Ankara Günlüğü - Son Dakika
Güncel

Ankara Günlüğü

CNN TÜRK'te, 30 Temmuz Pazartesi günü, CNN TÜRK Ankara Temsilcisi Hande Fırat Ankara Günlüğü'nde, Şafak Pavey ve Gürsel Tekin'i konuk etti.

31.07.2012 23:26  Güncelleme: 23:23
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Hf: hoşgeldiniz. Suriye'deki olaylar psikolojik harekat mıdır sizce? Siz kaygı duyuyor musunuz?

Şp: ben hükümetin hiçbir savaşın sonucunu düşünmeden bir maceraya atılmış olduğunu düşünüyorum. Savaşın sonuçlarını ve bilançosunu çok iyi biren biri olarak bm'de görev yapmış biri olarak, ırak'ı gören biri olarak bunların türkiye'ye çok kötü sonuçları olacağını düşünüyorum. Hükümetin kibirden gözü döndü diye düşünüyorum. Irak'ta herkes saddam gitsin istedi. Saddam gidince devlet yıkıldı. Peki modern bir demokrasi mi geldi hayır. Mezhep çatışmalarına döndü. Irak'tan bile ders alamıyorsak türkiyemize çok yazık oluyor diye düşünüyorum. Umarım bu kibirli tavır faturayı ağır ödememize neden olmaz.

Hf: gürsel tekin psikolojik harekat mı? Yoksa gidişat çok mu kaygı verici?

Gt: çok teşekkür ediyorum ve başlamadan önce şafak pavey'i tebrik ediyorum. Myk'ya girdi. Suriye'ye gelince biz aslında suriye iran ırak türkiye birbirimize çok benziyoruz. Örneğin bir arada bir çok mezhebin ve etnik kökenin olduğu ülkeler. Orda nolursa türkiye'yi ilgilendirmemesi mümkün değildir. Biz genelde sonuçları tartışırız. Nedenlere bakmayız. Hangi macera bizi bu noktaya getirdi? Bizim hesaplarımız nelerdi?

Hf: çok uğraşmadı mı türkiye? Yani esad verdiği sözleri tutmamış olabilir mi?

Gt: ne sözü vermiş. Ne sözü?

Hf: reform sözü.

Gt: o o ülkenin sorunudur. Bizim kendimize vazife edinip demokrasi getireceğiz. Biz nereye kadar. O zaman iran'a da götürücez. İran'da da aynı sıkıntı var. Böylesi bir demokrasi rolü üstlenirse sıra iran'a geliyor. Ortadoğu'ya baktığımızda hep böyle ülke dolu maalasef.

Peki ne planlaması yapıyoruz. Sormazlar mı dışişleri bakanına yahu demokrasi çok güzelse katar'a da getirin. Arabistan'a da getirin. Bu planları yapmak türkiye için çok yararlı değildir. Belli ki türkiye'nin kendisinin bir dış politikasının olmadığını görüyoruz. Nereden çıktı bu derseniz. Örneğin libya durumunu sn. Başbakan kaddafi'ye gitti çok ciddi ticari anlaşmalar oldu, ödül aldı. Daha sonra başka bir şey oldu ve sn başbakan'a şunu sormazlar mı? 6 sonra ne olup olmayacağını göremiyorsanız istihbaratınız bitmiş demektir.

6 ay önce gidip ödül alıyorsunuz 6 ay sonra ne oluyor. Sn. Başbakan'da boşluğa düşüyor biliyorsunuz "nato'nun ne işi var orada" dedi. Suriye'de de aynı şey geçerli. Suriye'de sn. Başbakan akp genel merkezi'nde "sadece türkiye'nin değil ortadoğu'nun güvencesi olacağız" dedi seçimden sonra. Peki ne oldu da bu noktaya geldik. Basbakan bush'la görüşmesinde suriye ile ilgili bu yönetim sorunu çözülürse ciddi sorunların olmayacağını söyluyor o tarihte.

Hf: şafak pavey'e dönelim hemen. O tarihten beri sivillerin öldüğünü düşünüyor musunuz?

Gt: bunları bakın hemen söyleyelim. Ordaa sivillerin ölmesini kabul eden bir anlayış içinde değiliz.

Şp: kesinlikle bir kere annan planına daha fazla şans verilmesi gerekiyor. Irak örneğini verdim. Saddam gitti demokrasi geldi mi? Demokrasi bir kültürdür. Yeni zalimler ve yeni mazlumlar yaratırsınız. Ortadoğu'da demokrasi bir kültür olamamıştır. Esad rejimi tabiki gitmeli ama bunun suriye halkının kararı ile olması gerekiyor. Dış güçlerle değil. Bi kere ülkeler egemenliği diye bir bm prensibi var. Hala muhalefetin ve bm temsilcilerinin sokulmadığı mülteci kamplarının olduğuna inanamıyorum. Neden biz orda bir şey mi saklıyoruz. Benim ülkem barış ülkesi olmalı, savaş çıkaran bir ülke değil. Çok büyük üzüntü duyuyorum.

Hf: hükümet sizi baasçı olmakla suçluyor. Siz baas rejimi yanlısı mısınız?

Gt: türkiye'de böyle bir parti aranacaksa o da 'ak parti'dir. Türkiye'nin iç barışa ihtiyacı olduğu dönemde ülkeyi mezhepsel bir çatışmaya götürecek yanlış bir davranıştır. İç siyaset malzemesi yaptılar.

Şp: bir yıl öncesine kadar esad ailesiyle tatile biz çıkmadık kaddafi'den ödül biz almadık. Tüm bunlar sorgulanmalı. Hangi lordlar değişti?

Hf: peki iktidarda chp olsaydı? 60 kez gidilseydi ve bir şey değişmeseydi sizde aynı tavrı takınmaz mıydınız?

Gt: efendim 60 kez niye gidelim. Anlayamakta zorluk çekiyorum.

Hf: aktif politika olamaz mı bu?

Gt: tabiki türkiye'nin aktif bir dış politikası olmalı. Ama eğer bir taşeronluk yapıyorsanız o zaman önünüze bu sıkıntılar gelir ve aşamazsınız. 69 kez neden gittiniz bir söyleyin. Kendi çıkarlarınız için mi gittiniz? Esad diyor ki "obama böyle istiyor." Başbakanla konuşmasından söz ediyorum gazetelere yansıdı. Ne demek obama böyle istiyor. Siz ne istiyorsunuz dedim sn. Başbakana. Şimdi bizim tabiki aktif bir dış politikamız olmalı. Burada suriye ile ilişkilerimizden dolayı 60 kez gidiyorsak ikna edici bir şeyler anlatmanız gerekiyor. Ama siz birilerinin taşeronluğunu yapmaya gidiyorsanız gidersiniz. İşte chp olsaydı 60 kez gitmezdi. Dış politikada da birilerinden talimat almazdı.

Hf: siz hükümetin doğrudan talimat aldığını söylüyorsunuz?

Gt: ama çok açık çok net yani.

Hf: şimdi konteynıra gelecek olursak. Genel başbakanınız posta gazetesi'ne biz olsaydık konteynır kurdurmazdık. Gelenler normal insan değil. Bunlar bela açar insanın başına dedi. Gitmeyi düşünüyor musunuz konteynır kente?

Şp: zaten denedik ama alınmadık biliyorsunuz. Şimdi bir kere orda hukuksuzluk var. Bir ülkede mülteci kampı kurmak için sınırdan 100 km, içeride kurmalısınız. Bu çok daha güvenli olsun. Bizimkisi uluslararası hukuk kurallarına uygun değil bir kere. Ayrıca, bir ülkenin seçilmişlerinin oraya sokulmaması gibi garip bir şey yok. Bunun dışında dünyanın birçok yerinde bu tür kamplarda çalıştım. Hiçbirinde bm yüksek komserliğinin kampa giremediğini görmedim. Hadi bizleri seçilmişleri de bırakalım orda gizli bir şey mi yapıyoruz çok merak ediyorum.

Oraya giren bazı yabancı basın mensupları var. Bunların şahit oldukları bizim basınıza yansımadı ama orda silahlı insanların olduğunu ve türkiye'ye bunu sağladıkları için teşekkür ettiklerini söylüyorlar. Ben bunu çok merak ediyorum. Bu fonlar nereye gidiyor. Mülteci kamlarının çoğunda çalıştım ortadoğu'daki. Yemen ırak ürdün... Nitekim bugün rakamlara bakıyoruz 200 bin küsür insan ürdün'e sığınmış durumda. Demekki bir korku ortamı var. Yeni gelecek lordların kendilerine yaramayacağını düşünüyorlar.

Hf: gürsel tekin. Davutoğlu suriye'nin kaldığı kamplara gitmemesini eleştirdi chp liderinin. Yeni bir girişim olacak mı ? Ve chp liderinin ahlaki formasyon eksikliği var dedi. Ne diyorsunuz.

Gt: dışişleri bakanı kendisini tarıf ediyor galiba. Böyle bir sorun varsa iktidarda var. Tahammülsüzlük yapıyor. Şimdi biz ana muhalefet olarak görevimiz yanlış gideni sorgulamak doğruyu desteklemek. Ki bunu yaptıkta suriye ile sıfır sorun dediklerinde destek verdik. Biraz önce safak'a da sordun 4 ülke birbirimize çok benzeşiyoruz. Biz şuanda şırnak'ta hakkari'de ne olduğunu bilmiyor muyuz?

Hf: sorunun temelinde kürt meselesi mi var yani?

Gt: tabiki o var. Siz o ülkenin rejimine karşı muhalifleri beslerseniz onlarda sizin muhaliflerinizi desteklemez mi?

Hf: yani muhalifleri desteklemek yanlış mı diyorsunuz?

Gt: elbette ya. Böyle bir şey olabilir mi. Bir muhalif oluşturuyorsunuz.

Hf: peki burada esad kalsın mi istiyorsunuz?

Gt: elbette kalsın istemiyorum. Böyle bir şey olabilir mi? Nerede diktatörlük varsa nerede zalim varsa gereği yapılsın. Ama bunu bir ülke değil. Uluslararası topluluklara niye üyeyiz biz. Baskı yaparsınız toplantıya çağırırsınız.

Hf: oradanda sonuç çıkmıyor. Veto hakkını kullanıyor bazı ülkeler.

Gt: niye çıkmıyor. O zaman onu konuşup tartışmamız lazım. O zaman demekki ciddi bir sorun var. Siz libya gibi bölmeye kalkarsanız suriye'yi de elbette bu kararlar çıkmaz.

Hf: chp'den suriye krizi ile ilgili fikir alındı mı? Hükümet projelerinden bilgi verdi mi.

Gt: valaha uçakla ilgili biliyorsunuz muamma içindeyiz. Önceden birçok haber oldu ama şimdi bütün bunlara bakıyoruz sağlıklı bir cevap almış değiliz.

Hf: gürsel tekin. Şimdi ahmet davutoğlu çarşamba günü barzani'yle görüşmeye gidiyor. Barzani'yi dürüst buluyor musunuz?

Gt: canım, ben kimin dürüst, kimin dürüst olmadığından ziyade sayın dışişleri bakanınıa sormak isterim, nereye gitmesi gerekiyor? Doğrusu, ırak'a gitmesi gerekmiyor mu? Irak'ta bir devlet var. Niye ırak'a gidemiyor?

Hf: maliki'yle barzani'nin de araları çok kötü ama.

Gt: türkiye'nin dışişleri bakanı niçin maliki'ye gidemiyor ya da cumhurbaşkanına gidemiyor? Bunun da sorgulanması gerekiyor. Yani şimdi bakıyorsunuz suriye'yle sorunumuz var, iran'la sorunumuz var, ırak'la sorunumuz var. Böyle bir dış politika olur mu allah aşkına? Yani eğer siz muhattap alacaksanız bir ülkeyle ilgili bir başka ülkenin sorunlarını konuşacaksanız o ülkenin devlet başkanı var, o ülkenin cumhurbaşkanı var. Ve o ülkenin cumhurbaşkanına, devlet başkanına gidemiyorsanız gidememe gerekçenizi anlatmak zorundasınız sayın dışişleri bakanı.

Hf: neden gidemiyor?

Gt: e sorun onu, onu da sayın dışişleri bakanına sorun. Çünkü maliki dedi ki "ben türkiye'yi düşman ilan ettim." Yanlış dış politikalar sonucu ne yazıkki ırak'la da düşman olur vaziyete geldik. Şu anda iranla düşmanız. Suriye'yle düşmanız. Irak'la düşmanız. Böyle bir dışpolitika olur mu, olabilir mi? Sıfır noktasında niçin oluyor bunlar? Siz talimatla dışpolitika yürütmeye kalkarsanız bu sorunlarla karşı karşıya kalacaksınız ve önümüzdeki günlerde ve önümüzdeki günlerde bu sorunlar daha da büyüyecek.

Hf: peki...

Şp: bana sorarsanız türkiye'nin bu birbirine girmiş bölgede, daha fazla burnunu sokmayıp bir an önce ülkemizin iç meselelerine dönüp kürt vatandaşlarımızın daha iyi, eşit vatandaşlık hakkını biraz daha düşünmeli, biraz daha bu konuda çalışmalıyız diye düşünüyorum.

Hf: şöyle bir şey düşünüyor musunuz? Kendi kürt sorununu halledemeyen bir ülkenin acaba, suriye'de ya da ırak'ta manevra alanı geniş midir dar mıdır?

Şp: işte size aynen bunu söyledim zaten. Yani bence burnumuzu sokmayıp bu karışıklıkta bence kendi iç meselemize bakıp kürt vatandaşlarımızla daha iyi daha kaliteli daha beraber nasıl yaşayabiliriz muhakka bunun üzerine daha fazla eğilmeliyiz.

Hf: şimdi buna döneceğiz ama acaba, başbakanın çok net bir açıklaması oldu. Orada dedi bir pkk yapılanmasına asla müsaade etmeyiz, eyvallah demeyiz gereken önlemi de alırız. Böyle bir durum olursa chp hükumetin yanında mı?

Gt: suriye'yle ilgili mi söylüyorsunuz?

Hf: evet.

Gt: ama şunu yani sayın başbakana sormak gerekiyor. Pkk'nın uzun süredir gerek iran'da gerek suriye'deki örgütlenmesini bütün dünya biliyor. Sayın başbakan bugün mü duydu? Allah aşkına böyle bir şey olabilir mi? Hani yeni mi keşfedildi? 15 yıl önce 10 yıl önce bunlar yazıldı çizildi. Ya bütün bunlara baktığımızda gerçekten bu konuda türkiye'nin bu konuda türkiye'nin bir öngörü sorunu mu var yoksa bu coğrafyada bir istihbarat sorunu mu var?

Hf: bunların hepsini öngörüyorduk dediler.

Gt: nasıl öngörülüyor? Yani suriye'deki, oradaki kamışlı'da, suriye'de ilk ayaklanma nerede oldu hande hanım? İlk daha hiçbir şey yokken bunların sıfır sorun dediği dönemlerde, sayın başbakanın esad'la kanka olduğu dönemlerde, iyi ilişkilerde ilk ayaklanma burada oldu. Ya bütün bunları görmemek bütün bunları bilmemek büyük bir zaafiyettir.

Hf: ama bugün itibariyle pkk'nın orada türkiye'ye yönelik ciddi bir tehdit oluşturması suriye sınırından itibaren, hükumetin de müdahale etmesi durumunda, meclisten gerekirse yetki alması durumunda askere vermek üzere, chp buna destek verecek mi?

Gt: acaba şey mi yani e hani bir gerekçe mi uydurmak istiyorlar suriye'yi vurmak için? Bütün bunlara bakmamız lazım. Bu öngörülerin olması gerekiyordu. Bu öngörüler yoksa bugün bu sorun bu noktaya gelmişse... Şimdi yarın benzer bir sorun iran'da yaşayacağız. Göreceksiniz çok kısa süre içerisinde. Orada ne yapacağız iran'da?

Hf: tampon bölge önerisine ne diyorsunuz? Çünkü istim üzerindeyiz dedi başbakan net bir şekilde. Tampon bölge olabilir, istim üzerinde olduklarını ifade etti. Tampon bölgeye destek verir misiniz?

Gt: tampon bölge biliyorsunhuz ırak modelidir. Aynı model burada da hayata geçirilmek isteniyor.

Hf: peki chp'nin net önerisi ne? Bugün itibariyle chp ne yapmalı? Chp iktidarda olsa bugün ne yapardı?

Gt: hande hanım, şimdi akp'nin şöyle bir alışkanlığı var. Önce kanser edin sonra da kemoterapi tedavisi aramaya çalışın. Yani biz bir saattir söylüyoruz diyoruz ki hangi gerekçelerle siz bu noktaya getirdiniz? Biz bunları konuşmak istiyoruz. Şimdi getirmişsiniz bu ne olacak? Burada yapılması gereken, türkiye dışpolitikasının yeniden gözden geçirecek. Komşularıyla iyi ilişkiler içerisinde olacak. İçerideki sorunlarda anti demokratik uygulamalar, insan hakları ihlalleriyle ilgili bütün gücüyle seferber olacak.

Dünyadaki bütün örgütleri harekete geçirecek ve bu dışişleri bakanını da bir an önce değiştirecek. Çünkü bu dışişleri bakanı sadece akp'nin sayın başbakanın başını belaya sokmadı, aynı zamanda türkiye'nin de başının belaya soktu. Bu konuda bilgi birikimi, deneyimi olan büyük bir olasılıklı önümüzdeki günlerde böyle bir değişimin konuşulacağı söyleniyor.

Hf: bir dakika şimdi bu sözlerinizi açıklık getirin. Nasıl bir değişimin olacağı söyleniyor?

Gt: dışişleri bakanlığıyla ilgili bir değişimin olacağı konuşuluyor kulislerde.

Hf: dışişleri bakanı mı değişecek diyorsunuz?

Gt: evet, namık volkan ismi konuşuluyor. Cumhuriyetin yetiştirdiği çok değerli bir isimdir. Olabilir.

Hf: istihbaratınız sağlam mı diye sorayım gürsel tekin.

Gt: e siyasi kulislerde konuşuluyor. İstihbaratımız... Bu bilinmeyen bir şey değil.

Hf: peki başbakan biliyorsunuz çok ender yapar kabine revizyonunu.

Gt: efendim?

Hf: ender yapar kabine revizyonunu. Üstelik eleştirilerin yöneltildiği isimleri de çok fazla değiştirmek istemez.

Gt: bu kadar sıkıntıdan sonra sayın başbakanın değiştirmemesi de düşünülemez yani sayın başbakan kaç kez bu tuzağa düştü? Ya düşünebiliyor musunuz?

Hf: başbakan tuzağa düşürüldü diyorsunuz o zaman siz.

Gt: efendim sayın başbakan... Siz başbakansınız, siz başbakan olarak biraz önce ifade ettim altı ay sonra devrilecek liderin elinden ödül alır mısınız? Ya da nato'nun ne işi vardır der misiniz? Sıfır sorun, suriye'yle ilgili sıfır sorun der misiniz? Bütün bunlara baktığımızda belli ki sayın başbakan da bu konuda yeterince bilgilendirilememiştir. Ya da başka şeyler vardır onları da biz bilmiyoruz.

Şp: bir de siz tabii, normal demokrasi kavramı çok değişken bir kavram. "nazi almanyası"na baktığınızda çoğunluk oyuyla başa gelmiş hitler ve partisi var. Çoğunluk oyuyla. Çoğunluğun azınlığı yok ettiği ve savaşa soktuğu bir devletten szö ediyoruz. O da kendine göre demokrasiydi. Artık demokrasi ama çoğunluğun yönettiği bir demokrasiyle tanımlanmıyor. Demokrasi değişti. Japonya da kendine göre bir monarşi ama dünyanın en ileri demokrasilerinden çünkü vatandaşın devleti yönettiği bir yer. Bu çok önemli bir şey. Dolayısıyla siz chp ne yapardı diyorsunuz ama parlamenter sistem tamamen çoğunluğun azınlığı ve muhalefetini ezdiği, yoksaydığı tamamen çok çökmüş bir sistem burada.

Eğer muhalefetine hiç bakmayan ve hiç değer vermeyen bir demokrasi içinde yaşadığımız için yanlış bir soru diyorum. Savaş uçağımız düştüğünde, pilotlarımız şehit olduğunda bile özel brifing veriliyormuş gibi kapalı kapılar ardında hiçbir bilgi paylaşılmıyor muhalefetle. Bu sade halka evet muhalefetle de görüşüyoruz imajı vermek için yapılıyor. Hiçbir şeyi veri üzerinden konuşmadığımız bir ülkedeyiz. İki tane askerimiz öldü, uçağımız suriye havasınırı içerisinde bulundu, düştü, parçalandı, botlarını bulduk ve hala hiçbir veri üzerinden konuşmuyoruz.

Bu kadar veriler üzerinden değil ama futbol fanatikleri gibi konuşulan bir ülkede sizin söylediğiniz çözüm arayışları da bulunamaz. Çünkü çözüm çözüme ihityacı olanlar için bulunmuyor. Çözümsüzlük yaratıp bundan nemalananlar için bulunuyor. Ve tamamen kibir, tamamen meshepsel bir çizgi üzerinden giden dışpolitikamız, içi boş ottomancılık diyorum ben ona. Osmanlıcılık. Dolayısıyla. Bunu daha fazla özetleyemem. Biz çözüm bulmakta her zaman varız ama fikrimizi soran da pek yok açıkçası.

Gt:türk dışpolitikasının bu konuda çok net çizgileri vardı yani bu akp dönemine kadar komşularımızla ilişkilerimiz son derece iyiydi yani.

Şp: katılımcı demokrasi derseniz varız. Çoğunluğun azınlığı ezdiği bir demokrasi zaten bir demokrasi değil bu dönem de artık.

Hf: şimdi müsaade ederseniz bu bölümü kapatmadan mutlaka bir kürt sorunu meselesini konuşalım çünkü olası etkileri oluyor diğer yerlerdekilerin dolayısıyla chp'nin bir girişimi vardı o girişim ne oldu sorusunu soracağım ama önce bir hazırladığımız görüntüleri ekrana getirelim ondan sonra sohbet edelim.

Hf: aslında son kareler yapılan tüm açıklamalara rağmen bu son kareler halen devam ediyor. Ne oldu chp'nin önerisi? Mhp'den illa randevu mu bekleniyor? Yoksa başbakanın dediği gibi iktidarla ana muhalefet partisi arasında bu sorun çözülemez mi?

Gt: dün ben sayın çelik'i de izlerken şaşırdım. Doğrusu on yıldır ülke yöneten bir iktidarın bu konuyla ilgili, bir kürt sorunu çözümüyle ilgili ya da terörle ilgili mutlaka bir çözümünün olması gerektiğini biliyorduk, düşünüyorduk hatta 2009'lu yıllarda çok tartışılan, konuşulan işte bir kürt paketi, ismini değiştirdiler milli birlik... Vesaire vesaire. Hiç önemli değil ismi. Galiba, herhalde bu pakette çözümle ilgili mutlaka bir şeyler vardır diye düşünmüşüzdür. Cumhuriyet halk partisi olarak biz hep açık oynamışızdır böyle çok illegal, kulaklarımızın arkasında, beynimizin altında böyle gizli şeyler yok. Bildiklerimizi türkiye kamuoyuyla paylaşırız.

Türkiye kamuoyunda tartışılmasını isteriz. Karşılığının olup olmadığını da bu vesileyle biz de görmüş oluruz. 89 yılında biliyorsunuz sayın başbakanın şu anda yanında yöresindeki siyasetçilerin önemli kısmı o zaman anap'ta dyp'de ve çeşitli siyasi partilerdeydi. Keşke 89 yılında chp'nin hazırlamış olduğu rapor desteklenebilseydi, hayata geçseydi belki bugün bu sorunların hiçbirisini yaşamamış olacaktık.

Hf: çok sayıda raporunuz var, çok sayıda öneriniz var ama, ama...

Gt: ama şimdi geldik. Şimdi geldiğimiz nokta, ana muhalefet olarak sayın genel başkanımız son dönemlerde özellikle seçimden sonra kaç tane şehidimizin olduğunu siz biliyor musunuz bilmiyor musunuz, her gün 3-5 tane şehit geldiği için fark edilmiyor. Sayın genel başkanımız her gittiği şehit cenazesinde haklı olarak ailelerin annelerin babaların feryatı bir an önce çözün. Ana muhalefet olarak iktidarın talep etmesi gereken şeyi iktidar talep etmedi. Dünyanın her yerinde bu tür şeyleri iktidar talep eder, tam tersine ana muhalefet olarak türiye'de kilitlenmiş sorunların çözümü konusunda katkı sunmak istiyoruz dedi ve sayın başbakan'ın ayağına kadar gittik.

Hf: tamam.

Gt: şimdi biz bekleriz ki sayın başbakan'ın ya da iktidar partisinin bu konuda belli çözümleri vardır bu çözümleri bizlerle paylaşır, biz de deriz ki evet makul çözümlerle ilgili size katkı sunmak istiyoruz, destek vermek istiyoruz.

Hf: o gün o görüşmede başbakan görüp haydi şimdi başlayın demedi mi? İki partinin isimleri bir araya gelsin başlasın. Mhp ile bdp'nin...

Gt: hande hanım böyle bir şey olabilir mi allah aşkına? 10 yıldır türkiye'yi yönetiyorsunuz.

Hf: iktidar yeterli mi değil mi?

Gt: bakın elimizde hiçbir bilgi yok. Şu anda terörün hangi noktada olduğunu bilmiyoruz.

Hf: bugün başlayalım derlerse oturur musunuz? Mhp ve bdp olmadan.

Gt: efendim, bakın kesinlikle... Öncelikle, öncelikle iktidarın kürt sorunu konusunda, çözüm konusunda nasıl bir yol haritasının olduğunu bizlerle paylaşması gerekiyor. Bugüne kadar paylaşılmış değildir. İki, mhp'le bdp'yle görüşme görevi iktidar partisinin görevidir. Bunu muhalefete havale ederek böyle bir görüşme sağlanabilir mi? Böyle bir şey olabilir mi?

Hf: şimdi en son ömer çelik'i ağırladığımızda bdp ile görüşmeyeceklerini açıkça ifade etti. Öte yanda selahattin demirtaş'ın kendi ülkende 20 milyon kürt'ün yaşadığını aklından bile çıkarma, barut fıçısının üstüne oturarak çakmak çakma derim. Bu açıklamayı nasıl buluyorsunuz? Biraz tehdit edici bir açıklama değil mi?

Gt: şimdi onu selahattin demirtaş'a sorun. Bunu bilemem. Mutlaka iktidar partisi o konuda cevap verecektir. Siz bir tarafta terörle mücadele öbür tarafta da kürt sorununu müzakere edilecek diyorsunuz müzakerenin adresi olan muhalefette parlamentoda bir siyasi parti var. Kiminle müzakere edeceksiniz? Şimdi ben bdp ile görüşmem derseniz o zaman otomatikman bu sorunun çözümüyle akalı ciddi bir sorununuz var demektir. Mhp ile niye biz muhatap olacağız? Bdp ile biz niçin muhattap olacağız? Bdp ile mhp ile muhattap olması gereken iktidar partisinin ta kendisidir.

Hf: ama chp lideri söyledi. Hep bdp ile görüşeceğim hem mhp ile görüşeceğim mhp lideri yanıt vermedi.

Gt: elbette sayın genel başkanımız çağrı yaptı. Çok açık, net çağrı yaptı. Görüşme talebimiz halen devam ediyor. Eğer görüşülmeyecekse zoraki biz görüşecek değiliz. O açıdan bütün bu devletin elindeki bilgileri ana muhalefetle muhalefetle bdp ile iktidarın paylaşması gerekiyor. Mesela son 10 yıldır o coğrafyada ne olup olmadığını biz bilmiyoruz.geçmiş yıllarda iktidar partileri muhalefete, ana muhalefete bilgi verirdi. Türkiye'nin iç meseleleri ile ilgili, dış meseleleri ile ilgili mutlak ve mutlak bilgilendirirdi.

Hf: şimdi bu bilgiye ihtiyaç var mı şafak pavey?

Gt: olmaz olur mu?

Hf: yani dışişleri bakanı muhalefet liderlerini sizce bilgilendirmeli mi, yönetimlerini hemen?

Şp: kesinlikle. Katılımcı demokrasiden bahsettim biraz önce. Çoğunluğun muhalefetini ezdiği bir demokrasi, demokrasi sayılmıyor dünyamızda. Ben sadece artık çok basit görülen ama benim için çok üzücü bir olay olan, vatandaşlarımız için batıdan güneye, doğudan kuzeye kadar, van depremi'nden söz etmek istiyorum.

Evet bir kürt şehri ve evet biz parlamentoda bu işin uzmanları olarak bir çok yerde de insani yardım çalışmakları yapmış, bütün kurumları, ulusararası olarak tanıyan birisi olarak çözüm önermek için, çözüm haydi gelin partiler üstü bir kriz masası kuralım ve bunu yapalım dedik. Van'ı elin tersiyle itilmiş, çadırlarda insanların yanarak öldüğü insani yardımı normal mi buluyorsunuz? Bu, bu normal bir şey mi? Bu vatandaşların ayrımcılığı değil mi? Yani bir vatandaş grubuna barut fıçısı demek bana sorarsanız eşit vatandaşlık kavramı hakkına hepimiz hep beraber bir araya gelip bir kere daha düşünmeliyiz. Haklarımızı nasıl eşitleriz, nasıl beraber, birlikte yaşamaya devam edebiliriz?

Hf: bir nokta, daha doğrusu bir virgül istiyorum. Reklama gideceğiz ama dönüşte...

Gt: çok kısa çok kısa bir şey söyleyeyim. Bununla ilgili chp'yi test etmek istiyorlarsa chp'nin o bölgenin sorunlarının çözümü konusunda parlamentoya vermiş olduğu 3 tane kanun teklifi var. Gelin buradan başlayalım.

Hf: bu çağrınızdan devam edeceğiz ama reklamlarda ayrılmayın bizden çünkü hemen sonrasında hem cumhurbaşkanlığı tartışmalarını konuşacağız, ahmet sever'in bugün çok önemli açıklamaları vardı hem de yeni chp'yi konuşacağız dolayısıyla aman diyorum çok önemli sorular çok önemli yanıtlar var reklamlardan hemen sonra görüşeceğiz.

Hf: şafak pavey ve gürsel tekin konuklarımız. Bu arada bir son dakika gelişmesi var ayrıntılar netleştikçe size bunları aktaracağız. Başbakan erdoğan şu saatlerde abd başkanı obama'yla görüştü. Malum konu tabii suriye'deki gelişmeler. Ahmet davutoğlu da barzani'ye gidecek, biz de tam kürt meselesini konuşuyorduk. Çok sayıda soru da geliyor. Bu bölümümüz biraz kısa. Gürsel tekin, kürt sorununda chp'nin önerileri nedir, nasıl çözülürü bize bir özetler misiniz?

Gt: çok net. Seçimden önce biz kürt sorunu konusundaki bütün projelerimizi kamuoyuyla paylaştık. Şimdi şu anda parlamentoda siyasi partilerle ilgili, %10 barajıyla ilgili, bölgede faili meçhul cinayetlerle ilgili, akil adamlar komisyonuyla ilgili ve tutuklu milletvekilleriyle ilgili kanun tekliflerimiz var.

İktidar eğer gerçekten bu konuda ciddi ise asgari düzeyde bölgeyi rahatlatacak önemli maddelerdir. Bunları hemen ele alabiliriz hemen bunları hayata geçirebiliriz asma en önemlisi hiç unutmayın ki millet iradesiyle seçilen milletvekillerinin tutuklu olduğu 1500 tane belediye başkanının belediye meclisi üyesinin il genel meclis üyesinin tutuklu olduğu bir coğrafyayı bütün türkiye'nin takdirine de sunmak istiyorum.

Şp: bunun için barzani'ye de ihtiyacımız yok.

Hf: öneriniz ne bu konuda, kck başta olmak üzere?

Gt: efendim, önerimiz şu. Yani millet iradesiyle seçilmiş milletvekillerinin, belediye başkanlarının cezaevlerinde olduğu bir ortamda kürt sorununu konuşup, kürt sorunu konusunda çözümünüz olabilir mi? Böyle bir mantık olabilir mi? Bütün bunları kamuoyuyla paylaşmamız gerekiyor. Bu kck, kamuoyunda bir kck tartışması var. Kck 6 yıl önce kuruldu.

Yani bilinen bir kck birdenbire seçimden sonra enteresan bir havaya büründü. Vay bir illegal örgüt oldu. Ne oldu yani ondan önce illegal örgüt değil miydi? Bütün bunların mutlak ve mutlka kamuoyunda tartışılması gerekiyor. Aynı zamanda bu iktidarın şöyle bir sorunu var yani muhalefetle anamuhalefetle çözümünden ziyade devletin kurumlarıyla iktidar arasındaki sorunun ivedilikle çözülmesi gerekiyor.

Hf: ne gibi? Daha net söyleyin bunu.

Gt:efendim, ne gibi işte sorunları görüyoruz, yargıda apayrı sorun , istihbaratta apayrı sorun emniyette apayrı sorun yaşandı ve bütün bu sorunlar yaşandı. 1500 tane emniyet mensubunun gece yarısı sürgüne tabi tutulduğu, mit başkanının bir başka muhalefete başvurulduğu , savcıları hakimlerin sürgüne tabi tutulduğu, kanunla değiştirildiği bir ortamı konuşuyoruz. Yani sanki bunlar gizliymiş, bilinmiyormuş, bütün bunlar ortadayken bu sorunların çözümünü konuşmak da zorlaşır.

Hf: şimdi tekrar bir ara vereceğiz. Ama kimse bizden ayrılmasın. Çünkü yeni chp'yi konuşacağız. Cumhurbaşkanlığı tartışmalarını konuşacağız. Ve tabii obama erdoğan görüşmelerinin ayrıntıları netleştikçe onu da ekrana getireceğiz. Reklamlardan hemen sonra biz buradayız bekliyoruz.

Hf: bu bölümde biraz yeni chp'yi ve içerdeki siyasi gelişmeleri konuşacağız. Çünkü bugün myk belirlendi. Gürsel tekin, şafak pavey de zaten o yeni myk'da ama bir chp'de son 1.5 yılda neler oldu onu hatırlayacağız.

Hf: kemal kılıçdaroğlu kendi ekibin kurdu mu gürsel tekin?

Gt: şimdi bunu... Hemen şunu net olarak söylüyorum, sayın kılıçdaroğlu'nu çok yakınen izleyen, takip eden bir insan olarak söylüyorum sayın kılıçdaroğlu'nun dünyasında chp'yi iktidar etmenin ötesinde herahngi bir şey yoktur. Böyle kendi kadrosunun kendi adamlarını asla... Sayın kılıçdaroğlu'nun geliş biçimine bakın, delege bilmez, ilçelerin illerin herhangi oyunların içine girmeyen, sadece dışadönük mücadele eden, dışadönük mücadele ettiği için şu anda başımızda genel başkanımızdır.

15 yıl o sürece bakın, o süreç içerisinde hiçbir iç mesele içine dahil olmayan tek insandır. Ve sayın kılıçdaroğlu'nun beklediği kadro, beklediği siyasetçiler, beklediği chplilerde bu model olmalı. Yani içe dönük değil dışa dönük. Dışa dönük mücadele eden herkesi rahatlıkla kadrosuna alır, kendisiyle çalışır. Bugünkü myk'ya baktığınızda bu myk'da birçok arkadaşımız sayın kılıçdaroğlu'nu eleştiren arkadaşlarımızdı halbuki şu anda sayın kılıçdaroğlu, tek lider.

Hf: hatta lider adayları olduğu söylenen isimler var.

Gt: tabii ki. Olabilir. Lider adayı olacaksa olabilir. Yani millete karşı millet tarafında karşılığı varsa chp'yi ihtidara taşıyabilecekse lider adayı da olabilir niye olmasın? Buna hiçkimsenin itirazı olmaz.

Hf: virgül koyar mısınız?

Gt: sayın kılıçdaroğlu kendi adamlarını korumak için yapmış olsaydı bugün birçok insan o myk'da olmamış olurdu.

Hf: şimdi bu iç ve dış konusunu konuşacağız ama şafak pavey nasıl buldunuz çünkü hep böyle bir yandan da şöyle söyleniyordu chp'nin içinde hizipçiler var, kavgacılar var, kendi iç kavgasından dışa dönemez. O görüntü gitti mi? İçten bakınca nasıl görünüyor?

Şp: açıkçası bu bir nöbet devri. Ben yeni ekibe katılanlardanım, bir. İkincisi şunu çok garip buluyorum tabii türkiye'de güce tapılan bir toplum kültürü var. Lider partiliğine çok alışmış ve bana sorarsanız askeri rejimlere darbelere çok karşı gibi görünen akp kendi içinde askeri yönetim uyguluyor hiyerarşik bir şekilde. Dolayısıyla ben şuna alışığım mesela isviçre'de bir parkın bir yerden ya da bir musluğun bir çeşmenin bir yerden diğer tarafa geçirilmesi için bile halk kendi içinde referandum yapıyor kendi kurultayını yapıyor ve buna karar veriyor. Dolayısıyla chp'nin kendi tabanına, seçmenine, halkına dönüp ne istiyorsunuz kardeşim demesi kadar doğal bir demokratik şey yok. Yani demokrasi yok. Dolayısıyla...

Hf: parti içi demokrasi biraz fazla olunca sanki çok kavga varmış, çok işte kurultaylar partisiymiş gibi görünüyor mu?

Şp: alışık olmayan toplumlarda öyle oluyor tabii. Çünkü siz eğer demokrasi kültürüne alışık değilseniz bu da fazla kargaşa gibi geliyordur, tek liderliğe sürekli lideerin peşinden güce tapınarak gitmeye alıştıysanız garip geliyor tabii ülkede. Diyorum size isviçre örneği. Her şey bir kaos gibi olur isviçre'de ama sonunda o halkın istediği olur. Seçim yapılır tek bir parkın yerini değiştirmek için. Bana bu çok normal geliyor ama bu bir kültür bu bir demokrasi kültürü. Chp'nin bunu yağması bence çok doğal.

Hf: akıllarda son kalan görüntüyü ... Söyleyeceğim ama onunla birlikte yanıt verirseniz. Erdoğan toprak ve siz. Geride kaldı mı? Ve acaba kemal kılıçdaroğlu size sadece ve sadece dışadönük müdahaleye yoğunlaşacak sınız en küçük çatışma istermiyorum dedi mi? Erdoğan toprakla el ele sıkıştınız mı? Çok merak ediyoruz.

Gt: ben şunu söyleyeyim ben bir kere istifa ettiğim günden itibaren hiçbir arkadaşım hiçbir kişiyle hiçbir şahısla özel bir sorunumun olmayacağını ifade etmiştim. 30 yıllık siyaset yaşamımın tamamını dışadönük mücadele ile geçirmiştim. İçedönük mücadelenin içinde hiç olmadım. Yanında olmayacağım hiç de olmayacağım. Benim rakiplerim karşımdaki akp'dir hiçbir arkadaşımı, hiçbir chpli arkadaşımı kendime rakip olarak görmedim görmeyi de bir ayıp sayarım.

Hf: size özellikle bu konuda çok soru geliyor. O zaman neden istifa etti? Hep beraber izledik. Beraber yiyiyordunuz istanbul sokaklarında. Neden istifa etti, neden benzer göreve geri geldi gürsel tekin?

Gt: hemen şunu söyleyeyim. Özellikle itirazlarımın altını çizerek söylüyorum. İçedönük mücadele değil dışadönük mücadele olmalı, örgütlere müdahale edilmemeli. Aynı düşüncedeyim bakın yarın da olsa...

Hf: örgüt sorunu halloldu mu bugün? Öyle görünüyor artık. Örgüt bitti.

Gt: tabii ki bütün bu sorunlar önümüzdeki günlerde içedönük mücadele... İçedönük mücadele olduğu gün, yine itirazlarımı söylerim. Biz itiraz kültüründe geldik. Biraz önce baaz partisi söylediniz. Bu coğrafyada iki tane baaz partisi var. Bir tanesi ırak'taydı bir tanesi suriye'de. Üçüncüsü de türkiye'de. Yani türkiye'de birçok arkadaşımızla ne yazıkki partili chpli arkadaşlarımızın da eleştirisi şu, akp gibi olun diyor. Yani baka baka demokrasinin işlememesi için... Şimdi biz ne yapıyoruz?

Hf: orada bir araya girsem. Ama sizin böyle o istifanız, istanbul'a gidişiniz oradaki açıklamanız o kalabalıkla birlikte acaba gürsel tekin lider adayı mı diye soruları gündeme getirdi. Hiç böyle bir şey aklınızdan geçti mi?

Gt: hiç aklımdan geçmedi. Aklımdan geçse, aklımdan geçenleri açık söylerim. Hiç öyle bizde gizlilik yok. Ve kaldı ki sadece gürsel tekin değil chp kadrolarında chp'li siyasetçilerin kafalarının arkasında tuzak, yarının hesapları yok. Ne varsa söylenir. Olması da gerekiyor bunun. Kaldı ki liderlik talebi de son derece doğaldır her chpli lider gibi de yarın liderlik talebi de olabilir. Bundan doğal ne olabilir? Yani siyasette böyle bir ön kesme hiçkimse aday olamaz ikinci, üçüncü adam tartışmasının olduğu bir ortamda böyle bir demokrasi olabilir mi? Dünyanın her yerinde bakın iki numarası da olacak üç numarası da olacak.

Aynı siyasi partide birçok insan genel başkan adayı olabilir. Bu son derece doğal, demokratik bir haktır. Ama türkiye'de öyle bir noktaya gelinmiş ki siz dün sayın çelik'e soruyorsunuz sayın çelik aynen şu cevabı veriyor: "sayın başbakanımız başımızda." tamam başınızda da kardeşim adam diyor ki ben gideceğim. Yani gittikten sonra lider isimlerinin toplumda tartışılmasında ne sakınca var? Bir sakınca var. Onun için chp'de bu tarz sakıncalar yok.

Chp'de son derece herkes rahatlıkla kendini ifade edebilir. Chp, önümüzdeki yeni chp dediğimiz yeni chp sayın kılıçdaroğlu'nun kafasındaki chp, yeni chp modelini söylüyorum, içedönük değil dışadönük, gerçekten mücadele eden, son günlerde biliyorsunuz gazetelerde de demeci oldu hatta önümüzdeki süreçte belediye başkanlarını nasıl belirleyeceksiniz, sayın kılıçdaroğlu açık net söyledi, belediye başkanlarını millet belirleyecek.

Aslında siyasi partiler yasası değişmiş olsaydı dünyadaki modeli türkiye'ye de getirmek isterdik ne yazıkki türkiye'de şu anda milletvekili dahil olmak üzere hiçbirisi millet iradesiyle seçilmiyor. Eğer iktidar partisinin bu konuda samimiyeti varsa siyasi partiler yasasının derhal değişmesi lazım. Onun mutlaka değişmesi gerekiyor.

Hf: chp ile ilgili sohbete devam edeceğiz ama şimdi...

Gt: biraz da türkiye meselelerine gelelim mi? Chp chp...

Hf: daha yeni başladık. Ama şimdi türkiye'de gene cnn türk ve dha sokaktaydı. Acaba chp ile ilgili insanlar ne düşünüyor? Yeni chp'ye nasıl bakıyor?

Gt: ama bu çok doğal. Burada şimdi izlemeden önce söyleyeyim haklı olarak şu algı yaratılıyor. Her gün televizyon tartışmaları vardır. Özellikle kış aylarında şimdi.

Hf: hep chp tartışılıyor diyeceksiniz.

Gt: inanılır gibi değil. Saat 8'den sonra bütün köşe yazarları chp'yi konuşuyor. Yani iç politikayı, dış politikayı...

Ht: gürsel bey her kafadan ayrı ses çıktığı için olabilir mi o ?

Gt: şimdi bakın. Chp tabu değildir, chp de tartışılabilinir, sorgulanabilir ama bu kadar iç sorunun yaşandığı bir ülkede iktidarın tartışılmaması, iktidarın bakanlarının konuşulmaması gerçekten bir ayıptır yani.

Ht: şimdi biz baş bölümde zaten suriye'yi komple konuştuk. Bir chp konuşacağız.

Gt: sadece bugün demiyorum. Ama genel böyle bir hava olduğu için haklı olarak yurttaşlarımız da sanki bu chp hiçbir şey yapmıyor her akşam birbiriyle kavga ediyor görüntüsü var.

Ht: bir soralım o zaman, ondan sonra oradan devam edelim.

Hf: eleştiriler böyle. Ben sizi dinleyeyim.

Gt: tabi sokaktaki vatandaşın eleştirilerine çok saygılıyız. İtiraz etmiyorum, doğal olarak televizyonlarda her akşam altı yedi tane gazeteci çıkar böyle sorular-

Hf: aman basını suçlamayın.

Gt: efendim nolursunuz bana bütün verilen verileri ben size getireyim. 2012 yılındaki, 2011 yılındaki bütün tartışmalar yani saat saat televizyon programlarına bakıyorsunuz, saat 8'e kadar iktidar partisi pik yapıyor, birinci sırada, saat 8'den sonra açık arayla chp birinci sırada. Gece bütün tartışmalar chp. Chp tartışılsın. Bakın bu ülkede yolsuzluk var mı? Yok diyebilir misiniz? Bir allahın kulu.

Hf: soruları ben soruyorum.

Gt: telefonlarınız açık, bir iktidar yetkilisi katılsın. Hayır yolsuzluk yoktur desin. Hukuksuzluk var mı? Yoksulluk var mı? Bütün bunlara baktığımızda

Hf: muhalefeti, daha etkin bir muhalefet istediği için bunu tartışıyor olabilir mi insanlar?

Gt: bakın orada diyor ki icraat yok. Vatandaş. Şimdi icraat iktidarda olursanız icraatınız olur. Elbette eleştireceksiniz sizin ana muhalefet olarak yapmanız gereken eleştirmektir, yasa teklifi vermektir, kanun teklifi vermektir, soru sormaktır. Muhalefetin bunun dışında bir görevi yok. İcraat görevi yok. Sanki icraat görevi varmış gibi vatandaş bize soruyor. İcraat görevi iktidarların görevidir.

Hf: çözüm üretmiyor diyor değil mi? Çözüm üretmiyor mu şafak pavey?

Şp: biraz önce örnek verdim, çözüm önerilerimizin hepsi ellerinin tersiyle çevrilen bir parlamenter sistemdeyiz. Hiçbir önergeme şuana kadar doğru düzgün cevap alabilmiş değilim. Kanun teklifleri aynı şekilde. Parlamenter sistem tamamen çoğunluğun, muhalefetini ezdiği bir sisteme dönüşmüş durumda. Katılımcı ya da çoğulcu demokrasi değil, çoğunluk demokrasisi var. Aynen almanya'daki nazi sistemine benzetiyorum. Çoğunluğun seçtiği bir parti, diğerlerini ezerek tek başına savaşa gidiyor mesela. Böyle bir şey olabilir mi?

Hf: peki chp'nin kendi içiyle ilgili bir soru soracağım.

Şp: ben şöyle düşünüyorum.

Hf: bu arada çaylarımız da geldi. Buyrun lütfen.

Gt: çözümle ilgili birkaç önemli paket söyleyebilir miyim? Bakın şuanda mübarek bir gündeyiz. Ramazan ayındayız. Aile sigortası'nın hayata geçirilebilmesi için kanun teklifi vermişiz, bir yıl önce, bekliyorum. İktidara rica ediyoruz, nolursunuz bu ülkenin insanları hepimizin insanları. Böyle medine dilencisi gibi kapılarına 2 kilo pirinç götürmeyin. Gelin sosyal devleti hayata geçirelim.

Aile sigortasını hayata geçirelim. Yurttaşlarımız dünyanın her yerinde olduğu gibi, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi. Bakın burada diplomat var yanımda. Avrupa'da herhangi bir ülkede sağlık nasıl işliyor? Yani ben yeşil kart verdim diye bir iktidar övünebilir mi? Senin asli görevin. Ne demek yahu. Yeşil kart verdim diye övünüyor bununla.

Hf: yani şöyle diyorsunuz bizim projemiz var, proje chp'nin olduğu için iktidar yapmak istemiyor.

Gt: bütün projeler, çözüm konusunda, çözülmemiş ne varsa chp genel başkanı sayın kılıçdaroğlu kapımız açık dedi. Çözüm konusunda bizden destek isteyin sonuna kadar destek verelim.

Şp: van depreminde inanın çok üzücüydü. Partiler üstü bir acil kriz masası yapalım dedik. Bu bile kabul görmedi.

Hf: peki chp'nin içinde hala bir ulusalcı kanat, daha belki ilerici kanat tartışması var mı gürsel tekin? Niye bunu soruyorum çünkü anayasa hazırlıklarında birinde toplanacak diyorsunuz komisyon, vatandaşlık tanımı içerideki tartışma nedeniyle bu konuda bir öneri getiremediği söyleniyor.

Gt: şimdi bakın iktidarın sorgulanmadığı yerde sürekli muhalefet sorgulanıyorsa muhalefet olarak, ana muhalefet olarak, içimizde farklı düşüncelerin olması bizim için büyük bir zenginliktir. Eğer bu farklı düşünceler yoksa bu parti için vahim bir durumdur.

Hf: yine geldik chp'ye diyorsunuz.

Yeter ki bu tartışmalarımızı iç mekanizmalarımızda yapalım. Orada farklı arkadaşlarımız farklı düşüncelerini ifade edebilir.

Ama anayasa konusunda bu ülkede daha demokratik daha özgürlükçü bir anayasanın yapılması için yapılması gereken ne varsa cumhuriyet halk partisi olarak sadece elimizi kolumuzu değil gövdemizi koymaya hazırız.

Hf: uzlaşma için elinizden geleni yapacaksınız.

Gt: yeter ki demokrasi yeter ki özgürlük gelsin. Ama demokrasi özgürlüğü konuşmuyoruz. Her işi tamamlamışız fıstık yeşili kalmış gibi tartışıyoruz. Yani gerçekten bu mantığı da anlamış değilim. Türkiye'nin temel sorunları var. Bakın şu anda millet iradesiyle seçilmiş milletvekilleri, gazeteciler, yazarlar, askerler, bilimadamları binlerce insan cezaevlerinde yatıyor. Bunu nasıl çözeceğiz?

Hf: çok mu şey beklendi o düzenlemeden? Yanlış mı aksettirildi?

Gt: efendim orada bir kinle, bir nefretle ne yazıkk ki şuanda arkadaşlarımız, milletvekili arkadaşlarımız cezaevlerinde yatıyor. Bunun çok farklı gerekçeleri var. Bu gerekçeleri bugün burada bu programda anlatmak istemiyorum.

Hf: neden anlatmak istemiyorsunuz? Şimdi gerekçeler çok farklı deyince.

Gt: iktidar talimatıyla olduğu yani bunun başka bir izahatı var mı? Hukuk devleti-

Hf: başbakana bu soru soruldu bilmiyorum izleme şansınız oldu mu 24'te, dosyayı gördüğünü ve gazetecilik mesleğinin ötesinde bazı adımların atıldığı mesajını verdi. Nasıl görüyosunuz bu eleştirileri?

Gt: öyle oldu bir an varsayalım, sayın başbakanın dediklerini doğru varsayalım, dört yıldır soruşturma olur mu allah aşkına? Nasıl izah edebilir bir başbakan. Bakın hayat'da dört saatte bütün soruşturmayı yapıyorsunuz. 23.19.00

Dört saat. Maşallah savcı hemen harekete geçti. Bizim istediğimiz hukuk sistemi bu. Hızlı işlesin. Siz orada dört saatte işletiyorsunuz, silivri'de dört yıl. Suçluysa suçlu kardeşim adam niçin yattığını bilsin. Böyle bir gerekçe olabilir mi? Sayın başbakanın bunu ifade etmesi bile doğru değildir.

Dünyanın herhangi bir gelişmiş ülkesinde bir başbakan hukuki sürecin işlediği bir dönemde bu gazeteci değildi, şuydu demesi bile başlı başına bir huku ayıbıdır, böyle bir şey olabilir mi böyle bir şey kabul edilebilir mi?

Şimdi bütün bunlarda ortadayken bunları konuşmayacağız başka sorunlarla meşgul olacağız. İktidarın ivedilikle yapması gereken bu ayıptan kurtulması gerekiyor. 8 tane milletvekili bütün hukuki süreçlerin içerisinde geçmiştir.

Şuanda hukuken tutuklu değildir tamamen siyaseten tutukludur. Siyasetten tutuklu olanlar bu ülkeye yarar sağlamaz, demokrasiye'de yarar sağlamaz. Yarın bu iktidar bunun hesabını çok ağır bir şekilde verebilir.

Hf: dörtyol dediniz, o dörtyol'la ilgili bugün önemli gelişmeler var. Aslında sizin açıklamanız önemliydi. Belki izleyicilerimize hatırlatmak lazım, sanıyorum görüntüler de hazır. Aslında o hazırladığımız klip hazırsa ben yönetmen arkadaşımızdan rica ediyorum onu da biz konuşurken yanda gösterelim. Ak parti hatay milletvekilini oğlu istemi kağan türkoğlu'nun tartıştığı polisi teşhis görüntüleri. Sizin bir açıklamanız oldu, ibretlik bir vaka dediniz.

Gt: evet

Hf: içişleri bakanı çıktı geniş açıdan bakalım çözeriz, çözülür, başka sıkıntılar olmasın dedi. Ama bugün konu bakanlar kurulunun gündemindeydi. Başbakan yardımcısı bülent arınç affetmemiz söz konusu değil dedi. Ve yarın mky'nın gündemine geleceğini ifade etti. Ve aslında o açıklamalardan çıkan bir anlamda o milletvekilinin disipline verileceği ve istifasının da istenmesi gibi bir durum olduğu yönündeydi. Yeterli mi ?

Gt:milletvekilinin ne suçu var orada?

Hf: milletvekilinin oğlunun belki.

Gt: böyle bir hukuk sistemi olabilir mi? İngiltere'de başbakan suç işledi karakola gitti. Hiç ingiltere'de başbakanın çocuğunu polis nasıl karakola götürüyor diye tartışma oldu mu? Başbakanın çocuğu da karakola gidebilir, başbakan da gidebilir. İşte diyoruz ki gelin evrensel hukuku türkiye'ye yerleştirelim başbakan da hesap versin, milletvekili de hesap versin, milletvekilinin çocuğu da hesap versin.

Ne demek bir milletvekilinin özel talebiyle savcı harekete geçer, ne demek bir milletvekilinin talebiyle emniyetin birimleri harekete geçebilir. Böyle bir hukuk sistemi olabilir mi? Bu ayıbı bana göre oradaki savcı işlemiştir, oradaki emniyet müdürü işlemiştir. Milletvekilinin böyle bir talebi olabilir. Hukuksal hakkını arayabilir. Siz oradaki polisleri duvara yapıştırılmadı. Türkiye'deki hukuk sistemi duvara yapıştırıldı. Böyle bir mantık olabilir mi? Orada da hukuk işlemedi. Orada da yanlış hukuk işledi. Siz polisi toplayacaksınız, yani o teşhir edilen bir sistem değildir.

Hukuk sistemine baktığınızda orada da yanlış işlemiştir.sorun şu;bu sadece hatay'da değildir. Türkiyenin dört bir yanında ne yazık ki şuanda valiler, kaymakamlar,devletin birimleri, vergi müdülerine kadar, herkes yarış içinde daha ne kadar iktidara yalkalık yapabilirim. Çünkü terfi almak.

Hf: ağır bir itham değil mi?

Gt: efendim, terfi almanın yöntemi bu yapmayın allah aşkına.

Hf: ama terfi durduruldu.

Gt: ama bu kadar kamuoyu baskısına rağmen müsade et durdurulsun bu sadece bunlarla ilgili değil bakın pazar günü, elimde var şuanda, her ne kadar ulusal medyamız yer vermese de mersin'de sayın bakanın konuşma yaptığı yerde tarımla ilgili bir çiftçi arkadaşımız soru sormak istiyor.

Burada tabi muameleye bak, 3 tane polis kıskacı altına almış. Yani bu vatandaş bakana derdini anlatamayacaksa, siyasetçiye derdini anlatamaycaksa kime anlatacak böyle bir emniyet birimi, böyle bir kaymakamlık, böyle bir valilik olabilir mi? Biliyorsunuz bugüne kadar cumhuriyet valilerininin içinde tek parti dönemlerinde bile olmamıştır bu kadar. Bir iktidar partisinin kongresi olacak, vali denetliyor. Bu kabul edilebilir mi? Valinin görevi siyasi partilerin kongre salonunu mu denetlemektir.

Muhtarların tamamı korkuyor. Telefonla konuşamıyor. Urfa'ya gittim, erzurm'a gittim aynı manzarayı yaşadım. Bütün bunlar türkiyede bilinen birşey. Bu baskıcı anlayışın ortadan kaldırılması lazım. Evrensel hukuku yerleştirelim, milletvekili de hesap versin, milletvekilinin çocuğu da hesap versin. Polis suç işlemişse polis de hesap versin. Böyle günübirlik işte bir bakan başka birşey söyleyecek, bu abartılacak değil diyecek, bir başka bakan'da aspirin tedavisi vererek bunları çözemeyiz.

Şp: temel hak ve özgürlükler varolan anayasada'da garanti altına alınmış. Haberleşmenin özelliği madde 24 mesela temel hak ve özgürlükler öylesine göz önünde, öylesine hırpalanıyor, o kadar ihlal ediliyor ki sayın içişleri bakanı çıkıp meclis kürsüsünden hepinizi dinliyoruz diyebiliyor bize. Yani bu tamamen temel hak ve özgürlüklerin ihlali anlamına gelir. Ya da görmeyen bir işçiye sana iş verdik bununla yetin bir de konuşuyorsun diye işçi hakları taciz edilebiliyor.

Vatandaşın karşısına geçip sayın içişleri bakanı takla at diyebiliyor. Normalde,normal demokrasilerde siyasetçi vatandaşın emriyle takla atar. Takla atan siyasetçi olur vatandaş değil. Dolayısıyla bu kadar ihlal ve tacizin olduğu yerde ben çok endişeliyim yeni bir anayasayı varolan hak ve özgürlüklerimize böyle davrananlar mı yapcak? Ayrıca burada terfilerden söz ediyoruz. Hiç konuşmadığımız ve bütün hızıyla devam etmiş terfiler de var. Hrant dink cinayeti sorumluları mesela hepsi terfi ettiler.

Ama kimse anlatamıyor bunu. 5 senedir. Her türlü terfiye kavuştular. Bunu kimse anlatamıyor. Dolayısıyla ben polisini duvara dizen, kadınını döven, çocuğunu öldüren, şiddetle anılan bir türkiye istemiyorum. Onun yolu sadece anayasadan geçmez. Sokaktaki kültürümüzü değiştirmemiz gerekiyor. Bunun için de kültürel kampanyalar yapmamız gerekiyor. Çok doğru sosyal politikalar uygulamamız, rol modellik yapmamız gerekiyor.

Bu kadar tepeden şiddetle, şiddet diliyle konuşan bir ülkede, bütün liderlerin kabul gördüğü bir yerde biz nasıl temel hak ve özgürlüklerimizi savunacağız.

Gt: yine sonucu tartıştık. Peki o milletvekili arkadaşımızın oğlu ne iş yapıyor acaba orada?

Hf: siz biliyor musunuz?

Gt: evet emniyetin kantinini işletiyor. Yani milletvekilinin çocuğunun emniyetin kantininde ne işi var? Gariban insanlar iş ararken -

Hf: gençlik kolları herhalde değil mi?

Gt: tabi aynı zamanda partinin gençlik kollarında başkanlık. Böyle bir çiftlik gibi kullanılıyor. İşte samsun'da 13 tane vatandaş hayatını kaybediyor. Hiçbirimiz demiyoruz ki samsundaki plan tadili yapılan, yani deredeki plan tadili yapılan arsanın kime ait olduğunu malesef bir türlü araştırıp, bizim araştırmalarımız var ama kamuoyuna bir türlü duyuramadık.

Hf: söyleyin buradan bir kere daha.

Gt: baktığımızda akpli yetkililer başka kim olabilir. Esenyurt'ta 11 tane insan 50 lira 40 lira maaş alacağım diye diri diri yanan insanların hesapları sorulamadığı gibi malesef bu insanların da hesapları sorulamadı. Bu inşaat kime ait. Bu inşaat hangi akplinin.

Bu inşaatın plan tadili yapılırken 3 emsal nasıl verildi. Bunların hiçbiri ne yazık ki sorgulanamadığı için konuşulamadığı için haklı olarak vatandaş da zannediyor ki chp hiç bunlarla meşgul değildir. Chp bunlarla meşgul. Chp'nin bunları anlatabilecek mecraları yok. Mecraların olması için rica ediyorum bakın. Sizin aracılığınızla bütün basına medyaya rica ediyorum. Bakın devletin ajansı. Anadolu haber ajansı'nın görevi haberi geçmektir, haberi sansürleme gibi bir görevi olamaz.

Hf: anadolu ajansı haber mi sansürlüyor?

Gt: evet tabiki de. Burada açık. Sayın oğlu'nun dışişleri bakanı ile ilgili kısmını ne yazık ki bugün sansürlemiş. Şimdi böyle bir anlayış olabilir mi? Bizim haber ajanslarının çoğunda söylemlerimizi, özellikle sayın başbakana yönelik ya da iktidara yönelik kısımları sansürleniyor, televizyonlarda da ediliyor, gazetelerde de ediliyor.

Bizim talebimiz şu. Biz sonuç itibariyle ana muhalefetiz. %49 iktidar partisinin payı olabilir. Eğer 40 dakika onlara kullanılcaksa yarısı, 20 dakika da bize kullanılması gerekiyor. İktidarın, muhalefetin, ana muhalefetin olmadığı yerde, iktidarın tek sesiyle iktidara'da zarar veriyorlar. Yani doğal olarak şimdi samsun'da televizyonları ben kendim aradım.

Samsun'da 3 tane bakan konuşuyor. Yahu el insaf kardeşim bu ülkenin ana muhalefeti de var. Kentsel dönüşüm yasası geçti, kentsel dönüşüm yasasının konuşulması için aramadığım televizyon yok. Nolursunuz rica ediyorum sizden. 75 milyonu ilgilendiren bir sorundur. İktidar da gelsin muhalefet de gelsin, kentsel dönüşümle ilgili nasıl bir ferman yasası olduğunu önümüzdeki günlerde göreceğiz. Hepimiz günah işliyoruz.

Hf: abdullah gül yeniden aday olursa chp destekler mi?

Gt: cumhuriyet halk partisi hukukun demokrasinin ve türkiyenin sigortası olan bir partidir. Eğer bugün türkiye cumhuriyetinde tayyip erdoğan başbakan ise sayın erdoğan başbakanlık yolunu açan cumhuriyet halk partisidir.ne adına açmıştır demokrasi adına hukuk adına açmıştır.aynı erdoğan bir başka yol arkadaşını kardeşim dediği sayın cumhurbaşkanı'nın önünü kesmek için hukuken olmaması gereken binbir numara yaptılar.anayasa değişiklileri anayasa ile olur ne yazık ki kanunla değiştirdiler ve sonuç itibariyle cumhurbaşkanı da çaresiz kalınca ana muhalefete seslendi yani gerçekten bir hukuksuzluk var bu hukuksuzluk konusunda sığındığı liman cumhuriyet halk partisi oldu.

Hf:nasıl seslendi nasıl sığındı o mesajı nasıl aldınız?

Gt:sayın cumhurbaşkanı açık söyledi. Ana muhalefet partisi anayasa mahkemesini götürebilir.biz ne yapacağımızı biliriz. Bu sayın cumhurbaşkanı için de olabilir sıradan bir vatandaş için de olabilir bir emniyet mensubu için de olabilir bu ülkede ne kadar hukuk mağduru varsa ne kadar demokrasi mağduru varsa cumhuriyet halk partisi bu konuda kendisine görev edinir demokrasi için hukuk için cumhuriyet halk partisi biliyorsunuz anayasa mahkemesine götürdü.

Anayasa mahkemesi aslında hukukçuların düşüncesine göre tamamen iptal etmesi gerekiyordu tamamen iptal etmedi ve sonuç itibariyle sayın cumhurbaşkanı'nın tekrara aday olma imkanı yarattı ve bunun üzerine akp nin bütün yetkilileri seferber oldu biliyorsunuz televizyon televizyon gezdiler olmaz dediler bu hukuka aykırı falan doğal olarak cumhurbaşkanı her insanın demokratik hakkıdır aday olabilir. Sayın cumhurbaşkanı kendisine aday olur, cumhuriyet halk partisi'nin adayı olacaktır cumhuriyet halk partisinini adayı sadece cumhuriyet halk partisinin adayı olmayacak türkiyeyi temsil eden türkiye cumhuriyetin cumhurbaşkanı olacak adayımız çıkacaktır.

Hf:peki bir kadın mı olacak.

Gt: neden olmasın

Şp:ben işte burda chp'nin bir farkı olduğunu düşünüyorum.bütün bu tartışmalar içinde bugünlerde sizinde bahsettiğiniz gibi röportajlar üstünden akp kendi kendine erkek cumhurbaşkanları adaylarını tartışıyor.tartışmalarda bizim bir dahilimiz yok benim de bir ilgim yok.

Ama burda sayın genel başkanımız topluma bir kere daha şunu hissettirdi.bu ülkede kadın erkek fırsat eşitliği vardır.bir kadında bir erkek kadar cumhurbaşkanı olabilir.ben genel başkanımızın kafasında özel bir isim olduğunu düşünmüyorum ancak bütün görüntülerde erkek lider ve yanlarında birbirlerine benzeyen elli erkek görmekten herhalde kendisi de çok sıkıldı siz sıkılmadınız mı ben sıkıldım dolayısıyla chp kendince cinsiyet eşitliğini bu topluma bir kere daha hatırlatmayı kendine görev edindi akp kendi arasındaki güç kavgalarına devam ederken.

Hf: şafak pavey aday olacak mısınız ?

Şp:böyle bir şeyi hiç düşünmedim ismim var dahilim yok ve ayrıca gerçekten sayın genel başkanımızın adaylığından bahsederken cumhurbaşkanlığı için bu topluma bir kere daha kadın erkek eşitliğini hatırlatmak için söylediğini düşünüyorum. Burda akp ve chp arasındaki dünya görüş farkını bir kere daha gördük.

En azından toplumun bunu konuşabilmesine bile fırsat vermiştir diye düşünüyorum. Ben aday kim olursa olsun meritokrasiye inanan birisi şirket gibi yönetilmelidir partilerde içinde demokrasi olmalı ama daha sonra perfonmansa göre yöneltilmelidir ülkelerde böyle yöneltilmelidir. Perfonmansı kimin iyiyse öyle olmalı ama fırsat eşitliği muhakkak sağlanmalı dır. Hem kadın adaylar hem erkek adaylar olmalıdır

Hf: perfonmans deyince aklınızda öyle bir isim var mı ?

Şp:inanın şu anda hiçbir isim yok. Ben bunun tamamen kültürel bir kampanya olarak görüyorum.

Hf: nasıl belirlnecek gürsel tekin chp arasından o isim ?

Gt:şimdi bu sadece cumhuriyet halk partisi'nin mutfağında belirlenecek bir durum değildir .türkiye'nin en önemli sorunlarından bir tanesi şuanda yaşadığımız sorundan bir tanesi ne yazık ki cumhurbaşkanlığının baypas edilmesidir.cumhurbaşkanlığı makamı aynı zaman da devlet başkanlığın makamıdır.

Suriyede yaşanan sorunun merkezinde sayın cumhurbaşkanını olması gerekiyordu. O gün sayın başbakan değil sayın cumhurbaşkanı ana muhalefeti iktidarı ana muhalefeti çağırması gereken yöntemdi.

Hf:siz bugün abdullah gül'ün bypas edildiğini ve üstelik hükümeti tarafından bunu mu söylüyorsunuz ?

Gt:öyle değil mi yani geçmiş yıllara baktığımız da bu tür sorunların özellikle dış politikada yaşanan kritik sorunlara kim başkanlık ederdi .sayın cumhurbaşkanları başkanlık ederdi .yeni bir model doğrusu bu baypas yeni başlamış değildir oraya girmek istemiyorum. Sayın cumhurbaşkanı'nın da bu konuda çok günahları vardır.

Noter gibi önüne gelen şeyleri imzaladığı ayrı bir tartışma konusu. Cumhurbaşkanı aynı zamanda anayasayı temsil eden makamdır. Yanlış anayasaya aykırı bütün şeylerde de sayın cumhurbaşkanı'nın da bu konuda bir tutum sergilemesi gerekiyordu ne yazık ki sayın cumhurbaşkanı bu konuda bir tutum sergilemedi iyi ilişkilerde olmak zorundayız yok öyle bir şey ne demek iyi ilişkiler.

Yani yanlışa yanlış diyeceksiniz doğruya da doğru diyeceksiniz.bu böyle her yanlışa iyi ilişkiler adına evet demek de doğrusu kabul edilir bir durum değildir.

Hf:bu bypas'ın nedeni ne olarak görüyor tam teşhis...

Gt:bunun nedeni tabi gelecek siyaset kaygısı , koltuk bir tane aday iki tane olunca doğal olarak da bu sorunlar yaşanıyor

Hf: ama deniyor ki hep abdullah gül ile recep tayyip erdoğan bu kavgaya girmez.

Gt:onu siz diyorsunuz

Hf: biz demiyoruz. Genel olarak parti içinde yapılan hüseyin çelik bu açıklamayı yaptı.

Gt:fiilen öyle mi yani baktığımız da öyle midir. Şu andaki uygulamaya baktığımız da sayın cumhurbaşkanıyla başbakan arasındaki kardeşlik nasıl bir kardeşliktir ki siz kardeşinize hukuku dolanarak onu baypas ediyorsunuz böyle bir kardeşlik mi olur chp de olsa kabul eder miydiniz hukuki zemin içerisinde ben bir arkadaşımı baypas etmiş olsaydım ciddi bir tartışma söz konusu olurdu. Bu tartışma uzun süredir var bu bizi ilgilendiren bir sorun değil bizi ilgilendiren türkiye nin geleceğidir bizim özlemimiz bizim beklentimiz sadece cumhuriyet halk partisinin mutfağında değil aynı zaman da türkiye de millete soracağız nasıl bir cumhurbaşkanı istiyorsunuz bir çok adaylar olacaktır bu adaylar sorulacaktır millet kimi takdir ediyorsa cumhuriyet halk partisinin adayı da o olacaktır.

Hf:cumhurbaşkanlığı adaylığını sorduk da birde tabi istanbul büyükşehir belediye başkanlığı var dolayısıyla onu da gürsel tekine soracağız. Gürsel tekin her yerde konuşuluyor. Size de çok defa soruldu ama kesin ve net yanıt istiyoruz bugün.istanbul büüyükşehir belediye başkanlığına aday mısınız?

Gt:istanbul'a herkes aday olmak ister. İstanbul dünyanın gözbebeği olan bir şehir. İstanbul çok ciddi sorunları olan bir kent.trafik sorunu yaşıyor,altyapı sorunu,deprem sorunu...sorunlar yumağı olan bir kentle karşı karşıyayız.ne oldu da sorunlar yumağına dönüştü? Bunlarıda konuşamadık.18 yıldır bir kenti yöneteceksiniz,kent adeta çıkmaz sokağa giricek,sonrada bir tartışma konusu..kadir topbaşın gazetelerde demecini gördüm.bir komisyon oluşturduk dedi bir komisyonu hatırlatmak istiyorum.

2006 yılında sayın başbakan bakanlar kuruluylu bir komisyon oluşturdu.içişleri bakanı,ulaştırma bakanı sayın binali yıldırım, galiba bayındırlık bakanı ve belediye başkanlarıyla..bu komisyon 2006 yılında kuruldu,6 yıldı ne yaptı diye merak ediyorum..chp yeni dönemde adı ahhmet olur mehmet olur bizim özel taleplerimizle olacak gibi değildir..

Hf:gönlünüzden geçer mi?

Gt:elbette herkesin gönlünden geçer.istanbulu yönetmek kimin gönlünden geçmez.

Hf:ama bu kadar eleştirdiği için ben gürsel teki'nin aday olmak istediğini düşünüyorum

Gt:hemen şunu söyliyim istanbullu kim istiyorsa chpnin adayı o olacak.

Hf:gönlümden geçiyor diyorsunuz ama..

Gt:elbette gönlümden geçiyor herkesin gönlünden geçer..siyaset yapan herkesin gönlünden istanbulu yönetmek geçer..istanbul'un çok ciddi sorunları var.istanbul'un sorunları'nın üstesinden de chp gelebilir..

çok kısa sürede gelebilir..bakın bir rant haritası açıkladım..sadece yandaşlarına yaratmış oldukları rant ın miktarı 80 milyar dolar..80 milyar dolarla istanbul'un alt yapı sorunu,ulaşım sorunu deprem sorunu çözülürdü..chp buna taliplidir..chp bu konuda istanbulluya soracak.istanbullu kimi isterse ;beni isterse ben adayım,başka bir arkadaşımı isterse bu arkadaşımı da sonunu kadar desteklerim.

Hf:süremizin sonuna geldik.gürsel tekin,şafak pavey geldiğiniz için çok teşekkür ederim..

Gt:belki şafak'ta olabilir..istanbulluya onu da soracağız..

Şp:dünyanın hayran olduğu güzel şehrimiz istanbul'un sanki başkasına yar olmasın diye eski sevgilisi tarafından yüzüne kezzap atılmış yorgun bir kadına döndüğünü görmekten üzüntü duyuyorum bir istanbul milletvekili olarak bunu düzeltmek bizim görevimiz.

Hf:kapanış konuşması.

Kaynak: Bültenler

Son Dakika Güncel Ankara Günlüğü - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement