Babacan: "Avrupa'nın En Hızlı Büyüyecek Ekonomisi Türkiye Olarak Gösteriliyor" - Son Dakika
Ekonomi

Babacan: "Avrupa'nın En Hızlı Büyüyecek Ekonomisi Türkiye Olarak Gösteriliyor"

Babacan: "Avrupa\'nın En Hızlı Büyüyecek Ekonomisi Türkiye Olarak Gösteriliyor"

İzmir İş Dünyası Buluşması’nda Türkiye ekonomisi hakkında konuşan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, “Türkiye bir yandan gelişmekte olan bir yandan da Asya ekonomisinin içinde bir ülke değil. Doğu Avrupa’ya baktığımızda Avrupa’nın en hızlı büyüyecek ekonomisi Türkiye olarak gösteriliyor.

04.08.2014 17:25
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

İzmir İş Dünyası Buluşması'nda Türkiye ekonomisi hakkında konuşan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Türkiye bir yandan gelişmekte olan bir yandan da Asya ekonomisinin içinde bir ülke değil. Doğu Avrupa'ya baktığımızda Avrupa'nın en hızlı büyüyecek ekonomisi Türkiye olarak gösteriliyor. Türkiye'nin 20 yılda tüm Avrupa'da en hızlı büyüyecek ekonomi olacağı işaret ediliyor. Bu kendinden değil doğru politika ve akılcı yaklaşımla olacak" dedi.

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, İzmir Ticaret Odası tarafından düzenlenen 'Başbakan Yardımcımız Sayın Ali Babacan ile İzmir İş Dünyası Buluşması' toplantısına katılarak Türkiye ve dünya ekonomisi ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. İş adamlarının katıldığı toplantıda konuşan Babacan, şöyle konuştu: "Önümüzdeki dönem Türkiye ekonomisi açısından yine önemli dönemeçlerin yaşandığı dönem olacak. Küresel ekonomi kritik dönemlerden geçiyor. 2008-2009 yılları, son 100 yılın en ciddi ekonomik daralmasının yaşandığı dönem oldu. Gelişmiş ülkelerin kamu borcunun 2. Dünya Savaşı'nın yüksek seviyelerine yükseldiğini görüyoruz. Bu krizin ağır yükünün temizlenmesi çok uzun sürecek. Genel tabloda krizin en kötü dönemlerini bıraktığımızı görüyoruz. Gelişmiş ülkelere göz attığımızda ABD'de diğer ülkelere göre daha güçlü bir toparlanma görülüyor. Bizim finansman ticaret bağları ile ilişkimizin bulunduğu Avrupa'da zayıf da olsa toparlanmanın olduğunu görüyoruz. Bu zayıf toparlama dahi bize faydalı olmaya başladı. İhracatımızın ana belirleyicisi mal sattığımız ülkelerin iç pazarıdır. Kırılgan bir toparlanma. Devam edip tekrar sıkıntılı bir tabloya girebilir. Hazır olmamız lazım."

Gelişmekte olan ülkelerin son dönemde artık farklı bir değerlendirmeye tabi tutulduğunu anlatan Babacan, şunları söyledi: "10 yılda büyüme oranlarından daha düşük büyüme olacak. Türkiye bir yandan gelişmekte olan bir yandan Asya ekonomisinin içinde bir ülke değil. Doğu Avrupa'ya baktığımızda Avrupa'nın en hızlı büyüyecek ekonomisi Türkiye olarak gösteriliyor. Türkiye'nin 20 yılda tüm Avrupa'da en hızlı büyüyecek ekonomi olacağı işaret ediliyor. Bu kendinden değil doğru politika ve akılcı yaklaşımla olacak"

"SİYASİ İSTİKRARIN DEVAMI EKONOMİK BAŞARININ DEVAMIDIR"

Siyasi istikrar ve ekonominin birbiriyle bağlantılı olduğunu kaydeden Babacan, 10 Ağustos'ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin çok önemli olduğuna işaret etti. 10 Ağustos tarihinin Türkiye'deki demokrasi tarihi açısından önemli bir dönem olduğunu ifade eden Babacan, sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye ilk defa devlet başkanını halkın doğrudan oyu ile belirleyecek. İlk defa milletin devletin başkanını doğrudan seçtiği seçim yaşayacağız. Bu Türkiye için önemli. Devlet millet buluşmasının fiili uygulamasına da geçen bir dönem olacak. Bu seçim sadece Türkiye için değil geniş coğrafya açısından da önemli. 12 yıldır güzel gelişmeler oldu. Demokrasi ve ekonomi ilerledi."

Türkiye'de siyasi istikrarın çok önemli olduğunu anlatan Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Siyasi istikrarın muhafaza edilmesi her şeyin başında. Siyasi istikrar olmadığı zaman nasıl sıkıntılar yaşanabildiğini hepimiz yaşadık gördük. İstikrarın devamı, ekonomik başarının devamı anlamına gelmektedir. Ümit ediyorum ki 12 yıldır ülkeye büyük hizmetler veren Recep Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı olarak ülkemize hizmete devam eder."

"KAMU BORCU SORUNUMUZ GERİDE KALDI"

Türkiye'de milli gelirin geçen yıl 820 milyar dolar olarak açıklandığını hatırlatan Babacan, sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye'nin bir özelliği de pek çok ülkeye göre gelir dağılımının düzeldiği bir ülke oldu. Dünya Bankası'nın yayınladığı raporunda orta kesim vatandaş sayısı ikiye katlandı. Yoksulluk göstergelerinde ciddi gerileme meydana geldi. Tarımda dünya 7.'si, turizmde dünya 6.'sı olduk. Kamu borcu sorunumuz geride kaldı. Türkiye yükselen petrol ve doğalgaz fiyatlarıyla cari açığının da yükseldiği bir ülke. Pertol fiyatlarının artmış olması cari açığımızın yükselmesinde temel faktör. Cari açık noktasında da çok önemli adım attık. Kısa vadede ve uzun vadede adımlar var. İhracata ağırlık veren ama iç tüketimi kontrollü götüren yaklaşımımız devam ediyor. 2011'den bu yana. Eğer üretiyorsak yatırım yapıyorsak ihracat yapıyorsak sorun yok ama ithal edip tüketiyorsak ciddi sorun oluyor. Tüketimi banka kredisiyle yapıyorsan problemin daha büyük hale geldiğini görürüz. Bir yandan büyüme yüzde 4'te seyrederken cari açığımızı düşürmeyi başardık. Bu yıl sonunda yüzde 6'nın biraz altı cari açıkla karşılaşacağız. Yüzde 8'li rakamlardan sonra yüzde 6 fena değil. 2016 için yüzde 5 olarak belirlemiştik. Türkiye için yüzde 4-5 cari açığının sürdürülebilir cari açık olduğu ortaya konmuştur."

"ÇALIŞAN SAYISI 1 MİLYON 400 BİN ARTTI"

Cari açığın düşük tutulmasının önemli hedeflerden biri olduğunu dile getiren Babacan, 'Büyüme ve istihdam için her şeyden fedakarlık yapalım' diye düşünüldüğünü ancak bunların dar görüşlü, kısır, kısa vadeli bakış açısı olduğunu söyledi. Sadece son 12 ayda Türkiye'de çalışan sayısının 1 milyon 400 bin kişi arttığı bilgisini veren Babacan, "Bu nasıl oluyor güvenle oluyor. Devletin aldığı eleman net anlamda 70-80 bin gibi katkısı vardır geri kalanı hep özel sektör. İş gücü piyasamızda yeni trend de kadınların iş gücü piyasasına girişindeki artış. Son 3 yılda iş gücü piyasasına yeni katılanların yüzde 45'i kadın. Bu da Türkiye'nin gelişme aşamasında yeni bir eşiği geçtiğini gösteren bir konu" dedi.

"İNSAN KAYNAĞI EN ÖNEMLİ TEŞVİKTİR"

İzmir ekonomisi hakkında değerlendirmede bulunan Babacan, teşvik sisteminin sosyoekonomik gelişmişlik endeksine göre belirlendiğini belirterek "Nihayetinde ne kadar teşvik programı uygularsak uygulayalım aslında o ilin insan kaynağı önemli teşviktir. İzmir ekonomisiyle önemli bir ticaret kenti. Tarımda çok ileri bir kentimiz. Turizmde çok çok iyi bir noktaya gelmiş durumda. 2013 yılında İzmir'in dış ticareti 20 milyar doları aşmış durumda. 2002'yle mukayese edildiğinde 4 misli kapasite gösteriyor. Bu güzel bir başarı ama Türkiye'nin 500 milyar dolarlık hedefi bulduğunu düşündüğümüzde İzmir'in daha çok çalışmaya devam etmesi gerektiğini görüyoruz. Expo için yoğun çaba gösterdik. Ama çalışmaya devam edeceğiz. Yılmak yok. Bıkmak asla yok. İzmir bunu hak ediyor. Dünya geneline baktığımızda İzmir'in zaten çoktan hakkı."

Babacan, 2003-2013 yılları arasında İzmir'de eğitim konusunda yatırımların da devam ettiğini kaydederek sözlerini şöyle şöyle sürdürdü: "2002'de derslik sayısı 11 bin 366. Şuan 26 bin 7 yani yaklaşık 2,5 misline çıkmış. Üçü vakıf, biri devlet olmak üzere dört yeni üniversite kuruldu. İzmir'de patent başvurusu sayısı yedi kat artmış geçen sene bin 816 patent başvurusu olmuş. Gelişme iyi ama bu rakamlar arzu ettiğimiz noktaya henüz gelemediğimiz noktayı gösteriyor. Bundan sonra İzmir'e destek vermeye devam edeceğiz."

BAŞBAKAN'LA DİYALOGUNU ANLATTI

İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş da, 'Ekonomide istikrar' denince akla Babacan'ın geldiğini, Babacan'ın sakin ve dengeli politikalarının Türkiye'nin bugünlere gelmesinde büyük katkısı olduğunu dile getirdi. Babacan'ın 2008'de bile sakin tavırlarını devam ettirdiğini ifade eden Demirtaş, şöyle konuştu: "Sorunlarla boğuşan bir ülke iken bölgemizde güç olan, küresel güç olmaya aday, Avrupa'nın 6. büyük ekonomisi, Çin ile birlikte büyüme rekoru, G-20 üyesi, ihtiyacı olan ülkelere el uzatan güçlü bir ülkenin iş adamı olmanın keyfini çıkardık. Arada bir fren yaptığınız için size kızdığımız zamanlar oldu. Özellikle kredi kartlarına taksit kısıtlaması üyelerimizi çok sıkıntıya soktu ama kararlı ve güvenli duruşunuzu takdirle izledik. İzmir teşvik adaletsizliğinin bitmesini istiyor. 11 Ağustos'ta ne olacak? Başbakan ile İzmir mitinginden sonra bu konuyu sordum. Yeni hükumet, yeni bakanlar mı olacak? Sonra bildiğimiz 3 dönem konusu var. Örnek olarak da Ali Babacan, Binali Yıldırım ne olacak biz onlara güveniyoruz. Başbakan da tüm açık kalpliliği ile yanıtladı sonunda da 'Bakan olmak için milletvekili olmak gerekmiyor' dedi." - İZMİR

Kaynak: İHA

Son Dakika Ekonomi Babacan: 'Avrupa'nın En Hızlı Büyüyecek Ekonomisi Türkiye Olarak Gösteriliyor' - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement