Atatürk'ü Anma Töreni - Son Dakika
Politika

Atatürk'ü Anma Töreni

Atatürk\'ü Anma Töreni

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Cumhuriyetin ilk dönemlerinde hassasiyetleri ve endişeleri anlıyoruz.

10.11.2015 12:30
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Cumhuriyetin ilk dönemlerinde hassasiyetleri ve endişeleri anlıyoruz. Bu endişelerin ürünü olan pek çok uygulamanın Cumhuriyetin benimsenmesi ve güçlenmesi sürecini uzattığını da kabul etmek durumundayız. Ama artık bunları geride bırakmamız gerekiyor" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ebediyete intikalinin 77. yıl dönümü dolayısıyla Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu tarafından ATO Congresium'da düzenlenen anma töreninde yaptığı konuşmada, "Vefatının 77. yıl dönümünde Kurtuluş Savaşımızın Başkomutanı, Cumhuriyetimizin banisi, ilk Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü rahmet, tazimle yad ediyorum" ifadelerini kullandı.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk'le birlikte ahirete irtihal eden tüm gazilere ve şehitlere minnettarlığını ifade eden Erdoğan, " Malazgirt'ten günümüze kadar bin yıla yakın zamandır bu toprakları bize vatan yapmak için canlarını feda eden şehitlerimizin her biri bizim gururumuzdur. Bugün de şehitlerimizin, gerektiğinde canlarını vermekten çekinmeyen kahraman evlatlarımızın sayesinde vatan topraklarında yaşamaya devam ediyoruz. Rahmetli Arif Nihat Asya, 'Bizi sen sevgisiz, susuz, havasız ve vatansız bırakma Allahım' derken ifade ettiği işte bu ruhtur, bu azimdir, bu inanıştır. Bunun için Rabbimize ne kadar hamd etsek azdır. Gazi Mustafa Kemal'in 1919'da başlayıp 1923'te cumhuriyeti kurarak taçlandırdığı o büyük mücadelesi de milletimizi vatansız bırakmaması mücadelesi değil miydi?" dedi.

"AMAÇ BİZİ ANADOLU'DA BOĞMAKTI"

Avrupa'nın içlerinden Afrika'nın ortalarına kadar uzanan Osmanlı'yı yok etme çabasının son ve nihai hedefinin Anadolu olduğunu anlatan Erdoğan, "Amaç, bizi Anadolu'ya sıkıştırmak değil bizi Anadolu'da boğmaktı. Bizi vatansız bırakmak isteyenleri Gazi Mustafa Kemal'in önderliğinde verdiğimiz o büyük mücadele sayesinde kanımızla, canımızla, yüreğimizle durdurduk" dedi.

Osmalı-Rus Savaşı, Balkan Savaşı, Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı'nda verilen asker ve sivil kayıpların toplam sayısının milyonlarla ifade edildiğini hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi:

"Dikkatinizi çekiyorum, cumhuriyetimizi kurduğumuzda ülkemizin nüfusu yaklaşık 10 milyon civarındaydı. Sadece Balkanlar'daki kaybımız 2 milyondu. Rus harbi sonrasındaki kayıtlarda yine milyon rakamıyla ifade edilir. Birinci Dünya Savaşı'nı, Kurtuluş Savaşımızı saymıyorum bile. Vatanımızı yani bugün üzerinde yaşadığımız toprakları çok ağır bedeller karşılığında kurtarabildik. Ama hamd olsun kurtarabildik, burası önemli. Vatansızlığın ne anlama geldiğini işte yakın çevremizde yaşanan hadiseler bize çok çarpıcı şekilde gösteriyor. Bugün de vatanımızı korumak için bedel ödemeye devam ediyoruz. Sadece son 3-4 ayda 165 şehit verdik. Yüzlerce yaralımız, gazimiz var."

"GELECEĞİMİZİ ÜSTÜNDE KURACAĞIMIZ 4 TEMEL SÜTUN"

Şair Mithat Cemal Kuntay'ın "On Beş Yılı Karşılarken" adlı şiirindeki "Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır" dizesini okuyan Erdoğan, "İşte vatan olmanın bilinciyle bu evlatlarımız şu anda bu destanı bir daha yazıyorlar. Gerektiğinde canımızı vermekten, kanımızı akıtmaktan, uğrunda hiçbir fedakarlıktan kaçınmayacağımız bu topraklar bizim vatanımız. Onun için ben her vesileyle bir şey söylüyorum, 'Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet' diyorum. Bu dört ilke, ülke ve millet olarak bizim geleceğimizi üzerinde kuracağımız aslında dört temel sütundur. Bunların hiçbirinde taviz veremeyiz, hiçbirini ihmal edemeyiz. Gazi Mustafa Kemal'in bize emaneti olan cumhuriyetimizi ilelebet muhafaza etmek, ülkemizi dünyanın en gelişmiş ülkeleri seviyesine yükseltmek için bu dört ilkeye sıkı sıkıya sahip çıkacağız. 2023 hedeflerimiz işte bunu ifade ediyor" şeklinde konuştu.

"BU DEVLETLERİN HEPSİ BİRBİRİNİN DEVAMIDIR, BU BİR ZİNCİRDİR"

Türk milletinin tarihin derinliklerine uzanan çok köklü bir geçmişi olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Medeniyet ve kültür bağları bakımından çok farklı istikametlere uzanan bu tarihi en iyi şekilde araştırmak elbette gereklidir, önemlidir. Bununla birlikte bizim bu topraklarda da bir geçmişimiz var. Diğer bağlara göre daha taze olmakla birlikte bin yılı bulan bu geçmişe de çok iyi sahip çıkmalıyız. Buradan taviz veremeyiz. Üstelik bu sadece Anadolu toplumlardan bir toplum olarak yaşadığımız sıradan bir geçmiş değildir. Bu bir devlet geçmişidir. Bu yıl 29 Ekim'de cumhuriyetimizin 92. yıl dönümünü coşkuyla kutladık. Hamd olsun farklı kutladık, bundan sonra daha farklı kutladık. Ama bu yıl aynı zamanda Osmanlı Devleti'nin 716. kuruluş yıl dönümüydü. Yine bu yıl Anadolu topraklarındaki ilk devletimiz olan Selçuklu Devleti'nin kuruluşunun 940. yıl dönümüydü. Bu devletlerin hepsi de birbirinin devamıdır, bu bir zincirdir" ifadelerini kullandı.

"NE OSMANLI'YI NE SELÇUKLU'YU REDDEDEMEYİZ"

"Cumhuriyeti savunurken ne Osmanlı'yı ne Selçuklu'yu bir kenara koyamayız, reddedemeyiz. Biz bir kabile devleti değiliz, biz asil ecdadın devamı olan bir devletiz" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Elbette son devletimiz cumhuriyetimize tüm gücümüzle sahip çıkacağız. Aynı zamanda Anadolu'daki devlet varlığımızın 940 yıllık geçmişini de unutmayacağız. Cumhuriyetimizin kuruluş yıl dönümüyle birlikte bu topraklardaki devlet varlığımızın yıl dönümlerini coşkuyla kutlamalıyız. Maalesef bugün özel bir tarih okuması yapmamış herhangi birisi neredeyse Anadolu'ya cumhuriyetle birlikte geldiğimizi sanır. Bu derece zayıf bir tarih bilincinin olduğunu da üzüntüyle müşahede ediyoruz. Artık tarihimizle ilgili, milletimizle ilgili, medeniyetimizle ilgili bariyerlerimizi kaldırma zamanı gelmiştir. Bunu böyle bilmeliyiz. Şundan emin olun, Türkiye Cumhuriyeti 78 milyonun tamamının sahip çıktığı, benimsediği, kendini vatandaşı olarak gördüğü devletimizin adıdır. Bundan geriye gidiş asla söz konusu değildir. Tam tersine cumhuriyetimizi büyütmek, güçlendirmek, geliştirmek için hep birlikte tüm gücümüzle, tüm imkanlarımızla, tüm samimiyetimizle çalışıyoruz. Çalışmaya devam edeceğiz. Aynı şekilde demokrasi, insan hakları, hukuk devleti ilkeleri konusunda da en küçük bir şüphe, en küçük bir tehdit söz konusu değildir, yoktur. Bu konuda da geriye gidiş kesinlikle söz konusu olamaz."

"GÖĞSÜMÜZÜ GERE GERE İFADE EDELİM"

"Cumhuriyetin ilk dönemlerinden hassasiyetleri ve endişeleri anlıyoruz" diye konuşan Erdoğan, "Bu endişelerin ürünü olan pek çok uygulamanın Cumhuriyetin benimsenmesi ve güçlenmesi sürecini uzattığını da kabul etmek durumundayız. Ama artık bunları geride bırakmamız gerekiyor. Türkiye Cumhuriyeti 92 yıllık tarihinin en büyük başarılarını son 13 yılda hayata geçirmiştir. Peki bu dönemde cumhuriyetimiz en küçük bir kayıp yaşadı mı? Bunu birileri bize ispatlasın, görelim. Öyle bir tehdide maruz kaldı mı? Öyleyse artık rejim endişelerini gündemimizden çıkarmalıyız. Bunları konuşarak birbirimizi yormaya gerek yok. Artık geleceğe kilitlenme zamanıdır. Bunu başarmamız lazım. Uzun yıllar boyunca bu endişeyi kendisine siper ederek ülkenin ve milletin adeta kanını, iliğini sömüren, milleti tahkir ederek vesayet düzenlerini sürdürmek isteyenlerin foyası ortaya çıktı. Biz diyoruz ki 'Gelin, tarihimizle, medeniyetimizle, kültürümüzle yeniden barışalım. Bu coğrafyadaki devlet varlığımızın öyle 100 yıl, 200 yıl değil bin yıllık bir geçmişe dayandığını göğsümüzü gere gere ifade edelim" diye konuştu.

"İDARE-İ MASLAHATÇILAR ESASLI İNKILAP YAPAMAZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anadolu'daki tüm devletlerin kuruluş yıl dönümlerinin, önemli isimlerinin, önemli olaylarının yeni nesillere en güzel şekilde anlatılması gerektiğine işaret ederek, şöyle devam etti:

"Kökü olmayanın geleceği olmaz. Tarihçilerimizle, eğitimcilerimizle, kültür adamlarımızla bu konuyu enine boyuna konuşalım, tartışalım ve millete mal olmuş bir devlet politikası ortaya koyalım. Bunun Gazi Mustafa Kemal'in arzusu olduğundan da şüphe duymuyorum. Ne diyor Gazi, 'İdare-i maslahatçılar esaslı inkılap yapamaz.' Öyleyse artık idari maslahatçılığı bir kenara bırakalım. 1 Kasım seçimleri Türkiye'nin önünde 4 yıllık bir istikrar ve güven dönemi açtı. Bu dönemi yeni anayasa başta olmak üzere ülkemizin ve milletimizin ihtiyaçlarını en ileri düzeyde karşılayacak reformların hayata geçirildiği bir dönem haline getirildi. Hiçbir şeyi konuşmaktan, tartışmaktan çekinmeyelim. Cumhuriyetin ve demokrasinin bir gereği olarak sonuçta kararı verecek olan milletimizdir, milletimiz olmalıdır ve millete güvenelim. Önce bunu yaşamamız lazım. Bu ülkenin siyasetçileri, yöneticileri olarak bizler üzerimize düşeni yapalım. Nihai kararı milletimize bırakalım. Bu düşüncelerle vefatının 77. yıl dönümünde bir kez daha Gazi Mustafa Kemal'i rahmet ve tazimle yad ediyorum. Kurtuluş Savaşımızı veren, cumhuriyetimizi kuran asker, sivil tüm kadroyu hürmetle anıyorum. Şehitlerimize ve ebediyete irtihal etmiş olan gazilerimize Allah'tan rahmet ve sizlere sevgi, saygılar sunuyorum."

TÖRENE DEVLETİN ZİRVESİ KATILDI

Törene Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Meclis Başkanı İsmet Yılmaz, Başbakan Ahmet Davutoğlu, Başbakan Yardımcıları Tuğrul Türkeş, Yalçın Akdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve komuta kademesi, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Kültür ve Turizm Bakanı Yalçın Topçu, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Gümrük ve Ticaret Bakanı Cenap Aşçı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Ali Rıza Alaboyun, Başbakanlık Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Dr. Derya Örs ile diğer yetkililer katıldı. - ANKARA

Kaynak: İHA

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement