Almanya'da camilerin kundaklanması -

Almanya Müslümanlar Koordinasyon Konseyi (KRM) Sözcüsü Ali Kızılkaya, 19 Eylül'de Müslümanlara ait sivil toplum kuruluşlarınca yapılacak etkinliğe ilişkin, ''İbadethaneler barışın merkezidir. Hiç kimsenin barışa dokunmasına izin vermememiz gerekiyor. Bunun için Almanya genelinde Alman toplumunu da çağırarak adaletsizliğe,

kin ve nefrete karşı bir duruş sergilemek için böyle bir etkinlik planladık" dedi.

KRM'ye bağlı Müslümanlara ait sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, Federal Basın Merkezi'nde düzenledikleri basın toplantısında, 19 Eylül Cuma günü Almanya genelinde, ''Müslümanlar nefrete ve haksızlığa karşı ayağı kalkıyor'' sloganıyla düzenlenecek etkinlikle ilgili bilgi verdi.

KRM Sözcüsü Kızılkaya, cuma günü yapılacak etkinliğin kin ve nefrete ve adaletsizliğe karşı Müslümanların düzenlediği bir aksiyon olduğunu belirterek, etkinliğin ülke genelinde 8 ana merkezde düzenlenmesini öngördüklerini ifade etti.

Almanya'da ağustos ayında 5 camiye saldırı yapıldığına dikkati çeken Kızılkaya, eylemde Müslümanların endişelerini dile getirmek ve toplumun dayanışma göstermesini talep ettiklerini kaydetti.

''Almanya'da camiye saldırmak Almanya'ya saldırmak, Alman toplumuna saldırmak, hepimize bir saldırmaktır'' diyen Kızılkaya, başka ibadethanelere saldırılar yapılması durumunda da aynı şeyin geçerli olacağını ifade etti.

Kızılkaya, ''İbadethaneler kutsal yerlerdir. İbadethaneler barışın merkezidir. Hiç kimse barışa dokunmasına izin vermememiz gerekiyor. Bunun için Almanya genelinde Alman toplumunu da çağırarak adaletsizliğe, kin ve nefrete karşı bir duruş sergilemek için böyle bir etkinlik planladık'' şeklinde konuştu.

Camilere yapılan saldırılardan sonra toplumun kısmen sessiz kaldığını, siyasilerin tepkilerinin de geç geldiğini vurgulayan Kızılkaya, bunun da Müslümanları endişelendirdiğini ve üzdüğünü kaydetti.

Bu saldırıların toplumun beraber yaşamasına yönelik bir saldırı olduğunu belirten Kızılkaya, ''Onun için toplumun biraz daha güçlü bir sesle tepki göstermesi gerekirdi. Aynı şey siyasiler için de geçerli. Camiye saldırılar konusunda çok sessiz kalındı. Bunlar tepkisiz kalındığı müddetçe saldırı yapan insanları da cesaretlendirir diye de endişe ediyoruz. Toplumun herhangi bir parçasına bu boyutta bir saldırı olduğu zaman beraberce ses vermeyi talep ediyoruz'' diye konuştu.

Kızılkaya, polisin saldırılarla ilgili yetkililerini geç bilgilendirmesini de eleştirerek, özellikle Berlin Eyaleti İçişleri Bakanı Frank Henkel'in saldırıdan iki hafta sonra camiyi ziyaret etmesinin kendilerini üzdüğünü kaydetti.

- Ortadoğu'ya savaşa gidenler

Suriye ve Irak'a savaşmaya giden gençler konusunda da değinen Kızılkaya, Müslümanların dinini güzelce yaşaması ve Almanya'da İslami en güzel şekilde temsil etmesi gerektiğini belirtti.

''Bu toplumda bazı gençler yanlış yollar düşüyorsa bu toplum için bir kayıptır, bizim için bir kayıptır. Bu konuda toplumdaki endişeleri, üzüntüyü biz de paylaşıyoruz. Her giden genç bir kayıptır'' diyen Kızılkaya, sözlerine şöyle sürdürdü:

''Bunların sorumlusu veya mesulü ilk etapta kurtarıcısı İslami kuruluşlar değil. Bunların hangi sebepten gittiğini bilemiyoruz. Bu toplumun üzen bir boyut. Bu konuda bizim de endişelerimiz var. Gençlerin bunalıma düşmemesi ihtiyaçlarını karşılayabilmek için çalışmaları daha iyi yapmamız lazım Bu konuda Alman toplumu endişeli. O endişeleri anlıyoruz ama bu endişelerin sebebi biz değiliz.''

Alman devletinin, söz konusu ülkelerden dönenleri tehdit olarak gördüğünü hatırlatan Kızılkaya, bu endişelerin haksız olmadığını, bu konuda güvenlik güçlerinin görevlerini yapması gerektiğini kaydetti.

- ''Birlikte durmanın ve kenetlenmenin sinyalini vermek istiyoruz''

Kızılkaya, Almanya'da radikalleşerek Irak ve Suriye'ye savaşmak için giden gençlerin sorununun dini olmaktan çok sosyal bir mesele olduğunu ve bunu toplumun birlikte çözmesi gerektiğini vurguladı.

Çoğulcu toplumun ve Müslümanların soruları olan ve cevaplar bekleyen bir dönemden geçtiğine dikkati çeken Kızılkaya, ''Birlikte durmanın ve kenetlenmenin sinyalini vermek istiyoruz'' ifadesini kullandı.

Etkinlikte ırkçılığa karşı, demokratik özgürlükçü temel düzenin sorumluluğunu üstlenmek ve aşırılığa karşı çıkmak için herkesin sesini yükseltmesi çağrısı yapacaklarını belirten Kızılkaya, bunun Almanya'da barış için birlikteliğe ve Ortadoğu'daki ihtilaflara olumlu etki yapmasını ümit ettiklerini söyledi.

- ''Ülkemizde halklar, gruplar ve dinlerimiz arasında nefret olmaması lazım"

Almanya Müslümanlar Merkez Konseyi Başkanı Aiman Mazyek de çok zor bir dönemden geçildiğini belirterek, Müslümanların haksızlığa karşı susmak istemediğini belirtti.

Azınlığın haksızlığının, çoğunluğun susmasıyla büyüdüğüne işaret eden Mazyek, ''Ülkemizde halklar, gruplar ve dinlerimiz arasında nefret olmaması lazım. Bundan dolayı çoğunluğun susmamasını istiyoruz. Bundan dolayı camilere yanıcı madde atıldığı zaman susmayan bir topluma müteşekkiriz ve bundan dolayı memnunuz'' sözlerini kaydetti.

Mazyek, Camilere yapılan saldırıların son yıllarda ve aylarda arttığını ve bunların korkutucu boyuta ulaştığını bildirdi.

Almanya Başbakanı Angela Merkel'in iki gün önce Yahudi düşmanlığına karşı yapılan eylemde sinagog ve camilere yönelik saldırılara açık bir şekilde karşı çıktığını hatırlatan Mazyek, bundan dolayı Merkel'e müteşekkir olduğunu kaydetti.

Mazyek, dayanışma ve saygı açıklamalarının önemli olduğunu ancak azınlığın haksızlığının büyümemesi için çoğunluğun sessiz kalmaması gerektiğini belirtti.

''Biz Müslüman çoğunluk olarak, teröristler ve caniler İslam'ın adını kötüye kullandığında susmak istemiyoruz'' ifadesini kullanan Mazyek, teröristlerin İslam adına konuşmadıklarını, İslam'ın emirlerini ayaklarıyla çiğnediklerini açık bir şekilde ortaya koymak istediklerini ifade etti.

Mazyek, bu konuda basın kuruluşlarına da "İslam" kelimesinin terör örgütü ve radikal kelimeleriyle kullanılmaması çağrısında bulundu.

- Radikalleşmeyle mücadele

İçişleri Bakanlığının Irak ve Şam İslam Devleti'nin faaliyetlerini yasaklamasını memnuniyetle karşıladıklarını ve bu konuda geç kalındığını belirten Mazyek, gençlerin radikalleşmemesi için önemlerin alınmasını talep etti.

Müslüman dernekler için toplumdaki birlikteliğin önemli olduğunu belirten Mazyek, ''Saldırı sinagoga yapılıyorsa Yahudiyim, örneğin Irak'ta Hristiyanlar baskı görüyorsa Hristiyanım, camilere karşı yanıcı madde atılıyorsa Müslümanım'' dedi.

İslam Kültür Merkezleri Birliği Genel Sekreteri Seyfi Öğütlü, ilk defa tüm camilerin katılımıyla cuma günü birlikte bir etkinlik yapacaklarını vurguladı.

Bu kapsamda Almanya'nın bütün camilerde hutbede bu konunun işleneceğini belirten Öğütlü, cuma namazından sonra da 9 ayrı şehirde siyasetçilerin ve toplumun farklı kesimlerinden temsilcilerinin katılımıyla bir aksiyon planladıklarını anlattı.

"Müslümanlar şiddete karşı oldukları, İslam dini adına haksızlıkların ve şiddet yapılamayacağı yönünde toplumsal bir mesaj verecekler" diyen Öğütlü, söz konusu şehirlerde seçtikleri camilerde KRM temsilcilerinin bir beyanname okuyacağını, ardından misafir hatibin konuşma yapacağını, daha sonra da birlikte barış için dua edileceğini kaydetti.

Öğütlü, Hannover kentindeki programa Almanya İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere'nin, Münih'teki programa da Almanya Göç, Mülteciler ve Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı Aydan Özoğuz'un katılacağını bildirdi.

- "İki toplumun daha çok birbirini tanımasını sağlamayı ümit ediyoruz"

Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Dış İlişkiler Sorumlusu Zekeriya Altuğ da Müslümanların olumsuz olaylardan kötü etkilendiğini belirterek, Müslümanların yıllarca sorumluluğunu yerine getirdiğini ancak bunun yeterli olmadığının görüldüğünü ifade etti.

Altuğ, ''Böylelikle iki toplumun daha çok birbirini tanımasını sağlamayı ümit ediyoruz. Bu şekilde de hem şiddete ve teröre hem de bize karşı yapılan haksızlıkların hepsine dikkat çekmeye çalışıyoruz'' dedi. Altuğ, Müslümanların bu ülkenin bir parçası olduğunu belirterek, bu gerçeğin toplum kabul etmesi gerektiğini kaydetti.

Almanya Müslümanlar Koordinasyon Konseyi (KRM), ülkede Müslümanlara ait 4 büyük sivil toplum kuruşu olan Almanya İslam Konseyi, Almanya Müslümanlar Merkez Konseyi, Diyanet İşleri Türk İslam Birliği ve İslam Kültür Merkezleri Birliğinden oluşuyor.

Öte yandan Berlin'deki Mevlana Camisi'nin 11 Ağustos'ta kundaklanması sonucu 1 milyon avroluk hasar meydana gelmişti. Bielefeld kentinde de aynı hafta içinde iki cami kundaklanmış, Oldenburg kentindeki Hacı Bayram Camisi'ne de molotofkokteyli atılmıştı. Schleswig-Holstein eyaletinin Mölln kentindeki Fatih Sultan Camisi'ne de poşet içinde çürümüş domuz eti bırakılmıştı.