Başbakan Yardımcısı Akdoğan Açıklaması - Son Dakika
Güncel

Başbakan Yardımcısı Akdoğan Açıklaması

"(HSYK'daki seçim) Olumsuz veya olumlu bir sonuç çıktığında bunu oturur değerlendiririz. Yani memleket için bir şey yapmak gerekiyorsa o zaman bu değerlendirilir ama 'Bunu tanımıyoruz, etmiyoruz' böyle bir şey söz konusu değil" "Menfi bir sonuç düşünmüyorum ki ne çıkarsa çıksın bu tür yapılar bütün devlet sistemine meydan okuyamaz" Bir taraftan 'Rojova düşüyor hadi Türkiye neredesin, yardım et' diyor öbür taraftan 'Tampon bölge olursa savaş sebebidir'. Neyin savaşı? Sen zaten yapabilecek gücün varsa git yap zaten orada.

28.09.2014 13:44
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, HSYK'daki seçimlere ilişkin, "Olumsuz veya olumlu bir sonuç çıktığında bunu oturur değerlendiririz. Yani memleket için bir şey yapmak gerekiyorsa o zaman bu değerlendirilir ama 'Bunu tanımıyoruz, etmiyoruz' böyle bir şey söz konusu değil" dedi.

Akdoğan, Kanal 7 televizyonundaki "Başkenti Kulisi" programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

"Cemil Bayık diyor ki 'Savaşa biz karar veririz, ateşkes bozma yetkisi bizde ve yönetimimizde ama barışa, sürecin devamına önder Apo karar verir. Onun rolü farklı bizimki farklı birbirini tamamlayan roller" denilmesi üzerine Akdoğan, "Bunların sözlerini muhatap alarak yorumlamayı doğru bulmuyorum" karşılığını verdi. Akdoğan, şunları söyledi:

"Neticede bu 7 kocalı Hürmüz işine dönmemesi lazım. Her kafadan bir ses çıkıyor herkes kendine göre bir şey açıklarsa bu çok sağlıklı bir durum olmaz. Burada bugüne kadar öne çıkardıkları kişi Öcalan'dır, heyet de Öcalan ile görüşmektedir. Bunun ötesinde bunlar paralel birtakım otoriteler icat ediyorlarsa, söylem açısından söylüyorum, bu çok sağlıklı bir durum olmaz."

"Bunlar sadece konuşup ideolojik reklam yapıyorlar"

İmralı'ya giden HDP heyetinin, aralarında kendisinin de bulunduğu bazı görüşmeler yaptığı hatırlatılarak, "Bu görüşme trafiğiyle gerilim gitti mi, süreç tekrar rayına oturdu mu" sorusuna Akdoğan, "Bizimle Türkiye'deki siyasi aktörler arasında bir gerilim yok ki" karşılığını verdi.

Heyetin kendisine hayırlı olsun ziyaretinde bulunduğunu, görüşmede çözüm sürecinin de değerlendirildiğini ifade eden Akdoğan, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş ile görüşmesinin ise AFAD ve bölgedeki insani yardımlarla ilgili olduğunu söyledi.

Devletin bölgede yaptığı mükemmel bir kamp olduğunu ve bunun henüz tamamen dolmadığına dikkati çeken Akdoğan, şöyle konuştu:

"Bu insanlar sağa sola dağıldılar. Yakın bir zamanda muhtemelen bunları da göğüsleyemeyecekler. Onlara insanca bir yaşam imkanı sunamayacaklar, belediyeler birtakım insanları sağa sola götürmüşler. Bunların hepsi yarın yine devlete, hükümete kalacak. Çünkü bunların hizmet verme kabiliyeti yok. Bunlar sadece konuşup ideolojik reklam yapıyorlar. O insanlar yine mağdur kalacak, bu sefer dönüp gelecekler yine hükümet bunlara sahip çıkacak."

"Devletin sahip çıkması mı rahatsız ediyor?" sorusu üzerine Başbakan Yardımcısı Akdoğan, "Küçük, ucuz siyasi hesaplar bunlar. Bunlara gerek yok" ifadesini kullandı.

Türkiye'nin çok sayıda insanı sınırlarına aldığını, onlara kucak açtığını vurgulayan Akdoğan, şunları kaydetti:

"Bunun Türkiye'ye ayrı birtakım maliyetleri var, sadece ekonomik olarak değil. Bunları yaparken siyasi hesap mı yapıyoruz. Bu bir kere öngörülebilir bir şey değil. Yarın başka göç dalgalarının yaşanıp yaşanmayacağını biliyor muyuz? Bilmiyoruz. Bunun üzerinden siyasi hesap yapılmadı ama bunlarda böyle bir şey var. Yani yaşanan her şeyi ya zehir ediyorlar ya siyasi gerilim konusu yapıyorlar. Yani sizin yaptığınız şeyleri de murdar etmenin mücadelesi içindeler. Bu son derece yanlış bir şey. Orada insan mağdur, adam can havliyle yalın ayak geliyor; çoluk, çocuk, yaşlı, kadın, kan ter içinde, sen onu orada siyaset yapıyorsun. Yok 'Öyle olsun, böyle olsun'. Birilerini getirmişler orada bağırıp çağırıyorlar, yardım edenleri taşlıyorlar, bu kötü bir görüntü. Orada herkes el birliğiyle ne yapabilirize bakacaklar. Sivil toplum kuruluşları, bizim bir sürü insani yardım kuruluşumuz gitmiş, belediyeler, hükümet, AFAD, asker kim varsa birlikte ne yapabilirize bakmak lazım. Orada siyasi kamplaşma, kutuplaşma yani bir kamp birilerinin bir kamp birilerinin, böyle görüntülere gerek yok. Bu yüzden bunlar görüşülüyor."

"Bunu bir problem olarak görmemek lazım"

Diyalog olmadığı zaman yanlış anlamaların ortaya çıkabileceğine vurgu yapan Akdoğan, şöyle devam etti:

"Mesela birtakım açıklamalar var Kandil'den benimle ilgili, dün yapıldı. Uydurma sözler. Kendi çalıyor kendi oynuyor. Benim hiç söylemediğim sözler üzerine bir şey uydurup kendi kendine gerilim üretip tehdit savuruyorlar. Bunları bırakmak lazım. Yaşananları, gelişmeleri doğru anlamak lazım. Bu doğru anlamanın yolu da diyalog kanallarının açık olmasıdır. Bu yüzden HDP'lilerle görüşüyoruz. Gerek oldukça bundan sonra da görüşmeye devam ederiz bunu bir problem olarak da görmemek lazım."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve yeni hükümetin tüm siyasi aktörlere elini uzattığını, yeni bir sayfa açmaya çalıştığını dile getiren Akdoğan, "Bütün siyasi partiler arasında bu dönemde artık daha fazla diyalog zeminin olması lazım. Önümüzde ciddi sorunlar var, o ciddi sorunların konuşulması lazım. Sadece Meclis kürsüsünde birbirimize polemik yapmak değil, bu ülke gündemindeki önemli meseleleri artık farklı kanallardan değerlendiriyor olabilmemiz lazım" ifadelerini kullandı.

"Kime meydan okuyorsun?"

"Türkiye'nin sınır boyunda oluşturalacak tampon bölge, Rojova'nın işgalidir diyorlar" denilmesi üzerine Akdoğan, bunları "büyük bir çelişki" olarak değerlendirerek şu açıklamalarda bulundu:

"Bir taraftan 'Rojova düşüyor, 'Hadi Türkiye neredesin, yardım et' diyor, öbür taraftan 'Tampon bölge olursa savaş sebebidir'. Neyin savaşı? Sen zaten yapabilecek gücün varsa git yap zaten orada. Kime meydan okuyorsun? Hem düşecek diye yardım istiyorsun hem de bu tarafa meydan okuyorsun. Varsa gücün o tarafa yapsana. Burada bunların hepsi insani maksatlı olarak konuşulan şeyler, güvenli bölge oluşturulması vesaire. Bunlar paradokslar, çelişkiler bunları bırakmaları lazım artık. Hem Türkiye'ye 'Hadi harekete geç' diyeceksin hem de 'Harekete şöyle geçersen olmaz' diyeceksin, böyle bir şey olmaz."

"Bunların hepsini kökten yalanlıyorum"

İki hafta sonra HSYK'da seçimlerin yapılacağı hatırlatılarak "Size atfen birtakım açıklamalar da oldu, 'Türkiye'nin kaderini 12 bin hakim savcı değil 55 milyon seçmen belirler' biçiminde. Meclis grup başkanvekilinizin 'Eğer paralel yapı kazanırsa bu seçimleri tanımayız'  açıklaması da oldu. Bunu hayati bir konu olarak da görüyor musunuz siz de" sorusu üzerine Akdoğan, sözlerinin yayımlanış sürecine ilişkin bilgi verdi.

Cumhuriyet gazetesinin genel yayın yönetmeninin değiştiğini hatırlatan Akdoğan yeni yayın yönetmeninin kendisine tebrik ziyaretinde bulunduğunu ifade etti. Sohbette kendisine bazı sorular yöneltildiğini ve mini köşe yazısı yazılabilecek duruma dönüştüğünü söyleyen Akdoğan, görüşmenin amacının bu olmadığını da belirtti. Akdoğan, şöyle konuştu:

"Çok ses çıkarmadım. Daha sonra bu birkaç günlük özel ropörtaj gibi yayımlandı ve burada benim söylemediğim, hiç kastetmediğim manalar üzerine haber yaptı. Bu HSYK vesaire meselesinde, orada kendisi de diyor, 'Aslında böyle bir şey söylemedi ama böyle bir şey kastediyor'. Benim söylemediğim, niyet okuyuculuğu yaparak bana şunu kastediyor diye bir atıf var haberde. Bunu diğer arkadaşımızın açıklamasıyla birleştirerek 'Bu seçimleri tanımayız, referanduma gideriz' bambaşka bir şey. Günlerdir bu konuda benimle ilgili bir sürü negatif haber yapılıyor. Bunların hiçbiri doğru değil. Zaten kendisi de böyle bir söylemediğimi söylüyor ama böyle gazetecilik olmaz, böyle bir basın ahlakı da olmaz. Tam tersi bir şey söylüyorum ben. Diyorum ki, 'Bu önemli bir seçim, hayati bir seçim. Sağlıklı bir yargı sistemi açısından bu seçimin de neticesi de önemlidir. Ama bu olmazsa öldük, bittik, memleketin sonu, kıyamet alameti gibi bunun bu kadar abartılmasını ben doğru bulmuyorum'. Niye? 12 bin kişi kendi içinde bir seçim yapıyor. Ülkenin geleceğini bu etkileyecek, ülkeyi bunlar yönetecek gibi bir görüntü vermek doğru değil. Ülkenin geleceğini 55 milyonun yaptığı seçim belirler. Benim söylediğim söz şu anda yazılanların tam tersi bir şey söylüyorum ben. Buna rağmen demedik laf bırakmadılar. Bugün bile bir sürü şey var. Paralel medya ile Cumhuriyet son derece böyle biri kaldırıyor, biri vuruyor, paslaşarak bu süreci devam ettiriyorlar. Bunların hepsini kökten yalanlıyorum. Böyle bir şey söz konusu değil. Burada elbette önemli bir seçimdir. Olumsuz veya olumlu bir sonuç çıktığında bunu oturur değerlendiririz. Yani memleket için bir şey yapmak gerekiyorsa o zaman bu değerlendirilir ama 'Bunu tanımıyoruz, etmiyoruz' böyle bir şey söz konusu değil. Bugüne kadar Yargıtayda farklı yerlerde seçimler oldu, normal süreçte devam ediyor, bunu böyle çok büyük bir hadiseye çevirmek de doğru değil bence."

HSYK'daki seçim

HSYK'daki seçimlere yönelik 'tablonun nasıl gözüktüğünün' sorulması üzerine Akdoğan, "Ben olumlu olacağını düşünüyorum" yanıtını verdi. Akdoğan, şunları söyledi:

"Bunu siyasi iki kutup arasındaki bir mücadele olarak da görmüyorum. Özellikle birçok farklı görüşten insanın bu birtakım yapılanmalar, devlet içindeki, yargı içindeki yapılanmaların doğuracağı mahsuru görerek, birleşme, ittifak, uzlaşma içine girdiğini görüyorum. Bunun da çok sağlıklı olduğunu düşünüyorum. Yani muhafazakarlar, milliyetçiler, sosyal demokratlar farklı dünya görüşüne sahip yargı mensubunun sırf bu tehlikeyi görerek daha sağlıklı bir yargı oluşabilmesi için bir araya geldiklerini görüyorum. Bu ideolojik iki grup arasında bir çekişme filan değil, bu çerçevede bu farkındalığın oluşması. Çünkü öbür tarafta organize olan ve farklı bir gündemle hareket eden bir yapılanma görüntüsü var, bir tarafta bu farkındalığın oluşması ve böyle bir işbirliğinin gelişmesinde önemli olduğunu düşünüyorum."

"Seçimi oradaki cemaat adayları kazanırsa ne yapacaksınız" sorusunu ise Akdoğan, şöyle yanıtladı:

"Bugünden bu konuda yorum yapmak çok sağlıklı olmaz. Ben menfi bir sonuç çıkacağını düşünmüyorum açıkçası. Burada aşırı kaygı pompalamak da doğru bir şey değildir, bu da farklı şekillerde istismar edilebilir. Menfi bir sonuç düşünmüyorum ki ne çıkarsa çıksın bu tür yapılar bütün devlet sistemine meydan okuyamaz. Burada vatandaş önemli ölçüde sorunu fark etmiş durumda, farkındalık oluşmuş durumda. Bundan dolayı birtakım mekanizmalarda güçlü olmakla bu suyun akışını değiştirmek bundan sonra bana çok kolay görünmüyor açıkçası. Çünkü vatandaş nezdinde bir güven kaybı, güven erozyonu yaşadı bu yapı."

-Bedelli askerlik

Bedelli askerlikle ilgili bazı vatandaşların müjde beklediğini belirtilmesi üzerine Akdoğan, "Bedelli meselesi çok fazla köpürtüldü ve bağlamından çıkarak biraz da duygusal zeminlerde değerlendirilen bir konu" değerlendirmesini yaptı.

Bunun rasyonel zeminde konuşulması gerektiğini vurgulayan Akdoğan, Başbakan Davutoğlu'nun konuya ilişkin açıklamalarını hatırlattı.

Silahlı kuvvetlerin işleyişinde, planlamasında sorun oluşturmadan adımların atılması gerektiğini vurgulayan Akdoğan, "Bunun bir de sosyal bir probleme de dönüşen bir tarafı var. Onu da görmemezlikten gelmemek lazım. Belli yaşa gelmiş insanlar var, beklentiler var, sosyal bir sorun haline dönüşen de bir konu bu. Bundan dolayı da bunu kestirip atmak vesaire de ileri beklentiler oluşturmak da doğru değil. Bu değerlendirilir ve en doğru karar verilir diyorum ben" ifadelerini kullandı.

- Ankara

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Başbakan Yardımcısı Akdoğan Açıklaması - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement