Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: (3) - Son Dakika
Güncel

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: (3)

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: (3)

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, referandumda sandıktan "evet" çıkmasının, terörle mücadeleye verilen destek anlamına da geleceğini belirterek, "Bu anlamda, inşallah 'evet' terörle mücadelede yeni bir ruhun, yeni bir psikolojinin daha etkin bir mücadele imkanının ortaya çıkmasını sağlar.

29.01.2017 12:03
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, referandumda sandıktan "evet" çıkmasının, terörle mücadeleye verilen destek anlamına da geleceğini belirterek, "Bu anlamda, inşallah 'evet' terörle mücadelede yeni bir ruhun, yeni bir psikolojinin daha etkin bir mücadele imkanının ortaya çıkmasını sağlar. Ayrıca yürütmenin tek elde toparlanması dolayısıyla hem ekonomi alanında hem diğer alanlarda olduğu gibi terörle mücadele alanında da süratli, etkin kararlar alınmasına vesile olabilir." dedi.

Kurtulmuş, CNN Türk canlı yayınında, Hakan Çelik'in gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

"Terör örgütleri, referandum kampanyasından 'hayır' çıkmasını mı isterler? Saldırılarını bu hedefe doğru mu motive ederler?" sorusu üzerine Kurtulmuş, "Olabilir. Bu anlamda böyle bir motivasyon ortaya çıkabilir. Her seçim ortamı bir tartışma ortamıdır. Söylediğimin arkasında bu da var. Toplumsal gerginliklerden istifade etmeye çalışırlar. Kast ettiğim, sorgulamaya çalıştığım yer burasıdır. Bu anlamda da 'evet' çıkmaması için de gayret sarf edebilirler." diye konuştu.

"Referandumdan 'evet' çıkarsa, terörle mücadele konusunda hangi yeni şartlar oluşur?" sorusuna Kurtulmuş, şu karşılığı verdi:

"MHP'nin Sayın Genel Başkanı niçin bu süreçte 'evet'e destek veriyor? 'Türkiye'nin bir beka meselesi ve bölünme meselesi vardır. Biz bunu önlemek için 'evet' diyoruz.' diyor. Çok büyük oranda, belki başka partilerden insanlar da Türkiye'nin bu beka meselesini gören insanlar da 'evet' kampanyasına destek verecekler. Sandıktan 'evet' çıkmış olması, terörle yapılan mücadeleye verilen bir destek anlamına da gelir. Hiç kuşkusuz böyledir. 'Hayır' isteyenler buradan da tersini okuyup yine kasıtlı bir yorum yapmasınlar. 'Hayır diyenler terörle mücadele yapılmasın mı? diyorlar.' diyecekler. Duyuyor gibiyim o kasıtlı sesleri. Hayır onu kastetmiyorum. Ama 'evet' oyu çıkarsa, bu terörle mücadelenin daha etkin bir şekilde sürdürülmesine de 'evet' anlamına gelir. Bu anlamda, inşallah 'evet' terörle mücadelede yeni bir ruhun, yeni bir psikolojinin daha etkin bir mücadele imkanının ortaya çıkmasını sağlar. Ayrıca yürütmenin tek elde toparlanması dolayısıyla hem ekonomi alanında hem diğer alanlarda olduğu gibi terörle mücadele alanında da süratli, etkin kararlar alınmasına vesile olabilir."

"Bu ülkenin sigortası, bu milletin derin irfanıdır"

Kurtulmuş, Türkiye'nin çok zengin bir memleket olduğunu, insanların mezheplerinin, meşreplerinin, etnik kökenlerinin, siyasi oryantasyonlarının, hayat tarzlarının farklı olduğunu ifade ederek, "Çok rahatlıkla şunu söyleyebiliriz ki, Türkiye'de toplumsal yarılma çok şükür birilerinin istemesine rağmen gerçekleşmiyor. 12 Eylül öncesinde de sonrasında da gerçekleşmesi, şimdi de gerçekleşmedi." ifadesini kullandı.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "Toplumsal yarılma diyebilmek için ne olması lazım? Sosyolojik olarak neye işaret eder?" sorusunu Kurtulmuş, şöyle cevapladı:

"Komşuların birbirleriyle kavga ediyor olması lazım. 'Sen şucusun, ben bucuyum diye insanların aileleri içinde kavga etmeye başlaması lazım. Mahallelerin bölünmesi lazım. Çok şükür bunların hiç biri Türkiye'de yok. Olsaydı zaten olurdu. Bu ülkenin sigortasını biz 15 Temmuz akşamı gördük. Bu ülkenin sigortası, bu milletin derin irfanıdır. Okuma yazması yok zannettiğiniz, birilerinin hatta küçük gördüğü, tahkir ettiği o adam var ya milli birliğimizin, milli dayanışmamızın, ülkemizin bekasının teminatı o insanlardır. Bu insanlarda muhteşem bir ruh haleti var. Asırlardan süzülüp gelmiş olan muazzam bir irfan var. Ne zaman ülkenin tehlikeye düşeceğini görse, hissetse bir araya gelebiliyor. Türkiye'nin garantisi bu ülkenin derin irfanıdır. Her zaman bu harekete geçiyor. En karamsar olduğumuz noktalarda bile harekete geçiyor. Bunu öldürmeye, yok etmeye kimsenin gücü yetmeyecek."

"Başından itibaren şeffaf davrandı"

"Sayın Bahçeli'nin, siyasi aldığı pozisyon, tutumu ve MHP'nin genel çizgisi hakkında gözleminiz nedir?" sorusu üzerine Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"MHP'nin Sayın Genel Başkanı, başından itibaren şeffaf davrandı. Belki bu süreçte tutumunu, görüşünü millete rahat anlatabilmesinin en temel zemini de burası. 'Bizim için öncelik Türkiye'nin birliği, bütünlüğüdür, milli bekamızın temin edilmesidir. Türkiye bir beka mücadelesi veriyor. Bunun için yürütmenin güçlendirilmesiyle ilgili bir paket karşımıza gelirse, 'Buna evet deriz.' dedi. Bunu da açık söyledi. Kapalı kapılar ardında söylemedi. AK Parti olarak hangi anayasa değişikliğini yapmaya niyet edersek edelim, oylarımız belli. Dolayısıyla ilave bir desteğe ihtiyacımız olduğu için o süreçte MHP ile görüşmeler çok şeffaf yürütüldü. Sayın Genel Başkanımızın, Sayın Bahçeli ile görüşmeleri, parti temsilcilerinin görüşmeleri, bunların hepsi kamuoyunun önünde oldu. Sayın Bahçeli'nin Meclis'teki tutumu da aynı şekilde şeffaf ve açık oldu. Dolayısıyla kendisi açısından son derece tutarlı bir süreç izlemiştir. Bu süreç sonucu olarak da MHP'nin seçmeni de süreci değerlendirecek. Ben büyük bir problem çıkacağı kanaatinde değilim. MHP'nin seçmeni de genel merkezin göstermiş olduğu istikamette oyunu kullanacaktır."

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "Parlamento dışındaki partilerden de itirazlar geliyor. 'Evet demeyeceğiz' diyen muhafazakar partiler de oldu. Muhafazakar kesimde de önemli, derin sayılabilecek bir görüş ayrılığı var mıdır?" sorusuna karşılık, "Bu, nihayetinde bir anayasa değişikliği meselesidir. Türkiye'de yürütmenin tek elde toplanmasıyla ilgili bir değişikliktir ana ekseni itibarıyla. Bunu sağ, sol, liberal, muhafazakar üzerinden okumanın çok doğru olmadığı kanaatindeyim. Bu ayrımları yapmaksızın halkımızın büyük çoğunluğunun 'evet' diyeceğini düşünüyorum. Muhafazakar camianın, büyük oranda benzer şekilde davranacağını görüyoruz. Çok büyük bir kırılmanın, farklılaşmanın olmayacağı ortadadır." değerlendirmesinde bulundu.

"HDP terörle arasına mesafe koyamadı"

Milletvekili tutuklulukları konusunda görüşü sorulan Kurtulmuş, şunları söyledi:

"İşin, anayasal ve yasal kısmı var. Parlamentoda yapılan anayasal değişiklikle, sadece HDP'lilerin değil, bütün milletvekillerinin mevcut dosyalarındaki dokunulmazlıklar kaldırıldı, o mevcut dosyalar üzerinden milletvekilleriyle ilgili savcılıklar harekete geçti. Anayasa değişikliğine göre devam eden bir hukuki süreç vardır. Bu işin hukuki kısmı, hiçbir dosya ile ilgili bir şey söylememiz mümkün değil. Ama işin bir de siyasi tarafı var. HDP'nin Türkiye'de varlığı, Türkiye siyasetinin geleceği bakımından, Türkiye demokrasisinin kuvvetlenmesi bakımından bir şanstı. Defaatle bu çağrıyı yaptık; şu dağla aranıza bir mesafe koyun. Kalkın deyin ki 'Lanet olsun teröre. Halkımızı canından bezdirdi. Kürt halkına şehirleri yaşanmaz hale getirdi. Lanet olsun PKK'ya, niye bunları yapıyor.' diye. PKK ile aranıza bir mesafe koyun, demokratik siyasetin içinde kalacağınızı ilan edin. Siz kalkar PKK'lı bir teröristin cenaze törenine katılırsanız, 'Biz arkamızı dağa yasladık.' derseniz, 'Kürt halkı hatta PKK sizi tükürükle boğar.' derseniz, bütün bunların hepsi demokratik siyaset değil, terör örgütüne destek vermek anlamını taşır.

Aslında bu anlamda Demirtaş'ın Cumhurbaşkanlığı seçiminde belli bir oy alması, arkasından HDP'nin yüzde 10 barajını aşarak parlamentoya girmesi, bütün bunlar, eğer doğru yönlendirebilselerdi hem HDP için bir şans hem HDP'ye oy veren geniş kitleler için önemli bir imkandı hem de Türkiye siyaseti için çok büyük bir fırsattı. Ama bu fırsatın önüne geçen bizatihi HDP'dir. Yani terörle arasına mesafe koyamadı. Belki korktular, çekindiler. Arkasından silahla siyaset yapmak belki başka bir şeydir. Bu bizim bilmediğimiz bir şeydir. Ama ortada bir şey var, bunu söylemiş olsalardı, önce Kürt halkının gözünde, oy aldıkları insanların gözünde değerleri artacaktı. Şimdi düşünebiliyor musunuz? Cizre, Silopi halkı yüzde 70-80 bir partiye oy vermiş ve o partiyi belediyelere getirmiş, milletvekillerini seçmiş. Bir gün geliyor, dağdan bir karar veriliyor ve bu oy veren gariban vatandaşın önüne çukur kazılarak, o çukurun içine bombalar konuluyor. Bu insanın gelini, çocuğu, hanımı, buradan geçecek. Bombalar patlıyor. Yüzlerce insan ölüyor. Bu halkın yaşadığı travmayı bir düşünün. Desteklediği bir siyasi parti, kendi hayatına kasteden bir terör örgütünün yandaşı durumunda. HDP kendisini keşke bu noktaya düşürmeseydi. HDP, demokratik siyasete destek olsaydı ve bugün Türkiye siyaseti için önemli bir avantaja dönüşmüş bulunsaydı. Hep bunu söyledik. Hatta siyasi risklerine rağmen bunları söyledik."

(Sürecek)

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: (3) - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement