Başbakan Yıldırım, 65. Hükümet Programını Sundu - Son Dakika
Politika

Başbakan Yıldırım, 65. Hükümet Programını Sundu

65. Hükümet programında,"Hükümetimiz, Milli Güvenlik Kurulumuz tarafından 'legal görünümlü illegal yapı' olarak tanımlanan bir terör örgütü olan Paralel Devlet Yapılanması'nın yurtdışındaki bağlantılarıyla kararlı ve etkin bir şekilde mücadele etmeye devam edecektir.

24.05.2016 21:50
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

65. Hükümet programında,"Hükümetimiz, Milli Güvenlik Kurulumuz tarafından 'legal görünümlü illegal yapı' olarak tanımlanan bir terör örgütü olan Paralel Devlet Yapılanması'nın yurtdışındaki bağlantılarıyla kararlı ve etkin bir şekilde mücadele etmeye devam edecektir. Yurtdışında ülkemiz aleyhine faaliyetlerde bulunarak Türkiye'nin birliğine ve dirliğine açık bir tehdit oluşturan, yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın samimi duygularını istismar etmeye çalışan bu oluşumun art niyetli emellerine geçit vermeyeceğiz" ifadelerine yer verildi.

Başbakan Binali Yıldırım'ın TBMM'de sunumunu yaptığı 65. Hükümet programının, dış politikaya ilişkin "Güçlü Türkiye" başlıklı bölümünde, AK Parti iktidarlarının ilk günden bu yana adaleti sadece ekonomik ve sosyal hayatta değil siyasette ve dış politikada da tesis etmeyi görev edindiği belirtildi.

Bölgede krizlerin yoğunlaştığı bir dönemde, krizlerin geçmesini bekleyen pasif bir anlayış yerine bunlarla dirayetli bir şekilde muhatap olmaktan imtina edilmediği vurgulanan programda, siyasi istikrara ve güvene dayalı güçlü yönetimin diğer alanlar da olduğu gibi dış politikada da büyük bir avantaj oluşturduğu bildirildi.

Programda, "İktidarlarımız döneminde, ülke menfaatleri ile dünyanın ortak değerlerini yansıtan evrensel ilkeler arasında hiçbir çelişki görmeyen, vizyoner ve gerçekçi bir dış politika geleneğini kurumsallaştırdık. Dünyanın başka yerlerindeki toplumların hayatını etkileyen sorunların çözümüne katkı vermeyi sürdürdük. Dış politikamızın vizyonunu, devletlerarası ilişkilerin ötesine taşıyarak, toplumlar arasındaki ilişkileri de genişlettik." değerlendirmesi yapıldı.

AK Parti hükümetleri döneminde, küresel ve bölgesel ölçekteki bazı kronik problemlerin çözülmesi için uluslararası sistemin mekanizmalarının geliştirilmesi ve iyileştirilmesinin öncülüğünün yapıldığının altı çizilen programda, BM sisteminin faal bir üyesi olarak, bu sistemdeki sorunları uluslararası platformlarda vurgulandığı ve çözüm önerilerinin geliştirildiği kaydedildi.

" Paralel Devlet Yapılanması ile etkin bir şekilde mücadele etmeye devam edilecek"

Türkiye'nin pasif bir izleyici değil, inisiyatif ve sorumluluk alan, bölgesindeki gelişmeye cevap üretmenin ötesine geçerek küresel meselelerde pozisyonlarını belirlemiş bir ülke olduğuna işaret edilen programda, bu çerçevede, Türkiye'nin ahlaki ve vicdani yaklaşımı samimiyetle içselleştiren ve insanların hak ile hukuk taleplerini merkeze koyan çok boyutlu dış politikasıyla son derece çalkantılı bir dönemde unutulmuş ve dışlanmış mazlum halklar için bir ümit ışığı olduğu belirtildi.

Programda, dış politikaya yönelik şu hedeflere yer verildi:

"Dış politikamızda, 2023 hedeflerine ulaşmak için azami gayreti sarf edeceğiz. Bu çerçevede, insani hassasiyetlerden ödün vermeyecek, hukuk, adalet ve evrensel değerlerden sapmayacak, gerçekçi olacak, gelişmeleri seyreden değil yönlendiren bir yaklaşım içinde haraket edecek, gerekmesi halinde gelişmeler karşısında inisiyatif ve sorumluluk almaktan çekinmeyeceğiz. Türkiye'nin, AB'ye tam üyeliğini stratejik bir hedef olarak görüyoruz. Ancak, AB ile ilişkilerimizi, diğer ilişkilerimizin bir alternatifi değil tamamlayıcısı olarak tanımlıyoruz. Türkiye, AB'ye tam üyelik için bütün sorumluluklarını yerine getirmektedir. Buna karşın AB'nin Türkiye'ye yönelik konjonktürel yaklaşımları ve negatif ayrımcılık anlamına gelen uygulamaların doğru bulmuyoruz. Küresel çapta bölgesel etkinlikte uyguladığımız politikalarımız, oluşturduğumuz bölgesel ve ulusal işbirlikleriyle önümüzdeki dönemde de ülkemizin itibarını arttırmayı ve küresel kalkınmaya daha fazla katkı vermeyi sürdüreceğiz."

Türkiye'nin uzun yıllardır karşı karşıya kaldığı ve büyük bedeller ödediği terörizmin aynı zamanda tüm dünyanın sorunu olduğunu kaydedilen programda, "Bu sorunun köklü bir şekilde çözülmesi ülkelerin ortak ve samimi çabasını gerektirmektedir. Dini, etnik ve ideolojik kılıflar altında yürütülen terörist faaliyetlere karşı uluslararası toplumla daha fazla işbirliği arayışı içerisinde mücadele etmeye devam edeceğiz. Ayrıca hükümetimiz, Milli Güvenlik Kurulumuz tarafından 'legal görünümlü illegal yapı' olarak tanımlanan bir terör örgütü olan Paralel Devlet Yapılanması'nın yurtdışındaki bağlantılarıyla kararlı ve etkin bir şekilde mücadele etmeye devam edecektir. Yurt dışında ülkemiz aleyhine faaliyetlerde bulunarak Türkiye'nin birliğine ve dirliğine açık bir tehdit oluşturan, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın samimi duygularını istismar etmeye çalışan bu oluşumun art niyetli emellerine geçit vermeyeceğiz." değerlendirmesi yapıldı.

- "Kıbrıs Türk halkının uluslararası toplum içerisindeki haklı yerini alabilmesi temel önceliklerimizden"

65. Hükümet döneminde de uzun dönemli bir perspektifle sağlam değerlere dayalı olarak geliştirdikleri dış politikanın, dünya ve ülke şartlarını da dikkate alarak ilerletmeye devam edileceği vurgulanan programda, şöyle devam edildi:

"Hükümetlerimiz döneminde, Kıbrıs Türkünün davasına azimle sahip çıktık ve davayı güçlendirmeye devam edeceğiz. Kıbrıs'ta müzakere edilmiş bir çözüm ve Kıbrıs Türk halkının uluslararası toplum içerisindeki haklı yerini alabilmesi temel önceliklerimizden biridir. KKTC'nin ekonomik altyapısının güçlendirilmesi ve refahının artırılması için bugüne kadar kararlılıkla attığımız adımlara devam edeceğiz. Kıbrıs'ta, her iki halkın asli kurucu iradelerini, siyasi eşitliklerini ve Ada'nın ortak sahibi olmalarını temel alan müzakere edilmiş, adil ve kalıcı bir çözüm için garantör ülke olarak yapıcı katkımızı sürdüreceğiz ve BM'ni bu yöndeki çabalarını destekleyeceğiz."

Ortadoğu'da etnik ve mezhebi ayrılıklara dayalı çatışmaların ve dışlayıcı yaklaşımların karşısında sosyal bütünleşmeyi ve kapsayıcı siyasi birliğin destekleneceği belirtilen programda, şunlar kaydedildi.

"Etnik ve mezhebi çatışmaları insanlık için bir felaket olarak görüyoruz. Bölgemizde bu tarz çatışmaların sona ermesi için gayret göstermeye devam edeceğiz. Suriye'de 5 yıldır devam eden ihtilaf, her geçen gün daha da derinleşen insani yıkımın yanı sıra, gerek ulusal güvenliğimiz gerek bölgesel ve küresel güvenlik ile istikrar açısından oluşturduğu risk ve tehditler bakımından gündemimizdeki ağırlıklı yerini korumaktır. Suriye'de kalıcı istikrar ve barış için Suriye halkını rızasına dayalı meşruiyeti sorgulanmayacak bir geçiş hükümetinin kurulmasıyla akabinde yeni bir Anayasa ve seçimler ile gerçek bir siyasi dönüşümün hayata geçirilmesi için çabalarımız kararlılıkla sürdürülecektir."

Irak'ın toprak bütünlüğünün adem-i merkeziyetçi bir anlayışla korunması, ülkede kalıcı güvenlik ve istikrarın tesisi, demokrasinin güçlendirilmesi ile iç barış ve ulusla uzlaşının sağlanması, komşularıyla ve uluslararası toplumla bütünleşerek bölge açısından güvenlikle, refah yaratan ve Türkiye'ye yönelik her türlü terör tehdidinden arındırılmış bir devlet haline dönüştürülmesinin Irak'a ilişkin dış politikanın temel ilkeleri olmayı sürdüreceği kaydedilen programda, bu ilkeler çerçevesinde Irak'ın karşı karşıya bulunduğu ciddi tehdit, kriz ve sınamalar karşısında Irak'ın tüm kesimlerini ayrım yapmaksızın kucaklayan bir siyasi iktidar tesis edilmesine destek vermeye devam edileceğinin altı çizildi.

Ortadoğu'da kalıcı istikrarın sağlanması, Filistin sorununun adil, kapsamlı ve yaşayabilir bir çözüme kavuşturulmasıyla mümkün olacağı belirtilen programda, "Başta Filistin makamları olmak üzere, İslam ülkeleriyle işbirliği içerisinde Harem-i Şerif'in kutsiyetinin ve statüsünün muhafazası bölgesel siyasetimizdeki öncelikli konumunu koruyacaktır." ifadeleri kulanıldı.

Programda, uluslararası ambargoların kalkması ile komşu İran'da ekonomik gelişmenin ivme kazanmasının beklendiği belirtilerek, "İran ile ilişkilerimizin ve ekonomilerimizin birbirini tamamlayacı özelliği ve coğrafi avantajlarımızdan yararlanmak suretiyle, ticaret, turizm, enerji, ulaştırma gibi alanlar başta gelmek üzere geliştirilmesine yönelik çalışmalarımızı sürdüreceğiz." vurgusu yapıldı.

Programda, kardeşlik bağlarına ve akrabalık ilişkilerine sahip olunan Kuzey Afrika ülkelerindeki gelişmeleri yakından takip ederek, bu ülkelerin istikrarlı gelişmelerine katkının sürdürüleceği kaydedilen programda, bu anlayışla Libya'da tüm kesimleri kucaklayan kapsamlı bir hükümet önderliğinde ülkenin özlem duyduğu refah ve süküneti sağlama ve birlik oluşturma sürecinde Libya halkının yanında olmaya devam edileceği vurgulandı.

"Hedefimiz Cumhuriyetimizin 100. yıl dönümünü AB üyeliği ile taçlandırmaktır"

Programda, Ukrayna'da devam eden krize uluslararası hukuk temelinde, toprak bütünlüğü ve Minsk anlaşmaları ve uluslararası hukuk temelinde, diplomatik yöntemlerle çözüm bulunması amacıyla yürütülen çalışmalara devam edileceği vurgulandı.

Türkiye'nin bu kapsamda, Kırım'da soydaş Kırım Tatar Türklerinin güvenlik ve refahının temini, hak ve çıkarlarının genişletilerek güvenliğe kavuşturulması ve Kırım'daki kaygı verici baskı ve ihlallerin son bulması yönünde, ikili ve çok taraflı zeminlerde gerekli girişimlerde bulunmayı sürdüreceğinin altı çizildi.

Güney Kafkasya'daki anlaşmazlıklara da değinilen programda, barışçıl yollardan çözüm için Azerbaycan topraklarındaki Ermenistan işgalinin sona erdirilmesi ve iki ülke arasındaki gerginliklerin sonlanması için çaba göstermeye devam edeceği kaydedildi. Programda, "Ermenistan'ın karşılıklı yarar ve işbirliğinin önünü açacak şekilde kapsayıcı bir adil hafıza arayışı içerisinde tarihi araştıran bir anlayışa yönelmesini ve açılımlarına karşılık vermesini bekliyoruz." ifadelerine yer verildi.

Avrupa Birliği sürecine yeni bir ivme kazandırmak ve her alanda reform çalışmalarını hızlandırmak amacıyla hazırlanan eylem planını uygulamaya devam edileceği vurgulanan programda, "Hedefimiz Cumhuriyetimizin 100. yıl dönümünü AB üyeliği ile taçlandırmaktır." değerlendirmesinde bulunuldu.

Müttefik ABD ile çok geniş bir coğrafyada yürütülen yakın işbirliğinin geliştirilerek sürdürülmesinin önem taşıdığı belirtilen programda, bu amaçla mevcut yapıcı diyalogun her seviyede devam ettirileceği, karşılıklı saygı ve ortak değerler ile müşterek çıkarlar temelinde yürüyen ilişkilerin her yönüyle ilerletilerek çeşitlendirilmesinin esas olduğu kaydedildi.

"ABD ile işbirliğimizin ekonomik, ticari ve yatırım boyutlarının da siyasi, askeri ve savunma ilişkilerimize uygun bir düzeye çıkarılması ile mevcut ekonomik potansiyeli ilişkilerimize yansıyacak şekilde hayata geçirilmesi hedeflenmektedir." ifadeleri kullanılan programda ABD'nin AB ile arasındaki transatlantik ticaret ve yatırım ortaklığı anlaşmasının yürürlüğe girmesinin Türkiye'nin dış ticareti üzerinde olumsuz etkilere neden olabileceğine dikkat çekildi.

Programda, bu nedenle gümrük birliğinden kaynaklanan yükümlülükler ve Türkiye'nin ekonomik çıkarları çerçevesinde söz konusu anlaşmaya paralel olarak ABD ile ayrı bir STA imzalanması veya ABD ile AB arasındaki müzakerelere katılım gibi seçenekler üzerinde çalışılmaya devam edileceği bildirildi.

Rusya ile ilişkilere de değinilen programda, "Rusya ile ilişkilerimizi karşılıklı diyalog kanalını açık tutarak, ilişkilerimizi normalleştirme ve asgari müştereklerde buluşarak ortak menfaatler temelinde geliştirme yönündeki irademizi sürdüreceğiz." ifadelerine yer verildi.

Programda, Türkiye ile AB arasındaki ilişkiler de ele alınarak, şunlar kaydedildi:

"AB ile pozitif gündemi, ilişkilerimizin temellerini sağlamlaştırmak için uzun vadeli bir anlayışla kuvvetlendirmeye çalışırken, aynı olumlu ve yapıcı tutumu, AB tarafında da görmek istiyoruz. İlişkilerimiz karşılıklı saygı ve saydamlık içerisinde ilerletilmelidir. Üzerinde uzlaşılan hususlarda sonradan, sübjektif siyasi mülahazalarla değişikliğe gidilmesi, karşılıklı güveni zedelemektedir.

Örneğin, ülkemizin vize muafiyeti konusunda yaptığı özverili çalışmalar, AB tarafından hak ettiği karşılığı bulamamıştır. Türkiye olarak karşılıklı saygı ve güven temelinde olumlu çaba sarfetmeye devam ederken, aynı yaklaşımı AB kurumlarından ve üye ülkelerden de beklemekteyiz."?

(Sürecek)

Kaynak: AA

Son Dakika Politika Başbakan Yıldırım, 65. Hükümet Programını Sundu - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement