiz destek. Şimdi 10 milyar. 10 milyarlık tarımsal desteğin 7,4 milyarını şu ana kadar 5 ayda ödedik. Çiftçimize bir tek borcumuz yok" diye konuştu.

Kadınlara "doğum hediyesi"nin daha fazlasını yapmak istediklerinde CHP, MHP ve HDP tarafından engellendiklerini anlatan Davutoğlu, "Onlar karşı çıktı. Yasayı getirdiğimizde öbürünü çıkarabilmek için bunları seçim sonrasına erteledik, doğum yardımlarını yapabilmek için. Çalışan kadınların sorununu çözen bir şeye karşı çıktılar" ifadelerini kullandı.

Üniversiteli gençlerin burslarını yükselttiklerini anlatan Davutoğlu, THY biletlerinin 12-25 yaş arası gençlere indirimli yaptıklarını belirterek "Şimdi hangi sosyal kesimi ihmal etmişiz?" diye sordu.

"Onlar bir diyorsa biz çıtayı ikiye çıkaracağız"

Gazeteci Mehmet Acet'in yabancı basında çıkan haberlere ilişkin, "Ekonomist dergisi, daha önce 'CHP'ye oy verin' demişti şimdi HDP'ye oy verin' diyor, The New York Times 'Türkiye'nin etrafında kara bulutlar dolaşıyor' diyor, en enteresanı The Guardian gazetesinde bir cümle, Türkiye için, 'Tam batılılaşmamış yoksul Müslümanların kendi ülkelerini yönetmelerine izin verilemez' diyor" ifadeleri üzerine Davutoğlu, HDP'ye verilen desteğe dikkati çekti.

Davutoğlu, "Bunu Demirtaş'a okutmak lazım, zenci ne demek görsün burada. Hem ırkçılık, hem oryantalizm var ama aynı gazete HDP'ye destek veriyorsa, kimin kimi zenci gördüğü, kim nezdinde kimin itibarı olduğu ortaya çıkar. Bu ifadeler Kürtler için de söyleniyor Türkler için de. Aynı gazete HDP'yi destekliyorsa demek ki Demirtaş baya beyazlaşmış. Bırakın zenci olmayı baya beyazlaşmış. Halkına yabancılaşacak kadar beyazlaşmış. Buradaki Türk, Kürt, Sünni, Alevi bütün kesimlere yabancılaşacak yabancıl orijinli olmuş. Buradan çıkan tablo o" diye konuştu.

Gazetenin "yoksul Türkler" ya da "yoksul Kürtler" yerine "yoksul Müslümanlar" tabirini kullandığına vurgu yapan Davutoğlu, "27 Mayıs ihtilalinde çok mu batılılaştık, çok mu zengindik, 12 Eylül'de bizim çocuklar dediklerinde çok mu batılılaşmış çok mu zengindik, 28 Şubat'ta arkasında durduklarında Müslümanlık'tan mı çıkmıştık, çok mu zenginleşmiştik? Değil. Bunların derdi şu, 'Türkiye çok güçlendi' diyorlar" ifadelerini kullandı.

"İrfanına güvendiği bir kişinin" Türkiye'yi bir ağaca benzeterek söylediği, "Türkiye çok zayıfladığında sulanır ama gelişmeye başladığında dallarını budarlar" diyen Davutoğlu, "İstiyorlar ki kuruyalım, IMF borcuyla biraz su döksünler ne ölsün, ne olsun. Biz olmaya başladık, problem bu. Tam da ölmemizi istemezler. O zaman bu coğrafyayı kim bekleyecek? Bu coğrafyayı bekleyelim, askerimiz bu coğrafyanın bekçisi olsun ama karımız onlara gitsin, onun için rahatsızlar" diye konuştu.

Davutoğlu, Türkiye'nin geçmişte bir insansız hava aracı edinebilmek için sarf ettiği çabaya bizzat şahit olduğunu ve ülkenin yine bu günlere dönmesinin istendiğini belirterek, "Batılılaşmaktan kasıt şu, onurunu kaybetmiş, batının karşısında el pençe divan duran bir resim vardı ya rahmetli Ecevit'in. Öyle bir Başbakan bulurlarsa çağdaştır, İngilizce bilir, her türlü güzel vasfı taşır o insanlar. Bütün dünyayı tanısak da her dili konuşsak da değil mi ki biz dik dururuz, biz hala yoksul Müslüman olarak görülürüz" ifadelerini kullandı.

Kendisinin "medeniyetler ittifakı" kavramlarını benimseyen bir kişi olduğunu da belirten Davutoğlu, bu konuda diyaloğa açık olmanın "saf olmak" anlamına da gelmeyeceğini ifade etti.

7 Haziran'da yapılacak seçimlerin, "Milletin onuruyla ayağa kalkmasının devam edeceği ya da etmeyeceğine yönelik bir seçim" olacağını kaydeden Davutoğlu, "Yığınağı yapanlar bizim onurumuzu ve öz güvenimizi sarsmak istiyor. Biz de yığınak yapıyoruz arkasına. Onlar bir diyorsa biz çıtayı ikiye çıkaracağız, 2 diyorlarsa 3 diyorlarsa ama onurumuzdan taviz vermeyeceğiz" dedi.

(Sürecek)

Kaynak: AA

Son Dakika Politika AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Davutoğlu: (2) - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement