Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş Canlı Yayında - Son Dakika
Politika

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş Canlı Yayında

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, "Ümit ederim ki (Leyla Zana) en kısa zamanda yemin metnini mecliste okuyarak Cumhurbaşkanı ile görüşme fırsatına kavuşur" dedi.

07.02.2016 15:18
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, "Ümit ederim ki (Leyla Zana) en kısa zamanda yemin metnini mecliste okuyarak Cumhurbaşkanı ile görüşme fırsatına kavuşur" dedi.

Kurtulmuş, CNN Türk'te yayımlanan programda, Leyla Zana'nın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan randevu talebini değerlendirdi.

Zana'nın milletvekili yemini meselesinin hatırlatılması üzerine Kurtulmuş, milletvekili yemininin Anayasa'da yer aldığı şekliyle aynen okunması gerektiğini ifade ederek, şunları söyledi:

"Anayasa'da yazılı olan metnin virgülüne noktasına kadar aynen okunması lazım. 'Şu cümle şöyle düzeltilsin, buraya şunu ekleyelim...' Her milletvekili bunu düşünebilir ama düşünüp herhangi bir kelimeyi değiştiren Anayasal yeminini yapmamış olur. Dolayısıyla Sayın (Deniz) Baykal da bu yorumu yaptı. Baykal'ın kararı da o anda Meclis Başkanı olduğu için kesin bir yargıdır, o günkü meclis bakımından. Sayın Zana'nın aynı metni yeniden okuması gerekir Meclis'te. Etmediği sürece de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde milletvekili yemini etmiş olmaz. Yani milletvekilliği resmen başlamış olmaz. Sayın Cumhurbaşkanımız da bu hassasiyeti işaret ederek 'Yeminini etsin ondan sonra görüşelim' manasında bir şey söyledi."

"Bu tip görüşmelerin (Cumhurbaşkanı Erdoğan-Zana) olumlu neticeleri olabileceğini düşünüyor musunuz?" şeklindeki soru üzerine ise Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Hiç şüphesiz. Sayın Leyla Zana uzun yıllar Türkiye'de siyaset yaptı. Fikirlerini beğeniriz, beğenmeyiz tutumlarını beğeniriz beğenmeyiz ayrı bir şey. Birikimi olan bir siyasetçi. Aynı şekilde birikimi olan başka siyasetçiler de var. Sayın Cumhurbaşkanımız da şu anda Türkiye'nin Cumhurbaşkanı. Hepimizin, Türkiye'deki 78 milyonun Cumhurbaşkanı. Hatta kendisine Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oy vermemiş, şu anda bile 1 dakika bile orada oturmasını istemeyen insanların dahi Cumhurbaşkanı. Dolayısıyla Cumhurbaşkanına insanların görüşlerini ifade etmesi önemlidir. Bu anlamda siyasi zemini kuvvetlendirecek bir adım olarak görürüm. Ümit ederim ki en kısa zamanda yemin metnini mecliste okuyarak Cumhurbaşkanı ile görüşme fırsatına kavuşur."

- "Herkes karşısındakini 'hazreti insan' olarak görmek durumunda"

Hakan Çelik'in "Türkiye'de bir büyük farklı ölçeklerde farklı yerlerde yaşanan yüksek tansiyon var, bir gerginlik var. Hatta televizyonlardaki eğlence ve şov programlarında bile bu tansiyonun ne kadar yükseldiğini görüyoruz. En son Okan Bayülgen'in programında da bir şey olmuş, daha önce başka programlarda da olmuştu... Nasıl kim bu tansiyonu Türkiye'de düşürebilir, en önemli aktörler nelerdir?" şeklindeki sorusu üzerine Kurtulmuş, herkesin bu konuda adım atması gerektiğini ifade etti.

Türkiye'nin gündeminin çok çabuk değiştiğine de dikkati çeken Kurtulmuş, "Yaşadığımız coğrafya son derece sıkıntılı bir coğrafya. Türkiye diye üzerinde oturduğumuz toprak parçası da dünyanın en önemli ülkesi. Birikimiyle sahip olduğu potansiyeliyle... Sevenimiz olduğu gibi sevmeyenimiz de çok" dedi.

Toplumun her kesiminde bir gerilim olduğunu kendilerinin de gördüğünü aktaran Kurtulmuş, "Bunun yolu şu, herkes karşısındakini 'hazreti insan' olarak görmek durumunda. Ben bir fikre inanıyorum, inancım siyasi görüşüm yaşam tarzım, ben başka bir şeyim... Başka taraftaki bir insanın dini başka olabilir diyaneti başka olabilir, mezhebi meşrebi siyaseti hayat tarzı farklı olabilir ama o da insandır. Bunu hepimizin görmesi lazım" diye konuştu.

Tutuklu gazeteciler

" Can Dündar, Erdem Gül'ün durumu hakkında da sormak isterim. Başka tutuklu gazeteciler var. Bu konuya ilişkin görüşünüzü merak ediyorum" şeklindeki soru üzerine Kurtulmuş, insanların genel olarak tutuksuz şekilde yargılanması gerektiğini savunduklarını ifade etti.

Şu anda kendisini mahkemede gazeteci olarak ifade eden 47 tutuklu bulunduğunu kaydeden Kurtulmuş, "Bunlardan 37 tanesi, birtakım adi suçlardan, gazetecilikle ilgili olmayan suçlardan dolayı tutuklu. Bazıları da hükümlü ama bunların içinde sarı basın kartı sahibi olan sadece 4 kişi var. Bir tanesi hükümlü, o da adi bir suçtan dolayı hüküm giymiş. Dolayısıyla bu konu abartıldığı gibi 'Türkiye'de gazeteciler tutuklanıyor, gazetecilik faaliyetleri dolayısıyla içeriye atılıyorlar' gibi bir propagandanın yanlış bir propaganda olduğunun da altını çizelim ama gazetecilik faaliyetleri dolayısıyla yapılan yargılamaların da tutuklu değil de tutuksuz olmasının esas olduğunu ifade ediyorum" diye konuştu.

Paralel devletle mücadele

"Paralel devletle mücadele hangi aşamada" şeklindeki soru üzerine ise Kurtulmuş, "paralel devletin" bir tehdit olarak Türkiye'nin milli güvenlik stratejilerine girdiğini belirtti.

"Şu anda da aynı şekilde bir tehdit var mı?" şeklinde araya girilmesi üzerine Kurtulmuş, şunları söyledi:

"Tabii ki var... Burada kasıt şu, devletin içinde kümelenmiş, devletin kendi normal işleyişi içinde değil devletin dışında belli bir yapılanmadan -zaten onun için paralel adı buna konuldu-, adamın amiri belli, sıralı amiri belli onların hiçbirini takmıyor, onların hiçbirine hesap vermiyor, onların hiçbirini tabiri caizse adam yerine koymuyor dışarıda kendi cemaatinin ağabeylerinin üzerinden bir network kurulmuş. Şuna soruşturma aç soruşturma açılmış, şunu gözaltına al onu gözaltına almış, şu dosyayı şu şekilde kapat... Dolayısıyla bu hiçbir demokratik devletin müsamaha etmeyeceği bir husustur ve uzun yıllar kararlılıkla sürmesi gereken bir durumdur. Tabii ki hukuk içinde, hiç kimseyi böyle haksız yere suçlamadan, eldeki somut delillerle bu mücadele sürdürülecek ta ki bu paralel yapılanma millet için bir tehdit unsuru olmaktan uzaklaşana kadar."

Başkanlık sistemi

Başkanlık sistemi konusunda AK Parti'de bazı önemli kişilerin yeterince destek vermediği yönünde iddiaların hatırlatılması üzerine Kurtulmuş, bunun doğru olmadığını, başkanlık sisteminin AK Parti'nin seçim beyannamesinde yer aldığını, Hükümet programının da bir parçası olduğunu söyledi.

Başkanlık sisteminin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şahsi, AK Parti'nin kurumsal meselesi olmadığını da vurgulayan Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Bunu bazı çevreler bu hale getirmeye çalışıyor. Hayır öyle değil. Sayın Cumhurbaşkanımız da bu konuyu söylerken daha fazla yetki elde etmek için söylemiyor. Şu anda Anayasa'nın 104. Maddesi Cumhurbaşkanlığı makamına olağanüstü yetkiler vermiştir. Hatta bu yetkiler layüsel yetkilerdir, sorgulanamaz, hesap verilemez yetkilerdir. Sayın Cumhurbaşkanımız gerçekten yetkilerini çoğaltmak istese bu yeter. Yani olası bir başkanlık sisteminde Cumhurbaşkanımızın yetkileri muhtemelen devlet başkanının yetkileri, cumhurbaşkanlığına göre biraz daha aşağıya inecektir ama büyük bir sorumluluk altına da girecektir. Sayın Cumhurbaşkanımız da bunu kendi şahsi meselesi olarak görmüyor. Görmediğini de söylüyor ama Türkiye artık 12 Eylül'ün anayasasıyla yönetilemiyor. Bu dar gömleği de sırtımızdan çıkarıp atmamız lazım. Türkiye başkanlık sistemi üzerinden etkin bir yönetim mekanizmasını kuracak her türlü yönetimi tartışmalıdır."

Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle 12 Eylül'ün ortaya koyduğu sistemin çatırdadığını ifade eden Kurtulmuş, Anayasa üzerindeki 12 Eylül ruhunun ve felsefesinin de değişmesi gerektiğini söyledi.

Kurtulmuş, başkanlık sistemine olan kamuoyu desteğinin yüzde 50'lerin üstünde olduğunu ve bunun daha da artacağına inandığını vurguladı.

Profesyonel askerlik

Profesyonel askerliğe geçilmesine ilişkin bir soru üzerine Kurtulmuş, şöyle dedi:

"Bildiğim kadarıyla Türk Silahlı Kuvvetlerinin yeniden yapılanması çerçevesinde bununla ilgili çalışmalar sürdürülüyor. Bu anlamda -profesyonel demeyelim, profesyonel lafı askerliğin ruhuna aykırı bir şey, uzman diyelim- 'uzman' insanların sayısını artıracak, bu yapıyı daha da güçlendirme çalışmalarını Türk Silahlı Kuvvetleri sürdürüyor."

Terörle mücadele

Terörle mücadelenin en kısa sürede bitirileceğini ondan sonra bölgede yeniden ihya ve inşa sürecinin başlayacağını kaydeden Kurtulmuş, ihya ve inşa sürecinin, insanların yaşadıkları sosyal ve psikolojik sorunların aşılması, manevi ve maddi zararlarının giderilmesi olduğunu ifade etti.

Amedspor- Fenerbahçe maçı

Soru üzerine Ziraat Türkiye Kupası çeyrek finalinde yapılacak Amedspor-Fenerbahçe arasındaki karşılaşmanın seyircisiz yapılması kararının, Futbol Federasyonu Ceza Kurulu tarafından alındığını belirten Kurtulmuş, "Bu tamamen politika dışı bir şey. Futbol Federasyonu Ceza Kurulunun vermiş olduğu bir karar. Keşke kalabalıklar içinde olsaydı çünkü Diyarbakır halkı bir daha Fenerbahçe'yi ne zaman görecek? Bu güzel bir fırsattı ama tamamen Futbol Federasyonunun Ceza Kurulunun bir kararı" ifadelerini kullandı.

(Son)

Kaynak: AA

Son Dakika Politika Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş Canlı Yayında - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement