Akdoğan: "Nevruz'da Sürece Hız Kazandıracak Rüzgarlar Estirmek Gerekiyor" - Son Dakika
Güncel

Akdoğan: "Nevruz'da Sürece Hız Kazandıracak Rüzgarlar Estirmek Gerekiyor"

Akdoğan, AA Editör Masası'na konuk oldu-Başbakan Yardımcısı Akdoğan: (1)-"Çözüm Süreci, AK Parti'ye duyulan güven sayesinde devam ediyor.

18.03.2015 13:12
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Akdoğan, AA Editör Masası'na konuk oldu-Başbakan Yardımcısı Akdoğan: (1)-"Çözüm Süreci, AK Parti'ye duyulan güven sayesinde devam ediyor. Bu süreci Tayyip Erdoğan başlatmıştır. Ona duyulan güven sebebiyle büyük bir toplumsal destek oluşmuştur ve Hükümet'e duyulan güvenle bu süreç devam etmektedir"-"Nevruz'da karşı rüzgarlar estirmek yerine sürecin yelkenini şişirecek şekilde hız kazandıracak rüzgarlar estirmek gerekiyor. Bu anlamda Nevruz önemli bir aşamadır. Eğer bu süreç seçimden önce bir noktaya ulaşacaksa önümüzdeki her ay önemlidir ve kritiktir. Nevruz da buna ivme kazandıracak bir fırsattır diye düşünüyorum. Öcalan'ın kongre çağrısının vakit geçirilmeksizin hayata geçirilmesi demek, önümüzdeki bir iki ayda zaten somut bir gelişme yaşanması demektir"-"(HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş'ın açıklamaları) Kendi hareketinin, kendi kitlesinin geleceği üzerine bir plan, hesap yapmak yerine, başkalarının nasıl engelleneceği üzerine siyaset yapan bir tarz. Aslında bu CHP'nin siyaset tarzının bir benzeri. Bu yüzden Demirtaş siyaseti ile CHP siyaseti ruh ikizi olarak da adlandırılabilir"-"AK Parti kaybetsin de ülke batarsa batsın anlayışı. Zamanında Sayın Cumhurbaşkanımız için 'Muhtar bile olamaz' denmişti ama süreçte neler olduğunu hep birlikte gördük. Demek ki akıllanmamışlar"-"( Cemil Bayık'ın açıklamaları) Ben teröristim, istediğime hakaret edebilirim diye bir anlayışa sahipse, kimse kusura bakmasın, Çözüm Süreci var diye bunların saygısızlıklarını sineye çekecek değiliz. Misliyle de gereken cevabı veririz. Bu şahıs, yetersizliği sebebiyle 30 yıldır kenarda duruyordu şimdi sanıyorum bir pozisyon elde etmiş. Bu olsa olsa Öcalan'ın kuru söğütten düdük yapabilme becerisini gösterir" Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Çözüm Süreci'nin, AK Parti'ye duyulan güven sayesinde devam ettiğini belirterek, "Bu süreci Tayyip Erdoğan başlatmıştır. Ona duyulan güven sebebiyle büyük bir toplumsal destek oluşmuştur ve Hükümet'e duyulan güvenle bu süreç devam etmektedir" dedi.Akdoğan, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Yalçın Akdoğan, "Çözüm Süreci'nde, HDP ile yapılan ortak açıklamanın önemini vurgulayarak Nevruz'un bir dönüm noktası olacağını söylediniz. Nevruz'da Çözüm Süreci'ne ilişkin yeni bir gelişme bekleyebilir miyiz?" sorusunu yanıtlarken bu süreci seçime endekslemeden yürüttüklerini söyledi.Bir an önce çözüme ulaşılması için gelecek her ayın kritik önemde olduğunu vurgulayan Akdoğan, şöyle devam etti: "Bu yüzden Nevruz'da karşı rüzgarlar estirmek yerine sürecin yelkenini şişirecek şekilde hız kazandıracak rüzgarlar estirmek gerekiyor. Bu anlamda Nevruz önemli bir aşamadır. Dediğim gibi eğer bu süreç seçimden önce bir noktaya ulaşacaksa önümüzdeki her ay önemlidir ve kritiktir. Nevruz da buna ivme kazandıracak bir fırsattır diye düşünüyorum. Öcalan'ın kongre çağrısının vakit geçirilmeksizin hayata geçirilmesi demek, önümüzdeki bir iki ayda zaten somut bir gelişme yaşanması demektir. Kongre çağrısının birkaç ay içerisinde gerçekleşmesi gerekir ki bu çağrı karşılık bulsun. Bu yüzden önümüzdeki her hafta her ay, kritik önemdedir. Bu tür süreçler seçimlere kurban edilmeyecek, siyasi çekişmelere, polemiklere, siyasi rekabetlere kurban edilmeyecek süreçlerdir. Biz de bu hassasiyete uygun şekilde bu süreci yürütüyoruz. İstiyoruz ki herkes bu hassasiyete müdrik olsun. Siyasi partiler arasında rekabet olabilir, polemikler olabilir ama sürece zarar vermeyecek bir üslupla bunlar yapılsın, bu rekabet yapılsın ve sürece yönelik hassasiyetler biraz daha üst bir yerde tutulsun."-"Demirtaş biraz da burada ön kesmeye yönelik açıklamada bulunuyor"Yalçın Akdoğan, "Nevruz mesajında kongre çağrısı bekliyorsunuz ama Selahattin Demirtaş böyle bir çağrı için tarih verilmeyeceğini söyledi. Bu konudaki görüşünüz nedir?" sorusu üzerine şunları söyledi: "Nevruz açıklamasında nelerin olup olmayacağını hep birlikte göreceğiz. Sayın Demirtaş biraz da burada ön kesmeye yönelik açıklamada bulunuyor. Hatırlarsanız 4 Şubat'ta HDP heyeti İmralı'ya gidip geldikten sonra, bu 28 Şubat'ta yaptığımız açıklama aslında daha erken yapılabilirdi. Kandil'in ve örgüt bileşenlerinin ayak diremesi sebebiyle 28'ine kadar uzamıştı süreç ama heyetin gittiği 4 Şubat'tan sonra da Selahattin Demirtaş benzer bir açıklama yapmış ve önümüzdeki günlerde yapılacak açıklamaya çok önem atfetmek, abartılı beklentiler içine milleti sokmak doğru değildir gibi bir tavır içine girmişti. Şimdi de Nevruz açıklamasından önce benzer bir tavır sergiliyor. Doğrusu buna çok anlam veremiyorum. Niçin Öcalan'ın mesajını, sürecin geldiği noktayı değersizleştirmeye, sıradanlaştırmaya dönük bir çabanın içerisindedir? Bu çok anlam verebildiğim bir şey değil ama süreçte yaşayıp göreceğiz hep birlikte, nelerin, hangi mesajların verileceğini."-"Demirtaş siyaseti ile CHP siyaseti ruh ikizi olarak da adlandırılabilir"Akdoğan, "Çözümün iki tarafı var. Bir tarafında Kandil, İmralı; bir tarafında devlet var. Diğer tarafa baktığımızda olumsuz mesajlar görüyoruz. Cemil Bayık'ın da bir açıklaması var, Cumhurbaşkanını 'diktatör' diye eleştiriyor, Selahattin Demirtaş'ın çok sert çıkışları oluyor. Bu durumu nasıl izah ediyorsunuz" ve "HDP'nin dünkü Meclis grup toplantısında da biraz şov mahiyetinde, 'Erdoğan'ı başkan yaptırtmayacağız' cümlesini 3 defa tekrarladı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" soruları üzerine şu değerlendirmeyi yaptı: "Bütün siyasi varlığını buna endeksleyen bir yaklaşım, grup konuşmasını sadece buna teksif eden... Buna menfi siyaset denir. Yani kendi hareketinin, kendi kitlesinin geleceği üzerine plan ve hesap yapmak yerine başkalarının nasıl engelleneceği üzerine siyaset yapan bir tarz. Aslında bu, CHP'nin siyaset tarzının bir benzeri. Bu yüzden Demirtaş siyaseti ile CHP siyaseti ruh ikizi olarak da adlandırılabilir. Yani 'AK Parti kaybetsin de ülke batarsa batsın' anlayışı. Zamanında Sayın Cumhurbaşkanımız için 'Muhtar bile olamaz' denmişti ama süreçte neler olduğunu hep birlikte gördük. Demek ki akıllanmamışlar, aynı kafa yapısı aynı zihniyet, benzer bir tarzda bir siyaset yapmayı sürdürüyor. Bu ruh, şimdi HDP'de hortlamış görünüyor. Bir kısım medyanın desteğini alınca onların ağzıyla konuşmaya başladığı anlaşılıyor Demirtaş'ın. Bir kere bir partinin kendi varlığını, başkasının yokluğuna bağlaması trajikomik bir durumdur. Siz, pozitif siyaset yaparsınız, kendi projelerinizi ortaya koyarsınız, kendi varlığınızı geliştirmeyi esas alırsınız, başkasının yokluğu üzerinden menfi siyaset yapmak size fayda sağlamaz. Demirtaş, bu açıklaması ile geleceğe matuf olarak çünkü bir deklarasyon yapıyor hem HDP kitlesinin hem de Öcalan'ın iradesine ipotek koyan bir tarzı var. Bunu zaman içerisinde de gördük. Şimdi partinin gelecek iradesine de ipotek koyuyor. Gelecekte de bunu hiç kimse yapamaz gibi. Bu antidemokratik bir tavırdır."- "Çözüm süreci AK Parti'ye duyulan güven sayesinde devam ediyor"Akdoğan, Erdoğan karşıtlığının tek başına bir siyaset tarzı olmaması gerektiğini ve olamayacağını vurgulayarak şöyle devam eti: "Bunu deneyenler de bugüne kadar iflah olmamışlardır, bundan sonra da olmayacaklardır. Zaman zaman da AK Parti'ye hiç güvenmediklerini vurguluyor. Bu sıralar bunu çokça yapıyor. Süreç ne zaman olumlu bir noktaya gelse AK Parti karşıtlığı, Erdoğan düşmanlığı üzerinden bir güvensizlik aşılamaya çalışıyor. Bir kere şunu görmemiz lazım. Çözüm süreci AK Parti'ye duyulan güven sayesinde devam ediyor. Bu süreci Tayyip Erdoğan başlatmıştır. Ona duyulan güven sebebiyle büyük bir toplumsal destek oluşmuştur. Hükümete duyulan güvenle bu süreç devam etmektedir. Siyasi rekabet başka bir şeydir, provokatiflik başka bir şeydir. Demirtaş'ın yaptığı, biraz budur. Bayık'ın açıklamalarından gelirsek burada kimse Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanına hakaret etme, saygısızlık yapma hakkına sahip değildir. 'Ben teröristim istediğime hakaret edebilirim' anlayışına sahipse kimse kusura bakmasın Çözüm Süreci var diye bunların saygısızlıklarını sineye çekecek değiliz. Biz, gereken cevabı veririz. Bu şahıs, yetersizliği sebebiyle 30 yıldır kenarda duruyordu, şimdi sanıyorum bir pozisyon elde etmiş. Bu, olsa olsa Öcalan'ın kuru söğütten düdük yapabilme becerisini gösterir. Bunun ötesinde de bir anlamı olmaz."-"Empati çift taraflı yapılır, tek taraflı empati olmaz"Başbakan Yardımcısı Akdoğan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Kürt sorunu yoktur" açıklamasının hatırlatıması üzerine Erdoğan'ın Çözüm Süreci'ni başlatan kişi olduğuna işaret ederek şunları söyledi: "Süreci başlattığı zaman bu partilerin hiçbiri Mecliste bile yoktu. Herkesin statükocu kesildiği bir dönemde çok ileri bir adım olarak çok cesur ve kararlı bir şekilde bu süreci başlatan, paradigmayı değiştiren, red, inkar, asimilasyon politikasına son veren, tarihi adımları atan, sessiz devrim denilen gelişmeleri kaydeden Sayın Erdoğan'dır. Bu yüzden birtakım sözler üzerinden kimse onu farklı bir yerde konumlandıramaz. Bu sözün kelimelerine takılmadan muradını anlamaya çalışmak lazım. Türkiye'de demokratik siyaset AK Parti döneminde çok güç kazanmıştır. Bu kadar güçlenen bir demokratik siyaset zemininde artık her şey tartışılıyor, konuşuluyor ve çözüm yoluna konulabiliyor. Bu sorunun tartışıldığının varsayıldığı dönemlerde kimse bunu konuşamıyordu. 'Kürt' kelimesi kullanılamıyordu. Şimdi o dönemlerden bu günlere geldik. Yani demokratik siyaset içinde artık bu sorun bir noktaya gelmiştir ve her şey özgürce konuşulabilmektedir, her türlü aykırı görüş dile getirilebilmektedir. Bunu kabullenmek gerekir ve buna dönük bir vurguyu ifade etmektedir bu. Burada artık biraz da şunu görmemiz lazım. Sürekli ajitasyon yapmak, sürekli negatif yönlere vurgu yapmak, sürekli bir kesimin meselelerini ülkenin bütün meselesi buymuş gibi takdim etmeye çalışmak, bu doğru değildir. Buna bir vurgudur bu. Bugün batının Türklerin kaygılarını da daha fazla gözeten bir yaklaşıma da ihtiyaç vardır. Bu sürecin geleceği buna da bağlıdır. Bu sürecin sonuca ulaşmasını isteyenler veya bir kesimin birtakım meselelerini de gündeme getirenler, bu gerçeği de görerek bunu yapmak durumundadırlar." Eskiden farklılıkların yok sayıldığını, şimdi farklılıkların kabul edildiğini belirten Akdoğan, "Artık sürekli farklılıklara vurgu yapmak yerine birlikteliklere, ortak noktalara vurgu yapmak lazım. Birlikte nasıl bir gelecek inşa edeceğiz, buna vurgu yapmak lazım. Sürekli farklılıkları kaşımak yerine birliklere, ortak noktalara vurgu yapan bir dil kullanılması da gerekiyor. Özellikle sorunu sürekli kaşıyan ve konuşanların bunu artık yapması gerekiyor ve bu bekleniyor. Sen Türklerin kaygısını, batının hassasiyetini de dile getireceksin. Empati çift taraflı yapılır, tek taraflı empati olmaz. Buradaki insan ne düşünüyor, hangi kaygısı var? Bunu da gözeten bir yaklaşım geliştirilmesi gerekiyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu noktadaki ortaya koyduğu çerçeveyi ben böyle anlıyorum" diye konuştu.Demokratik siyasete inanılması, güvenilmesi gerektiğine vurgu yapan Akdoğan, "Bunu güçlendirmek büyük önem taşımaktadır. Her türlü sorunu bunun içerisinde konuşacağız. Ama birbirimizi empati yaparak, anlayarak. Kaygıları gözeterek bunu yapacağız, yoksa bütün herkes toplansın birisinin meselesi için gecesini gündüzüne katsın. Hepimizin meseleleri için gecemizi gündüzümüze katacağız ve hep birlikte yapacağız. Buradaki hassasiyet budur diye düşünüyorum." ...

Akdoğan: "Nevruz\'da Sürece Hız Kazandıracak Rüzgarlar Estirmek Gerekiyor"
Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Akdoğan: 'Nevruz'da Sürece Hız Kazandıracak Rüzgarlar Estirmek Gerekiyor' - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement