Anayasa Mahkemesinin "Kürtçe" Kararı

AK Parti Grup Başkanvekili Ahmet Aydın, Türkçe dışında bir dilin siyasi propagandalarda kullanılmasının doğru olduğunu, bunun önünü de partisinin açtığını söyledi.

Aydın, AA muhabirine, Anayasa Mahkemesinin, Kürtçe konuşma yaptığı için cezalandırılan siyasetçilerin Anayasal haklarının ihlal edildiğine" yönelik kararını değerlendirdi.

Bu durumun, yeni Türkiye'nin geldiği noktayı gösterdiğini ifade eden Aydın, eskiden bir vatandaşın "Ben Kürdüm" demesinin suç olduğunu anımsattı.

Aydın, Kürt dili edebiyatı bölümünün açılması ve devlet okullarında Kürtçe'nin seçmeli dil olarak okutulmasını büyük gelişme olarak değerlendirdi.

Anayasa Mahkemesinin kararından önce, mevzuatta yaptıkları değişikle Kürtçe ile propogandanın önünü açtıklarını anlatan Aydın, şunları kaydetti:

"Artık propaganda dilinin sadece Türkçe'den ibaret olmadığını biz kanunlarca dercettik. Yani Türkçe dışında Kürtçe de propaganda dili kullanılacak. Bu düzenlemeyi biz yapmıştık. Bu AK Parti'nin de bakış açısını gösteriyor. Biz, ifade özgürlüğünün sınırsız bir şekilde kullanılmasını istiyoruz. Herkes toplantı yapsın, yürüyüş yapsın, gösteri yapsın. İstediği en aykırı fikirlerini bile açıklayabilsin ama toplantı, gösteri adı altında da bir yerlerin yağmalanması, molotofların atılması, dükkanların yakılıp yıkılması ve sokakların kan gölüne dönüştürülmesine de izin vermeyiz. Türkçe dışında bir dilin siyasi propagandalarda yer alması doğrudur. Bunun önünü açan da AK Parti iktidarıdır."

İfade özgürlüğünü sonuna kadar savunduklarını belirten Aydın, Anayasa Mahkemesinin kararını da doğru bulduğunu söyledi.

Ahmet Aydın, ifade özgürlüğü kullanılırken başkasının özgürlüğünün kısıtlanmaması, can ve mal güvenliğinin suistimal edilmemesi gerektiğini vurguladı.

Anayasa Mahkemesinin kararı

2009'da, yerel seçimler öncesinde o dönem Lice Belediye Başkanı Fikriye Aytin, kapatılan Demokratik Toplum Partisi Diyarbakır İl Başkanı Ali Şimşek ve Kadın Meclisi üyesi Sevi Demir, aday tanıtım toplantısında Kürtçe konuşmuştu.

Anayasa Mahkemesinin, 2012 yılında verdiği bir kararla siyasi partilerin faaliyetlerinde Türkçe'den başka dil kullananların cezalandırılmasına ilişkin 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 117. maddesini iptal etmesine rağmen, Lice Asliye Ceza Mahkemesi yargılamaya devam etmişti. Mahkeme, 2013 yılında başvurucuların ayrı ayrı 5'er ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar vermişti. Bu kişiler, Yüksek Mahkemenin iptal kararına karşın cezalandırılmalarının, ifade özgürlüğü ile suç ve cezaların kanuniliği ilkesinin ihlali niteliğinde olduğu iddiasıyla bireysel başvuruda bulunmuştu.

Anayasa Mahkemesi de Kürtçe konuşma yaptığı için cezalandırılan siyasetçilerin Anayasal haklarının ihlal edildiğine hükmetmişti.