Bakan Çavuşoğlu: "Biz Her Zaman Rusya'yı Daeş'e Karşı Operasyon İçin İşbirliğine Davet Ettik"

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Biz her zaman Rusya'yı DAEŞ'e karşı operasyon için işbirliğine davet ettik. DAEŞ hepimizin ortak düşmanı olduğuna göre Rusya'nın da DAEŞ'e yönelik operasyonlara aktif bir şekilde girmesi ya da hedef alması bizce isabetli olur" dedi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Filistin Dışişleri Bakanı Riyad Malki ile Bakanlık'ta bir araya geldi. Görüşmenin ardından iki bakan ortak basın toplantısı düzenleyerek, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bakan Çavuşoğlu, bir gazetecinin "Türkiye ile İsrail bir diyalog süreci içerisine girdi. Karşılıklı büyükelçilerin atanması ile birlikte ilişkiler normale dönüşecek. Bu sürecin ardından Türkiye'nin hem İsrail'in içinde yer alacağı barış süreci içerisinde hem de Filistin için uzlaşı sürecinde nasıl bir rol oynamasını öngörüyorsunuz? Bugün bir açıklamanız oldu özellikle Suriye'de Türk uçaklarının da uçuş yapabileceği yönünde, bu belli olmuş mudur? Özellikle Rusya ziyaretinin ardından Rus uçaklarının da Türkiye ile ortaklaşa olarak bir operasyona girişmesi mümkün müdür? Yarın İran Dışişleri Bakanı Türkiye'yi ziyaret edecek, bu ziyareti değerlendirir misiniz?" soruları üzerine şunları kaydetti:

"İsrail ile yaptığımız anlaşma, Meclis'e daha önce gelecekti fakat bu darbe girişiminden sonra bir gecikme oldu. Önümüzdeki süreçte bu anlaşmayı Meclis'te onayladıktan sonra süreci işletmiş olacağız. Tabii biz koalisyona aktif katkı sağladığımız gibi DAEŞ'le mücadeleye de aktif bir şekilde katılıyorduk. Fakat Rus uçağının düşürülmesi hadisesinden sonra Suriye için de herhangi bir zorlayıcı olay yaşanmaması, gerginliğin olmaması için Türk uçakları uçmamıştı. Şimdi Rusya ile ilişkileri tekrar normalleştirdik ve Türkiye, DAEŞ'e karşı operasyonlara aktif bir şekilde katılmak istiyor. Bunun da düzenlenmesi gerekiyor. Bir de oluşturduğumuz Saint Petersburg'daki güçlü mekanizmanın amaçlarından bir tanesi de bu tür konuların düzenlenmesidir, koordinasyonun sağlanmasıdır. Biz her zaman Rusya'yı DAEŞ'e karşı operasyon için işbirliğine davet ettik. Yani sizler de gelin koordinasyon sağlansın ama Türkiye bir koalisyonun içinde. Türkiye'den kalkan uçaklarla birlikte operasyonlara katılmıştır. Burada koordinasyonlu olması ya da Rus uçaklarının da DAEŞ'e yönelik operasyonlara katılması demek, Rus uçakları ile Türk uçaklarının birlikte operasyon yapacağı anlamına gelmez."

"DAEŞ'e odaklanmanın her bakımdan faydası var ve bu terör örgütünün bir an evvel Suriye ve Irak topraklarından da temizlenmesi lazım"

İncirlik Üssü'nde koalisyona katılan ülkelerle bir işbirliği olduğunu vurgulayan Bakan Çavuşoğlu, "DAEŞ hepimizin ortak düşmanı olduğuna göre Rusya'nın da DAEŞ'e yönelik operasyonlara aktif bir şekilde girmesi ya da hedef alması bizce isabetli olur. Kuzey Irak'ta daha önceki saldırıların maalesef insani dramlara, ölümlere yol açtığını da hatırlayacak olursak DAEŞ'e odaklanmanın her bakımdan faydası var ve bu terör örgütünün bir an evvel bu topraklardan, Suriye ve Irak topraklarından da temizlenmesi lazım. Bu hastalığın diğer ülkelere ya da coğrafyalara da dağılmasını önlemek gerekir" diye konuştu.

"İran mezhepçi yaklaşımı bırakır pozitif olursa önemli bir rolü var"

Çavuşoğlu, İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif'in Türkiye'yi ziyaretine ilişkin ise, "Yarın kardeşim Zarif de Türkiye'yi ziyaret edecek. Kendisi de daha önce bu ziyareti gerçekleştirmek istemişti, yine bu uçak düşürme hadisesi ve darbe girişiminden sonra maalesef bu ziyaret gerçekleşememişti. Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımızın yarın zamanları uygundu, biz de kendisine önerdik, yarın sabah gelecek. Önce biz birlikte görüşmelerimizi yapacağız, daha sonra Cumhurbaşkanımızla, Başbakanımızla da görüşme fırsatı olacak. Suriye'deki çözüm için herkesle görüşmekte fayda var, ikili ilişkilerin yanında mutlaka Suriye'de gündeme gelecektir. Biz her zaman İran'dan mezhepçi yaklaşımı bir kenara bırakarak daha pozitif, yapıcı yaklaşmasını, özellikle de çatışmaların durdurulması, insani yardımlar ve siyasi çözüm konusunda da İran'ın eğer pozitif olursa rolünün önemli olduğunu söyledim. Yine kendilerine yarınki ziyarette de bu düşüncelerimizi ileteceğiz. Suriye'de kalıcı bir barış için herkes üzerine düşeni, gereğini yapmalıdır" değerlendirmesinde bulundu.

15 Temmuz darbe girişiminin ardından kaçan diplomatlar

15 Temmuz darbe girişiminin ardından kaçan diplomatlarla ilgili soru üzerine Bakan Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

"Henüz kim döndü kim dönmedi son listeyi almadık. Çünkü dün akşam bu süre sona eriyordu. Şimdi geri çağırdığımız ikinci bir liste daha var. Geri çağıracağımız arkadaşlarla ilgili. Ama dönmediğini bildiğimiz kişiler var. Bunlardan bir tanesi Kazan Başkonsolosluğu'nda çalışıyordu, Japonya'ya kaçtı. Bangladeş'te çalışan iki memurun New York'a kaçtığına dair bilgi aldık. Onun dışında elimde net bilgi yok. Bugün itibariyle netleşmiş olur."

" Yunanistan'daki iki tane ataşenin de deniz yoluyla feribotla İtalya'ya doğru hareket ettiğini tespit ettik"

Askeri ataşelerle ilgili de değerlendirmede bulunan Çavuşoğlu, " Kuveyt'teki askeri ataşe kaçmak istemişti. Geri geldi Suudi Arabistan bize teslim etti. Afganistan'da görev yapan iki general Dubai üzerinden kaçmak istedi. Birleşik Arap Emirlikleri yönetimi yakalayarak Türkiye'ye teslim ettiler. Yunanistan'daki iki tane ataşenin de deniz yoluyla feribotla İtalya'ya doğru hareket ettiğini tespit ettik. Onların hangi ülkede yaşadığını şuanda tespit etmek için çalışmalar devam ediyor. Genelkurmay'ın da geri çağırdığı askeri ataşeler var. Bunların hangisinin dönüp dönmediğini şuanda tam olarak bilmiyoruz" açıklamasında bulundu.

"Kısa süre içerisinde başka bir geminin de insani yardım taşıyarak Gazze'ye gönderilmesi önümüzdeki bayramdan önce gerçekleşecek gibi gözüküyor"

Bakan Çavuşoğlu'nun İsrail ile yapılan karşılıklı temaslar neticesinde ilişkilerin normalleşmesi süreciyle ilgili açıklamasına değinen Filistin Dışişleri Bakanı Malki, "Bunun neticesi olarak da ilk insani yardım taşıyan gemi Gazze'ye ulaşabildi. Bunun devamı olarak kısa süre içerisinde başka bir geminin de insani yardım taşıyarak Gazze'ye gönderilmesi önümüzdeki bayramdan önce gerçekleşecek gibi gözüküyor. İsrail ile olan Türkiye'nin ilişkisinin düzelmesi rayına girmesi aslında işleri kolaylaştıran bir faktör. Türkiye'nin daha aktif bir oyuncu haline gelmesi ve yardım konusunda daha ön plana çıkması sonucunu beraberinde getiriyor. Abluka altındaki Gazze halkına yardım daha kolay ulaştırılabiliyor. Sadece insani yardım da değil, alt yapı projeleri açısından da çalışmayı kolaylaştıran bir durum bu. O yüzden İsrail ile ilişkilerin normalleştirilmesi sayesinde Türkiye daha aktif bir rol oynayabilecektir. Katılımını, yardımını arttırabilecektir. Filistin halkının çektiği acıların azaltılması anlamında. Bununla birlikte farklı projelerin uygulanması da daha kolaylaştırılmış olacaktır. Siyasi sahne açısından bakacak olursak, bu gelişme neticesinde Türkiye İsrail ile iyi ilişkilerini, Filistin ile mükemmel ilişkilerini kullanabilecektir. Herhangi bir faaliyet, toplantı, ne olursa uluslararası platformda da bir katkı sağlayabilecektir. Türkiye bu şekilde iki taraf arasında güvenin tesis edilmesi ve iki tarafın birbirine daha da yakınlaşması anlamında Türkiye kendi konumunu bu amaç doğrultusunda kullanabilir. Türkiye'nin atmış olduğu bu adım bizim nazarımızda aslında çok faydalı olacak bir adım. Türkiye daha aktif bir rol oynayabilecek. İnsani yardım ve projeler açısından sürece daha faal katılabilecek" değerlendirmesinde bulundu. - ANKARA