Bakan Şimşek'ten Faiz Kararı Yorumu: Bu Kararı Vermişlerse Eminim Doğrudur - Son Dakika
Ekonomi

Bakan Şimşek'ten Faiz Kararı Yorumu: Bu Kararı Vermişlerse Eminim Doğrudur

Bakan Şimşek\'ten Faiz Kararı Yorumu: Bu Kararı Vermişlerse Eminim Doğrudur

-Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Merkez Bankası'nın aldığı faiz kararının yatırımcı kaygılarını önemli ölçüde giderdiğini belirtti.

29.01.2014 13:24
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

-Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Merkez Bankası'nın aldığı faiz kararının yatırımcı kaygılarını önemli ölçüde giderdiğini belirtti. Merkez Bankası'nın son yıllarda ciddi küresel sorunların olduğu bir ortamda işi iyi götürdüğünü belirten Şimşek, "Bu kararı vermişlerse eminim doğru karardır" dedi.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, NTV'nin canlı yayınında soruları yanıtladı. Hafta başında ikiz çocuk babası olan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, eşi ve çocuklarının hala hastanede olduğunu, ancak herhangi bir sıkıntı olmadığını, her şeyin çok iyi olduğunu belirtti. Çocuklarının isimleri ile ilgili eşiyle müzakere halinde olduklarını ifade eden Bakan Şimşek, "Kendisi henüz kararını vermedi ama birkaç isim üzerinde görüyoruz" dedi.

-"MERKEZ BANKASI'NIN KREDİBİLİTESİ ÇOK ÇOK KRİTİK"-

Bakan Şimşek, Merkez Bankası'nın faiz karanını değerlendirdi. Prensip olarak Merkez Bankası'nın kararları üzerine yorum yapmak istemediğini söyleyen Bakan Şimşek, Merkez Bankası'nın bağımsız olduğunun altını çizdi. Merkez Bankası'nın kredibilitesinin çok önemli olduğunu belirten Şimşek, "Merkez Bankası'nın kredibilitesini korumak adına ben Merkez Bankası'nın kararı adına açıklama yapmıyorum. Kredibilitesi çok çok kritik. Türkiye ekonomisinin geleceği açısından her şeye bedeldir. Merkez Bankası, son yıllarda hakikaten çok ciddi küresel sorunların olduğu bir ortamda bu işi iyi götürüyor. Bu kararı vermişlerse eminim doğru karardır. Bu anlamda bir değerlendirmede bulunmasam iyi olacak. Ben inanıyorum ki bu anlamda, ülkemiz için en doğrusunu herkes yapmaya çalışıyor. Merkez Bankası da buna dahil."

-"YATIRIMCI KAYGILARI ÖNEMLİ ÖLÇÜDE GİDERİLMİŞTİR"-

Kararın yansımalarının yatırımcılar açısından sorulması üzerine Bakan Şimşek, dışarıdan da bakıldığında, içeriden de bakıldığında önemli olanın kurumların doğru kararların doğru zamanda verebilmesi olduğunu söyledi. Bu kararı verirken kurumun kredibilitesinin ön planda tutulmasının önemli olduğunu vurgulayan Bakan Şimşek şu açıklamalarda bulundu:

"Bu çerçevede bakıldığı zaman, bu anlamda yatırımcı kaygıları önemli ölçüde giderilmiştir. Sadece Türkiye ile sınırlı değil, gelişmekte olan ülkelerde de son bir iki haftadır bir türbülans var. Şöyle bir beklenti var: Gelişmiş ülkelerde, özellikle ABD'de ekonomi hızlı bir şekilde toparlanıyor. Bu da para musluklarının daha hızlı kısılması sonucunu doğurabilir. Bu da gelişmekte olan ülkeleri fon akışını olumsuz etkiler. Aslında geçen yılın Mayıs ayından itibaren iki türlü fon akışı var. Fon akışının bir kısmı perakende diye nitelendirebileceğimiz bir akış. Mayıs'tan itibaren azalmaya başladı. Fakat kurumsal yatırımcılar açısından önemli bir çıkış yaşanmadı. Ne zamana kadar? Bu geçtiğimiz senenin sonuna kadar. Fakat bu seneden itibaren, kurumsal fonların da ilgisinin azalması ihtimali yüksek. Gelişmekte olan ülkelerin önemli bir kısmı bir anlamda baskı altında. Yeni döneme giriyoruz. 10 yıllık farklı bir dönemi geride bıraktık. Gelişmekte olan ülkelerin performansını belirleyen önemli faktörler vardı. Önümüzdeki 10 yıl içinde bu geçerli olmayabilir. Emtia fiyatlarının artışı Türkiye için olumsuz ama gelişmekte olan ülkeler için çok olumlu bir gelişme. Emtia fiyatlarının önümüzdeki 10 yıl içinde geçtiğimiz 10 yıl gibi artmayacağı kesin. Bu ülkelerin cari dengelerini olumsuz etkileyecek. Türkiye'ye ise olumlu yansıyacak."

-"TÜRKİYE, BÜYÜK ÜLKELERE ORANLA NİSPETEN KÜÇÜK VE AÇIK BİR EKONOMİ"-

Bakan Şimşek, diğer önemli bir hususun ise büyüme olduğunu söyledi. Geçtiğimiz 10 yıl içinde gelişmekte olan ülkelerin çok hızlı büyüme sürecine girdiğini, gelişmiş ülkelerin ise ciddi sıkıntılar içine girdiğini vurgulayan Şimşek, "Son olarak bütün bunlar fon akışına yansıyacak. Bu çerçevede olaya baktığımızda, varlık fiyatlarının yeniden belirlenmesi doğaldır. Bunun tabii ki faize, para birimlerinin değerine ve diğer birçok göstergeye yansımasını doğru bulmak lazım. Türkiye nispeten küçük ve açık bir ekonomidir büyük ülkelere oranla. Bu hususu bizim her zaman göz önünde bulundurmamız lazım. Açık bir ekonomiyiz. Dünya ekonomisine entegreyiz. Bunu dikkate alırsak, gelişmeleri doğru okuruz. Ben şu anda da o çerçevede bakıldığı kanısındayım."

-"KREDİBİLİTEYİ DEVAM ETTİRMEZSEK BÜYÜME ÇOK DAHA BÜYÜK ÖLÇEKTE ZEMİN KAYBEDER"-

Bakan Şimşek, Merkez Bankası'nın faiz kararının büyümeye etkisinin ne olacağının sorulması üzerine "Eğer biz kredibiliteyi devam ettirmezsek, büyüme çok daha büyük ölçekte zemin kaybeder. Büyüme daha hızlı zayıflar" ifadelerini kullandı.

-"BÜYÜMENİN HIZLI BİR ŞEKİLDE ZAYIFLAMASI RİSKİ BAYAĞI YÜKSEK"-

Son dönemde yaşanan siyasi operasyonun getirdiği belirsizliklere dikkat çeken Bakan Şimşek, büyümenin hızlı bir şekilde zayıflaması riskinin bayağı yüksek olduğunu vurguladı. Küresel ekonomik düzen içinde doğru kararların verilmesiyle büyümeye ilişkin riskin sınırlanabileceğini belirten Şimşek, bir önceki güne oranla, bugünün büyümeye yansımasını, çok daha net anlamda olumsuz görmediğini kaydetti. Büyümeye ilişkin zaten aşağı yönlü risklerin oluştuğunu ifade eden Şimşek. "Çünkü bir seçim süreci var. Son dönemdeki siyasi operasyonun beklentilere ve kararlara yansıması var. Bu anlamda büyümeye ilişkin iç talep eksenli riskler arttı. İç talep zayıflayacak. Ama iç talebin büyümeyi desteklemesi önemli. En büyük ticaret ortağımız AB toparlanıyor. Bizim birçok ana ticari partnerimizin, Suriye'de kargaşa devam ediyor ama Ortadoğu'nun geneline bakıldığında göreceli bir istikrar var. Türkiye'nin ürünlerine ve hizmetlerine yönelik talebe olumlu yansıyacak. Türkiye belki iç talepte biraz daha yavaş gidecek, dış talebin katkısı büyüyecek. Bizim temelde arzuladığımız, daha dengeli, daha sürdürülebilir, belki kısa vadede daha mütevazi bir büyüme."

-"CARİ AÇIKTA ÖNEMLİ BİR DARALMA BEKLİYORUM"-

Cari açıkta önemli bir daralma beklediğini söyleyen Şimşek, Türkiye'de iç talebin zayıfladığını, TL'deki değer kaybının kısa vadede rekabet gücünü artıracağını vurguladı. En büyük pazar olan AB'nin resesyondan çıkmasının Türkiye'yi olumlu etkileyeceğini belirten Şimşek, benzer şekilde Ortadoğu'daki, Irak ve İran'daki gelişmelerin olumlu yansımaları olacağını kaydetti. Emtia fiyatların eskisi gibi hızla artamayacağını dile getiren Şimşek, Türkiye'nin cari dengesinde çok önemli bir iyileşme yaşanabileceğinin altını çizdi.

Türkiye'nin son 3-4 yıldır cari açığının olması gerekenin üzerinde çıktığını belirten Şimşek, en önemli faktörün Avrupa Birliği'ndeki kriz, "Arap Baharı" ve enerji fiyatlarının sürekli yukarıya doğru çıkması olduğunu kaydetti. Önümüzdeki 3-5 yılda farklı bir döneme girildiğine işaret eden Bakan Şimşek, "Cari açık olması gerekenin üzerine çıkmıştır. Belki yüzde 5'in altına düşecek bir cari açık süreci ile karşı karşıya olunabileceğini kaydetti.

Şimşek, enflasyonda Merkez Bankası'nın önemli bir değerlendirme yaptığını vurgulayarak, enflasyonda da ağırlıklı olarak TL'deki değer kaybının da yansımasıyla enflasyonun hedeflerin biraz daha üzerinde olduğunu ortaya koyduğunu belirtti.

TL'deki değer kaybının enflasyona 1.5 puanlık değişkenlik yarattığı yönündeki açıklamasının hatırlatılması üzerine Bakan Şimşek, o günkü açıklamasının Merkez Bankası'nın yaptığı bir akademik çalışmaya bianen olduğunu söyledi. Şimşek, "Ben geçmişte bu çalışmaları çok yaptım. 1990'larda. 2000'li yıllarda çok yüksekti. Bu yansımayı sınırlayan bazı faktörler olabilir. Atıl kapasitenin olduğu dönemlerde, firmaların fiyatlama gücü zayıftır. Bazı maliyetleri maalesef kendileri karşılamak durumunda. Rekabetten dolayı, talebin zayıf olmasından dolayı fiyatlara yansıtamıyorlar. Bunlar teknik konular ama işin özü şu: Kurdaki gelişmelerin yansımasının belirleyecek faktörlerin başında talebin ne kadar zayıf veya güçlü olduğu, Merkez Bankası'nın kredibilitesiyle ilgilidir. Son kararla kurda hızlı bir geriye dönüş oldu. Kredibilite kazandığının göstergesidir. Enflasyonla ilgili konularda Merkez Bankasının söylemi esastır. En doğrusunu onlar bilirler. Benim o günkü sözlerim, onların yaptığı bir çalışmaya yönelikti" diye konuştu.

-"CİDDİ BİR REVİZYON İÇİN ERKEN"-

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, büyüme hedeflerine yönelik yaptıfı açıklamada aşağı yönlü risklerin yükseldiğini, ancak ciddi bir revizyon için erken olduğunu söyledi. Mart seçimlerinin siyasi istikrarın devamını ortaya koyacağını vurgulayan Şimşek, "Kamuoyu yoklamaları onu gösteriyor. Siyasi istikrar devam edecektir. Türkiye Mart'tan sonra, en azından ben iç dinamikler açısından öngörülebilirlik artacaktır. Bu tabii ki tüketici güvenine ve iş aleminin yatırım kararlarına olumlu yansıyacaktır. Zaten liradaki bir miktar değer kaybının, dış dengeye ve ihracata yansıması olumlu olacaktır. Belki iç talepteki zayıflamayı, dış talepteki toparlanma telafi edebilir. Ama bu analizleri yapmak için çok erken. Mart sonrasında bu konu masaya yatırılıp gözden geçirilebilir" şeklinde konuştu.

-"OLUP BİTENLER MALİ DENGELERE YANSIMAZ DEMEK YANLIŞ OLUR"-

"Son yaşanan gelişmeler açısından bütçe açısından bir risk görüyor musunuz?" şeklinde bir soru üzerine Şimşek, Türkiye'de iç talepte zayıflama olursa, bunun vergi gelirlerine olumsuz yansıması olacağını belirtti. TL'deki değer kaybının bugünkü haliyle bile kalsa kurumlar vergisine yansımasının olumsuz olacağını vurgulayan Bakan Şimşek şunları kaydetti:

"Olup bitenler mali dengelere yansımaz demek yanlış olur. Ama şunu hatırlatmak isterim, 2014 yılı bütçesini hazırlarken siyasi operasyonu öngörmedikse de, temkinli bir yaklaşıma girdik. ABD Merkez Bankası'nın parasal gidebilir temel yaklaşımımız nedeniyle, temkinli bir varsayımla yola çıktım. Geçen yıl vergi gelirleri yüzde 17, bütçe gelirleri yüzde 17 arttı. 2014 yılında yüzde 3.5 bütçe gelirlerinin artacağını varsaydık. Biz nominal büyümeden çok daha düşük oranlı bir gelir artışı öngördük. Aynı şekilde biz harcamaları da kontrol altına alacak şekilde bir yaklaşıma girdik. Ben şuna inanıyorum: Harcamalara ilişkin riskler, sınırlıdır. Vergi gelirlerine ilişkin riskler sınırlı olacak. Son gelişmeler, parasal sıkılaştırma dahil, bütçeye yansımasının sınırlı olacağını, bütçe hedeflerinin gerçekçi olduğu kanısındayım. EÜAŞ'tan TEDAŞ'tan geçmişte ödemeleri gereken bazı amme alacaklarını zamanında ödememişlerdi. Geçen sene ödeme imkanı buldular. Aslında ben bunu bir kerelik olarak görmek istemiyorum. Biz bütçeyi yaparken, 7.4 milyar TL'yi dışında tuttuk. Şöyle baktık olaya: Bunları bir kenara bırakıp bütçe yapalım dedik. O bir kerelik görülen gelirlerin etkisiyle geçen sene bütçe açığı yüzde 2.2 iken yüzde 1.2 olarak gerçekleşti. Biz merkezi yönetim bütçe açığını 2014 yılında yüzde 1.9 olarak belirledik. Prensip olarak şunu söyleyebilirim. Bizim mali disipline odaklanmamız, Türkiye'nin kırılganlığını azaltan faktörler olacak. Kargaşa var, siyasi operasyon var. Kur ve lira ciddi bir baskı altında. Buna rağmen faizlerdeki artış son derece sınırlı. Bu Türkiye'ye olan güveni, Türkiye'nin maliye politikasına olan güvenini ortaya koyması açısından önemlidir."

-KAMUYA MALİYETİ-

"Son gelişmelerin kamuya maliyeti ne oldu?" sorusu üzerine şunları söyledi:

"Sadece doğrudan etkilerine bakarsanız, sınırlı gittiğini söyleyebiliriz. Kamunun bir miktar döviz birikimi var. Merkez Bankası'nın döviz rezervi, Hazine'nin bankalarda döviz mevduatı var. Devletin döviz varlıkları, devletin döviz yükümlülüklerinden daha yüksek. O anlamda bakarsanız, kur olumlu yansımıştır. Tabii ki kur olumsuz yansıyor. Vergi gelirlerine, her ne kadar ithalat üzerinden daha yüksek vergi geliri imkanı var gibi gözüküyorsa da ithalatı sınırlayacaktır. Devletin borç stokunu, özellikle döviz cinsinden olanın TLkarşılığını yüksek tutacaktır. Dövizdeki hareketlilik büyümeye ve istihdam olumsuz yansıyacaksa ki, yansıma ihtimali var. Dolayısıyla asli etki budur. Bu dolaylı etkidir. Temel olan, dikkate alınması gereken etki istihdama ve büyümeye olan etkisidir. Kuru dikkate almak lazım. Bunu rakamlara dökmek için erken. Dolaylı etkilerini kesinlik arzeden bir şekilde aksetmek mümkün değildir" diye konuştu.

-"TÜKETİMİ BİRAZ DAHA MÜTEVAZI BİR DÜZEYDE GÖTÜRMEMİZ LAZIM"-

2002 yılında devletin tasarruflarının milli gelire oranı eksi yüzde 5 olduğunu vurgulayan Bakan Şimşek, şunları kaydetti:

"Yani devlet eksi tasarruf noktasındaydı. Bugün devletin tasarruflarının milli gelire oranı yüzde 3 civarlarına kadar çıktı. Özel sektör tasarrufları ise milli gelire oran olarak yüzde 25'lerden yüzde 10'lara kadar indi. Aslında cari açık dediğimiz hususta temelde bunu yansıtıyor. Dolayısıyla önümüzdeki yıllara küresel konjötürdeki değişikliği de dikkate alarak bizim tasarrufları artırmamız lazım. Yatırımları artırmamız lazım ama tüketimi biraz daha mütevazı bir düzeyde götürmemiz lazım. Özellikle aşırı tüketimi ne aile kaldırır ve tüketimi kaldırır. Bizim bu anlamda daha sürdürülebilir bir büyüme modeliyle yolumuza devam etmemiz lazım. Bunun zaten sinyallerini vermiştik. 2012'de gerekeni yaptık. 2013'de devam etti. 2014'te bu süreç devam edecek."

-"HİÇBİR ŞEKİLDE AF NİTELİĞİNDE BİR YAPILANDIRMAYI DOĞRU BULMUYORUM"-

"Bir vergi yapılandırması yönünde hazırlık olduğuna yönelik yeni bir torba yasayla birlikte gündeme geleceğini yönelik bir hazırlık var mı bir vergi borçları ya da SGK prim borçları için bir yapılandırma hazırlığı var mı?" şeklindeki bir soru üzerine Bakan Şimşek, "Hiçbir şekilde af niteliğinde bir yapılandırmayı ben doğru bulmuyorum. Bu noktada herhangi bir çalışmamız söz konusu değil. Gündeme gelmesi bile bize olumsuz yansır. Konuşulmasını bile pek doğru bulmuyorum. O nedenle çok açık ve net olarak söyleyeyim. Şu anda bizim ne gündemimizde olan bir konu. Hiçbir şekilde af niteliğinde bir yapılandırma olmamalı, olmayacak. Bir yapılandırma kesinlikle gündemde değil, ne öyle bir niyetimiz ne de öyle bir planlamamız var. Olsa dahi mutlaka kamu alacağının reel değerli yani enflasyon farkı dahil olmak üzere taksitlendirme olsa bile biz risk almaya devam edeceğiz. 76 milyonun hakkını reel anlamda hiçbir şekilde bu tür yapılandırmalarla zamanında yükümlüğünü yerine getirmeyenlere ödül olarak vermek. Böyle bir beklenti olmasın. Şuanda gündemimizde öyle bir çalışma yok" diye konuştu.

-"GELİN İHRACAT SEFERBERLİĞİ YAPALIM"-

Bakan Şimşek, "Yine benzer haberler hurda araç düzenlemesi için çıkıyor. 20 yaş üstü binek otomobiller için bir hazırlık var mı?" sorusunu ise şu ifadeleri kullandı:

"Şu an itibarıyla maliye bakanlığı bünyesinde üzerinde çalıştığımız bir husus değil. Türkiye'de satılan her 100 binek otomobilin neredeyse 80'i ithal. Böyle bir dönemde biz böyle bir şeyi düşünmüyoruz. Ekonominin gidişatına bakacağız, daralmalar olursa tedbir alınır. Ekonominin gidişatında bizim öngörülebilirliğimizin çok çok ötesinde bir takım daralmalar bir takım daralmalar sıkıntılar yaşanırsa ona göre tedbir geliştiririz. Ama şu an itibarıyla bu tür değerlendirmelere çok için çok erken diye düşünüyorum. Mart sonunda yeniden bakılır. Ben buradan otomotiv sektörüne sesleniyorum. Son gelişmeler Türkiye için fırsat. Gelin ihracat seferberliği yapalım. Gelin üretimi artıralım. Daha çok kişiye satalım. Yatırım noktasında ne istiyorlarsa gelsinler teşvik anlamında. Kapımız açık her türlü destek veririz. Yatırıma üretime istihdama her türlü desteği veririz."

-"DEVLET HİÇBİR DÖNEMİNDE OLMADIĞI KADAR 4/C'Lİ KARDEŞLERİMİZE SAHİP ÇIKMIŞTIR"-

"4/C'lilere kadro için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'ten gelen açıklamalar, sizin açıklamalarınızdan farklı ve bir kadroya alma çalışmasına işaret ediyor. Var mı bir hazırlık ya da olursa siz maliye olarak ne dersiniz?" şeklindeki bir soru üzerine Bakan Şimşek şunları kaydetti:

"Milletimizin önce 4/C'leri anlaması lazım. Hükümetimizden önce 4/C diye bir şey yoktu. 2004 yılında hükümetimiz işçiler lehine karar verdi. Özelleştirme nedeniyle işini kaybeden bütün işçi kardeşlerimizi işe almışız. Başlangıçta 10 aylık bir çalışma süresi öngörülmüş. Biz bunu zaman içerisinde 11 ay 28 güne çıkartmışız. Sonra bütün haklarını vermişiz. 2014 Ocak ayı itibariyle 4/C'li kardeşlerimizin maaşları aile yardımı dahil yüzde 38-45 arasında artmıştır. Enflasyonun yüzde 7'ler olduğu bir yıldan bahsediyoruz. Bu seneki öngörü yüzde 6 küsür. Böyle bir ortamda yüzde 45'lere varan maaş artışı Devlet hiçbir döneminde olmadığı kadar 4/C'li kardeşlerimize AK Parti döneminde sahip çıkmıştır. İmkanlarını artırmıştır. Özlük haklarını iyileştirmiştir. Şuan itibarıyla Maliye Bakanlığı'nın yaptığı herhangi bir çalışması yoktur. Çalışma Bakanlığı'nın çalışması varsa değerlendirilir. Oradaki karara göre bakanlar kurulunda bu konu tartışılır. Ama şuanda böyle bir çalışmamız yok."

-"MAHALLİ SEÇİMLER SONRASINDA SÜRECİN TEKRAR CANLANACAĞINA EMİNİM"-

Bakan Şimşek, "Milli Piyango ve 4 termik santral özelleştirmesinde ihaleler ertelendi. Bozulan piyasa koşulları mı temel gerekçe? Bu durum, bu yılki özelleştirme gelir hedeflerini nasıl etkiler?" sorusu üzerine, "Özelleştirme bizim için önemli bir reform alanıdır. Bunu anlatmakta gerçekten sürekli fayda var. Elektrik dağıtım şirketlerini özelleştirdik, kayıp-kaçak oranı düşüyor. Vatandaşın yükü azaldı. Yatırımları özel sektör yapıyor. Ben inanıyorum ki hizmetin kalitesi de zamanla artacak rekabet ortamı zenginleşecek. 2014 yılına önemli bir belirsizlikle başladık. Belirsizlik varsa bir miktar ötelemeyi doğru bulduk. Gelelim hedeflere. Geçen sene özelleştirmeden hazineye 8.3 milyar TL aktardık. Bu sene bizim bu seneki hedefimiz 6.9 milyar TL. Fakat bu 6.9 milyar TL'nin zaten 5 milyar TL'si önceki dönemde yapılmış özelleştirmelerden gelecek taksitlerdir. Bütçeye yansıması çok sınırlı oldu. Bizim elimizdeki bir takım gayrimenkullerin varlıkların satışı muhtemelen o bahsettiğimiz rakamın çok çok ötesinde bir gelir getirecektir. Altını çizeyim. Termik santrallere çok talep var, Milli Piyango'ya da yoğun ilgi var. Sadece zamanlamasını doğru yapmamız lazım. Bizim şuanda gelir anlamında bir sıkışıklığımız yok. Zamanı gelince gerekeni yapacağız. Mahalli seçimler sonrasında sürecin tekrar canlanacağına eminim" diye konuştu.

-"BİZİM İÇİN ÖNEMLİ OLAN TÜKETİCİMİZİN AYAĞINI YORGANINA GÖRE UZATMASI"-

"Kayıtdışı ekonomiyle kapsamlı bir mücadele yürütüyorsunuz. Ancak kredi kartlarıyla ilgili son kararın ardından kayıtlı sistemden kaçışın hızlanacağı kaygısı var. Taksit sınırlaması 1 Şubat'ta yürürlüğe girecek. Özellikle taksit sınırı kayıtdışılığa iter vatandaşı gibi bir kaygı var siz buna katılıyor musunuz, bunu önlemek için yeni bir adım söz konusu olabilir mi?" sorusuna ilişkin açıklama yapan Bakan Şimşek şöyle devam etti:

"Ben katılmıyorum. Ben yıllarca batıda yaşamış insanım. Dünyanın başka bir ülkesinde kredi kartına taksit yok. Bazen bana soruyorlar, "Kaç taksit yapalım' diyorlar, şok oluyorum. Çünkü böyle bir şeye aşina değiliz. Bizim için önemli olan tüketicimizin, ailelerimizin, vatandaşımızın ayağını yorganına göre uzatmasıdır. Nasıl ki bu biz kamu da başarmaya çalışıyoruz. Elimizden geldiğince vatandaşlarımızın da imkanları çerçevesinde tüketim yapmasını arzuluyoruz. Bir anlamda makro ihtiyati tedbir alma peşindeyiz. Kredi kartının yaygınlaşması kayıt dışılığı azaltır. Bu anlamda biz kredi kartlarının kullanımının yaygınlaşmasını destekliyoruz. Ama sırf kredi kartına makroihtiyadi bir takım tedbirler, çabalar kayıtdışılığı artırıyor diye biz onlardan vazgeçmeyiz. Çünkü o temelde doğru bir yaklaşımdır. Bizim tüketicilerin rasyonel olması lazım. Altından kalkabileceği, üstesinden gelebileceği borcun altına girmesi gerekiyor. Hedefimiz bu bence doğru bir karar uzun vadede."

(HGS-AR/ÖZK)

Kaynak: ANKA

Son Dakika Ekonomi Bakan Şimşek'ten Faiz Kararı Yorumu: Bu Kararı Vermişlerse Eminim Doğrudur - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement