Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: (3) - Son Dakika
Güncel

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: (3)

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: (3)

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Öyle görünüyor ki önümüzde çok daha sıcak, çok daha zor dönemler var. Bu dönemlerde Türkiye'nin hakikaten etkin, çabuk karar alan, hızlı karar alan, iyi kontrol edilmiş mekanizmalara sahip bir başkanlık sisteminin Türkiye'nin bundan sonraki işlerini kolaylaştıracağını, en azından bu zor süreçlerde Türkiye'ye çok daha yüksek mukavemet sahibi bir yönetim modeli sunacağını düşünüyoruz.

19.10.2016 14:50
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Öyle görünüyor ki önümüzde çok daha sıcak, çok daha zor dönemler var. Bu dönemlerde Türkiye'nin hakikaten etkin, çabuk karar alan, hızlı karar alan, iyi kontrol edilmiş mekanizmalara sahip bir başkanlık sisteminin Türkiye'nin bundan sonraki işlerini kolaylaştıracağını, en azından bu zor süreçlerde Türkiye'ye çok daha yüksek mukavemet sahibi bir yönetim modeli sunacağını düşünüyoruz." dedi.

Kurtulmuş, bir restoranda, gazete ve televizyonların Ankara temsilcileriyle kahvaltıda bir araya geldi.

Gündeme ilişkin soruları yanıtlayan ve değerlendirmelerde bulunan Kurtulmuş, başkanlık sistemi tartışmalarına ilişkin, meselenin sadece MHP ile değil Mecliste'ki bütün partilerle konuşulmasının gerekli olduğunu belirtti.

"Türkiye için çok önemli. Sıradan bir karar almıyorsunuz. Türkiye'de yönetim modelini değiştiren bir kararı millete götürmek istiyorsunuz." diyen Kurtulmuş, "Çok açık bir şekilde metinler bizim ne yapmak istediğimizi ortaya koyduktan sonra bunun bütün partilerle konuşulması, işin doğası ve nezaketi gereğidir. Sadece MHP ile değil, CHP ile de diğer partilerle de bu konuşulur. Ama sonuçta şu anda tutumunu belli etmiş olan, tutumunu bir şekilde kamuoyu ile paylaşmış olan Sayın Bahçeli, 'Bu iş fiilen böyle bir noktaya geldi, bunun çözümlenmesi gerekir' diyor. Buradan ne anlamamız gerekiyorsa anlıyoruz zaten." değerlendirmesinde bulundu.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, erken seçim iddialarına ilişkin, erken seçim laflarının gündemden kaldırılması gerektiğini dile getirdi.

Daha yeni seçilmiş olan bir parlamentonun, yeni iş başına gelmiş olan bir hükümetin var olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, "Türkiye'nin asli meselesi, FETÖ'nün ortaya çıkarmış olduğu bu tahribatın bir an evvel silinmesi, ortadan kaldırılmasıdır. Bunun için de verilmesi gereken ortak bir milli mücadele var. Bu milli mücadele lafını da bilerek söylüyorum. Bütün partiler tarafından ortak verilmesi gereken bir mücadele var." şeklinde konuştu.

"Başkanlık referandumunun yapılmış olması, kabul edilmiş olması doğal olarak bir parlamento seçimini gerektiriyor mu?" sorusuna Kurtulmuş, şu yanıtı verdi:

"Oradaki başka bir hukuki mesele de başkanlık sistemi kabul edilse bile mevcut cumhurbaşkanı süresinin sonuna kadar bekler mi, beklemez mi? Buradaki esas hukuki tartışma budur. Bazı hukukçular diyor ki süresi devam eder, süre sonunda yeni bir başkanlık sistemi yapılır, bazıları diyor ki referandum zaten referandum en üst hukuk normu olduğu için mevcut anayasal zorunluluğu da kaldırır. Bu da hukuki bir tartışma meselesidir."

"Başkanlık sistemi Türkiye'nin işlerini kolaylaştıracak"

Kurtulmuş, mühim olan meselenin Türkiye'nin başkanlık tartışmasını sonlandırması ve bu meseleyi doğru bir şekilde, milletin vereceği kararla halletmesi olduğunu vurguladı. Sonrasının ise hukuki bakımdan teknik bir düzenleme olduğunu, uygun olan adımın atılacağını bildiren Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Tartışmaların geride kalması şunun için çok önemli, FETÖ ile mücadele başlı başına devletin bekası meselesidir. Musul meselesini konuştuğumuz an sadece tarihi bir meseleyi konuşmuyoruz. Türkiye'nin bundan sonraki bekasını ilgilendiren bir meseleyi konuşuyoruz. Cerablus, Rai, vesaire bunları konuşurken Türkiye'nin bekasıyla ilgili meseleleri konuşuyoruz. PKK, PYD meselesi aynı şekilde.

Öyle görünüyor ki önümüzde çok daha sıcak, çok daha zor dönemler var. Bu dönemlerde Türkiye'nin hakikaten etkin, çabuk karar alan, hızlı karar alan, iyi kontrol edilmiş mekanizmalara sahip bir başkanlık sisteminin Türkiye'nin bundan sonraki işlerini kolaylaştıracağını, en azından bu zor süreçlerde Türkiye'ye çok daha yüksek mukavemet sahibi bir yönetim modeli sunacağını düşünüyoruz. Esas bizim görüşümüzün temeli bu. Onun için ısrar ediyoruz. Meseleye buradan bakmak lazım. Yoksa bu sadece bir fantezi bir tartışma değil."

"Cumhurbaşkanı anayasal sınırları içerisinde"

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin açıklamalarının hatırlatılmasının ardından "Referandumdan 'hayır' çıkarsa cumhurbaşkanı anayasadaki sınırları içerisine çekilecek mi?" sorusu üzerine Kurtulmuş, bunun yanlış bir tartışma olduğunu dile getirdi.

Kurtulmuş, "Cumhurbaşkanı zaten başından itibaren anayasal sınırları içerisinde hareket ediyor. Anayasaya aykırı hangi eylemi yapmış da anayasal sınırları dışına çıkmış. Kusura bakmayın, Bahçeli söyledi diye bunu da kabul edemeyiz. Cumhurbaşkanımız başından itibaren bunu söyledi ve 'cumhurbaşkanı anayasal sınırları dışına çıkıyor' diyenler 'şurada anayasal sınırlarının dışına çıktı' desin. Bahçeli de onu söylüyor, seçilmiş olması zaten başlı başına fiili bir durum ortaya çıkarıyor." ifadesini kullandı.

"Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini sağlayan şartlara bir geri gidelim, o şartların oluşmasında AK Parti'nin zerre miktarı etkisi yoktur." diyen Kurtulmuş, her cumhurbaşkanlığı seçiminde bir takım vesayet odaklarının ortaya çıktığını, cumhurbaşkanının belirlediği karmaşa ortamının olduğunu buna da milletin son verdiğine dikkati çekti. Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bir zorunluluk gereği Türkiye'de cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi gündeme geldi ve halk böyle karar verdi. Bütün bunlar da sanki CHP'nin ya da eski düzenin devam etmesini isteyenlerin hiç katkısı yokmuş gibi, şimdi kalkıp da 'anayasal sınırlar falan' bunların söylenmesinin hiçbir anlamı yok. Cumhurbaşkanı, millet kabul etse başkanlık sistemine geçilse de kabul etmese başkanlık sistemine geçilmese bu durum devam etse de anayasanın kendisine verdiği görev ve sorumluluklar çerçevesinde hareket ediyor."

"'AK Parti'nin içerisinde FETÖ'cüler cirit atıyor' algısı doğru değildir"

"FETÖ ile mücadele kapsamında siyaset ayağından bahsediliyor ve sanki AK Parti bunu bir seçim yoluyla yapmaya çalıştığı da kulisler de konuşuluyor. Yani bir operasyon değil de seçim yoluyla içinizde bulunduğu iddia edilen FETÖ'cüleri temizlemek. Böyle bir seçenek hiç gündeminizde olmadı mı?" sorusuna yönelik Kurtulmuş, böyle bir algının AK Parti'ye haksızlık olduğunu aktardı.

'AK Parti'nin içerisinde FETÖ'cüler cirit atıyor ve bunların temizlenmesi gerekiyor' gibi bir algının doğru olmadığını, bunun, 15 Temmuz sonrasındaki FETÖ algı operasyonlarının bir parçası olduğunun anlaşıldığını belirten Kurtulmuş, "Bu yapının temel özelliği, 40 yıldır kim iktidardaysa iktidar partisinin kanatlarının altına girerek, oradan kendisine kamuda, bürokraside güç elde etmek. Böylece iktidardan devşirdiği güçle aslında devletin içerisinde bir 'derin devlet' oluşturma hayali ve uygulaması var." dedi.

AK Parti'nin bütün teşkilatıyla, hükümetiyle FETÖ'yle mücadelede ettiğini dile getiren Kurtulmuş, söz konusu algının bu mücadeleyi bozmak anlamına geldiğini söyledi.

"Kılıçdaroğlu gereğini yapmalı"

Bir gazetecinin, CHP'nin Parti Meclisi'nde iki FETÖ mensubunun bulunduğunu ve Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun buna müdahale etmediğini söylemesi üzerine Kurtulmuş, FETÖ'nün sadece bir tek partiyle ilgilenmediğini, bütün partilerin içerisinde adamları olduğunun bilindiğini vurguladı.

Kurtulmuş, "Kılıçdaroğlu hemen gereğini yapmak mecburiyetinde. Eğer bu arkadaşları kendi partisinden bir türlü uzaklaştırmıyorsa FETÖ ile mücadele etmiyor demektir." açıklamasında bulundu.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, bir soru üzerine, terör örgütü PKK'nın çok yüksek düzeyde kendisiyle irtibatlı partinin oy aldığı illerde tabanını kaybettiğinin de altını çizdi. Siyaset zeminini kaybetmesi nedeniyle PKK'nın sivil siyasetçilere saldırdığına işaret eden Kurtulmuş, bölgede örgütün işleyeceği cinayetlerin önlenmesi için güvenlik güçlerinin çalıştığını vurguladı.

Bir soru üzerine Kurtulmuş, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na ve CHP'ye tavsiyelerinin, "Yenikapı ruhunun zedelenmemesi" olduğunu, FETÖ'nün CHP'den de nefret ettiğini söyledi.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Ankara'da 30 Kasım'a kadar gösteri ve yürüyüşlerin geçici olarak yasaklanmasına ilişkin, "Çok ciddi duyumlar çerçevesinde toplu olarak insanların bulunmasının güvenlik bakımından tehlike arz edeceği kanaatiyle Ankara Valiliği elindeki yetkiye dayanarak, bir karar almış. Bu kararın, '29 Ekim kutlanmasın' diye alınmış bir karar olduğunu düşünmek akla zarardır. Kusura bakmayın. Siz DEAŞ'la mücadele veriyorsunuz, önümüzdeki günlerde DEAŞ'ın tehdit olma potansiyeli çok daha fazla artacak. Türkiye'nin her şehri tehdide açık demektir." şeklinde konuştu.

Terör örgütleriyle mücadelede muhalefet partilerinin destek vermesi gerektiğine dikkati çeken Kurtulmuş, "Şöyle bir algı oluşturuluyorsa, '29 Ekim Cumhuriyet Halk Partisi'ne aittir, AK Parti bu 29 Ekim'i istemiyor, benimsemiyor, onun için bunu yasaklıyorlar' diyorlarsa kusura bakmasınlar 29 Ekim bütün milletin malıdır. Hiçbir partinin kutlaması değildir. 79 milyonumuzun kutlamasıdır." dedi.

"Türkiye çok büyük zarar gördü"

2009'daki bir röportajında Fettullah Gülen ile ilgili yaptığı, "Bu kadar siyasetle ilgileniyorsanız, gelin partinizi kurun, seçime girin." açıklamasının hatırlatılması üzerine Kurtulmuş, bu söylemiyle ilgili o dönemde hiçbir istihbaratı olmadığını, tamamen gördükleri üzerinden yapılan bir tespit olduğun söyledi.

Kurtulmuş, o dönem yaptığı açıklamayı çok iyi hatırladığını ifade ederek, "O günkü adı cemaat, FETÖ lafı daha kullanılmıyordu. Cemaatin görevi nedir? Dini bir cemaat ise insanları, dünyadan ilişkilerini azaltarak, dünyanın bu gailelerinden, bu sorunlarından, sıkıntılarından kurtarıp Allah'a yöneltmektir cemaatin görevi. Görevi böylesine önemli mesele olan bir grup nasıl olur da bu kadar siyasetin içerisine girer, siyasetle ilgilenir, devlet kadrolarını ele geçirmeye çalışır." değerlendirmesini yaptı.

2009'da bu yapıyla ilgili bir takım olumsuz şeyler hissettiğini anlatan Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"O röportajda o zamanki söylemle, 'Hoca efendinin yerinde olsam Türkiye'ye gelirim. Elimde bir güç olsa, gelmesini temin etmeye çalışırım.' Çünkü bir takım hayır faaliyetleri içerisinde bulunduğunu iddia eden ve dini bir kisve altında bulunan bir grubun lideri niye, hangi amaçla vatanından dışarıda bir yerde kalır. Bunun bile başlı başına bir sorun olduğunu çok rahat bir şekilde görüyordum. Bir an evvel gelmesi, bir an evvel getirilmesinin doğru olacağına inanıyorduk. Bir şey daha söylemiştim; 'Bu kadar siyasetle ilgileniyorsanız, gelin partinizi kurun, seçime girin' demiştim. Bu konuda haklı olduğumuz ortaya çıktı ama maalesef Türkiye çok büyük zarar gördü."

Başkanlık sistemiyle ilgili başka bir soru üzerine Kurtulmuş, "Bu süreç diğer partilerle konuşarak, uzlaşarak, alınacak bir mesafedir. Hukuki sorun yaratmayacak şekilde bu sürecin yürütülmesi gerekiyor." dedi.

(Bitti)

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: (3) - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement