"Özel Hayat Üzerinden Siyaset Yürütülmemeli"

Baydemir, NTV İstanbul stüdyolarında gazeteci yazar Mehmet Barlas'ın "Adaylar Konuşuyor" programının son konuğu oldu.

"Bu yerel seçimlerin bir aktörü olmanın ötesinde Türkiye'de barışı simgeleyen isimlerden birisiniz" diyen Barlas'ın Baydemir'e ilk sorusu barış, Newroz ve açılım süreci üzerine oldu. Ülkenin içinde bulunduğu şu andaki durumun "gergin ve kaygı verici" olduğunu belirten Baydemir, "Kutuplaştırmaya doğru maalesef ülke hızla ilerliyor" dedi. Newroz'un ruhuna uygun olarak kutlandığını belirten Baydemir, "Newroz Türkiye'de yaşayan bütün halklarımızın, bütün dillerimizin, kültürlerimizin ortak değeridir" dedi. Farklılıkları bir zenginlik olarak görmenin yanı sıra sevinçte ve tasada da ortaklaşmanın önemine dikkat çeken Baydemir, "Tam da bu noktada iki yıldır Newroz sevinçte ortaklaşmaya doğru, ortak bir değerimiz oluyor" dedi. 2013 Newrozunda Öcalan'ın demokratik bir manifesto niteliğindeki mektubun önemine dikkat çeken Baydemir, "Eşitlik, özgürlük, kardeşlik temelinde birlikte yaşam 2014 Newroz'unda da hem Diyarbakır'ımızda da hem Halil'ur Rahman şehri, Ruha'da, Urfa'da da bir kez daha tescillenmiştir" diye konuştu. Öcalan'ın Newroz meydanında aktarılan sözüne de atıfta bulunan Baydemir, "Nasıl ki zalimin zulmüne karşı bir dirençten çekinmediysek, barıştan da barışmaktan da asla korkmayacağız" dedi. Baydemir, Türkiye insanlarının barıştan kokmaması gerektiğini söyledi. Öcalan'ın 2013 Newroz mektubundan sonra kentlere asker, polis, gerilla cenazesi gelmediğini belirten Baydemir, Avrupa'nın 30 yıl, 100 yıl savaşları yaşadığını ve sonunda ortak para birimine, ortak bayrak etrafında, sınırları kaldırarak bir araya geldiğine dikkat çekti. Baydemir insanlığın yaşadığı bu deneyimleri kendi özgünlükleri ile birlikte hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi. Baydemir, çatışmaların yeniden nüksetmemesi için, diyalog zemininin müzakereye evrilmesi ve çözümün yol haritasının çıkarılması için yasal bir dayanak oluşturulması gerektiğinin altını çizdi.

ATEŞ DÜŞTÜĞÜ YERİ DEĞİL HEPİMİZİ SARIYOR
"Barış Türkiye'nin sorunudur" diyen Baydemir, "Ama emin olun sadece kendi içimizdeki bir çatışmada ateş düştüğü yeri yakmıyor, ateş hepimizi sarıyor. Komşumuzda yaşanan bir çatışma da bizi etkiliyor, bizi sarıyor" dedi. Dünyanın istemesi halinde Suriye'deki çatışmanın kısa zamanda bitebileceğini ancak istenmediğini ifade eden Baydemir, "İstemiyor çünkü oranın yıkımının derinleşmesi lazım ki yeniden inşa edilebilsin, yeniden pazar oluşsun. Yıkımın devam etmesi lazım ki, savaş lobisi kazansın, kazanabilsin" diye konuştu.

Barışın asla seçime kurban edilmemesi gerektiğinin altını çizen Baydemir, "Seçilirim veya seçilmem bir tek insanımı toprağa gömme rızam yoktur. İster asker, polis, gerilla ya da sivil olsun, ister adı Medeni olsun Uğur, Berkin olsun. Tek bir insanımızı yitirmeyi bu manada göze almamamız lazım" diye konuştu. Baydemir şöyle devam etti:

"Urfa şehri aslında BDP'ye evet diyerek BDP'nin almış olduğu o barış rolünü çatışmasız, şiddetsiz legal demokratik siyasetle yoluna devam etme mücadelesine evet demek olacaktır. Ama aynı zamanda 70, 80 yıllık kalkınma tredinde geri bırakılmışlık sürecine de hayır demek olacaktır. Yani Urfa'nın BDP ye evet değişi, hükümete bir mesaj olacaktır. 70 yıl boyunca kalkınma tredinde 'beni geri bıraktın' ama aynı zamanda 'legal demokratik siyasetle müzakere yöntemiyle sorunu çöz' mesajını verecektir. Urfalı BDP'nin sırtına, bizim sırtımıza bir kez daha yumurta küfesini verecektir. Ve diyecektir ki aman ha legal demokratik siyasetin dışına çıkmayın."
(Kaynak: Gazeteipekyol)