Başbakan Davutoğlu Açıklaması - Son Dakika
Politika

Başbakan Davutoğlu Açıklaması

Başbakan Davutoğlu Açıklaması

"Bizde doğalgaz kaynakları, ekonomik kaynaklar olmadığına göre, geçmiş dönemden sömürgeci bir devlet olupta bugüne intikal etmiş bir kapital birikim olmadığına göre, elimizdeki en önemli sermaye insan. İnsan kaynağını çok iyi değerlendirmemiz lazım. Onun niteliğini değiştirmemiz lazım" "Bizim yarıştığımız.

13.09.2014 01:40
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Bizde doğalgaz  kaynakları, ekonomik kaynaklar olmadığına göre, geçmiş dönemden sömürgeci bir devlet olupta bugüne intikal etmiş bir kapital birikim olmadığına göre, elimizdeki en önemli sermaye insan. İnsan kaynağını çok iyi değerlendirmemiz lazım. Onun niteliğini değiştirmemiz lazım" dedi.

Davutoğlu, Kanal 24'te katıldığı canlı yayında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Ulusal güvenlik mekanizması kapsamında, çevrede güvenliği doğrudan ilgilendiren kırılganlıklar olduğunu belirten Davutoğlu, yakın takip gerektirdiğini söyledi.

"Çevremizde 7-8 ülkede, kamu otoritesi kalmadı, ordu kalmadı" diyen Davutoğlu, ulusal ordu mefhumunun yok olduğunu dile getirdi.

Davutoğlu, şöyle konuştu:

" Suriye'de, Irak'ta, Lübnan'da, Ukrayna'da... Böyle bir durumda risk her zaman söz konusu. Sınır boylarımızdaki gelişmeleri, askeri yetkililerimizle, istihbari yetkililerimizle, diplomatik yetkililerimizle daha yakın takip etme ihtiyacı hissettim. Milli Güvenlik Kurulumuz (MGK) iki ayda bir, bunu da özellikle çarşamba günü yapmayı düşünüyoruz. Bir hafta çözüm süreci..."

Perşembe gününün devlet günü olduğunu ve devlet yetkililerinin birbirleriyle görüştüğünü anlatan Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Hepimizde Cumhurbaşkanına ayrı ayrı çıkarız. Orada aldığımız kararları Cumhurbaşkanına da arz ederek, hep beraber, hem çözüm süreci bağlamında, hem de ulusal güvenliğimizi ilgilendiren hususlarda atacağımız adımlarla bir ortak devlet aklı oluşturmak. Devlet aklı, hani derin devlet, bu tür şeyler çıktığında hoş görünmüyor ama ortak akıl. Devletin, reflekse değil de akil devlet olarak hareket etmesini temin etmek. Bu da masa etrafında paylaşarak olabilir."

MGK'nın iki ayda bir, çok daha geniş kapsamlı olarak toplandığını dile getiren Davutoğlu, "Başka ülkelerde de var bu uygulama. Biz aslında geçmişte bunu yine yapıyorduk Sayın Başbakanımızla. Sık sık toplanırdık. Uçak düştüğünde, kriz anında. Şimdi bunu daha regüle edip, kurumsallaştırmaya çalışıyoruz" diye konuştu.

-"Türkiye kapasitesinin çok gerisinde"

Davutoğlu, gazetecilerin, parmağında ki sihaylığı sorması üzerine, siyahlığın sadece parmağında değil, avcunun içinde olduğunu söyledi.

Yazısının çok iyi olmamasına rağmen notlarını kendisinin tuttuğunu ifade eden Davutoğlu, bugün işveren ve iş temsilcilerini dinlediği sırada not alırken parmağına mürekkep bulaştığını bildirdi.

Davutoğlu, "Bu bana çok sık olur. Kalem ve kağıtla ilgili o kadar çok bağımlılığım var ki, mürekkep izi alnımızın yazısı. Kalemle ilgili herşey yeterki bulaşsın. Görünmüyor ama benim ceketimin her yerinden kağıtlar çıkar. O anlamda zihinsel düzenimi sistematik bakımdan iyi sayabilirim ama fiziki düzenim iyi değil. Sürekli bakıma ihtiyacım oluyor" diye konuştu.

Davutoğlu, DEİK'in hükümete bağlanması ve ekonomide yeni bir yaklaşım değişikliğine doğru gidilip gidilmediği yönündeki soru üzerine, kongre konuşmasında ekonomiyi kısmen ele aldığını, konunun hükümet programında daha kapsamlı olduğunu anımsattı.

2002'de AK Parti'nin iktidara geldiğinde Türk ekonomisinin çok küçük olduğunu belirten Davutoğlu, "Daha doğrusu dar bir gömlek gibiydi. İmkanlarımız, kapasitemiz, insanlarımızın ekonomiye yapabileceği katkı ve ekonomimizin ulaşabileceği büyüklük, o günkü kötü yönetim dolayısıyla normalden gerideydi. Hatta ben mukayese bakımında bazı konuşmalarda, Türkiye'nin, ağır sıklet bir boksörün, hafif sıklette idman yapması gibi demiştim" diye konuştu.

Türkiye'nin kendi kapasitesinin çok gerisinde olduğuna işaret eden Davutoğlu, şunları söyledi:

"Bizim Yeni Türkiye'den de kastettiğimiz bu aslında, ekonomik anlamda en azından anladığımız bu. Sayın Başbakanımızın liderliğinde yani dönemin Başbakanı derken, o dönemin Başbakanı ifadesi ile hiç alakası olmadan söylüyorum. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye iyi bir yönetişimle bu atıl kapasiteyi efektif şekilde kullandı ve şu anda belli bir noktaya geldi."

Bu yeni dönemde niteliksel bir sıçrama yapmaları gerektiğini belirten Davutoğlu, niteliksel sıçramadan kastın, sadece atıl kapasiteyi kullanarak kalkınmayı öngören değil, muhtevayı değiştiren bir sıçrama olduğunu dilge getirdi.

Başbakan Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Muhteva ne Türkiye'de. Bizde doğalgaz kaynakları, ekonomik kaynaklar olmadığına göre, geçmiş dönemden sömürgeci bir devlet olupta bugüne intikal etmiş bir kapital birikim olmadığına göre, elimizdeki en önemli sermaye insan. İnsan kaynağını çok iyi değerlendirmemiz lazım. Onun niteliğini değiştirmemiz lazım. En büyük sermayemiz insan ama bu insanı 49 yaşında emekli ediyoruz. Sosyal Güvenlik Sistemi itibarıyla. Üretebilecek insan bir anda köşesine çekiliyor emekli olarak ve mutsuz oluyor. Halbuki bizim daha çok insanı üretim sürecinde tutmamız lazım."

-"Türkiye, niteliksel sıçramayı beraberinde getirmesi lazım"

Başbakan Davutoğlu, önceki gün makro ekonomik durumla ilgili bakanlar Ali Babacan, Cevdet Yılmaz, Mehmet Şimşek,  Hazine, Merkez Bankası ve ilgili kurumlardan çok geniş bilgi aldığını söyledi.

Hükümet programını yazarken ilgili bakanların orada olduğunu belirten Davutoğlu, yapılması gerekenin katma değeri yüksek alanlarda AR-GE yi geliştirerek, teknoloji yoğunluklu üretime yönelmek olduğunu anlattı.

Büyük ölçeklere ve büyük hacimlere dayalı kalkınmanın yanında, rafine iyi eğitilmiş insanla daha yüksek katma değer sağlayan alanlara girilmesi gerektiğini vurgulayan Davutoğlu, iş güvenliği konusunu ele alırken, eğitim meselesini gündeme getirdiklerini, eğitimin en önemli alanlardan birisi olduğunu söyledi.

Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Türkiye'nin, ekonomik sıçrama, atıl kapasite kullanımı ötesinde bir niteliksel sıçramayı beraberinde getirmesi lazım. Bu nasıl olacak. Maalesef tasarruf oranlarımız düşük. Yatırımlarımız ve toplumu da birçok şeye alıştırdık, normaldir. Sağlık sektöründe, engelli vatandaşlarımıza yaptığımız devrim mahiyetinde yatırımlar. Bunlar sosyal devlet ilkesini ve sosyal standardı, beklentileri yükseltti. O zaman bizim daha fazla üretimle ve daha fazla gelirle bu beklentilerin çıtasını da yukarıda tutmamız lazım. Bunu nasıl sağlayacağız, esas mesele burada."

-"İmalat sanayisi ciddi bir düşüş yaşadı"

"Türkiye'de imalat sanayisinin ciddi bir düşüş yaşadığı ve en azından istediğimiz yükselişe geçemediği muhakkak" diyen Davutoğlu, bunun arkasında tasarruf boyutundaki zayıflık olduğunu söyledi.

Tasurruf, yatırım, istihdam üçgeninin iyi kurulması gerektiğini vurgulayan Davutoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

"İmalat sanayisi olmadan bir ülkenin kalkınması sürdürülebilir bir kalkınma değildir. Bizim gücümüz nereden geliyor. Afro Avrasya ana kıtasının batıda Almanya, Fransa, İtalya çizgisinden, doğuda Japonya, Çin çizgisini çekin, geri kalan bütün bölgenin en büyük üretim üssü hacim olarak biziz. Tekstilde, inşaatta, birçok alanda. Ama bu yeterli değil.

Bizim yarıştığımız ve ilk 10'a girmek için rekabet halinde olduğumuz ülkelerdeki imalat sanayisinin oranı çok yüksek. Bizim imalat sanayisini, üretimi, reel sektörü mutlaka geliştirmemiz lazım. Bunun yolu inşaat sektöründen kaynak aktarmak mı? veya inşaat sektörüne bu alternatif mi? Alternatif değil. Burada yapmamız gereken inşaat sektöründe oluşan bu birikimle imalat sektöründeki birikimle at başı bir şekilde yürütmek. Yanlış olan şu belki Sayın Babacan'ın kastettiği burada. Ekonomik rasyonalite yatırım yapmayı gerektirirken, kısa dönemde kar beklentisiyle başka alanlara kaymanın getirdiği bir risk var. Ama inşaat sektörü olmadan da bir ülkenin ekonomik motor gücünü muhafaza etmek mümkün değil."

- İstanbul

Kaynak: AA

Son Dakika Politika Başbakan Davutoğlu Açıklaması - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement