Başbakan Davutoğlu, Akil İnsanlar Heyetiyle Buluştu - Son Dakika
Güncel

Başbakan Davutoğlu, Akil İnsanlar Heyetiyle Buluştu

Başbakan Davutoğlu, Akil İnsanlar Heyetiyle Buluştu

Başbakan Davutoğlu: (2) "Çözüm süreci millidir, yerlidir, özgündür.

19.10.2014 15:02
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Çözüm süreci millidir, yerlidir, özgündür. 12 yıl içinde biz, ister buna Kürt sorunu deyin, ister terör sorunu deyin, hangi siyasi yaklaşımı benimserseniz benimseyin, bu meseleyi çözüme kavuşturabilmek için her yöntemi denedik" dedi.

Davutoğlu, Başbakanlık Dolmabahçe Ofisi'nde Akil İnsanlar Heyetiyle yaptığı toplantıdaki konuşmasında çözüm sürecinin hemen öncesinde iki sene önce bir röportajda, "Türkiye Sykes Picot'un bekçisi değildir" dediğini anımsatarak, "Kastettiğim şey bu topraklardaki kadim birlikteliğin ve bugünkü siyasal birlikteliğin ancak ve ancak bize biçilmiş deli gömleklerini aştığımız zaman, tabularını yıktığım zaman gerçekleşeceğine dair olan inancımdır" diye konuştu.

Çevrenin, jeopolitik ortamın zeminine de değinen Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Bunu, uzun dönemli tarihi serüvenin hepimiz üzerinde durduğumuzda göreceğimiz şey, arızi bir parantez içinde yaşıyoruz hala. Son olaylar gösterdi ki Tel Abyad'ı Akçakale'den, Suruç'u Kobani'den Nusaybin'i Kamışlı'dan, Yayladağ'ı Bayırbucak'tan ayırmak mümkün değil. Yapamıyorsunuz. Dış politikayla ilgili ilk anda zikrettiğimde birçok kişi yanlış anladı. Sanki yayılmacı bir yaklaşımın izleri gibi. Hayır. Kastettiğimiz tek şey, bu Balkanlar için de geçerli, Kafkaslar için de ya bu sınırlar barışçıl yöntemlerle anlamsızlaştırılacak ve bütün o akraba topraklar birbiriyle kaynaştırılacaklar ya da çatışmacı acılar yaşanacak. Biz bunu gördüğümüz için şimdi geriye dönüp herkesin muhasebe etmesini istiyorum."

Davutoğlu, Arap Baharı'ndan çok önce ortak hükümet toplantılarıyla, Suriye ve Irak'la barışçıl yollarla bunu nasıl yaparız diye büyük bir çaba içine girdiklerini ifade ederek, vizeleri kaldırdıklarını ve Türkiye, Suriye, Ürdün, Lübnan havzasında ortak ticaret havzası kurduklarını dile getirdi.

"Eğer bu gerçekleşmiş olsaydı bugün yine Tel Abyad'la Akçakale arasındaki Sünni Araplarla, Türkiye'deki Araplar, Suriye'deki Araplarla Türkiye'deki Araplar, Türkiye'deki Türkmenlerle Suriye'deki Türkmenler, Türkiye'deki Kürtlerle Suriye'deki Kürtler o şehirler üzerinden vizesiz her türlü alışverişi yapıyor hale geleceklerdi" diyen Başbakan Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Mülteci göçleri halinde değil de ticaret göçleri halinde, insani ilişkilerin getirdiği göçler halinde seyrüsefer halinde olacaklardı. Bizim vizyonumuz buydu ve gelecekte de ya bu vizyon egemen olacak ya Sykes Picot'tan daha kötü, daha beter parçalanmalar yaşayacağız. Siyasi iradeyi elinde tutanların imtihanı burada. Biz YDSK konseyleriyle, kültürel anlaşmalarla, üst düzey siyasi diyaloglarla aslında yapmak istediğimiz şey IŞİD'in bugün yıktığı, yıkma iddiasında bulunduğu o Sykes Picot düzenini ya da rejiminin bombalarla korumaya çalıştığı Sykes Picot düzenine karşı biz aslında barışçıl, ekonomik, siyasal, kültürel ağırlıklı bir bütünleşme stratejisi getirdik. Bizim savunduğumuz tek siyaset bu oldu."

Davutoğlu, o dönem Esed'le de Maliki ile de konuştuklarını belirterek, sonra ihtilaf ettikleri şeyin onların takip ettiği yöntemin çatışmaya yöneldiği anda başladığını söyledi.

Çatışmaya yönelip de Halep'i havadan bombaladığında, Humus'u açlık hapishanesi haline getirip, insanları zulme teşvik ettiğinde, Maliki'nin Sünni ve diğer kesimleri dışladığında demokrasiyi teşvik ederek, aynı anlayışı korumaya çalıştıklarını dile getiren Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Ancak olmadı, bugünkü çatışmacı ortam doğdu. Yine önümüzde iki alternatif var. ya barışçıl, karşılıklı saygıya dayalı esaslarla birleştirici bir yol seçeceğiz, ki bizim tercihimiz hep budur, ya da yayılmacı, sekter ve modern görünümlü ama aslında gayet arkaik, aşiretçi, baas ideolojisiyle veya benzeri ideolojilerle, marksizmle bezenmiş görüntü itibariyle ama gerçekte arkaik ideolojilerle çoğulcu yapılara karşı savaş ilan eden ya da bazen dini görünümlü, İslami görünümlü arkaik yapılarla çoğulcu yapılara savaş ilan eden terör ve radikal grupların tesiri altında kalacağız."

-Akil İnsanlar Heyeti'nin özel önemi

İşte tam da Akil İnsanlar Heyetinin misyonunun burada özel bir önem taşıdığını dile getiren Davutoğlu, "Bizim açımızdan bu sivil inisiyatif, Türkiye'de eğer bu çizgiyi gerçekleştirebilirsek, aslında çözüm sürecinin başarısı bütün bu sosyokültürel, sosyopolitik ve etraftaki jeopolitik çatışmaları engelleyecek yegane yoldur" diye konuştu.

Çözüm sürecinin üç karakterine dikkat çekmek istediğine işaret eden Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Birincisi çözüm süreci millidir, yerlidir, özgündür. 12 yıl içinde biz, ister buna Kürt sorunu deyin, ister terör sorunu deyin, hangi siyasi yaklaşımı benimserseniz benimseyin, bu meseleyi çözüme kavuşturabilmek için her yöntemi denedik. Sayın Cumhurbaşkanımızın 2005'te Diyarbakır'da yaptığı devrimci konuşmayı herkes hatırlar. O andan itiaren bir taraftan toplumu demokratikleştirerek, herkese ayrımsız ve eşit vatandaşlık hakkını tanımak, başörtü özgürlüğünden Alevi vatandaşlarımızın haklarına kadar her kesime yayarak bunu insan haklarına dayalı demokratikleşme, sivilleşme süreçlerini hayata geçirmek çabası içinde olduk. Diğer taraftan da en doğru yöntem nedir diye sürekli zihin yorduk."

Bakan arkadaşlarının her birinin bu süreçlerin değişik kademelerinde görevler aldıklarını dile getiren Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Oslo sürecini denedik, acaba Avrupa'da, Türkiye'de o zaman çatışma şartları olduğu için onun dışında bir yerde daha soğukkanlı görüşmeler yapabilir miyiz diye. Bir komployla bütün o süreç dumura uğratıldı. Hatırlayacaksınız 2009 yılında Habur'dan girişleri sağlayacak noktaya geldik. Yine son derece gereksiz bazı adımlarla o süreç de akamete uğratıldı. Bütün o tecrübelerden sonra şu sonuca ulaştık. Ne olacaksa bu topraklarda, bu toprakların insanları arasında olacak. Oturacağız, konuşacağız. Konuşulacak, müzakere, istişare edilecek ve hep beraber yerli, milli ve tamamiyle bu toprakların kaderine sahip çıkma hakkına sahip insanlar ve aydınlar, siyasiler arasında olacak."

"Bütün siyasi riskler alındı"

Davutoğlu, 5 sene önce imkansız görülen süreçleri bütün siyasi riskleri alarak devreye soktuklarının altını çizerek, " İmralı'yla görüşmelerden tutun da HDP heyetlerini yaptığı görüşmelere kadar şimdi herkes bir vicdani olarak sorsun. Hep dönüp, hükümetten ve devletten bir şeyler bekleyenler hangi tabuları nasıl yıktığımızı ve nasıl her türlü şeyi tartışarak demokratik ortamda bir netice elde etmeye çalıştığımızı görsünler" diye konuştu.

Akil İnsanlar Heyeti'nin kompozisyonun dahi çözüm sürecinin milli, yerli, belli bir tek tipçi anlayışla değil, özgün Türkiye'ye ait olduğunun işareti olduğunu vurgulayan Davutoğlu, "Beraber yaşıyoruz bu süreçleri, şimdi beraber zorluklarla karşılaşıyoruz. Kimse bu süreçte topu karşı taraflara bir yerlere atmaya kalkmamalı, sizleri kastetmiyorum zinhar. Bu yol, bu topraklarda hakkı bulunan, bu toprakların çocuklarının elele yürüyeceği bir yoldur" dedi.

- İstanbul

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Başbakan Davutoğlu, Akil İnsanlar Heyetiyle Buluştu - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement