AK Parti TBMM Grup Toplantısı - Son Dakika
Politika

AK Parti TBMM Grup Toplantısı

AK Parti TBMM Grup Toplantısı

Genel Başkan ve Başbakan Davutoğlu: (4) "7 Şubat'ta MİT'e yönelik operasyonun arkasında kimler varsa, bu iddiaların arkasında da o çevrelerle CHP işbirliği var. Biz de MİT'i veya herhangi bir kurumumuzu böyle bir işbirliğine kurban etmeyiz" "Ben Tunceli'de söylediklerimi Konya'da, Kayseri, Bursa'da, Edirne'de de söyleyeceğim ve milletim anlayacak.

25.11.2014 16:12
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "7 Şubat'ta MİT'e yönelik operasyonun arkasında kimler varsa, bu iddiaların arkasında da o çevrelerle CHP işbirliği var. Biz de MİT'i veya herhangi bir kurumumuzu böyle bir işbirliğine kurban etmeyiz" dedi.

Davutoğlu, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, Tunceli'deki ziyareti sırasında önüne CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kayınvalidesinin vefat ettiğine ilişkin not konulduğunu belirterek, kendisine ve eşine taziye dileğini anlattı.

Konuşmasının akışını değiştirdiğini ifade eden Davutoğlu, "O dakikadan bu dakikaya kadar hepiniz şahitsiniz. Tunceli'de üniversitede konuştum, en ufak bir eleştiri getirmedim. CHP'nin tek parti dönemine doğal olarak Tunceli'de eleştiri getirdim ama Sayın Kılıçdaroğlu'nu üzecek tek kelime sarfetmedim. Kongreye gittim, normalde kongreler siyasi konuşmaların yapıldığı yerlerdir. Tek kelime etmedim. Çünkü bizim için taziye azizdir ve taziye günü muhatapla sadece gönül sohbeti, teselli sohbeti yapılır" diye konuştu .

Kılıçdaroğlu'nu arayarak kendisine ve eşine taziyelerini ilettiğini, bunun insani görevi olduğunu kaydeden Davutoğlu, "Kendisini arayıp konuştum, nezaketle telefonuma çıktı. Kendisine ve hanımefendiye taziyelerimi ilettim. Bu benim insani görevim, herhangi bir şekilde lütufta bulunmuş değilim. Aldığımz kültürün gereğidir. Fakat daha sonra Sayın Kılıçdaroğlu yine bu eleştirilere, bana da hakaret ederek neredeyse devam ediyor olması beni derinde üzmüştür" dedi.

AK Parti Tunceli İl Kongresine gittiğinde önüne Kılıçdaroğlu'nun Antalya'da yaptığı konuşmayı getirdiklerini, yanıt vermek istemediğini anlatan Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Kim ne yaparsa yapsın, ne derse desin bizim kendi standartlarımız var, başkalarının standardını kendimize ölçü almayız. Onun için de bugün de Sayın Kılıçdaroğlu'na hiçbir şekilde cevap vermeyi düşünmüyorum. Dün de cenaze merasiminde yine ağır bir siyasi polemik yaptı ve doğrudan hakaretamiz ifadeler kullandı. Kendisine, acısına, ama en fazla da anne acısı yüreğimi yaktı diye ifadesini okuduğum ve anne acısını iki kez tatmış birisi olarak muhterem eşlerine hürmeten bugün kendisinden bahsetmeyeceğim. Ama buradan bütün siyasi liderlere çağrıda bulunuyorum; gelin uslubumuzu değiştirelim. Siysi polemeğin en ağırını gerekiyorsa yapalım ama ne zaman yapacağmızı, hangi şartlarda hangi kelimelerle yapacağımız konusunda bir ahlaki standart geliştirilem. Siyasi başarılar gelir gider ama ahlaki standartlar kayboldu mu hayatımızın özü, manası kaybolur. Bu çağrıyı bütün siyasi liderlere yapıyorum. Acıyı paylaşmayı da bilirim. Acı sadece ortak acılarımız değildir, maden faciasında olduğu gibi, aynı zamanda kişisel acılardır.

Sayın Kılıçdaroğlu'nun bugünkü tutumuna bakacağım, yarın Şanlıurfa'daki il başkanları toplantımızda  gerekli cevabı vereceğim. Bu cevabı da kişisel olarak ona değil, devlet kurumunu koruma sorumluluğuyla vereceğim. Milli İstihbarat Teşkilatımız bir devlet kurumu olarak bütün miletin hizmetindedir. Başbakan olanak doğrudan bana bağlı ama bütün milletin hizmetindedir. Ben de ona talimat verirken herhangi bir parti veya gruba karşı tutum alması talimatı vermem. Onların devlet ahlakı da bunu yapmaz zaten. Ama dış ve iç güvenlikle ilgili  tedbirleri konusunda görevini yapar. Sadece şunu zikretmek istiyorum -yarın detayına gireriz gerekirse- 7 Şubat'ta MİT'e yönelik operasyonunun arkasında kimler varsa, bu iddiaların arkasında da o çevrelerle CHP işbirliği var. Biz de MİT'i veya herhangi bir kurumumuzu böyle bir işbirliğine kurban etmeyiz. "

-"Hangi zihniyete sahip çıkyorsunuz Sayın Bahçeli?"

Herhangi bir taziye durumu olmadığı için MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye cevap vermenin zaruret olduğunu belirten Davutoğlu,  ağır hakaretlerle üstlerine geldiği için bütün konuşmasını dinleyip yanıt vermek istediğini söyledi.

Bahçeli'nin "ihanet" kelimesini çok rahat kullandığını kaydeden Davutoğlu, "Hemen ihanet... Peki kim kime neyi ihanet ediyor? Neye karşı çıktığımızı beraber görelim. Kendisine hatırlatmıştım; Dersim de suçlu suçsuz bir hukuk içinde kendinde değerlendirilir. Ama 13 bin kişinin ölürüldüğü ve devlet kayıtlarına geçen şekliyle her tür silahın kullanıldığı, çoluk çocuk kadınların da öldürüldüğü bir vaka varsa ve ondan çok değil 5-6 sene sonra aynı devlet zihniyeti eğer Bahçeli'nin lideri rahmetli Türkeş, Türk dilinin önemli öncüleri Fethi Tevetoğlu, Reha Oğuz Türkkan, Zeki Velidi Togan'ın tabutluklara koymuşsa ve koyarken de devrin savcısı Kazım Öçal aynen bugün Bahçeli'nin kullandığı tabirle bunlara 'ihanet içindedirler, bunlara zulmedildiği söyleniyor, doğru, zulmedilmiştir, zulmedilmeye devam edecektir' demişse, hangi zihniyete sahip çıkyorsunuz Sayın Bahçeli? Tek parti dönemine sahip çıkmak size mi kaldı?" diye konuştu.

Davutoğlu, "Dersim katliamını planlayan ideologlar ve diğer temsilcilerin bazı sözlerin"den örnekler okudu. Naşit Hakkı Uluğ'un, "Dersim elbete kendiliğinden adam olmaz, ne yapacaksa devlet yapacak, Dersim'i  adam edecek" dediğini aktaran Davutoğlu, "İşte onların savunduğu devlet anlayışı bu. Bizim savunduğumuz devlet anlayışı ise millet adamdır, adam edilmez. Millete hizmet edilir ancak. Millet derken de milletin bütün kesimleri bunun içindedir" dedi.

Mülkiye Müfettişi Hamdi Bey'in "Dersim Cumhuriyet için bir çıbandır" dediğini,  3 Mayıs 1944 davasını hazırlayan Savcı Kazım Öçal'ın da milliyetçileri çıban olarak gördügünü,  " 28 Şubat'ın savcısı Vural Savaş'ın da o dönem iktadar partisine 'kanserli ur' dediğini" ifade eden Davutoğlu, "Aramızdaki devlet anlayışı farkı bu... Milletin bir kesimine çıban, ur diye bakan anlayış bitmiştir. Eski Türkiye anlayışıdır. Yeni Türkiye anlayışında bu milletin hiçbir kesimi ne urdur ne çıbandır, hepsi saygıya layıktır, hepsi saygıyı haketmektedir" görüşünü kaydetti.

İbrahim Tali Bey'in "Bütün Dersim'in dışarıyla ilişkileri kesilerek saldırılara ve ticarete engel olmak gerekmektedir. Bu yolla  aç kalacak olan halka zamanla kendisine sığınmaya mecbur etmek gerekir" dediğini kaydeden Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Aç kalacak olan halk... Hani suçlu ile suçsuz ayırımı? Hani nerede? Bir şehir, bir kesim toptan suçlu ilan edilebilir mi, açlığa mahkum edilebilir mi? Ama sadece 37, 38, 39 Türkiyesi değil,  Başbakanlık'ta çıkardım 94'te yayınlanmış genelge var. Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da bazı yerlere 50 kilodan fazla un tutmak yasaktı, şehirlerde, Tunceli'de. Giriş ve çıkışlarda gıda kontrolü yapılırdı. Şimdi AK Parti'nin Türkiye'yi nereden nereye getirdiğini herkes görsün ve anlasın. Bizim karşı çıktığmız zihiyet bu. Sayın Bahçeli şunu diyor, yani biz ihanet içindeyiz ya, kendisi devletin bekasını düşünüyor ya. Bir an düşünün; gerçek milliyetçiler, gerçek MHP'liler bu zihniyeti kabul etmez, tek parti zihniyetini kabul etmez. Eğer böyle bir zihniyet hakim olsaydı, yani bir kesimi, bir toplumu ur, çıban gibi gören, adam edilmesi gerektiğini gören zihniyet şu gün iktidarda olsaydı, Suriye'de, Irak'ta etnik ve mezhebi ayırımla ortalık ateş yerine dönmüşken Türkiye ne halde olurdu? Sayın Bahçeli'ye bir çağrıda bulunuyorum, meydan okuyorum ve soruyorum; Tunceli, Türkiye'nin bir vilayeti mi? Evet, şüphesiz evet ve hep Türkiye'nin parçası olarak kalacak. Peki siz bütün Türkiye'ye hitap ediyor musunuz? Hitap etmeye çalışıyorsunuz. Buyurun gidip ve bu söylediklerinizi Tunceli'de söyleyin, cesaretiniz ve yüreğiniz varsa... Dönün o halka deyin ki 'o gün öldürülenlerin hepsi vatan hainiydi.' Onların torunlarının yüzüne bakarak deyin. Bakalım Tunceli'ye girebilecek misiniz? Ben dün Tunceli'deydim, yarın Tunceli'de olacağım, bir sene sonra olacağım, 10 sene sonra olacağım, 100 sene sonra olacağım."

-"Bunların hepsini savunacak mısın Sayın Bahçeli?"

Davutoğlu, "Toroslardan gelen bir Sünni Türkmen olarak söylediğini" belirterek, "Dersim'e Dersim dememize hazret kızmış. Ben Toroslarda Konya'nın Taşkenti'nde doğdum. Taşkent'in adı 30'lu yıllara kadar adı Pirlerkondu idi. Adında pir geçtiği için ismi değiştirildi. Çünkü pir, İslami anlam taşıyor diye. Aynı yıllar... Elaziz nasıl Elazığ oldu? Elaziz, Esmay-ı Hüsna'dır. Sultan Abdülaziz'i temsil ettiği için değiştirildi. Diyarbekir, niye Diyarbakır oldu? Çünkü Bekir, Bin Vail ile atıftır. Hz. Ebubekir döneminde Müslüman olan Bekir Bin Vail'in torunlarının Diyarbakır'a gelip orayı İslamlaştırdığı için Diyarbekir'dir. Bütün tarih boyunca Diyarbekir olmuştur, bir anda Diyarbakır oldu. Tunceli, Diyarbakır... Şimdi bunların hepsini savunacak mısınız sayın Bahçeli? İçinde pir geçti diye isimlerinin yasaklanmasını savunacak mısınız? Biraz tarih okuyunuz" dedi.

Hacıbektaş'ta ve Tunceli'de Horasan erenlerini saydığına işaret eden Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Saydım çünkü biliyorum. Peki Sen Tunceli'de Dersim'e manevi misyonu biçmiş görülen ve bütün Dersim'in saygıyla andığı Baba Mansur'un, Hoca Ahmet Yesevi'nin hocası Arslan Baba'nın oğlu olduğunu biliyor musun? Her kelimende, her konuşmanda Hoca Ahmet Yesevi'ye atıf yapıyorsun. Hoca Ahmet Yesevi'nin çilehanesinde ben kaldım. Ona hürmeten, onun hemen yakınında olan Arslan Baba'ya ayrıca gidip ziyarette bulundum, huzurda divana durdum. Ben Hoca Ahmet Yesevi'nin yolunu takip eden Hz. Mevlana, Ahi Evran çizgisinde bir Süni Türkmen olarak Tunceli'ye gidip Hoca Ahmet Yesevi'ye irfanı öğreten Arslan Baba'nın oğlu Baba Mansur'un huzurunda divan durmuşsam bunda rahatsızlık duyacak ne var? Birinin Zaza olması, birinin Türkmen olması bir şey farkeder mi? Hepsi Horosan erenidir, hepsi bizimdir, hepsine hürmet ediyoruz.

İhanetli suçladığı kişinin tarihi referanslarına baksın, sonra gelsin İç Anadolu'da medreseleri kapatıp sadece şapka yasağına muhalefet ettiği için idama yürüyen insanların olduğu diyarlarda nereye gittiği belli olmayan insanlara tek parti zihniyetini savunsun. Ben Tunceli'de söylediklerini Konya'da, Kayseri, Bursa'da, Edirne'de de  söyleyeceğim ve milletim anlayacak. Ama  O Ankara'da söylediklerini acaba Tunceli'de söyleyebilecek mi? Ankara'da savunduğu tek parti zihniyetini, Hz. Mevlana'nın türbesine girişi paralı yaparak, türbeyi müzeye dönüştüren tek parti zihniyetinin olduğu Konya'da söyleyebilecek mi, Ahi Evran'ın diyarında söyelebilecek mi? Ben niye Hacı Bektaş-ı Veli, Hz. Mevlana'da ücretleri kaldırdım? Çünkü o Horasan erenlerine, aziz insanların huzuruna para ödenerek girilmez. Bu bir alışveriş değildir, manevi haldir. O manevi hali yaşarken şu kadar lira ödeyip içeriye girip yaşayın denmez. Niye kondu ücretler? Çünkü  o tek parti zihniyeti o dergahları yasak addetti,  girişi temin etmek, sekülarize etmek için parayı koydu. O dergahların maneviyatı ister Alevi, ister Sünni, ister Türk, ister Kürt, ister Zaza olsun ihya edilecek. Selam olsun Horosan erenlerine. Hangi dili konuşuyorsa konuşsun Horasan erenlerini takip eden vatandaşlarıma selam olsun. Bizi bu yoldan kimse alıkoyamaz. İhanet suçlamasını ise aynen kendisine iade ediyorum. Olayı takip etmiyor. Söylüyorum, ben gelecek hafta da istersem yarın da Türkiye'nin her köşesinde, her kesimden vatandaşımla kucaklaşırım, gönül alır gönül veririm. Buyurun sayın Bahçeli, işte ispat. Er meydanı burada. Söyleyin bu söylediklerinizi Türkiye'nin her yerinde. Gerçek milliyetçilik milletin değerlerine sahip çıkmak, milletin varlığını, birliğini, beraberliğini temin edecek şekilde milletin her bir ferdini gönlüne, yüreğine basmaktır. Biz bunu yaptık, yapmaya devam edeceğiz."

Davutoğlu, Bahçeli'nin "yeni keşfetmiş gibi" 10 öneride bulunduğunu belirterek, "Takip etmiyor, söylediklerimizi dinlemiyor. 10 önerinin yedisini zaten biz yaptık Sayın Bahçeli. Çoktan yaptık. Alevi araştırmaları merkezi kurduk. Alevi klasiklerinin hepsini bastık. ya Bahçeli, günaydın, günaydın. Söylediği birçok şey yapıldı, diğerleri yapılma aşamasında. ama şu ucuzluğa gidiyorlar. CHP de yapıyor bunu. Bizim zaten söylediğimiz şeyi söylüyor" dedi.

-"Çok takdir ettim"

Kılıçdaroğlu'na bir borcunu da ödemesi gerektiğini ifade eden Davutoğlu, "Gerçekten çok takdir ettim. Sayın Kılıçdaroğlu'na bir takdirimi ifade edeyim; Irak Türkmenlerini kabulünde 'sizin idealiniz bizim idealimiz, sizin sorunlarınız bizim de sorunlarımızdır, sizi unutmayacağız' dedi.  El hak doğru, tebrik ederim. Şunu da söylemiş; 'Nerede bir ezilen, sorunu olan, zalimin zulmune uğrayan varsa yanında mutlaka CHP vardır, varolmaya devam edecek.' İşte CHP'den duymak istediğimiz sözler bu. Bunlar bizim yıllardır söylediğimiz, yıllardır duymak istediğimiz sözler. Ama Irak Türkmenlerini kabul edip bunu söyedikten sonra şimdi ricam Bayırbucak Türkmenlerini de kabul etsin,  aynı şeyi söylesin, onları da bağrına bassın. Onlar da zalimin zulmüne uğradılar. Ne güzel, bakın bizim dilimiz bütün siyasetin dili olmuşsa bundan mutluluk duyarız. Artık herkes mazlumun yanında olmayı, zalimin karşısında olmayı benimsemişse AK Parti felsefesi yayılıyor demektir. Bundan da sadece mutluluk duyarız. Neden yaptınız demeyiz. Tebrik ediyorum" diye konuştu.

Davutoğlu, Bahçeli'ye, "tek parti zulmüne sahip çıkma" dediğini belirterek, "Hani çatıda anlaştınız, Ekmeleddin çözümü üzerinde anlaştınız. Ama çatıda anlaştınız diye tek parti kervanının arkasına takılıp gitme Bahçeli. Milletin yüzüne bakamazsın. Ne doğuya, ne güneye, ne iç anadoluya bakamazsın. Bizim siyasi anlayış farkımız budur, bunu korumaya devam edeceğiz" şeklinde konuştu.

Konuşmasının sonunda  kongrelerde gördüğü şevk ve heyecandan mutluluk duyduğunu,  her kongrede demokrasi şöleni yaşandığını alatan Davutoğlu, arka arkaya yapılmış iki seçimin yorgunluğu ve rehavetinin olmadığını dile getirdi. Erzurum, Kars, Balıkesir ve Kırklareli'nde olacağını belirten Davutoğlu, bunu tesadüfen takvimlendirmediklerini, Cumartesi ülkenin doğusunda, Pazar günü ise ülkenin batısında olacağını, bu takvimin bile kuşatıcılıklarının sembolü olduğunu kaydetti.

Davutoğlu, bir taraftan devlet idare etmeye ve reform yapmaya, diğer  yandan da Türkiye'nin her köşesinde vatandaşlarla buluşmaya devam edeceklerini belirterek, "Çünkü bu yol gönül yoludur, millet yoludur, milletin her birini kucaklama yoludur. Allah bu yolda bize güç ve kuvvet versin" dedi.

- TBMM

Kaynak: AA

Son Dakika Politika AK Parti TBMM Grup Toplantısı - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement