Başbakan Yardımcısı Babacan: Yargının Kredibilitesini ve Güvenirliğini Türkiye'de Artırmak...

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye'nin son yıllarda yaşadığı önemli problemlerin temelinde yargı ile ilgili sorunların olduğunu vurgulayarak, "Yargının bağımsızlık alanını, kendi siyasi, ideolojik veya mensubiyet duyduğu gurubun çıkarları amacıyla kullanıyorsa bazıları, o zaman yargıda kuşkusuz tarafsızlıktan söz edilemez. O bağımsızlığı kullanıp, kendi ideolojik, siyasi, kendi ait olduğu zümreyle alakalı, bir takım planlı ve programlı işler içine giriyorlarsa, bu da kesinlikle kabul edilemez. Sonuna kadar mücadele etmek lazım. Yargının kredibilitesini ve güvenirliğini Türkiye'de artırmak gerekiyor" dedi.

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan bir TV kanalına verdiği röportajda yeni kurulan kabinede yer almasına yönelik olarak "uluslararası piyasaların Babacan'ı kabinede görmek istediği" şeklindeki yorumları değerlendi. 18 Kasım 2002'den bu yana hükümette yer aldığını ifade eden Babacan, "Bu süre içinde hem içeride hem de dışarıda bir aşinalık oluştu, bu dönemde de tekrar hükümette yer almam konusunda da bir miktar yazıldı, çizildi. Bu noktada nihai karar Başbakan ve Cumhurbaşkanımızındır. Öte yandan benim hep eskiden de söylediğim gibi; siyaset süresi sınırlı bir askerlik. Bir gün görev süresinin dolup, tekrar normal hayata dönmem gerektiği yönünde arzum ve isteğim var. Yıllardır arzum isteğim bu yöndedir. Şu ana kadar böyle bir fırsat olmadı. Devam etmem, kalmam üzerine irade oluştu. Böyle bir hizmete davet olunca, millete ve devlete hizmet için davet olunca, geri çevirmek olmaz. Pratikte de, ahlaken de mümkün değil" diye konuştu.

-"2009 MAYIS'INDAN BU YANA SORUMLULUK ALANIM AYNI"-

Yeni kabinede görevlerinin aynı kaldığını belirten Babacan, "2009 Mayıs'ında hükümet kurulduğunda kabine değişikliği olmuştu. O günden bu yana sorumluluk alanım aynı" dedi.

Türkiye'nin son 12 yıldır her alanda çok başarılı bir performans gerçekleştirdiğini söyleyen Babacan, Türkiye'nin 12 yıl önceki haliyle bugünkü halinin çok farklı olduğunu ifade etti. "Yeni Türkiye'nin" yeni döneminde artık Türkiye'nin güçlü bir şekilde geçmiş başarılarından destek alarak, ikinci bir sıçrama ile 2023 hedeflerine hareket ettiğini vurguladı.

-"HUKUK OLMAZSA OLMAZ"-

Babacan, adli yıl açılışında Hükümet ile yargı arasında soğukluk yaşandığı yönündeki yorumlara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Aslında bir ülkenin komple topyekün başarılı olması için pek çok alanda, aynı anda ilerlenmesi gerektiğini vurgulayan Babacan, hem demokraside ilerlenmesi gerektiğini hem de hukuk devleti özelliğinin iyileştirilmesi gerektiğini kaydetti. Türkiye'nin temel hak ve özgürlükler alanında 12 yıldır gerçekleştirdiği ilerlemelere devam etmesi gerektiğinin altını çizen Babacan şunları kaydetti:

"Her ne kadar ayrı kulvarlarda tartışılıyor olsa da, bunlar hep beraber iyi işledikten sonra, hep berber ilerledikten sonra bu ülkeye ileri ülke, gelişmiş demokrasi, hukuk devleti diyoruz. Çerçevenin tümüne baktığımızda, öncelikle Türkiye'deki demokrasinin iyi işleyen bir demokrasi olması son derece önemli. Bunun kuşkusuz seçimler çok önemli ayağı. Bunun yanında, sivil toplum, medya, iş çevreleri ve sosyal kesimler çok önemli. Hukuk da olmazsa olmaz. Hukuk devleti niteliğimiz geçtiğimiz dönemde iyileşti ancak alacağımız çok mesafe var."

-"EKONOMİ AÇISINDAN HUKUKİ GÜVENLİK SON DERECE ÖNEMLİ"-

Dünyada gerçek anlamda hukuk devleti olmadan, ilerlemiş bir ekonomiyi görmenin çok zor olduğunu vurgulayan Babacan, ekonomi açısından hukuki güvenliğin son derece önemli olduğunu ifade etti. Hukuki güvenlik denildiğinde öncelikli yasaların, ikincil düzenlemelerin, hatta başta anayasanın kolay anlaşılır olması, bunlarda gri alanlara yer olmaması gerektiğini belirten Babacan, evrensel hukuk normlarına dayanılmasının önemini vurguladı.

Babacan, "Aksi halde hukuk devleti değil, kanun devleti olursunuz. O kanunlara çok yanlış şeyler yazarsınız, onları uygulamaya çalışırsınız. Sonuçta iyi şeyler olmaz memlekette. Bizim evrensel hukuk normlarından referans alınmış hukuk devleti olmamız gerekiyor. Gerçek anlamda kazanılmış hakların sonuna kadar korunması, düzenlemelerin geriye işlememesi gerekiyor. Bütün bunların yanı sıra yargının hızlı ve güvenilir bir şekilde çalışması lazım. Güvenilir dediğimizde, bağımsız ve aynı zamanda da tarafsız olması lazım. Türkiye'nin son yıllarda yaşadığı önemli problemlerin temeline inin, orada yargı ile ilgili sorunların olacağını göreceksiniz. Yargının bağımsızlığı esastır; güçler ayrılığı esastır. Yargının bağımsızlık alanını, kendi siyasi, ideolojik veya mensubiyet duyduğu gurubun çıkarları amacıyla kullanıyorsa bazıları, o zaman yargıda kuşkusuz tarafsızlıktan söz edilemez. O bağımsızlığı kullanıp, kendi ideolojik, siyasi, kendi ait olduğu zümreyle alakalı, bir takım planlı ve programlı işler içine giriyorlarsa, bu da kesinlikle kabul edilemez. Sonuna kadar mücadele etmek lazım. Yargının gerçekten kredibilitesini ve güvenirliğini Türkiye'de artırmak gerekiyor. Yargıya güven olmazsa, genel anlamda ülkemizde hukuki güvenlik olmazsa ekonomide ilerleme olmaz. Aksi halde önümüzdeki dönemde zorlanmaya başlarız. Dünya Bankası sınıflandırmasına göre üst orta gelir ülke gurubunda Türkiye. 2002'de alt orta gelir grubundaydık. Üst orta gelir gurubunun üst sınırına yaklaştık. İnşallah birkaç yıl sonra üst gelir grubuna gireceğiz. Oraya varmak istiyorsak, hukuk ve yargı konusundaki sıkıntıları çözmek lazım."