Bahçeli ve Kılıçdaroğlu'ndan İpek Medya'ya Operasyona İlk Yorum

Bugün TV, Kanaltürk gibi televizyon kanalları ve Bugün gazetesinin sahibi olan Koza-İpek Holding'e sabah erken saatlerde çok sayıda polis eşliğinde operasyon başlatıldı. Şirketin üniversitesi İpek Üniversitesi'nde ve Koza İpek Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Akın İpek'in Ankara'daki evinde de arama yapıldı. MASAK elinde dört sayfalık arama emri ile operasyona başladı. Baskının teröre finansman suçlamasıyla başlatıldığı öne sürüldü.

BAHÇELİ: BUNU TASVİP ETMEK MÜMKÜN DEĞİL

Koza-İpek Medyaya yapılan operasyonu değerlendirmesi istenen Bahçeli, "Uzun zamandan beri Türkiye'de basın üzerinde çok büyük bir baskılar olduğu gibi sermaye grupları üzerinde de büyük tedirginlikler yaratacak davranışlar sergilenmektedir. Bunlardan bir kötü örnek bugün gerçekleşmiş oluyor. Bunu tasvip etmek mümkün değil. Bu gidişatın sonu da hayırlı olmayacaktır." diye konuştu.

KILIÇDAROĞLU: MEDYASI SUSTURULAN BİR ÜLKEDE...

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu da Ankara'da gerçekleşen adli yıl açılış töreni öncesinde basın mensuplarının medyaya yapılan operasyonla ilgili sorularını cevapladı. Sabah saatlerinde İpek Grubu'na yapılan baskının sorulması üzerine CHP Genel Başkanı, şunları söyledi: "Baskı devam ediyor, dikkatle takip ediyoruz. Medyası susturulan ülkede demokrasiden söz edilemez. Bu konuda hükümeti dikkatli olmaya, tutarlı olmaya, bizi dünyaya rezil etmemeye davet ediyorum."

Halkların Demokrasi Partisi (HDP) Parti Sözcüsü Ayhan Bilgen, İpek Yayın Grubu'na yönelik polis baskınının otoriter rejimleri hatırlattığını ifade etti. Bilgen, "Siyasi iktidarı eleştiren, itiraz eden, muhalefet eden ya da istendiği düzeyde yayın yapmayan basın kuruluşları tehdit altındadır." dedi.

HDP'DEN İLK TEPKİ

HDP Kars Milletvekili olan Ayhan Bilgen, Türkiye'de, bir süredir basın kuruluşlarına yönelik siyasi baskının olduğunu ve bu baskı ile Türkiye'nin dünyada basına en yoğun baskının olduğu ülkelerden birisi konumuna geldiğine dikkat çekti.

Hangi çevreden, hangi yayın grubundan olduğuna bakmaksızın, ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü, bilgi alma hakkı, bilgiyi yayma hakkı ve bu hakkı savunmanın demokratik hukuk devletinin gereği olduğuna atıfta bulunan Bilgen, "Siyasi iktidara muhalefet eden, itaat etmeyen, eleştiren yayın kuruluşlarını düşmanlaştırmak ve bir tehdit unsuru gibi cezalandırma yoluyla teslim almaya çalışmak, otoriter rejimlerin karakterleridir. Bir süredir gazetecilerin gözaltına alınması, tutuklanması, Türkiye'nin demokratikleşme değil otoriterleşme yolunda yürüdüğünü göstermektedir. Son operasyonlarda zaten ne yazık ki beklenen ve siyasi iktidarın yargı üzerindeki baskısını çok açık biçimde gösteren bir gelişmedir." diye konuştu.