Başbakan Yıldırım: (2) - Son Dakika
Politika

Başbakan Yıldırım: (2)

Başbakan Binali Yıldırım, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin, "Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanına sordum. 'Yani bu nasıl olur' dedim? 'Başbakanın haberi yok, Cumhurbaşkanın haberi yok. Tamam Genelkurmay Başkanının bilgisinin olması gayet doğal ama aynı zamanda Başbakana da söylemeniz gerekiyor çünkü siz Başbakana karşı sorumlusunuz, bağlısınız.' Tabii bunun cevabını veremedi.

02.08.2016 23:45
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Başbakan Binali Yıldırım, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin, "Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanına sordum. 'Yani bu nasıl olur' dedim? 'Başbakanın haberi yok, Cumhurbaşkanın haberi yok. Tamam Genelkurmay Başkanının bilgisinin olması gayet doğal ama aynı zamanda Başbakana da söylemeniz gerekiyor çünkü siz Başbakana karşı sorumlusunuz, bağlısınız.' Tabii bunun cevabını veremedi. Herhangi bir şey de söyleyemedi, doğrusu bu" dedi.

Başbakan Yıldırım, CNN Türk- Kanal D ortak yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

İstihbaratta yeniden yapılanma konusuyla ilgili bir soruyu yanıtlayan Yıldırım, "İstihbaratın birçok yönü var. Yani bir önleyici istihbarat, bilgi topluyorsunuz, takip ediyorsunuz. İçeride, dışarıda ülke güvenliği için, asayiş için veya kanun dışı birtakım faaliyetleri önlemeye yönelik bir çalışma yapıyorsunuz. Bir de olay olduktan sonra, olayla ilgili delillendirme ve olayı aydınlatma için bir çalışma var. Bütün bunların kimin tarafından nasıl yapılacağı, hangi esasların içerisinde olacağı bu düzenlemelerde yer alacak. Bu kapsamda TİB'i de kapatacağız. TİB artık epey yıprandı, bu 17-25 Aralık sürecinde. TİB üzerinde de maalesef bu FETÖ terör örgütü çok bir yoğun yapılaşma yaptı ve orada da birtakım usulsüz işler maalesef oldu" diye konuştu.

TİB'in yerine başka kuruluşun gelip gelmeyeceğinin sorulması üzerine Yıldırım, "Hayır yok. TİB'in yerine bir kuruluş gelmeyecek. Zaten TİB istihbarat kuruluşlarına bir anlamda destek veren yapıydı. Bu yapı yeni kurulacak istihbarat sistemi içerisinde zaten yerini almış olacak" dedi.

Yıldırım, "TİB'in kayıtları, o kayıtlar imha mı edilecek?" şeklindeki soruya da "Onun kayıtlarıyla ilgili süregelen davalar var mahkemelerde. Bunlarla ilgili araştırmalar yapıldı. Bir kısmına erişildi, bir kısmına erişilemedi. Kayıtlar silinmiş falan. Neticede kapatılınca da kurumsal hafıza yok olmayacak. Onlar bir kenarda duracak. Herhangi bir hukuki delile ihtiyaç olduğunda oradan karşılanacak" yanıtını verdi.

-"Dinleyeni kim dinleyecek?"

Yıldırım, "MİT, emniyet ve jandarmada bu istihbarat işleri sürüyor. Bunların başında bir koordinatör gibi yapı mı düşünelim yoksa hepsi MİT'in çatısı altında mı olacak" şeklindeki soru üzerine de şunları kaydetti:

"Arkadaşlarımız bu konuda çok seçenekli çalışıyorlar. Bazı ülkelerde iç istihbarat ayrı, dış istihbarat ayrı. Bazı ülkelerde tek bir çatı altında koordinasyon var. Bazı ülkelerde 15 tane istihbarat örgütü var, mesela. Çok değişik örnekler var. Bir ülkeninki diğer ülkeye aynen uyacak diye bir kural da yok. Biz kendi ihtiyaçlarımızı, kendi gerçeklerimizi, bir de mevcut bugüne kadar birikimimizi de yok sayamayız. Kötü örneklerimiz de var iyi örneklerimiz de var. İyi örneklerimizi devam ettirip, kötü örnekleri işin dışına çıkarmak suretiyle sağlıklı yapıyı kurmamız lazım. İstihbarat işinde en önemli şey şudur, siz birilerini takip ediyorsunuz, dinliyorsunuz. Sizi kim kontrol edecek? Yani sizin yanlış iş yapmadığınızdan toplum nasıl emin olacak? Dinleyeni kim dinleyecek? Bu olmadıktan sonra istihbaratta her zaman sorun var demektir."

"Bu konuda net bir denetim mi olacak?" sorusunu, Yıldırım, şöyle yanıtladı:

"Gayet tabii. Bunun kuralları var. Verilen yetkiler çerçevesinde görevini yapanların acaba bu görev alanı dışına çıktı mı çıkmadı mı? Zaman zaman bunların denetimleri yapılacak ve burada herhangi yanlış içine girildiği zaman gerekli işlemler tesis edilecek. Yani TİB'de de bir anlamda geçmişte yapılan odur. Denetimlerde çok gerekli titizlik gösterilemediği için biz böyle bir şey aklımızın köşesinden geçmediği için hani güven esas dedik ve hiç bu yollara gitmedik ama güvenle olmuyor. Güven yine esas olacak ama kontrolü de elden bırakmamak lazım."

Yıldırım, TİB'i kapatma kararının ardındaki gerekçenin sorulması üzerine, "Bu öteden beri burayla ilgili çok iddialar ortaya atılmıştı, uzun zamandır gündemdeydi. Hazır bu istihbaratla ilgili yeniden yapılanma da gündeme gelince bununla birleştirilmiş oldu." ifadesini kullandı.

MİT'in Cumhurbaşkanlığına bağlanıp bağlanmayacağı sorulan Yıldırım, "Bu tabii gündemimizde olan bir şey. Bunda da çalışıyoruz." dedi.

"Bugün Cumhurbaşkanı FETÖ terör örgütünü izlemek için özel bir istihbarat biriminden söz etti. Ayrı bir yapılanma mı? Bunun için de özel bir birim mi olacak" şeklindeki bir soru yöneltilen Yıldırım, şunları kaydetti:

"İstihbarat, gerek emniyet istihbarat gerek MİT zaten FETÖ terör örgütü, diğer terör örgütleriyle ilgili izleme yapıyor ancak tabii Cumhurbaşkanımızın ifadesini ben sizden duyuyorum, burada kastedilen belki bütün sıradan istihbarat bilgileri gibi onlarla aynı kanaldan değil de ayrı bir hassasiyetle ayrı bir bölüm marifetiyle takip edilmesi olabilir. O iç uygulamayla ilgili bir şey."

Yıldırım, "Hala akıllarda bazı sorular var. Saat 16.00'da MİT'e bir istihbarat ulaşıyor. Kara Havacılık'ta hareketlilik, üç dört helikopter kalkabilir. Doğru mu bu istihbarat" şeklindeki soru üzerine, şöyle dedi:

"Galiba 16.00 değil de 15.00'te. Bana nakledilen, yani MİT Başkanının naklettiği şu; zannediyorsam bir binbaşı yanılmıyorsam, önemli bir bilgi için Milli İstihbarat Teşkilatına gelmek istiyor, geliyor daha erken saatlerde geliyor, biraz bekliyor. Saat 15.00 civarında da kabul ediliyor. Kabul edilince de 'Ben izindeydim beni geri çağırdılar geldim, dediler ki 7'de burada hazır ol, senin görevin helikopterle gideceksin, MİT'i bombalayacaksın, Hakan Fidan'ı alıp geleceksin.' Olay bu."

"Sayın Ahmet Davutoğlu 'İstihbarat Hakan Fidan'a suikasttı' demiş. Şimdi siz bunu anlatıyorsunuz, dolayısıyla iç istihbarat MİT'e yönelik olarak mı gelmiş?" şeklindeki soruyu da yanıtlayan Yıldırım, şöyle konuştu:

"Yani böyle gelen arkadaş ne anlattı onun detayını ben bilmiyorum. Ben ikinci şahıslardan, MİT Başkanından dinlediğim bilgileri söylüyorum. Onun üzerine, Başkan Yardımcısı, Genelkurmay Başkanına söylüyor. Bu konudan haberdar ediyor. Tabii bunu yeterli görmüyor, Genelkurmay Başkanı, Hakan Bey'i de çağırıyor. Bir iki saat, ne kadarsa tam bilemiyorum, zannediyorum 8'e kadar bir arada oluyorlar ve o ara Genelkurmay Başkanı sağa sola bununla ilgili talimatlar gönderiyor, sonrası da malum."

- "Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı'na sordum"

"Yani gelinen noktada net yanıt alabildiniz mi? Hem Genelkurmaydan hem MİT Müsteşarlığından, Türkiye Cumhuriyeti'nin MİT Müsteşarı, Genelkurmay Başkanı, kuvvet komutanları Genelkurmay karargahında bir araya geliyorlar. Birtakım önemli tedbirler alıyorlar ama Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı bu konuyu eniştesi, Başbakanı da akrabası, eşten dosttan, korumalardan öğreniyor. Yani tüm bu noktada, üzerinden 15 gün geçti ama millet de bunu doğal olarak sorguluyor. Geldiğiniz noktada net yanıt alabildiniz mi?" şeklindeki soruya, Başbakan Yıldırım, şu yanıtı verdi:

"Ben bunu Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanına sordum. 'Yani bu nasıl olur' dedim? 'Başbakanın haberi yok, Cumhurbaşkanın haberi yok. Tamam Genelkurmay Başkanının bilgisinin olması gayet doğal ama aynı zamanda Başbakana da söylemeniz gerekiyor çünkü siz Başbakana karşı sorumlusunuz bağlısınız.' Tabii onun cevabını veremedi. Herhangi bir şey de söyleyemedi, doğrusu bu."

Yıldırım, "Cevap alamadığınız bürokratla çalışmayı sürdürmekten yana mısınız" şeklindeki soru üzerine, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Çok samimiyetle bir şey söyleyeyim, bizim için işlerin önceliği ve önemi var. Biz büyük felaketin eşiğinden döndük ve şu anda bununla ilgili yapmamız gereken birçok iş var. Bunları yaptıktan sonra geçmişe dönüp, nerede ne yanlış yapıldı, bürokrasi ne yanlış yaptı, bütün bunların özeleştirisini tabii ki yapacağız. Şu anda mücadele edeceğimiz tehditler ortadayken, kalkıp kendi içimizde bir zafiyete düşersek o da büyük bir yanlış olur. Bu bir kriz büyük, bir felaket arkasından sen görevini yaptın, sen yapmadın sen az yaptın gibi bir münakaşa, bir kavga o krizin doğurduğu sonuçların bertaraf edilmesine katkı sağlamaz. Aksine moral değerler tekrar dibe vurur ve başka bir krizle yüz yüze gelebilirsiniz. O yüzden şu andaki bizim önceliğimiz kişilerin hangi pozisyonda olduğu, neyi yaptıkları ne yapmadıklarından ziyade bu işle ilgili defetmemiz, temizlememiz gereken birçok konu var.

Bu FETÖ terör örgütüyle doğrudan irtibatları bulunan, bunların hizmetinde bulunanların tespitini yapıyoruz, darbeye karışanları tespit edip ilişiğini kesiyoruz. Bu darbeye dolaylı destek veren kuruluşlar var. Sadece bunlar devletin içinde değil ki iş aleminde de var, sivil toplum örgütlerinde de var, üniversitelerde de var, sağlık kuruluşlarında da var. Her yerde varlar. Bütün bunlar üzerine yoğun çalışma içindeyiz. Her gün yeni yeni şeyler çıkıyor. Tutuklananlar gözaltına alınanların verdiği ifadelerden yeni gelişmeler oluyor. O gelişmeler üzerine gidiliyor. Bir anlamda çorap söküğü gibi geliyor."

- "Çok ürkütücü"

"O ifadeleri okurken şaşırıyor insanlar. En yakınlar mesela. Öyle ifadeler ki siz ne hissediyorsunuz bunları okurken? 'Bu kadar mı' dediğiniz noktalar var mı? Ürkütücü geldi mi?" şeklindeki bir soru üzerine de Başbakan Yıldırım, şöyle konuştu:

"Çok ürkütücü. Yıllardır, yani bir Genelkurmay Başkanının en yakınında bulunan özel kalemi, yaveri günün birinde, 'Buraya kadar, hadi gidiyoruz' diyebiliyor ve onu alıp bu hainlerin merkezine götürülmesini sağlayabiliyor. Aynı şekilde jandarma komutanı, kara kuvvetleri komutanı ve diğerleri. Bunlar düşündürücü. Bunun arkasında ne var? ya bu işi küçümsedik aşırı özgüvenle hareket ettik 'Bize kimse böyle bir şey yapamaz' yahut da açıkçası bu örgüt o kadar kendisini saklayabiliyor ki ne kadar dikkat ederseniz en yakınınızdakini bile fark edemiyorsunuz. Cumhurbaşkanımızın yaveri, bizim yanımızda çalışanlar. Neticede insanlar bunlar ortaya çıktığında 'vay anasını ya bu da mı, hiç aklıma gelmezdi' diyor. Böyle kapalı yapılar. Kapalı yapılar, şeffaf olmayan yapılarla mücadele zordur. Yani karanlıkta ıslık çalmak gibi bir şey. Çünkü elinizde bilgi yok, veri yok, bir sürü bilgi kirliği var. Neresinden bakarsak bakalım bu olay çok büyük tahribat yaptı, en başta ordumuza yaptı. Ordumuzun itibarına yönelik çok ciddi bir tahribat oldu."

(Sürecek)

Kaynak: AA

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement