Bakan Eker: Barış Sürecini Sabote Etmeye Kalkışıyorlar (2)

"insanları TEHDİT EDİYORLAR"

Mardin'den Diyarbakır'a geçen Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, partisinin Diyarbakır merkez Kayapınar İlçesi kongresine katıldı. Eker, Kayapınar ilçe teşkilatının çeşitli saldırılara uğradığını belirterek, "Diyarbakır'da demokrasi, demokrasi deyip, demokrasiye tahammülü olmayanların barış, barış deyip sürekli barışa sürekli molotof kokteyli atanların saldırılarına maruz kalmış menfur, 6-7 Ekim tarihlerinde çok hunharca, vahşice saldırılara, sabotaja, kundaklamaya maruz kalmış Kayapınar teşkilatımız. Teşkilatımıza geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum. Onlar barış, demokrasi, kardeşlik ve sevgi için direniyor. Medeni bir şekilde sivil ve demokrat olarak düşüncelerini söylemeye devam ediyor. Devam edecek Kayapınar" dedi.

Eker, Türkiye'nin en ağır ve en kanlı sorunu olan Kürt sorununu çözmek ve Türkiye'de barışı ve kardeşliği tesis etmek için hükümet olarak başından itibaren birçok yasal düzenlemeler ve imkanlar hazırlandığını söyledi. Eker, şöyle devam etti:

"Bugün Diyarbakır'da o zihniyeti çağrıştıran 6-7 Ekim olaylarında öncesi ve sonrasında o bildik tekçi, sorun üreten, kana ve gözyaşına sebebiyet veren anlayışın bir başka versiyonu piyasaya çıktı. Diyarbakır'da başkasına tahammül etmeyen, başkasının varlığını kabul etmeyen kendi gibi olmayan herkesi sindirmeye, şiddetle ve terörle onları susturmaya, engellemeye çalışan bir anlayışın tekrar hortladığını görüyoruz. Biz kimden ve nereden gelirse gelsin partisinin adı ne olursa olsun bu tür anlayışa ve zihniyete karşıyız. Çünkü biliyoruz ki, bu anlayış ve zihniyet 50-70 sene önce nasıl sorunlar üretmişse bugün benzeri ortaya çıkan zihniyet tekrar yeni sorunlara gebedir. Onlara nasıl karşıydıysak bunlara da karşıyız. Diyarbakır huzur, kalkınma, refah istiyor, işsiz gençlere iş istiyor. Bunlar yatırımlara molotof kokteyli atıyor. Bomba koyuyor, dinamit koyuyor. Bunlar yatırımcıları tehdit ediyor, kaçırıyor ya da haraç almaya kalkışıyor. ya da onların buradan göç etmesini istiyor. Niçin? Çünkü yatırım olursa iş olur. İş olursa, refah artarsa demokratikleşme ve sivilleşmeyle birlikte sorunlar çözülürse bunlar molotof, taş attıracak kişi bulamazlar. Bunların derdi bu. Çünkü bunlar sadece bundan besleniyor. Bunlar kandan ve gözyaşından besleniyorlar onun için masum insanları katlediyorlar."

"SORUN SADECE KÜRTLERİN DEĞİL 77 MİLYONUN SORUNU"

Kürt sorunun Türkiye'nin sorunu olduğunu belirten Eker, "Tek başına Kürtlerin değil aynı zaman da Türklerin, Arapların, Çerkezlerin herkesin sorunu 77 milyon insanın tamamının sorunu bu sorunu çözelim. Bizim tarihimizde, anlayışımızda barış var. Bu yol kolay bir yol değil. Barış inşa etmek savaştan daha zordur. Çok daha zordur. Nefsinizle mücadele etmeyi gerektiriyor. Biz ekonomik sorunları çözmek için barajlar yapıyoruz buna engel olmaya çalışıyorlar, yatırımları durdurmaya çalışıyorlar. İnsanları korkutuyorlar bizim artık esnafımızın da, tüccarımızın da yatımcımızın da, işverenimizde sesini yükseltmesi gerekiyor. Eğer biz sesimizi yükseltirsek zalime sen zalimsin zalimlik yapma, senin yolda kurban eti dağıtmaya giden masum insanı öldürmeye hakkın yok. Bu zalimler kimin hesabına yapıyorlarsa yapsınlar. Bu zalimler tek tek herkese zarar veriyorlar. Hepimizi bitirecek, zarar verecek halleri yok. Ama hepimiz el ele verirsek ve bu vandallizme, şiddete, teröre karşı gelirsek başka insanlara da zarar veremezler. Onlar istiyorlar ki onlar gibi düşünmeyenler Diyarbakır'dan kaçsın gitsinler. İş kurabilecek kabiliyette olanlar, işçi çalıştırabilecek yatırım sahibi olanlar, bu işlerini yapmasınlar, bırakıp gitsinler ki meydan onlara kalsın. Bırakıp gitsinler ki sahada onlar cirit atsınlar. Biz altyapı yatırımlarımızı yapıyoruz, onlar engel olmaya çalışıyorlar. Silvan Barajı'nı saldırılarla inşaatını durdurdular. Sulama kanalları aç, insanları tehdit ediyorlar. Biz şuna kararlıyız, çözüm süreci milletimizle yaptığımız anlaşmanın amacını, sürecini bahane edip ve bunu gerekçe gösterip kimse kamu görevlileri ne de başka bir kimse düzenin bozulmasına vatandaşın can güvenliğinin tehdit edilmesine kimse göz yumamaz. Biz kamu düzeninin tesis edilmesi ve güvenliğin de temin edilmesi için de bütün gücümüzle çalışacağız. Bunda da hükümet kararlı. Birinci görevimizi vatandaşımızın can emniyetini, mal emniyetini ve güvenliğini sağlamaktır. Bunun da pazarlığı, müzakeresi olmaz. Çözüm sürecine devam edeceğiz. Barışın tesisi için biz gayret içindeyiz. "