Bakanlar Kurulu Toplantısı - Son Dakika
Politika

Bakanlar Kurulu Toplantısı

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, "Ümit ederim ki bu uçak düşürülmesi krizinden sonraki süreçte gelişen, gerginleşen, zaman zaman sertleşen ilişkilerimiz en kısa zamanda normale döner. Rusya hem ekonomik anlamda ve arkasından siyasi anlamda Türkiye ile ilişkilerini normalleştirir. Tarım heyetinin oraya gitmiş olması ilişkilerin normalleşmesi için bir sinyaldir, bir adımdır.

25.04.2016 21:24
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, "Ümit ederim ki bu uçak düşürülmesi krizinden sonraki süreçte gelişen, gerginleşen, zaman zaman sertleşen ilişkilerimiz en kısa zamanda normale döner. Rusya hem ekonomik anlamda ve arkasından siyasi anlamda Türkiye ile ilişkilerini normalleştirir. Tarım heyetinin oraya gitmiş olması ilişkilerin normalleşmesi için bir sinyaldir, bir adımdır. Olumlu sonuç vereceğini ümit ediyorum." dedi.

Kurtulmuş, Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında, Çankaya Köşkü'nde gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu toplantısı devam ederken basın mensuplarına açıklamada bulundu, soruları yanıtladı.

Kilis'e yönelik planlanan yeni güvenlik tedbirleri hatırlatılarak, "Türkiye- Suriye sınırında, 92 kilometre menzilli ABD füze sistemlerinin konuşlandırılacağı yönünde bir iddia var. ABD ile bu konuda görüşmeler oluyor mu?" sorusu üzerine Kurtulmuş, "Suriye'deki sorun son derece hassas, çok taraflı dengeler içeren bir sorundur. Sadece Kilis'le ilgili söylemiyorum, Suriye'nin herhangi bir yerinde meydana gelen bir olayın sadece ilgili iki tarafı yoktur. Bütün bu gelişmelerin hepsinde çok taraflı bir takım dengeleri gözetmek, çok taraflı hassasiyetleri göz önünde bulundurmak mecburiyetindeyiz. Bunu sadece Kilis için söylemiyorum, herkes bu zorunluluk altındadır. Dolayısıyla Türkiye kendi ulusal güvenliğini sağlamak için her türlü tedbiri alabilecek güce de bunu yapabilecek bir planlama kabiliyetine de askeri deneyime, tecrübeye de sahip olan bir ülkedir. Dolayısıyla bütün bunların hepsini, herhalde şöyle oluyor, böyle oluyor şeklinde açıklayacak değilim, herhalde bunu beklemezsiniz." yanıtını verdi.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin sınırlarda ilave bir takım askeri tedbirler aldığını vurgulayan Kurtulmuş, sınır ötesindeki gelişmeleri gözetlemek için ilave gözetleme imkanlarından yararlanılacağını bildirdi. Kurtulmuş, söz konusu tedbirlerin bir kısmının milli, bir kısmının ise uluslararası koalisyon çerçevesinde alınacak ilave gözetleme imkanları olduğunu belirterek, "Orada cereyan eden olayların her biri birden fazla tarafı ilgilendiren işlerdir ama bunların bir kısmı uluslararası camiayla beraber yapılacak işler, bir kısmı da Türkiye'nin kendi milli imkanlarıyla mutlaka kendi ulusal güvenliğini koruma hassasiyetleri içinde atacağı adımlardır." açıklamasında bulundu.

"Güvenli bölge talebinin ne kadar haklı olduğu anlaşılmış oluyor"

"Türkiye'nin güvenli bölge talebi ve terör örgütü PYD hassasiyeti Bakanlar Kurulu'nda görüşüldü mü? Bu konuda ABD'li yetkililerle herhangi bir temas var mı?" sorusuna da Kurtulmuş, şöyle yanıt verdi:

"Bir kere daha Türkiye'nin bazı tezlerinde ne kadar haklı olduğu, sorunun gelişinden dahi anlaşılıyor. Türkiye olarak Suriye'deki bütün terörle ilişkili grupların hepsine birden eş zamanlı olarak karşı durmanın, uluslararası camianın vazifesi olduğunu hep söyleyegeldik. Bunlardan birisi de silahlı bir örgüt olarak PYD'nin Kuzey Suriye'deki varlığıydı. Dolayısıyla 'Suriye'de şu örgüt terör örgütüdür, bu örgüt terör örgütü değildir' ayrımı yapmanın doğru olmadığını, bu ayrımların, ayrımı yapanlara da zarar vereceğini başından itibaren söylüyoruz.

Suriye'nin kuzeyinde keşke bundan birkaç sene evvel bir güvenli bölge ilan edilmiş olsaydı da bugün Suriye'de yaşanan yüz binlerce ölümün önüne geçilmiş olsaydı. Bugün Avrupa başta olmak üzere bütün dünyanın boğuşmak durumunda kaldığı mülteciler sorunuyla uluslararası bir sorun olarak karşı karşıya kalmasaydık. Dolayısıyla neresinden bakarsanız Türkiye'nin ısrarlı bir şekilde güvenli bölge talebinin de ne kadar haklı, ne kadar yerinde ve ne kadar doğru bir talep olduğu anlaşılmış oluyor. Ancak Suriye çok taraflı bir dengenin olduğu bir ülke olduğu için burada sadece şu ülkenin istemesi ya da bu ülkenin istemesi yetmiyor. Burada ortak fikirlerin oluşması, uluslararası camianın, özellikle belli bir takım kriterlerde anlaşılabilen ülkelerin görüşlerini yakınlaştırması geliyor. Bunların en başında da saydığımız bu iki konu geliyor. Terör örgütlerinin, silahlı grupların hiçbirisi arasında ayrım yapmadan hepsinin bir şekilde bunların karşısında disiplinli, samimi bir şekilde durmak, ikincisi de Suriye'nin kuzeyinde bir takım güvenli yerler oluşturarak buralarda sivil Suriyelilerin barış içinde barınmasını sağlamak. Bu gelişmeler, ortaya konulan bazı sözler, Türkiye'nin bu konulardaki haklılığını belirtmiş oluyor."

"Devlet memuru olmayacaklar ama bir kamu güvencesindedirler"

720 bin işçiden kaçının özel sözleşmeli personel olarak kamuya yerleştirileceğine ilişkin soruyu da yanıtlayan Kurtulmuş, "Bunların hepsi kurum kurum konuşuldu. Bunları, detayını burada sizinle paylaşacak durumda değilim ama 720 bin kişi, özel sözleşmeli personel statüsünde ayrı bir statü elde edecek ve bu insanlar kamuya geçtikten sonra devlet memuru olmayacaklar ama bir kamu güvencesindedirler. Kamuya geçtikten sonra yıllık izinleri, kıdem tazminatları, çalışma şartları itibarıyla da bir kamu güvencesi altında olacaklar. Burada esas olan şey, bu insanların yeni bir statü ile kamu güvencesi altına alınmış olmasıdır." diye konuştu.

"Olumlu sonuç vereceğini ümit ediyorum"

Rusya'nın talebi üzerine, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından bir heyetin, yaş meyve ve sebze ihracatı konusunda görüşme yapmak için bu ülkeye gideceğinin hatırlatılması ve toplantıda konunun gündeme gelip gelmediğinin sorulması üzerine Kurtulmuş, Türkiye ile Rusya'nın ekonomik olarak çok derin ilişkileri olan iki komşu ülke olduğunu vurguladı.

İki ülke ilişkilerinin tarih boyunca inişli çıkışlı bir seyir izlediğine işaret eden Kurtulmuş, "Bugün itibarıyla ne Türkiye Rusya'yı ne de Rusya Türkiye'yi gözden çıkaramaz diye defaatle ifade etmiştim. Dolayısıyla ümit ederim ki bu uçak düşürülmesi krizinden sonraki süreçte gelişen, gerginleşen, zaman zaman sertleşen ilişkilerimiz en kısa zamanda normale döner. Rusya hem ekonomik anlamda ve arkasından siyasi anlamda Türkiye ile ilişkilerini normalleştirir. Tarım heyetinin oraya gitmiş olması ilişkilerin normalleşmesi için bir sinyaldir, bir adımdır. Olumlu sonuç vereceğini ümit ediyorum." ifadelerini kullandı.

Bölücü terör örgütünün sözde yöneticilerinden Cemil Bayık'ın BBC'ye verdiği röportajla ilgili değerlendirmelerinin sorulması üzerine Kurtulmuş, röportajı okumadığını, bundan dolayı değerlendirme yapacak durumda olmadığını söyledi.

"Dünkü davranışları, Trabzon spor camiası hak etmiyor"

Kurtulmuş, Trabzon ve Fenerbahçe ile MKE Ankaragücü ve Amedspor arasında oynanan futbol müsabakalarında yaşanan olayların anımsatılmasının ardından, sporun bir seyir ve keyif olduğunu dikkati çekerek, şöyle konuştu:

"Sporda yenmek de var, yenilmek de var ama sporun içinde çoşkulu taraftar olmak da var. Hepimiz bir takımı tuttuk. Sevindiğimiz, havalara zıpladığımız, takımımız mağlup olduğunda ise üzüldüğümüz, çocukluğumdan hatırlıyorum, neredeyse ağlayacak duruma geldiğimiz de oldu. Sporun içerisinde bunlar var ama sporun içerisinde şiddet, 'ben yenildiysem yakarım yıkarım' yok. Sporun içerisinde tuttuğu takımı yenen takıma karşı olmayacak şekilde davranmak yok. Bu anlamda ortaya çıkan tabloyu Türkiye hak etmiyor. Trabzonspor uzun yıllar boyunca Türkiye futboluna çok büyük katkıda bulunmuş bir kulüp, nice büyük futbol efsanelerini yetiştirmiş bir kulübümüz. Ben biliyorum ki Trabzonspor taraftarı da Türkiye'nin en keyifli, en nezaketli, en coşkulu seyircilerinden bir tanesi. Dünkü davranışları, Trabzonspor camiası hak etmiyor. Birkaç tane saldırganın ortaya koymuş olduğu bu tablo Trabzonspor'u, Trabzonspor taraftarlarını bağlayacak bir durum değildir. Trabzon'daki olayla ilgili olarak da Ankaragücü-Amedspor maçındaki olaylarla ilgili olarak da, gerçekte bu konularla ilgili bir güvenlik zafiyeti var mı, her ikisiyle ilgili de soruşturma başlatılmıştır. Eğer güvenlik zafiyeti varsa hesabı sorulacaktır. İşin sportif tarafıyla ilgili verilecek cezalar da Federasyonun takdiridir. Dolayısıyla da işin her iki yönü de ihmal edilmeden araştırılacaktır."

Sporun bir politika alanı olmadığını vurgulayan Kurtulmuş, "Hiç kimsenin de spor sahalarını, karşılaştığımız bu olayları politize etmesini uygun bulmayız. Oyun biter kazanan kazanır, kaybeden kaybeder. Ne kaybettik diye ortalığı yakıp yıkmamız ne de kazandık diye sevincimizi abartmamız doğrudur. Nerede olursa olsun sporun üzerinden politika üretmek de sporun ruhuna aykırıdır. Ben bu anlamda bu iki olayın da son derece üzücü ama son derece ders verici olduğunu düşünüyorum. Ümit ediyorum ki ders çıkartılır ve Türkiye kamuoyu da bu hak etmediği durumla karşı karşıya kalmaktan kurtulur." dedi.

"Zırva tevil götürmez"

Kilis'e yapılan roketli saldırılar nedeniyle DAEŞ'e yönelik bir kara harekatının düzenlenmesinin söz konusu olup olmadığının sorulması üzerine Kurtulmuş, "Askeri anlamda, güvenlik anlamında gerekli bütün tedbirler alınıyor, müzakere ediliyor." yanıtını verdi.

Bugün bir gazetede kendisinin ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun geçmişte bir kampta silahlı eğitim aldığı yönündeki iddiaları sayfalarına taşıdığının belirtilip bu konudaki yorumunun sorulması üzerine Kurtulmuş, "Memleketin bu kadar ciddi meselesi varken, eskilerin güzel bir lafını söyleyeyim, zırva tevil götürmez." ifadelerini kullandı.

Bazı yabancı gazetecilerin sınır dışı edildiğinin bazılarının da ülkeye girmesine izin verilmediğinin belirtilmesi ve bu yönde başka adımlar atılıp atılmayacağının sorulması üzerine Kurtulmuş, yabancı gazetelerin herhangi bir ülkede gazetecilik faaliyetini sürdürebilmesi için ilgili ülkenin ilgili kurumlarından akreditasyon alması gerektiğini anımsattı.

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş, "Bu çerçevede bu gazetecilerden birisi Türkiye'de akredite edilmiş bir gazeteci değil. Diğeri akredite edilmişti ama ülkeye girmesine müsaade edilmedi. Bütün bunlarla ilgili her bir dosya üzerinde verilen kararda ilgili güvenlik gerekçeleri ortaya konuyor. Bu güvenlik gerekçeleri çerçevesinde bu tür uygulamalar, bu tür kararlar alınıyor." dedi.

(Bitti)

Kaynak: AA

Son Dakika Politika Bakanlar Kurulu Toplantısı - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement