Başbakan Davutoğlu (6) Açıklaması - Son Dakika
Güncel

Başbakan Davutoğlu (6) Açıklaması

Başbakan Ahmet Davutoğlu, terörle mücadele konusuna değinirken, devletin değil, PKK'nın 90'lara döndüğünü belirterek, "Bir iki yerde yanlış uygulama oldu, anında tahkikat açtırdık.

21.09.2015 22:22
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Başbakan Ahmet Davutoğlu, terörle mücadele konusuna değinirken, devletin değil, PKK'nın 90'lara döndüğünü belirterek, "Bir iki yerde yanlış uygulama oldu, anında tahkikat açtırdık. Vatandaşlara müdahale veya davranış konusunda tek bir aksama olursa hesabını sorarız. Tek bir vatandaşımızın kılına zarar gelirse, onun hesabını sorarız" dedi.

Davutoğlu, Show TV'deki  "Türkiye Sandık Yolunda Başbakan ile Özel" programında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Çözüm sürecinde bölücü terör örgütünün yeni stratejiler geliştirmesi ve silah depolamasında ihmalkar davranıldığı yönündeki açıklamaların hatırlatılması üzerine Davutoğlu, çözüm süreci için 2013'te yola çıkılırken bir irade beyan edildiğini, buna ilişkin perspektif çizildiğini ve bu perspektifte özenle yüründüğünü anlattı.

Hedefin terör örgütünün silahsızlanması, demokratikleşme konusundaki taleplerin demokratik ortamda tartışılması ve bu anlamda atılacak adımların gereğinin de hep beraber yapılması olduğunu belirten Davutoğlu, şöyle konuştu:

"12-13 yıl önce 'OHAL kaldırılsın' deniyordu, kaldırıldı. 'Kürtçe üzerindeki yasaklar kaldırılsın' deniyordu kaldırıldı. 'Kürtçe öğrenebilelim' deniyordu, öğrenildi. Kürtçe propaganda, yayın yasağı kaldırıldı. Kürtçe enstitüler kuruldu. Yani, toplumsal hayatta zaten 13 yıl içinde birçok temel unsur halledildi. Zaten terör örgütünün problemi burada. 13 yıl önce böyle bir çözüm süreci olsaydı, bir liste yapılmış olsaydı, 'Biz şunun için bu mücadeleyi yapıyoruz' dedikleri her şey ve bence doğru olarak ve haklı olarak, modern çağdaş bir devletin vatandaşı olma niteliği itibarıyla doğru hususların hepsi yerine getirildi. En azından büyük çoğunluğu... Yeni bir talep varsa, bu da konuşulur. Beklentimiz neydi, 2 yıl içinde? Silahsızlanmaya gidecek yolu açalım, terör tarihe karışsın, ebedi ve ezeli kardeşliğimizi modern vatandaşlık hukukuyla tahkim ederek, geleceğe güzel bir örnek olarak yürüyelim. Bütün Ortadoğu etnik ve dini çatışmalar içindeyken biz, birleştirici bir yol yapalım."

Davutoğlu, devletin belki biraz yavaş karar aldığını, ancak aldığı kararda da sebat edeceğini, taktiksel değişiklikler yapmayacağını dile getirerek, "Biz bir karar almıştık. Silahlı gruplar çekilecek, biz yasal düzenleme yapacağız ve karşılıklı adımlarla bir yere gelinecek. O sebeple de bu kararda sebat ettik" şeklinde konuştu.

Bütün bu süreçte 3 seçim geçirildiğini hatırlatan Davutoğlu, seçimlerin demokratik standartlarda ve en iyi şekilde yapılabilmesi için de sükunet ortamına ihtiyaç olduğunu anlattı.

Davutoğlu, geçen sene Kobani bahanesiyle gerçekleştirilen olaylara kadar, hep sürecin rayına oturması için çaba sarf edildiğini aktararak, şunları kaydetti:

"Kobani bahanesiyle yaşanan olaylar sonrasında, 6-7 Ekim olayları sonrasında da tekrar elimizdeki bütün kartları, bütün imkanları açarak, çözüm sürecine ivme katmaya çalıştık. Ama, bir taraftan da neler yapıldığını takip ettik. Şunu söyleyeyim, eğer bu tedbirler alınmamış olsaydı, safiyane bir şekilde çözüm sürecine inanılıp, alternatifte, 'Bunlar ayaklanırsa, silahlanırsa ne yapılır' diye düşünmemiş olsaydık, hazırlık yapmamış olsaydık, 22 Temmuz'da 2 polisimiz ve Adıyaman'da bir askerimiz şehit edildikten sonra, 23 Temmuz günü, şu karşı odada, önce Genelkurmay Başkanımızla baş başa, içeride, sonra karşı odaya geçtik, çok açık bir talimat verdim: Artık gün gelmiştir, bunların iyi niyeti yok. Bunların hedefi insan hakları, demokratik haklar, özgürlükler falan değil, bunların tek hedefi Türkiye'yi kardeş kavgasına götürmek. Sakallı görünen insanları bile öldürmeye başlamışlardı hani, DEAŞ unsuru diye... 'Hazırlıklarınız tamam mı', 'Tamam'. 'Herkes ne yapacağını biliyor mu?', 'Biliyor'. Bakın 23 Temmuz'da saat 15.30'da, 17.00'ye kadar süren toplantıda hepsinin hazırlıklarını dinledim ve 'Bu gece DEAŞ'a, DHKP/C'ye ve PKK'ya karşı üçlü terör mücadelesini başlatıyoruz' dedim. Yazılı olarak da talimatı verdim."

"Alternatif planı devreye soktuk"

Davutoğlu, o gece saat 23.00'te, PKK'nın Kuzey Irak'taki bütün, bilinmediğini zannettiği kamplarının vurulduğunu, 452 hedefin yerle bir edildiğini, aynı gece PKK'nın, "YDG-H unsurları" deyip, adlarının bilinmediği düşünülen üyelerinin hepsinin gözaltına alındığını anımsatarak, "Biz bir iradeyle çözüm sürecine yönelmiştik, ama karşı tarafta başka bir irade, Türkiye'yi bölme ve kaosa sürükleme tavrını ısrarla devam ettirmesi üzerine, bir de 7 Haziran sonrası 'Türkiye'de puslu hava var. Tam da vakti' dendiğini hissettiğimiz anda da alternatif olan planı, yani terörle mücadelenin en etkin şekilde yapılması planını devreye soktuk. O günden bugüne de burada aldığımız kararlardan hiçbir sapma olmadı" değerlendirmesinde bulundu.

Bütün güvenlik güçlerine, bir kez daha teşekkür eden ve şehitlere Allah'tan rahmet dileyen Davutoğlu, "Ama, eğer bu mücadeleyi vermemiş olsaydık, seçime giderken bunların, kendilerince özerklik ilan ettikleri, kanton ilan ettikleri yerlerde başka yapılanmalara gitmeye niyetleri vardı" dedi.

Bu niyetlerin neler olduğunun sorulması üzerine Davutoğlu, "Yani oralarda seçimi yaptırmamak da dahil olmak üzere, 'Burada başka seçim olacak' vesaire gibi. Eğer dediğiniz ihmal olsa, bu hazırlıklar olmazdı. Bir gecede yapılmadı o hazırlık" şeklinde konuştu.

Davutoğlu, 6-7 Ekim 2014'teki olayların ardından İçişleri Bakanlığı ve Genelkurmaydan brifingler aldığını ve "Bunlar tekrar bu olayları yapmaya kalkışırlarsa, kesinlikle, bedeli ne olursa olsun, bir an dahi tereddüt etmeyeceksiniz" dediğini aktardı.

"Devletin burada bir hazırlık ihmali yok"

Başbakan Davutoğlu, 6-7 Ekim olaylarında tablonun görüldüğünü ve sonrasında gerekli her türlü çalışmanın yürütüldüğünü ifade ederek, şöyle devam etti:

"Dolmabahçe mutabakatı, öyle sadece bir iyi niyet şeyiyle yürümedi. Bir taraftan da terörle mücadele konusunda düğmeye bastığımız anda, her yerde birden şiddetli bir darbe vurmak için çalışma yaptık. Eğer Dolmabahçe mutabakatında söz konusu olan ilkeler ve daha önce söz konusu olan, 2013'te gündeme gelen hususlarda, yani silah bırakma konusunda açık ve net bir tavır sergilenmiş olsaydı, durum farklı cereyan edebilirdi. Son şans onlara verildi. Onu kullanmadılar. Seçim dönemini bir baskı dönemi olarak kullandılar. Seçimden sonra da tam bir kibirle, 'Buraları farklı bir yapıya dönüştüreceğiz' havasına girip, serhildan tabiriyle ayaklanmaya kalkıştıkları zaman da hak ettikleri cevabı aldılar. Devletin burada bir hazırlık ihmali yok. Ama bir iradenin son noktaya kadar takibi söz konusuydu. Üç seçimin de suhuletle geçmesi için de yapılan çalışmalardı. Şimdi de bu irade karşılığını görmediği anda başka bir mücadeleyi sürdürüyoruz.

Ama bizim demokratikleşme ve sivil halkı kesinlikle, bütün bu mücadeleden etkilememe konusunda da kararlılığımız açıktır. Bütün Doğu'da, Güneydoğu Anadolu'daki vatandaşlarımıza sesleniyorum, hiçbir tereddütleri olmasın. 90'lara dönen PKK'ydı, devlet 90'lara dönmedi. Devletin işlediği tek bir faili meçhul cinayet yok, bugün. 23 Temmuz'dan bu yana bir tek faili meçhul cinayet göstersinler. Bir tek hukuk dışı bir davranış göstersinler. Bir iki yerde yanlış uygulama oldu, anında tahkikat açtırdık. Vatandaşlara müdahale veya davranış konusunda tek bir aksama olursa hesabını sorarız. Tek bir vatandaşımızın kılına zarar gelirse, onun hesabını sorarız. Ama bugün, 90'lı yıllara yöntem olarak dönen PKK'dır. Faili meçhulleri yapanlar onlar. Küçücük çocuk cesetleriyle, Silvan'da olduğu gibi patlayıcılarla sivil halkı katledenler onlar. Baraj inşaatını durdurmak isteyen onlar. Halk için yapılmış Yüksekova Havalimanı'nı tehditle uçuşa kapatmak isteyenler onlar. Dolayısıyla herkes ayan beyan kimin ne safta olduğunu görüyor."

(Sürecek)

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Başbakan Davutoğlu (6) Açıklaması - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement