Beşiktaş İçin Tbt Vakti - Son Dakika
Güncel

Beşiktaş İçin Tbt Vakti

Beşiktaş İçin Tbt Vakti

Sonradan gargaraya gelmesin.

16.08.2016 12:37
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Sonradan gargaraya gelmesin... Peşinen söyleyeyim: Önce Muslera sonra Galatasaray kutlamayı hak etti... Bir takım, ligi şampiyon Beşiktaş'ın 28 puan gerisinde tamamlamasına rağmen hem Ziraat Türkiye Kupası'nı hem Turkcell Süper Kupa'yı müzesine götürebiliyorsa ortada bir başarı var demektir, tebrikler...

Ve fakat Beşiktaş...

Kara Kartal için çanlar şampiyonluk kupasını kaldırdığında çalmaya başlamıştı aslında... Perşembenin gelişini çarşambadan anlamak için son iki şampiyonluğun fotoğrafını çekmek yetecekti...

'ZİRVEYİ 5 SENE KİMSEYE BIRAKMAYACAĞIZ'

100'üncü yıldı... Ligin bitimine 1 hafta kalmıştı ve rakip yine Galatasaray'dı...

Hibrit çim henüz icat edilmemişti. Passolig'in olmadığı, kağıt bileti 'bakkal parasını avucunda sıkan çocuk' gibi sakladığımız zamanlardı.

0-0 devam eden maçın son dakikasında Sergen orta sahadan topla depara kalkmıştı. Sağından Tümer bindiriyordu, karşısında sadece Bülent Korkmaz vardı.

Onlar 2'ye tek şampiyonluğa koşarken, ben de Galatasaray kalesinin hemen arkasındaki 'Eski Açık'tan sahaya doğru hamle yapmıştım. Birkaç saniye sonra 'Sergen atmıştı, şampiyonluk gelmişti'...

Belki tam da o anda öğrenmiştim Beşiktaşlı olmayı... İlk defa bu kadar şiddetli hissetmiştim 90 dakikalık karın ağrımın yerini 'son saniye sarhoşluğu'na bırakmasını.

Zaten İnönü'nün 'Numaralı' tarafındaki 'Eski Açık' tribünü de bunun için yok muydu! Ucuz bilet fiyatları, tribünden emekli olanlarla liselileri buluşturuyordu. Babamızın omzunda yazıldığımız 'İnönü Üniversitesi'nin ikinci sınıfını, abilerimizle gırtlak patlatarak veriyorduk. Sesimiz takıma ulaşamadan rüzgarla birlikte Boğaz'ın serin sularına karışsa da biz onlardan Beşiktaşlı olmayı öğreniyorduk.

O gece şampiyonluk marşlarıyla 'Ağaçlı Yol'dan semte dönerken herkesin dilinde tek bir cümle vardı: "Zirveyi 5 sene kimseye bırakmayacağız!"

Oysa öyle olmadı...

2003-2004 sezonuna beklendiği gibi başlayamayan Siyah Beyazlıların nefesi 23'üncü haftaya kadar yetmişti. Liderlik koltuğunu Fenerbahçe'ye kaptıran Beşiktaş, zirveyi bir daha ancak 4 sezon sonra (2007-2008 sezonunun 24'üncü haftasında) görebilecek, ona da 3 hafta tutunabilecekti.

'BAŞIN ÖNE EĞİLMESİN, ALDIRMA KARTAL ALDIRMA'

Bir dahaki şampiyonluk 2008-2009 sezonunda geldi. Lig 'Kapalı'nın "Başın öne eğilmesin, aldırma Kartal aldırma" şarkısıyla başlamıştı. Takım devreyi 6'ncı tamamlamıştı. Ama yüzler rövanşlarda güldü. İkinci yarı 17'de 16 yapan Beşiktaş, bitime 4 hafta kala liderliği Sivasspor'dan alarak Çarşı'yı şampiyonluk turuna çıkarmıştı.

Semte tanıdık bir ses hakimdi: "Tamam artık! Kartal uçtu bir kere, kimse yere indiremez..."

Yine öyle olmadı...

Puan tabelasında ilk sırayı görebilmek için bu kez 5 yıl (2014-2015 sezonunun 5'inci haftasına kadar) beklemek gerekiyordu. ve Kara Kartal yine liderliğe ancak 3 hafta tutunabilecekti.

'O SENE BU SENE'

Bu iki tecrübeyle gelindi 2015-2016 sezonuna...

İnönü Stadyumu'nun yenilenme sürecinde, yaklaşık 3 yıl her maçını deplasmanda oynayan Beşiktaş, sahaya "O sene, bu sene" parolasıyla çıktı. Herkesin canına tak etmişti.

Kara Kartal, ligin neredeyse tamamını lider götürdü. 'Namağlup şampiyon' unvanına bir de 'Statsız tek şampiyon'u ekledi.

Koca 1 yıl "Şampiyon Beşiktaşım ne istersen iste benden" diye marşlar söyleyen taraftar, semti yaktı. Boğaz'ın öte tarafından, Üsküdar'dan 110'a ihbarlar yağdı. Beşiktaşlı futbolcular kupalarını almaya Asya'dan Avrupa'ya çıkarma yaparak geldi. Bayraksız bir cam kalmadı.

Kutlamalar 40 gün 40 gece sürerken hem yönetim hem futbolcular hem taraftar yine hedefi büyük tuttu. Geçmişteki hatalardan ders alınmamıştı. "3 yılda dünyanın en önemli 10 takımı arasına gireriz" lafı çıkmıştı bir kere ağızdan...

İşte o anda geçti zafer sarhoşluğum, başladı karın ağrılarım.

Zaten çok değil birkaç hafta sonra da Gökhan Töre'nin haberi geldi önce... Sonra Gomez, Sosa krizi... Avusturya kampının dedikoduları da iyi değildi. Şenol Hoca sessizdi... Öyle ki antrenmanlarda kaleci Fabricio'yu takımı tamamlamak için stoperde ya da orta sahada oynatıyordu. Yönetim golcü arayışını sürdürürken ileri uçtaki Tosun Paşa da serzeniş sinyalleri veriyordu. Gazetecilere "İlk sene Demba Ba'yı, ikinci sene Gomez'i aldılar. Şimdi yine santrfor bakıyorlar. Ben işimi yaparım" demişti.

Yani, yıllarca 'feda', 'cefa' diyerek takımını hiçbir maçında yalnız bırakmayan Beşiktaş taraftarının 'sefa'sı da çok uzun sürmedi. En rahat geçmesi gereken transfer döneminde Çarşı'nın geceleri yine uykusuzdu.

TAM 3 PENALTI KAÇTI

Soru işaretleriyle çıktı Kara Kartal Süper Kupa finaline... 120 dakika koştu... Uzatmalarda yediği gole rağmen oyunu bırakmadı, maçı penaltılara taşıdı. Ancak buraya kadardı... Maç esnasında nazlana nazlana kaleye girmeyi reddeden top, Siyah Beyazlıları yine sevmemişti... Tam 3 penaltı kaçtı...

Kupa gitti ama işaret fişeğini atmayı da unutmadı...

Bu sezon hem Şampiyonlar Ligi'nde hem Süper Lig'te hem Türkiye Kupası'nda koşacak olan Beşiktaş, filmin sonunun fragmandan farklı olmasını istiyorsa geçmişte verdiği iki fotoğrafı sandıktan çıkarıp başucuna koymalı...

Aksi halde mi? Sadece çıta düşer, marşlar yine devam eder:

"Sevemez kimse seni, benim sevdiğim kadar..."

BAŞKA SORUM YOK HAKİM BEY

Süper Kupa finali saha içinde yaşananlar kadar saha dışındaki olaylarla da konuşulmayı hak etti...

Taşlanan otobüslerden, baltalardan, odunlardan bahsetmeyeceğim... O konuda hem güvenlik güçlerinin hem yargının hem federasyonun gereğini yapacağına inanıyorum!

Benim merakım bu pankartla ilgili...

Maçtan önce iki kulüp temsilcileri bir araya geldi. Hangi takım taraftarının nerede oturacağı kurayla belirlendi, koreografi konuşuldu...

Beşiktaşlı yöneticiler ise maçtan önce yetkililerle tekrar görüşerek "Bu vatan şerefimiz, demokrasi hakkımız" yazılı pankartı açmak için izin aldı.

Ne olduysa ondan sonra oldu...

Galatasaray "Maça çıkmayız" diye tehdit etti, yöneticileri dostluk yemeğine katılmadı, Başkan Dursun Özbek maçı şeref tribünü yerine locadan izledi...

Oysa Sarı Kırmızılı tribünler de kendilerine ayrılan bölümde açtıkları pankartlarla hem yeşil sahaya hem Ankara'ya mesajlar göndermişlerdi...

Bu protestonun sebebi olarak ise geçen Fenerbahçe maçında kendilerine koreografi izni verilmemesini gösteriyorlardı...

Ancak durum farklıydı, Beşiktaşlıların açtığı pankart, 15 Temmuz sürecinde yaşananlara gönderme yapıyordu, ezeli rekabetle ilgisi yoktu...

Bu durumda olayı anlamak için geriye tek bir soru kalıyor...

Acaba Galatasaraylılar bu pankarttaki hangi kelimeden bu kadar rahatsız olmuşlardı:

Vatan?

Şeref?

Demokrasi?

Hak?

Kaynak: Hürriyet

Son Dakika Güncel Beşiktaş İçin Tbt Vakti - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement