AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı - Son Dakika
Politika

AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı

AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı

Genel Başkan ve Başbakan Davutoğlu: (5) "Eski Türkiye buydu.

24.10.2014 14:47
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Eski Türkiye buydu. Devlet mutlaka kendini gösterirdi, 'Ben buradayım' diye. 'Bir huzuruma gelsin şu vatandaş, bir hesap sorayım, bakayım gerçekten doğdu mu öldü mü boşandı mı ne yapıyor? Yeni devlet halkının hizmetinde ve emrindeki devlettir, vatandaşın devletidir. Yeni Türkiye bu" dedi.

Davutoğlu, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlenen partisinin 98. Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda, bundan sonra isminden, soyisminden memnun olmayanların gidip de mahkeme kapılarında sürünmeyeceklerini söyledi.

"Ben şu ismi, şu soyismini istiyorum" diye bir dilekçe yazacaklarını anlatan Davutoğlu, "Vaktinde soyismi kanunu çıktığında köyleri dolaşanlar öylesi ne soyisim vermişlerdir ki bir kısım benim akrabalarımda da var. Memnun değiller soyisminden, burada ifade etmek istemiyorum, birçok tanınmış ismin dahi soyisimlerinden memnun olmadıklarını biliyorum" diye konuştu.

"(Çamur) diyor soyismi olarak. Ama değiştirmek için mahkeme kapılarında uğraşıyorsunuz. Şimdi diyecek ki o vatandaşımız "Ben şu ismi ve soyismi' diyerek Nüfus İdaresine bildirecek, Nüfus İdaresi de öyle kaydedecek" bilgisini veren Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Ben kendimi biliyorum. Soyadı kanunu geldiğinde soyadımız 'Kalkan'mış. Benim hala ilk nüfus cüzdanımda 'Kalkan' yazar. Neden? O zaman 'oğlu' soyadı koymak yasakmış, hani ailelere atfetmesin diye. Kanun değiştirince babam gitmiş değiştirmiş, Kalkan'ı silmişler, Davutoğlu yazmışlar. Davutlar sülalesi diye bilinen bir aile on yıllarca başka bir soyadı taşımış.

Şimdiyse yine mahkeme gerekiyor. Bundan sonra serbest. İsim sahibi olmak herkesin zati hakkıdır, kendisinin hakkıdır, başka kimse karışamaz. O isim Kürtçe mi Arapça mı Türkçe mi ilgilendirmez seni. İsim o kişiyi tanımlıyorsa onun zati hakkıdır. Zaten bu kültürün içinden isimler konacak, şimdi bu hak değil mi, bu özgürlük değil mi?"

Ehliyetler, pasaportlar için eskiden Emniyete gidildiğini dile getiren Davutoğlu, "Polisimize saygımız sonsuz ama ehliyet, araba kullanmak ve pasaport sahibi olmak sivil bir konudur, Emniyetle ilgili bir konu değil. Sanki potansiyel suçlu gibi hepimiz Emniyet'e gidip pasaport şey yaparken, yurt dışına kaçacak adam muamelesi görüyormuşuz gibi hissediyorduk. Emniyet, o tedbiri alır" ifadelerini kullandı.

-"Ölüm için bile bürokrasi yaratılmış"

Bundan sonra ehliyet alanların da pasaport alanların da Nüfus İşlerine gideceğini belirten Davutoğlu, pasaportun bir kimlik olduğunu, suçla da ilgisinin bulunmadığını vurguladı.

Emniyetin ayrıca suçlu varsa takip edeceğini anlatan Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Şimdi bu otoriterleşme mi polisiye tedbir mi? Olması gerekeni yapıyoruz. Doğum, ölüm hallerinde, boşanma hallerinde, doğum, ölümde özellikle gidip de bildirimde bulunmak gibi bir telaşa girmeyecek artık. Herkes yas içinde, ölümden sonra bir araya gelir, aileler kendi aralarında bölüşür, 'Sen Nüfus'a git, bildirim yap', 'Sen bunu yap.' Ölüm için bile bürokrasi yaratılmış. Herkes acı içindeyken, yakın akrabaları bir de kapı kapı beklenirler, 'Benim yakınım öldü, hastane raporu da var.' e-Devlet ile bildirimini yapacak ama kendi taziyesini yaşayacak bir de devlet kapısında bekletmeyecek.

Eski Türkiye buydu. Devlet mutlaka kendini gösterirdi, 'Ben buradayım' diye. 'Bir huzuruma gelsin şu vatandaş, bir hesap sorayım, bakayım gerçekten doğdu mu öldü mü boşandı mı ne yapıyor? Yeni devlet halkının hizmetinde ve emrindeki devlettir, vatandaşın devletidir. Yeni Türkiye bu."

Artık devletin amir, vatandaşın memur olmadığını vurgulayan Davutoğlu, vatandaşın amir, devletin o amire tabi memur durumunda bulunduğunu söyledi.

"İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' felsefesinin de esasının bu olduğunu bildiren Davutoğlu, "Bu felsefeyi hakim kılma projesidir bu" dedi.

"Yine jandarmamızı ki her birine tekrar teşekkürlerimi ifade ediyorum, yanlış da anlaşılmasını istemem. Kesinlikle Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde jandarmamız büyük hizmetler vermiştir" ifadelerini kullanan Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Ama epeydir çalıştığımız bir reform olarak jandarmamız, İçişleri Bakanlığına askeri hizmetler bağlamında ve askeri hiyerarşi gerektiren rütbe, eğitim ve diğer bağlamlarda, Silahlı Kuvvetlerin parçasıdır ama performans, görev dağıtımı, sicil ve diğer konularda da İçişleri Bakanlığına zaten bağlıydı, bütün işlemleri İçişleri Bakanlığında yapılacak. Bu da bir demokratikleşme, bir sivilleşme paketidir. Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaçları da ki bu dönemde sanayi savunma üzerinden ne kadar büyük hamleler yaptığımızı herkes biliyor. Türk Silahlı Kuvvetlerimizi de en güçlü şekilde tahkim ve teçhiz etmeye devam edeceğiz. Jandarmamız kendi kıyafetiyle, halkımızla daha yakın, daha iç içe çalışma ve görevini yapma kararlılığını sürdürecek."

-"Bizde tecessüs dahi haramdır"

"İş güvenliği yasası çıkarıyoruz" diyen Davutoğlu, bunun yine bir güvenlik meselesi, reform olduğunu bildirdi.

Kişisel verilerin korunması kanunu çıkaracaklarını belirten Davutoğlu, "Herkes bundan sonra sizinle ilgili bir veriyi, kimse öyle depolayıp, işleyip, bu paralel yapının geçmişte yaptığı gibi, hala önümüze utanç verici dinleme şeyleri geliyor. Kimler, nasıl dinlenmiş, dün İçişleri Bakanımız bir şey daha getirdi önüme" diye konuştu.

Hiç kimsenin, herhangi bir vatandaşın kişisel bilgilerini işleyip depolama hakkına sahip olmadığını vurgulayan Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Bizde tecessüs dahi haramdır, yani merak. 'Acaba şunun aile hayatı nasıl?' Ailelerimiz, babalarımız anlatırdı bize, dedelerimiz anlatırdı. 'Aman hiçbir evin içine merakla bakmayın.' Bu ahlaken de inancımızca da yanlış bir davranıştır. Suç işliyorsunuz takip ayrı bir şey. Bundan sonra kimse başkasının özel hayatıyla ilgili herhangi bir kişisel veriyi barındıramayacak, işleyemeyecek, depolayamayacak. Bunları biz bir özgürlük, vatandaşımıza, insanımıza saygının gereği olarak yapıyoruz."

Bu çerçevede, son tecrübeler ışığında güvenlik tedbirlerini de artıracaklarını dile getiren Davutoğlu, "Suç işlemeye niyeti olmayanların telaş etmesine de mahal yoktur ama niyetli olanlar bilsinler ki bundan sonra molotofkokteyli ile bir yere yaklaşan ateşli silahla yaklaşmış muamelesi görecek. Şimdiden uyarıyorum. Toplantı, gösteri yürüyüşü diye izin alıp, bir takım teröristlerle eğer ellerinde molotofkokteyli ile ambulansa, iş yerlerine yaklaşırlarsa, içinde insan olan, genç bir kızımızı kaybettiğimiz belediye otobüslerine yaklaşırlarsa terörist muamelesi görecekler ve durdurulacaklar, kimse şikayet etmesin sonra" değerlendirmesinde bulundu.

"O saldırganın canı ne kadar kıymetliyse o mağdur genç kızımızın canı da öylesine kıymetli. O ambulansta giden yaralının da yüzü yanan polisin de canı kıymetli" diyen Davutoğlu, hırsızın elinin serbest kaldığı, vatandaşın elinin bağlı olduğu bir dönemin bulunmadığına işaret etti.

Bunun özgürlük de olmadığını dile getiren Davutoğlu, Amerika'da, Avrupa'da molotofkokteylinin, müebbet hapse kadar cezaları olduğunu bildirdi.

Davutoğlu, "Çünkü nihayet basit gibi görünse de yapımı, kolay elde edilebilir olması onun öldürücü niteliğini yok etmiyor. Bir anda öyle bir panik oluşturuyor ki 5 tane molotofkokteyli, dumanlar yükseliyor, yangın yeri gibi" değerlendirmesinde bulundu.

Kendilerinin önce bu paniği engelleyeceklerini anlatan Davutoğlu, "Onlar panik çıkarmak istiyorlar millet arasında. Biz de buradan söylüyoruz, paniğe izin vermeyeceğiz. Bu toplumda panik havası yaratmanıza, terör havası yaratmanıza izin vermeyeceğiz. Türkiye'nin her köşesinde, kimse molotofkokteylini eline almaya cesaret etmesin. Uyarıyorum ve sonra 'şu yaştaydı', 'şu gençteydi' değil. O zaman bizi dönüp suçlamasın kimse" diye konuştu.

-"Bizi istedikleri gibi eleştirebilirler, hiçbir sınır yok ama..."

"Yine aynı şekilde, maske takıyor, öyle resimler var ki elimizde, bütünüyle yüzünü, her yerini kapatmış. Şimdi maske taşıyarak toplantı, gösteri yürüyüşü yapılır mı?" diyen Davutoğlu, şöyle devam etti:

" Amasya'da konuşma yaptığımda, oradaki değerli kardeşlerime hitap ederken söyledim, 'Hiçbirinizin yüzünde bir şey görmüyorum. Çünkü siz toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını kullanmak için buradasınız. İdeolojik olarak bize ne kadar karşı olursa olsun, en uç ve ekstrem noktadaki vatandaşın, siyasi görüş farkı olan vatandaşın özgürlükleri de bizim özgürlüğümüz kadar kıymetlidir. Özgürlüklerini istedikleri kadar kullanabilirler, bizi istedikleri gibi eleştirebilirler hiçbir sınır yok, bunu da ilan ediyorum, hiçbir sınır yok ama şiddet yapamazlar, terör yapamazlar, toplantı ve gösteri yapıyorum görüntüsü altında halkı paniğe sevk edecek eylemlerde bulunamazlar. Onun için de maskeyle birisi herhangi bir yere doğru yürüyorsa toplantı ve gösteri yürüyüşü yapmıyordur. Bir suç işlemeye hazırım diyor o görüntüsüyle. O suç işlemeye hazırsa biz de suçu engellemeye hazırız. Hiçbir şekilde bunlara taviz vermeyeceğiz."

Gözaltı sürelerine değinen Davutoğlu, "Gittiğim her vilayette şunu söylüyorlar, bu olaylarda da. Polis görüyor. Bunlar bilinsin, iyice anlatın değerli il başkanlarım. Her yerde anlatın ki milletimiz bunu doğru anlasın. Polis görüyor, molotofkokteyli atan birisi, alıyor, topluyor, götürüyor. Savcıya sevk edecek ama gözaltına alma hakkı yok. Hasbelkader o anda savcı orada değilse ya da ola ki savcı şu ya da bu kanaatte, şu veya bu ön yargıyla ki savcılarımıza, hakimlerimize de saygımız var ama 'Elimizde delil yok, bir şey yok' deyip bıraktığı anda, işte tam bu Vandallara en büyük hizmeti yapmış oluyorlar" ifadelerini kullandı.

Davutoğlu, "Çünkü bir kapıdan giriyor, diğer kapıdan çıkıyor, tekrar molotofkokteyliyle saldırıyor. Etrafındakilere de şunu diyor, 'Bakın ben bu suçu işledim, hala aranızdayım. Dolayısıyla suç işlemekten korkmuyor" diye konuştu.

Bundan sonra böyle olmayacağını kaydeden Davutoğlu, "Bu tür problem çıkaranlar 24 saat gözaltında tutulup, daha sonra savcılığa teslim edilecek, 4 gün içinde de hakim karşısına çıkartılacak. Hiçbir şekilde insan haklarına aykırı bir durum yok" dedi.

Avrupa'da en az gözaltının 24 saat olduğunu ve polis tarafından yapıldığını dile getiren Davutoğlu, "Savcı tarafından gözaltı olan tek yer biziz. Polisin bizde gözaltına alma hakkı yok. Biz bunu tabii çok önemli bir, Avrupa'yı da aşan demokratik değişiklik olarak yapmıştık yıllar önce. Ama şartlar ve çevremizdeki konjonktür öyle değişti ki bizim bu tedbirleri almamız ihtiza ediyor. Bunlar istismar edilmeseydi yine olmazdı" şeklinde konuştu.

Sıradan vatandaşın hayatını olumsuz etkileyecek, özgürlükleri kısıtlayacak tek bir maddenin dahi bu pakette bulunmadığına işaret eden Davutoğlu, "Ama suçluların özgürlüklerini, suç özgürlüğünü kısıtlamak devletin asli görevidir. O da özgürlük değildir zaten" diye konuştu.

- Ankara

Kaynak: AA

Son Dakika Politika AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement