GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ :
Köyün girişinden görüntü
Vatandaşların köy içerisinde yürümeleri
Başbağlar köyü kültür evinden görüntü
Katliamda eşi Ali Özdemir'i kaybeden Hatice Özdemir'in konuşması
Köylülerin kültür evinde dolaşmaları
Katliamdan ağır yaralı olarak kurtulan köy muhtarı Ali Akarpınar'ın konuşması
Başbağlar köyününü genel görüntüsü
Ali Akpınar'ın konuşması
Katliamda yakılan ve sergilenen bir minibüsün görüntüsü
Başbağlar köyü şehitlik anıtı
Vatandaşların dua etmesi
Başbağlar 23 yıldır "katliama" ağlıyor
Erzincan'ın Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar köyü, terör örgütü PKK'lı teröristlerin yaptığı katliamın üzerinden 23 yıl geçmesine rağmen hala katledilen 33 kişinin yasını tutuyor
Katliamdan sağ kurtulan köy muhtarı Akarpınar:
"Adalet arıyoruz, mazlumlar için. Bizim safımız belli. Bizim safımız, 'vatan sevgisi imandandır' diyenlerin safıdır. Bizim safımız, şehidin son örtüsü olan bayrağının yanında olanları safıdır"
Katliamda eşini kaybeden Özdemir:
"Bir tanesi cezasını görürse belki o zaman biraz ferahlarız"
FAHRETTİN GÖK - Erzincan'ın Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar köyünde teröristlerce 23 yıl önce katledilen 33 kişinin acısı hala yüreklerdeki tazeliğini koruyor.
Kurulduğu günden bu yana kendisinden başkasına yaşam hakkı tanımayan ve sivil halkı hedef alan terör örgütü PKK, cumhuriyet tarihinin en büyük sivil katliamlarından birini 23 yıl önce Başbağlar köyünde yaptı.
Kent merkezine 220 kilometre uzaklıktaki Başbağlar köyünü 5 Temmuz 1993'te basan bölücü terör örgütü mensupları, 33 sivili öldürülüp köyü ateşe verdi.
O acı günün hayatta kalan tanıkları, yaşananları ve hissettiklerini AA muhabirine anlattı.
Katliamdan ağır yaralı olarak kurtulan köy muhtarı Ali Akarpınar, yaşadıklarını aradan ne kadar yıl geçerse geçsin unutamadığını söyledi.
Olay günü teröristlerin kendilerini akşam namazının ardından camiden aldığını belirten Akarpınar, şunları kaydetti:
"Kadınları köyün girişindeki kuru dereye, bizleri de daha önce hayvanların otlamaya çıktığı toplanma yeri olan ve katliamdan sonra anıt konulan yere götürdüler. Orada, o günlerde köyümüze tırpancılık yapmak için Tunceli Ovacık, Cevizdere köyünden gelen Seyit Ali Cıra ile beraber 32 kişi vardı. Bize 'toplantı yapacağız' dediler. Toplantıda kendi örgüt propagandalarını yaptılar. Özellikle vurguladıkları Sivas katliamıydı. 'İşte burada öldürülenlerin intikamı sorulacaktır' şeklinde bildiri bıraktılar. Yarım saate yakın örgüt propagandasını yaptılar."
"Kadınların ziynet eşyalarını alıp köyü ateşe verdiler"
Akarpınar, o sırada köyde bulunan örgüt elemanlarının yardımcıları, yardakçılarının, köyde talan ve kundaklama yaptıklarını anlatarak, şöyle devam etti:
"Kadınların ziynet eşyalarını alıyorlarmış. Yaklaşık yarım saat sonra köyden birkaç el silah sesi gelince üzerimize doğru kurşun yağmuru başladı. Tabii ki o sırada köyde de yangın başlamıştı çünkü bulunduğumuz alanı duman sarmıştı. Orada ve biri de köy içinde olmak üzere 28 vatandaşımızı yüzlerce mermi sıkarak, biri çocuk 5 vatandaşımızı da kendi evlerinde diri diri yakmak suretiyle toplam 33 kişiyi katlettiler. 193 hane, okul, cami, imam evi, öğretmen lojmanı köy odaları, altyapısı, ağaçlar, insanlar, evlerin altında bulunan büyük ve küçükbaş hayvanlar hepsi birden, iki saat içinde Başbağlar köyünde bir soykırım yapıldı."
"Bacağımda kurşun taşıyorum"
Olayın hesabının hala sorulmadığını kaydeden Akarpınar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Aklımızda bazı sorular var, bunları devamlı soruyoruz ama cevabını da bulamıyoruz bir türlü. Sivas'ta, Madımak'ta o gün yapılan etkinlik, o güne kadar hiç yapılmış mıdır? Bize göre yapılmamıştır. Neden cumartesi, pazar günü varken cuma günü olmuştur? Cuma günün hassaten Müslümanlar için önemi bilindiği ve kışkırtıcı olmak için mi yapılmıştır? Olayın ardından burada üzerimize sıkılan yüzlerce boş kovan toplanmış. Hala ben de bacağımda bir kurşun taşıyorum. Bu kovanların akibeti, balistik muayenesi ne oldu, biz bilmiyoruz."
"Kamuoyunun Sivas'a gösterdiği yakınlığın, ilginin yüzde birini kendilerinin göremediğini" söyleyen Akarpınar, "Neden göremedik? Biz provokatörlere imkan vermedik. Kamuoyuna zarar vermedik. Her türlü meşru zeminde hukuki mücadelemizi yaptık çünkü hukuk, herkese bir gün lazım olacak. Adalet arıyoruz, mazlumlar için. Bizim safımız belli. Bizim safımız, 'vatan sevgisi imandandır' diyenlerin safıdır. Bizim safımız, şehidin son örtüsü olan bayrağının yanında olanların safıdır. Biz kimseyi kırmadık, dökmedik ama maalesef bize bu adaletsizlik reva görüldü." ifadelerini kullandı.
"Çocuklarımız perişan büyüdü"
Katliamda eşi Ali Özdemir'i kaybeden Hatice Özdemir de bu büyük acının kendisi ve çocuklarının yüreğinden hiç gitmediğini ifade etti.
Eşinin namaz kılmak için evden çıktığını ve bir daha geri dönmediğini belirten Özdemir, şöyle konuştu:
"Akşam vaktiydi eşim 'ben namaza gideceğim' dedi. Ablası İstanbul'dan geldiği için 'akşam ile yatsı namazı arasında döneceğim' dedi giderken. Abdest aldı evden çıktı. Gidiş, o gidiş oldu. Namazın ardından erkekleri yukarıda toplamışlar, onlara bir şeyler anlattıklarını duyduk. Daha sonra eve gittik ve silah seslerini duyduk. Otomatik silah sesleriydi. Ben feryat ettim, 'öldürdüler, öldürdüler' dedim. Evdekiler bana, 'yok yok korkma, ölmemiştir, o çok yiğittir kaçmıştır' dediler. Daha sonra da tek tek silah attılar. Ben de 'bunları da yaralılara atıyorlardır' dedim. Bekledik, sabah oldu dışarı çıktım. Baktığımda köyün yandığını gördüm. Sonra da eşim ve diğerlerinin cenazelerini gördüm."
Özdemir, çocuklarının babasız büyüdüğünü ve perişan olduklarını anlatarak, şunları söyledi:
"Çocuklarım maddi değil, manevi perişanlık çektiler. Hala boyunları kırık, ağlamakla geçiyor günleri. Bu olayla ilgili neden bir müebbet yok. Neden bir mahkum yok, duymuyoruz. Biz bunları duymadıkça, ömür boyu da hep azap ve üzüntü içinde yaşayacağız. Bir tanesi cezasını görürse belki o zaman biraz ferahlarız. Bu olayda eşimi kaybettim. Çocuğum daha 1,5 yaşındaydı, daha babasını tanımıyordu. O çocuğum her üzüldüğünde 'baba' diye ağlar. Diğer çocuklarım da aynı şekilde. Babalarının üzüntüsü kalplerinden gitmiyor."
"Adaletin yerine getirilmesini bekliyoruz"
Katliamda köy imamı olan babası Süleyman ve ağabeyi Kamil Akpınar'ı yitiren Ali Akpınar da "adalet konusunda çok mağdur kaldıklarını" dile getirdi.
Akpınar, "Şehitlerimizin kanları yerde kaldı. Biz bu olayı Allah'a havale ettik. Failler bulunamadı, hiçbir zaman tam özen gösterilmedi. Bazı olaylarda gerekli itinayı gösteriyorlar. Bir veya üç saatte, bir günde olayları çıkarıyorlar meydana. Ama 23 yıldır, biz bekliyoruz. Acımız hala taze. Tek derdimiz faillerin bulunması. Ölenler zaten şehit. Tek derdimiz Türkiye Cumhuriyeti'nin adaleti yerine getirmesi." diye konuştu.
Son Dakika › Güncel › Başbağlar 23 Yıldır 'Katliama' Ağlıyor - Son Dakika
Trabzonspor, Trendyol Süper Lig'in 33. haftasında yarın deplasmanda Mondihome Kayserispor ile yapacağı maçın hazırlıklarını tamamladı. Teknik direktör Abdullah Avcı yönetiminde Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri'ndeki antrenmanın ilk bölümünde dinamik ısınma gerçekleştirildi. Bordo-mavili futbolcular, antrenmanın son bölümünde taktiksel ağırlıklı çalıştı. Takım, akşam saatlerinde özel uçakla Kayseri'ye hareket edecek.
Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Hilmi Güler'in öncülüğünde yapılan çalışmalar sonucunda Ordu'da inşa edilen Rüsumat No: 4 Gemisi ve Açık Hava Müzesi, geçen yıl nisanda ziyarete açıldı. Gemi ve müze, bir yılda 350 bin kişi tarafından ziyaret edildi.
Vezirköprü ilçesinde düzenlenecek olan 2024 Türkiye Offroad Şampiyonası için hazırlık toplantısı Samsun Valisi Orhan Tavlı'nın başkanlığında gerçekleştirildi. Şampiyona, 7 yarıştan oluşacak ve ilk ayağı Vezirköprü'de düzenlenecek. Şampiyonaya 38 farklı ilden 2 bin kişilik bir grup katılacak. Şampiyona, 14'üncü kez Vezirköprü'de düzenlenerek binlerce sporseveri bir araya getirecek.
Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burcu Köksal, kentte düzenlenen Tarım, Hayvancılık ve Gıda Fuarına katıldı. Başkan Köksal, fuarın şehir ekonomisine can suyu olmasını temenni etti.
Yozgat Valisi Mehmet Ali Özkan, Tokat'ın Sulusaray ilçesi merkezli dünkü depremden etkilenen Kadışehri, Çekerek, Aydıncık ve Akdağmadeni ilçelerine bağlı köylerde 8 cami, 147 ev ve 14 ahırın hasar gördüğünü söyledi. AFAD ekipleri, vatandaşlara çadır, battaniye ve yemek dağıttı. Vali Özkan, depremden etkilenen vatandaşlara geçmiş olsun dileğinde bulunarak, altyapıda herhangi bir arıza olmadığını belirtti.
Malatya'nın Pütürge ilçesinde doğal alanı bulunan Peşmen Nevruzu endemik bitkisi, Beydağı Tabiat Parkı'na dikildi. Vali Ersin Yazıcı'nın eşi Hanife Yazıcı, Şehit Murat Doğru İlkokulu öğrencileriyle düzenlenen etkinliğe katıldı. Etkinlik, çocukların doğa sevgisini ve çevre bilincini geliştirmeyi amaçlıyor.
Trabzon'da Nüfus ve Vatandaşlık Hizmetleri bünyesinde faaliyet gösteren 'Alo 199' çağrı merkezinin kapatılma kararı, çalışanlar tarafından protesto edildi. Çalışanlar, kararın Trabzon'un ekonomisine zarar vereceğini ve 350 kişinin işsiz kalacağını belirterek tepki gösterdi.
İnebolu Belediye Başkanı Engin Uzuner, belediyenin önceki döneminden kalan borçların listesini gösteren afişi belediye binası duvarına astırdı. Afişte 45 milyon 927 bin 762 TL borç olduğu belirtildi.
Erzurum Büyükşehir Belediye Meclisi, mahalli idareler seçimleri sonrası yeni dönemdeki ilk toplantısını gerçekleştirdi. Meclis başkanlık divanı, encümen üyeliği ve diğer ihtisas komisyonlarının seçimleri yapıldı. Başkan Mehmet Sekmen, Erzurum'un gelişiminden ve başarılarından bahsederek, yeni dönemde daha verimli projelerin hayata geçeceğini belirtti.
Sizin düşünceleriniz neler ?