Bakanlar Malazgirt Myo'nun Açılışına Katıldı

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker ile Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Bakan Çağlayan'ın yapımını üstlendiği Malazgirt Meslek Yüksekokulu'nun açılışına katılmak üzere Muş'a geldi.

Çok sayıda iş adamıyla birlikte özel uçakla Muş Havalimanı'na inen bakanlar, polis helikopteriyle Malazgirt ilçesine geçti. Burada Alparslan Camii'nde Cuma namazı kılan heyet, daha sonra Malazgirt MYO'nun açılışına geçti. Açılış törenine Bakanlar Zafer Çağlayan, Mehdi Eker ile Nabi Avcı'nın yanı sıra Muş Valisi Vedat Büyükersoy, AK Parti Muş Milletvekilleri Faruk Işık ile Muzaffer Çakar, MŞÜ Rektörü Prof. Dr. Nihat İnanç ile iş adamları ve davetliler katıldı. Malazgirt kız ve erkek halk oyunları ekipleri tarafından sergilenen gösterinin ardından açılış törenine geçildi.

Törende bir konuşma yapan Vali Vedat Büyükersoy, Malazgirt'in ülkemizin çok kıymetli bir yeri olduğunu söyledi. Malazgirt'in Anadolu'ya Alparslan'ın Kürt'üyle, Türk'üyle bütün İslam unsurlarıyla bir arada girdiği Anadolu'nun kapılarının açıldığı yer olduğunu belirten Büyükersoy, "Şu anda burada çok kıymetli bir yatırımın açılışını yapıyoruz. Buna vesile olan, himayeleri altında bu kuruluşu bu binayı bize hediye eden Başta Sayın Bakanımız Zafer Çağlayan Bey'e teşekkür ediyor, şükranlarımı arz ediyorum. Bu yıl Milli Eğitim'den en fazla yatırımı alan ilçelerden birinde bulunuyoruz. Malazgirt ilçemizde yaklaşık 100 milyona yakın yatırım gerçekleşti. İlimizde 3 bin 780 derslik varken son yıl içerisinde 800 dolayında derslik ilave edildi. Bunları bize sağlayan bu imkanları sunan hükümete ve onun çok değerli bakanlarına ve Milli Eğitim Bakanımıza teşekkür ediyorum. Bu ülkede demokrasi geliştikçe, sivil yönetim geliştikçe ülkemizin kaynakları artmakta, ülkemiz zenginleşmekte ve bu zenginlik illerimize, ilçelerimize, hatta mezralarımıza kadar gelmekte" dedi.

"AZ LAF, ÇOK İŞ"

"Az laf, çok iş" ilkesiyle hareket ettiklerini vurgulayan Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ise şöyle konuştu:

"10 yıldır hükümet olarak bir ilkeyi hayata geçirmeye gayret ediyoruz. O da az laf, çok iş. Bu yüzden çok uzun konuşmayacağım ama ne kadar konuşmaya çalışırsam çalışayım Muş'ta ve Malazgirt'te yapılanlara başlıklar halinde değinmek bile vaktimizi alacak ama yapmaktan yorulmadığımız gibi dinlemekten de yorulmayız. 2002 yıl sonu itibarıyla Muş'taki derslik sayısı 2 bin 240 iken biz bu 80 yıl boyunca yapılanlara 10 yılda bin 609 derslik daha ilave etmişiz. Bunlar sadece bitenler, devam edenleri saymıyorum. Şu anda toplam derslik ihtiyacımız ortaöğretim 83, ilköğretimle birlikte 273'e indi. 2003 yılına kadar okullarımızdaki bilgisayar sayısını bilmiyoruz. 2003-2013 6 bin 997 adet bilgisayar, 383 okula internet ağı bağlandı. Bunların yanında 160 bilişim teknoloji sınıfı kurduk. Muş ilinde 2003-2013 yılları arasında 22 milyon 656 milyon maliyetle 14 milyon civarında ders kitabı dağıtıldı. Bu 10 yılda 17 bin 239 yetişkin okuma yazma öğrendi."

Bakan Çağlayan'a teşekkür eden Bakan Avcı, "Böyle bir eseri kendi kesesinden devletimize 5 kuruş yüklemeksizin hediye ettiği için Sayın Zafer Çağlayan'a teşekkür ediyorum ama sadece o kadar da değil. Onun dışında, Sayın Bakanımıza özellikle Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) üzerinde yapılan okullar için sağladığı destekten ötürü ayrıca teşekkür ediyorum. Sadece Muş'taki okullar için değil, Türkiye genelinde iş adamlarımızı bu konularda teşvik ettiği için, onları yüreklendirdiği için teşekkür ediyorum. Bizim geleneğimizde çok güzel bir uygulama var. Sıla-i rahim uygulaması. Sayın Bakanımız da hepimize bu vesileyle sıla-i rahimin nasıl yapılması gerektiğini çok güzel bir örnekle gösterdi. Bunun hepimize örnek olmasını diliyorum" diye konuştu.

KONUŞMASINI KÜRTÇE VE TÜRKÇE YAPTI

Konuşmasına Kürtçe başlayan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker de yapılan yatırıma Malazgirtlilerin sahip çıkmasını istedi. Buradan doktor ve öğretmenlerin mezun olacağını ifade eden Bakan Eker sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu yatırıma inanıyorum ki sizler sahip çıkacaksınız. Buradan öğrencilerimiz doktor olarak, öğretmen olacaktır. İnanıyorum ki bu yatırım, istihdamı ve yatırımı artıracaktır. Buradan doktor ve öğretmenler çıkacaktır. Sayın Çağlayan bu okulu kendi cebinden yapmış ve kendi memleketine hediye etmiş. Ben de sizin hemşehriniz olarak memnunum ve bir daha teşekkür ediyorum. Hepimiz biliyoruz ki memleketimiz geri kalmış. Buraların gelişmesi için çok hizmet gerekiyor. Bugün istiyoruz ki barış olsun bu bölgede. Buranın en büyük meselesi barıştır. Kan dökülmesin, analar ağlamasın, birlikte bir ve beraber yaşayalım ve birlikte yürüyelim. Amacımız budur ve bunun için çalışıyoruz."

Bütün meselenin başının Kürt sorunu olduğuna dikkat çeken Eker şöyle konuştu:

"Sizinle duygularımı Türkçe ve Kürtçe paylaşmak istedim. Bütün meselelerimizin başı özellikle bu bölgeler için Kürt meselesi ve onun etrafından şekillenen sorunlar, gözyaşı ve kan. Bu meseleyi çözdüğümüzde bu bölgenin kalkınması çok daha hızlı olur. Bu bölgenin gelişmesi çok daha süratli olur. Çünkü biz 10 yıl içerisinde altyapıyla ilgili önemli projeler hayata geçirdik. Biz milletimizin bütün fertleri, Kürt'ü, Türk'ü, Çerkez'i, Arap'ı, Laz'ı kim varsa bu topraklarda yaşayan hepsinin arzularının ihtiyaçlarının hak ve hukukunu bilen ve onların meşru taleplerini başımızın üstünde taşıyan biz zihniyetiz. Bu kolay değil çünkü herkes barıştan aynı şekilde faydalanmıyor. Bazıları maalesef çatışmadan faydalanıyor. Onlara inat, kararlılıkla biz birlikte ve beraberliğimizi, kardeşliğimizi vatandaşlarımızın meşru talepleri hak ve hukukunu yerine getirecek projeler hayata geçirmek suretiyle siyasi, iktisadi ve sosyal gelişmeyi sağlayacağız."

BAKAN ÇAĞLAYAN DA KONUŞMASINA KÜRTÇE BAŞLADI

Konuşmasına Kürtçe selamlamayla başlayan Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ise, bu topraklardan çıkmış biri olarak ecdat topraklarına yatırım yapmaya çalıştığını belirterek, "Bu topraklardan çıkmış, Muşlu olmakla iftihar etmiş ve bugün Türkiye ekonomisinde bana verilmiş görevi iyi bir şekilde yapmaya çalışan bir kardeşiniz olarak çok önemli işler yapmış, dönemde bile ayrı bir güzelliği ve mutluluğu yaşıyorum. Malazgirt'e bu okulda okuyacak olan gençlerimizin burada almış olduğu eğitimle Türkiye ekonomisine verecekleri destekler bugün Türkiye'nin en fakir olan Muş'umuzun, Malazgirt başta olmak üzere bütün ilçeleriyle Türkiye'nin önemli merkezlerinden biri olacağı bir güne tanıklık ediyoruz. 27 yıl sanayicilik yapmış, 13 yıl sanayi odası başkanlığı yapmış, 6 yıldır Başbakanın kabinesinde ülkesine hizmet vermeye kendini adamış bir kardeşiniz olarak, 'Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri' düsturuyla çalıştım. Bu yatırım ve buna benzer bütün yatırımlar amel defterlerimizi kıyamete kadar açık tutacaktır. 3 yıl önce Sayın Başbakanımızla üniversitemizi ziyaretimizde Sayın Başbakanımız orada yaptığı konuşmada 'Muş'un evladı Zafer Çağlayan'a da üniversiteye bir fakülte yapmak yakışır' demişti. Onun talebi bizim için emirdir. Şükürler olsun Allah bana doğduğum şehirde ecdat toprakları olan Türklerin Anadolu'ya girdiği, kardeşliğin, birliğin tesis edilmiş olduğu bu ilçede bu okulu yapmak bana nasip oldu" dedi.

"MUŞ'UN KADERİNİ DEĞİŞTİRECEĞİZ"

Muş'un Türkiye'nin en fakir ili olduğunu ve bu kaderi değiştireceklerini belirten Çağlayan, şöyle konuştu:

"Malazgirt bizim için çok önemli unsurların, çok önemli gelişmelerin olduğu ilçemizdir. Burada bu okulu yapmayı kendim istedim çünkü 1071 Türklerin Anadolu'ya geçiş tarihi. 1071'de Alparslan ve orduları Anadolu'ya geçerken o zaman bu bölgede mukim Kürt aşireti olan Merivan aşiretinin kendisine verdiği 20 bin askerin desteğiyle Bizanslıları yendi. Malazgirt'e girişte Kürtler destek vermiş. Türk ve Kürt'ün kardeşliğinin ilk tescilinin yapılmasından dolayı buraya bu okulu yaptım. Malazgirt, Muş ekonomisi için önemli bir altyapıya sahip. Bu modern okulda ve çok kısa sürede bitirilmiş olan bu okulda ülkemizde binlerce mesleki formasyona sahip, altyapıya sahip Türkiye'nin ve Muş'un kalkınmasına rol olacak gençlerimiz yetişecek ve Malazgirt ekonomisine çok önemli katkı verecek. Buraya okumak için gelen öğrenciler bu ilçeden alışveriş yapacak. Dolayısıyla buradaki esnaf bu ekonomik ortamda kendi nevalelerine sahip olacak. 27 yıl sanayicilik yapmış biri olarak nitelikli eleman bulamamaktan şikayet etmiş, eski bir sanayici olan, reel ekonomiden sorumlu biri olarak 2023 hedefleri için yetişmiş kalifiye gençlerimize ihtiyaç olduğu için meslek yüksekokulunu tercih ettim."

"DEMOKRATİK HAK VE ÖZGÜRLÜKLERE SAHİP BİR TÜRKİYE OLUŞTURACAĞIZ"

2023 yılında demokratik hak ve özgürlüklere sahip bir Türkiye oluşturacaklarını ifade eden Çağlayan, "2023 Cumhuriyet'imizin kuruluşunun yüzüncü yıl dönümü. Bu ülkeyi kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve onun dava arkadaşlarının, bizim ecdadımızın Türkiye'nin her yerinden gelmiş ve bu ülke için canını seve seve vermiş ecdadımıza borcumuzu ödeyeceğimiz tarihtir. Türkiye'yi ekonomi olarak daha güçlü, daha müreffeh, halkı insanca yaşayan, daha büyük servete sahip, birlikte yaşayan demokratik hak ve özgürlüklere sahip bir Türkiye oluşturacağız. Bu yolda Türkiye dünyadaki ekonomik krize adeta meydan okuyor. Avrupa'da son 5 yıl içerisinde 6 milyon insan işsiz kalırken ülkemizde ise 5 yılda 6 milyon istihdam oluşturduk. İhracatta ve ekonomide rekor kırıyoruz" diye konuştu.

"BAKANIMIZ KÜRTÇE KONUŞTU, ÜLKE Mİ BÖLÜNDÜ?"

Bakan Eker'in yaptığı Kürtçe konuşmaya dikkat çeken Çağlayan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye artık insanların hangi etnik kökene sahip olduğunun sorgulanmadığı, renginin, dilinin, inancının sorgulanmadığı bir dönemle karşı karşıyadır. Bundan 15 yıl önce Türkiye'de bir siyasetçi çıkıp bu kürsüde Kürtçe konuşamazdı ama Sayın Bakanımız burada Kürtçe konuştu. Ne oldu, bölündük mü? Daha çok birlikte ve beraberlik içinde olduk. Hükümetimizin göstermiş olduğu cesareti 15-20 yıl önceyi Türkiye'yi yönetenler göstermiş olsaydı binlerce can gitmezdi. Bugün Kürtçe yayın yapan radyo, televizyon ve gazeteler çıktı. Türkiye bölündü mü? Türk, Kürt, Alevi, Sünni, Çerkez, Arap ne olursa olsun bu ülkenin birliğinden, beraberliğinden, bölünmez bütünlüğünden, devletinin ve bayrağının tekliğinden yana olsun. Bu kardeşlik havası için başlatmış olduğumuz çözüm süreciyle demokrasisi gelişen, bir taraftan da ekonomisi gelişen bir şekle soktuk."

"BÜROKRATLARA SALDIRANLAR OLACAKTIR"

Bu dönemden zararlı çıkanların ve bürokratlara saldıranların olacağını savunan Çağlayan, "Bu dönemden zararlı çıkanlar, bu süreci sekteye uğratmaya çalışanlar, bu ülkenin bürokratlarına saldıranlar olacaktır. Bizi birbirimize düşürmeye çalışanlar olacaktır. Buraya gelenlerin kimliklerini ve kökenlerini tek tek saydım. Çanakkale Şehitliğinde yatan şehitlerimizin ortaya koyduğu çeşitli kültür inanç ve kökenlerin bir arada yaşadığı yerin adı Türkiye'dir" ifadelerini kullandı.

"NİFAK TOHUMU SOKMAYA ÇALIŞANLARA PRİM VERMEMELİYİZ"

Çağlayan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İşi sadece Allah'a bırakamayız. Her birimiz duyarlı olmayız. Nifak tohumunu sokmaya çalışanlara prim vermemeliyiz. 10 aydır anaların gözyaşı akmıyor, şehit haberi gelmiyor. Doğu ve Güneydoğu'ya yatırımlar yağmur gibi yağıyor. İşsiz kardeşlerimizin iş bulması, ekonominin canlanması için teşvik sistemini getirdik ve sonucunu hep birlikte görüyoruz. Benim bakanlığıma bağlı olan Teşvik Genel Müdürlüğüne teşviklerle ilgili başvurular yağmur gibi yağıyor. İstanbul'da, Ankara'da, İzmir'de ne varsa Muş'ta da o olacaktır."

Yapılan konuşmaların ardından okulun açılışı yapıldı. Bakanlar ve beraberindeki iş adamları, okulda incelemelerde bulunduktan sonra helikopterle Muş'a döndü. - MUŞ