"Bu Şiddet Olaylarına Karşı Bir Yumuşaklık Beklenmesin" - Son Dakika
Politika

"Bu Şiddet Olaylarına Karşı Bir Yumuşaklık Beklenmesin"

"Bu Şiddet Olaylarına Karşı Bir Yumuşaklık Beklenmesin"

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Hiç kimse 'çözüm süreci bitti mi' endişesine kapılmasın." dedi.

28.10.2014 00:14  Güncelleme: 00:21
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Bakanlar Kurulu Toplantısı-Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Arınç: (3)-"Hiç kimse 'Çözüm Süreci bitti mi' endişesine kapılmasın. Biz bunun için örgütün verdiği tarihlere çoğu zaman bakmıyoruz. Biz hükümetiz, biz öyle aba altından sopa göstermeyi, tehdit etmeyi pek sevmeyiz. Bu işin biteceği zamanı milletimize söyleriz ve bitiririz"-"Eğer Çözüm Süreci başarısızlığa uğrarsa bunun altında herkes kalır. Adadaki şahıstan başlayınız, siyaset uzantılarına kadar, terörle doğrudan veya dolaylı ilişkisi olan herkesle beraber halkımız da bundan zarar görür"-"Çözüm sürecinde ısrarla ve sabırla hareket etmeye devam edeceğiz. Bitiren taraf biz olmayacağız"ANKARA (AA) - Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, "Hiç kimse 'Çözüm Süreci bitti mi' endişesine kapılmasın. Biz bunun için örgütün verdiği tarihlere çoğu zaman bakmıyoruz. Biz hükümetiz, biz öyle aba altından sopa göstermeyi, tehdit etmeyi pek sevmeyiz. Bu işin biteceği zamanı milletimize söyleriz ve bitiririz" dedi.Arınç, Başbakanlık Merkez Bina'da gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu Toplantısı'nın ardından gazetecilerin sorularını da yanıtladı.Bir gazetecinin, "MİT- İmralı görüşmeleri sekteye uğradı mı" sorusu üzerine Arınç, Çözüm Sürecinin kendileri açısından devam ettiğini, devam etmesi için de azami dikkat gösterdiklerini belirtti.Arınç, 'Çözüm Süreci devam ediyor' diye de şiddet olaylarına karşı kendilerinden yumuşaklık beklenmemesi gerektiğini vurgulayan Arınç, şöyle devam etti: "Biz siyasi bir kuruluşuz, biz hükümetiz, devletin organlarını temsil ediyoruz. Her şeyimizi yasalar içinde yapmalıyız, aynı zamanda hukuk devletiyiz. Bir takım siyasiler, İmralı'yla Kandil'le yakın ilişkisi bulunanlar, Türkiye'de yaşanan bu olayları görmezden geliyorlar, milletin acısını duymazdan geliyorlar, hala bir geçmiş olsun, başsağlığı dileklerinde bulunduklarını da duymadık. Aksine hükümeti bir takım tedbirler almakla suçlayabiliyorlar. O insanlar, Türkiye'de bu olaylar yaşanmamış gibi 'Sekreterya kurulacak, içinde ben de olacak, o da olacak, bu da olacak', bir başkası kalkıyor, 'Öcalan başmüzakerecidir' diyor. Bu olayların Türkiye'de, kamu hassasiyetlerinin bu kadar yoğun olduğu bir Türkiye'de, polisimizin, uzman çavuşumuzun, askerimizin kanı hala yerdeyken, 'Çözüm Süreci bahanesiyle bunların hiçbirisini görmeyin, siz bize sekreteryadan bahsetin' derse o adamın yüzüne bile bakmayız. Bu basit bir şey değil, evet Çözüm Süreci ama bunun bir diyeti yok. Çözüm Süreci akılla mantıkla hukukla devam ediyor. 'Kamu düzeninin olmadığı ya da olmayacağı, biz ne yaparsak yapalım siz bizi meşru görün, bizi görmezden gelin, yerde akan kanlara bakmayın, yol kesmelere bakmayın, dinamit çalmaya bakmayın, siz sekreteryayı 5 kişi yerine 6 kişi yapın. Onu da 'başmüzakereci' diye ilan edin.' Böyle bir şey olabilir mi, biz nerenin hükümetiyiz, biz Türkiye Cumhuriyeti'nin hükümetiyiz. Milletin bize vermediği bir yetkiyi veya kanaati nasıl paylaşabiliriz.Bugüne kadar Çözüm Sürecinden yana olduğumuzu en çok biz konuştuk. Öbürlerinin öyle bir niyeti bile yoktu. Bu kadar olaylar karşısında beklemeyi bile ben zul addederim. Biz, aldığımız kararlar, Meclisimizin bize son verdiği yetkiyle yani terörün sona erdirilmesi ve toplumsal bütünleşmenin sağlanmasıyla ilgili temmuz ayında çıkardığımız kanuna harfiyen uyacağız. Bu kanunun uygulanmasıyla ilgili usul ve esaslar Resmi Gazete'de yayınlandı. Bu çalışmalar harfiyen yapılacak, bunda hiçbir tereddüt yok. Peki o zaman şunu yapın, bunu yapın. Bunun yapılmasının karşılığının olduğunu herkesin bilmesi lazım. Kim ne adım atacaksa o adımı attıktan sonra bunlar konuşulabilir. Bunların hepsinin gerekli temasları da yapılıyor. Hiç kimse 'Çözüm Süreci bitti mi' endişesine kapılmasın. Biz bunun için örgütün verdiği tarihlere çoğu zaman bakmıyoruz. Biz hükümetiz, biz öyle aba altından sopa göstermeyi, tehdit etmeyi pek sevmeyiz. Bu işin biteceği zamanı milletimize söyleriz ve bitiririz."-"Çözüm Sürecine biz mecbur ve mahkum değiliz"Bülent Arınç, Kimse Yok mu Derneği 'ne kayyum atanacağına ve "yargıda bazı değişiklikler öngören yargı paketinin" Köşk'teki hukukçular tarafından hazırlandığına dair iddialar olduğunun belirtilmesi üzerine, bu iddiaların ciddiyeti olmadığını söyledi.İçişleri Bakanlığında, söz konusu derneğe kayyum atanmasıyla ilgili bir çalışma yapılmadığını ifade eden Arınç, yargıda bazı değişiklikler öngören paketinin de ilgili birimlerin dışındaki başka yerlerde hazırlandığına dair iddiaların da dayanaksız ve kamuoyunu yanıltmaya yönelik olduğunu söyledi.Başbakan Yardımcısı Arınç, "Çözüm süreciyle ilgili yol haritası kamuoyuna açıklanacak mı" sorusuna Arınç, "Çözüm Sürecini ağızlarına almamak gibi bir ihtiyatlarının olabileceğini" kaydetti."Çözüm Sürecine biz mecbur ve mahkum değiliz" diyen Arınç, şunları kaydetti: "Çözüm Sürecini çok önemli görüyoruz. 30-40 yıldır devam eden terörün sona erdirilmesi, Türkiye'nin hayati meselesidir ama bu sadece bizim için böyle bir şey değil ki. Bu, Türkiye için gerekli olan bir şey. Terörden, şiddetten zarar gören sadece bölge halkımız değil, Türkiye için önemli bir şey. Örgütün bitmesi, bitirilmesi konusunda örgütün liderinin söyledikleri de önemli şeyler. Biz, Türkiye'de hiçbir siyasi partinin cesaret edemediği bir noktada görev aldık, 'bu işi bitirmek istiyoruz' dedik. Bu iş siyasetle bitecek, parlamentoyla bitecek gerektiğinde. Buna ilişkin çalışmalarımızı parlamentonun bilgisi olmadan yapmayacağımızı söyledik ama çözüm sürecini sadece biz istiyormuşuz gibi, buna mecburmuşuz gibi, herkes her söylediğini yapar, her işlediğiyle Türkiye'ye zarar verirse hayır bu böyle değil, bu böyle değil. Eğer çözüm süreci başarısızlığa uğrarsa bunun altında herkes kalır. Adadaki şahıstan başlayınız, siyaset uzantılarına kadar, terörle doğrudan veya dolaylı ilişkisi olan herkesle beraber halkımız da bundan zarar görür. O yüzden çok ince götürmeye çalışıyoruz, çok nezaketli, hassas davranmaya çalışıyoruz.Bazı olaylar karşısında duygusal tepkiyi hemen vermiyoruz. Bizim gösterdiğimiz ihtimam kadar, 'ben de bu işin içinde söz sahibiyim' diyenlerin de vicdanlı olması lazım, ahlaklı olması lazım, doğru konuşması lazım, ülkenin bütünlüğüne bizden daha çok onların dikkat etmesi lazım. Onlar her önüne geleni söyleyecek, her eline geçeni yapacak, biz de 'Çözüm Süreci devam edecek' diyeceğiz. Bu komediye dönüşür. Öyle bir şey düşünmüyoruz. Çözüm Sürecinde ısrarla ve sabırla hareket etmeye devam edeceğiz. Bitiren taraf biz olmayacağız, onu söyleyebiliriz ama her elini kaldıran Çözüm Süreci ne olacak derse kusura bakmayın bunu konuşacak zamanımız yok. Herkes alacağı dersi almıştır. Yol haritasıydı, çözümdü, plandı, takvimlemeydi, bunları, bu Çözüm Süreci içinde etkili olan unsurlarla götürmeye devam edeceğiz. Şimdi siz bir 'yol haritası' dediniz adına, bunu kamuoyuna açıkladık ama burada istenilen adımlar atılmadı, ne olacak? O zaman biz diyoruz ki: Şu konuda adımlar atılmadı, bak o şöyle olacak. Onu takip ediyoruz, o oluyor. Oluyorsa mesele yok, bir adım daha ileri gidiyoruz. Olmuyorsa 'bak şöyle olması lazım' diyoruz. Kamuoyunu bunlarla işgal etmenin gereği yok ki. Bunu, biz bu işi çok iyi bildiğine inandığımız, bir taraftan İmralı irtibatı MİT tarafından sağlanıyor, geriye kalan da yasa çerçevesinde MİT'in kendi kanununda da son çıkardığımız kanunda da buna izin ve yetki veren maddeler var, onlarla götürüyoruz. Her gün kamuoyuna saat başına bu bilgileri verecek noktada değiliz. Kamuoyu da bizden bunu beklemiyor doğrusu. Bir takım örgütle bağlantılı gazete, radyo ve televizyonların her gün bu konuyu istismar etmek için söylediklerini hükümetimize kimse soru olarak sormasın. Biz işi biliyoruz, götürmeye gayret ediyoruz, kararlılığımız var, bu kararlığı başkalarının da paylaşmasını istemek bizim hakkımız olsun."-"Türkiye macera heveslisi değildir"Bülent Arınç, "IŞİD'le mücadele kapsamında eğit-donat konusunda bir mutabakata varılmıştı ve ABD'li heyetle görüşmeler yapılmıştı. Detaylar konusunda bir bilgi var mı, son durum nedir bu konuda? Kaç kişi eğitilecek, nerede eğitilecek" sorusuna karşılık ise konuda kapsamlı görüşmelerin devam ettiğini bildirdi.Türkiye'nin başka bir ülke gibi kendiliğinden her şeyini feda ederek, bu işin içine giremeyeceğini vurgulayan Arınç, Türkiye'nin ulusal çıkarları neyi gerektiriyorsa onu yapacaklarına dikkati çekti. Arınç, "bu çıkarlar ile koalisyonun çıkarları ne kadar örtüşebilirse Türkiye'nin orasında yer alabileceğine" işaret etti.Başbakan Yardımcısı Arınç, "Hadi bakalım aslansınız, kaplansınız, yürüyün', hayır böyle bir şeyin içinde değiliz. Kobani konusunda da akılla, vicdanla hareket ediyoruz. Türkiye'nin görüşmeleri devam ediyor. Bunların bir kısmı ABD'de yapıldı. Genelkurmay Hareket Dairesi Başkanımız katıldı. Bir kısmının görüşmeleri geçen gelen heyetlerle de Türkiye'de yapıldı. Türkiye'nin talepleri, istekleri var. Bunlar karşılanırsa düşünürüz, karşılanmazsa başka kapılar, söyleyeceğimiz budur. Türkiye macera heveslisi değildir, güçlü bir devletiz, güçlü bir ordumuz var ama biz her zaman Türkiye'nin çıkarlarını ön planda tutan bir hükümeti temsil ediyoruz" diye konuştu.(Bitti) -Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç-Bakanlar Kurulu Toplantısı

Kaynak: AA

Son Dakika Politika 'Bu Şiddet Olaylarına Karşı Bir Yumuşaklık Beklenmesin' - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement