Birleşmiş Milletler Dünya Su Günü" Paneli - Son Dakika
Güncel

Birleşmiş Milletler Dünya Su Günü" Paneli

Sakarya Üniversitesi Çevre Mühendisliği Topluluğu ve Genç Tema Topluluğu iş birliğiyle "Birleşmiş Milletler Dünya Su Günü" paneli düzenlendi.

22.03.2017 21:19
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Sakarya Üniversitesi Çevre Mühendisliği Topluluğu ve Genç Tema Topluluğu iş birliğiyle "Birleşmiş Milletler Dünya Su Günü" paneli düzenlendi.

Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Konferans Salonunda düzenlenen panelde konuşan Sakarya Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (SASKİ) Genel Müdürü Rüstem Keleş, su miktarının sabit olmasına rağmen suya olan talebin her geçen gün arttığını söyledi.

Nüfus artışına paralel olarak suya dair insan kaynaklı tehditlerde ciddi artışın söz konusu olduğunu dile getiren Keleş, "Gıda güvenliğinin en önemli teminatının su olmasından dolayı gıda güvenliği de tehdit altında. Türkiye'de, stratejik düzeyde önemli su yönetimi planlamalarının ve uygulamalarının yapıldığını söyleyebiliriz. SASKİ olarak su yönetimini üst düzey bir konu olarak ele alıyoruz ve çalışmalarımızı bu yönde sürdürüyoruz." diye konuştu.

"Sakarya, musluklarından içilebilir su akan bir şehir"

Türkiye'de 30 su ve kanalizasyon idaresinin bulunduğunu, idareler olarak 7 milyar metreküplük su potansiyelinin yüzde 76'sını kendilerinin yönettiğini aktaran Keleş, kurum olarak sorumluluklarının farkında olduklarını ve içme suyuna yaptıkları yatırımlarla evdeki musluklardan su içilebilen nadir kentler arasındaki yerlerini aldıklarını ifade etti.

Keleş, Sapanca Gölü için mücadele verdiklerini, şu ana kadar yaklaşık 50 yapının yıkıldığını belirtti. Buna rağmen hala dere yataklarına imalathaneler yapıldığını anlatan Keleş, belediyelerin, yerel yönetimlerin bu konuda son derece tavizsiz olması gerektiğini vurguladı.

Su kullanımıyla ilgili dünyada tek bir modelin bulunmadığını belirten Keleş, ülkenin şartlarına göre uygulanabilir çözümlerin üretilmesinin gerekli olduğunu dile getirdi. Erişilebilir ve yüksek kalitedeki tatlı suların sınırlı ve değişken kaynaklar olduğunu aktaran Keleş, "OECD projeksiyonlarına göre günümüzde dünya nüfusunun yüzde 40'ı su stresi altında olan nehir ve havzalarında yaşamaktadır. 2050 yılına gelindiğinde suya olan talep yüzde 55 oranında artacaktır." ifadesini kullandı.

Fırat ve Dicle havzalarının Türkiye'nin su potansiyelinin üçte birini oluşturduğunu anımsatan Keleş, şunları kaydetti:

"Birinci Dünya Savaşından sonraki sınırlar petrol ve enerji odaklı çizilmiştir. Küresel güçler eğer suyun Ortadoğu'da bu kadar önemli olacağını bilselerdi Fırat ve Dicle'yi dikkate alarak sınır çizerlerdi. Dolayısıyla yurt dışında ve Ortadoğu'da, Fırat ve Dicle ilgili yapılan makale sayısı Türkiye'den çok fazla. Bütün bunların siyasal nedenleri var. Siyasal ihtilaflara bakıldığı zaman arkasında su sorunu olduğunu görüyoruz."

"Türkiye'nin en temiz suyunu Sakarya içiyor"

İstanbul Üniversitesi (İÜ) Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Meriç Albay ise bölgenin en önemli içme suyu kaynağı olan Sapanca Gölü'nün birçok çevresel risklerin tehdidi altında olduğunu söyledi.

SASKİ ile Sapanca Gölü üzerinde zaman zaman araştırmalar ve su ile ilgili çeşitli testler gerçekleştirdiklerini vurgulayan Albay, "Son testlere baktığımızda Türkiye'deki birçok göl ile karşılaştırıldığında gerçek manada olumlu sonuçlar alıyoruz. SASKİ'nin yaptığı yatırımlar ve aldığı önlemlerle birçok kirletici kontrol altına alınmış durumda. Samimiyetle söyleyebilirim ki SASKİ, Türkiye'de çağın gereklerini bu denli önemseyen, bilimi bu denli dikkate alarak su yönetimini gerçekleştiren en önemli kurumlardan biri. Kendilerini bu konuda tebrik ediyorum. SASKİ, Sapanca Gölü'nü 24 saat izliyor ve olağan dışı bir durum hızlı bir şekilde kontrol altına alınıyor. Bu anlamda 'Türkiye'nin en temiz suyunu Sakarya içiyor' diyebiliriz." şeklinde konuştu.

Dünyada her gün binlerce çocuğun kirli su yüzünden kaybedildiğine dikkati çeken Albay, su yönetiminin daha kaliteli ve yaşanabilir olması gerektiğini vurguladı.

Bu bilincin artması, su ile ilgili bilgilerin daha anaokullarında verilmesi gerektiğini belirten Albay, şunları kaydetti:

"Türkiye'de uzun yıllar su zengini olduğumuz anlatıldı ama artık su kıtlığına yavaş yavaş yaklaştığımızı ama arttırılan bilinçle suyu daha iyi yönetebileceğimiz, daha az israfla daha kaliteli bir yaşam sunabileceğimizi düşünüyorum. Kişi başına düşen su miktarı kısıtlı, su zengini ülke değiliz biz bunu her yerde ifade etmeye çalışıyoruz. Sadece israfı azaltarak şehirlerdeki kayıp kaçak oranlarını azaltarak belki de insanların yaşam tarzlarını değiştirmek mümkün değil ama suyu kullanma tarzlarını değiştirerek birçok kişiye suyu daha doğru ulaştırabiliriz. Şu anda özellikle kaliteyle ilgili sıkıntımız var ama bizim bunun yanında su bütçesiyle ilgili sıkıntımız var. Çünkü bütçemiz az, yıllarca yeraltı sularımızı çok kötü kullandık. Bunların programlı bir şekilde 2050-2100'lere taşınması için yeni stratejiler geliştirmemiz lazım. Su bizde cidden çok az ve gelecekte böyle bir sıkıntıyı yaşayacağımız ortada. Şimdiden önlem almamız gerekiyor diye düşünüyorum."

Birleşmiş Milletler Dünya Su Günü" Paneli
Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Birleşmiş Milletler Dünya Su Günü' Paneli - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement