İşte mürekkep bu dizelerdeki gibi damlar Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun kaleminden… Sanatçı, 64 yıllık hayatına sığdırdığı sanat tutkusunu, aşklarını, sevinçlerini, hüzünlerini, dostluklarını çocukluğunu ve ilk gençlik yıllarını geçirdiği Anadolu'nun naifliğiyle yakın dostu Nâzım Hikmet'e yazdığı bu dizelerdeki gibi aktarır kâğıda ve tuvallere… Onun şiirlerindeki ve tablolarındaki narlar, dutlar, ayvalar kimi zaman sevdiği kadına duyduğu özlemi kimi zamansa amansız bir kara sevdayı anlatır. Babasından Batı Edebiyatı'nı, annesinden Yunus Emre'yi, Karacaoğlan'ı öğrenen sanatçı Anadolu'nun toprak damlı evlerinden, İstanbul'un martılarından, köpüren denizinden, Âşık Veysel'in sazından dem vurur…
Bedri Rahmi Eyüboğlu iç dünyasını tuvallere ve şiirlere aktarırken sanat, edebiyat, siyaset ve iş dünyasının önemli isimleriyle gerçekleştirdiği, yaşadığı döneme ışık tutacak mektuplaşmaları da tarih yolculuğundaki yerlerini alıyor. Güzel Sanatlar Akademisi'nde başlayıp Paris'te süren eğitim hayatından, resim tutkusunun peşinden gittiği Anadolu'daki yurt gezilerine kadar sanatçının yaşamından birçok kesiti yansıtan mektuplar, "Bedri Rahmi Eyüboğlu ve Çağdaşlarından Mektuplar - Biz Mektup Yazardık" Sergisi ile İş Sanat Kibele Galerisi'nde ilk kez gün yüzüne çıkıyor.
Sergi, hem sanatçının kaleme aldığı hem de kendisine gelen yüzlerce mektubun Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından uzun soluklu ve titiz bir çalışma ile kitaplaştırılmasına paralel olarak hayata geçiriliyor. Sanatçının gelini Hughette Eyüboğlu'nun hazırladığı, editörlüğünü Rûken Kızıler'in üstlendiği kitabın ve serginin tasarımı Emre Senan tarafından gerçekleştirildi.
Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun Avrupa'da öğrenci olduğu günlerden Akademi'de öğretmen olduğu günlere pek çok anıyı barındıran mektuplar, orijinal olarak sahiplerinin kendi ifadeleriyle ve kendi imzalarıyla ziyaretçilere ulaşıyor. Sadece ressam ve şair olarak değil mozaik, seramik, vitray ve yazma sanatçısı, heykeltıraş, öğretmen ve yazar kimlikleriyle de sanatımıza kalıcı eserler bırakan Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun pek çok isimle sürdürdüğü yazışmaları aynı zamanda sanatçılar arasındaki kuvvetli bağı da gözler önüne seriyor. Her biri tarihi belge niteliğindeki mektuplar; sanatçıların o dönemde yaşadığı ekonomik sıkıntılara dair fikir verirken, yaşanan zorlu koşullara rağmen gerçekleştirdikleri idealleri ile tarihe not düşürebilmeyi başarmış bu insanların umutlarını yitirmediklerini de en iyi şekilde ortaya koyuyor.
Sanatçının Nâzım Hikmet, Ahmet Hamdi Tanpınar, Fikret Muallâ, Âşık Veysel, Adalet Cimcoz, Orhan Veli Kanık, Necip Fazıl Kısakürek, İbrahim Çallı, Andre Lhoté, Fahrünisa Zeid, Abidin Dino, Reşat Nuri Güntekin, Cemal Tollu, Nurullah Berk ve Arif Kaptan ile mektuplaşmalarının her biri ziyaretçilerde ayrı bir tat bırakmayı vaat ediyor. İş dünyasının önde gelen isimleri Vehbi Koç ve Nejat Eczacıbaşı'nın mektupları da Eyüboğlu arşivinin önemli parçaları arasında yer alıyor.
Serginin bölümlerinden biri de Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun yaşamını şekillendiren iki kadın, eşi ressam Eren Eyüboğlu ve büyük aşk yaşadığı, "Karadutum" dediği Mari Gerekmezyan ile mektuplaşmalarından oluşuyor. Eren Eyüboğlu, büyük aşk yaşadığı Karadut'u sonsuzluğa uğurladıktan sonra eşinin elini bırakmayarak o zor günleri atlatmasına ve resme odaklanmasına yardımcı olacak kadar güçlü iken, diğer taraftan Mari Gerekmezyan ise ölümünün ardından bile gözlerini yaşartacak kadar sevdalı olduğu bir isim.
64 yıllık yaşamına çok şey sığdıran Bedri Rahmi…
İş Sanat Kibele Galerisi'nde çağdaşlarıyla yazışmalarının ilk kez gün yüzüne çıktığı "Bedri Rahmi Eyüboğlu ve Çağdaşlarından Mektuplar - Biz Mektup Yazardık" Sergisi ile anılan sanatçının hayat hikâyesi Trabzon'da başlar. Takvimler 1911 yılını gösterdiğinde Görele Kaymakamı Mehmet Rahmi Bey ve Lütfiye Hanım'ın ikinci çocuğu olarak hayata merhaba der. Asıl adı olan Ali Bedrettin, zaman içinde önce Bedir'e sonra Bedri'ye dönüşür. Babasının görevi dolayısıyla yerleştikleri Trabzon'daki lise resim öğretmeni ünlü ressam Zeki Kocamemi tarafından keşfedilir. Sanatçı yine bu dönemde edebiyata da merak salar ve ilk şiirlerini yazmaya başlar.
1929'da İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi'ne giren Bedri Rahmi Eyüboğlu, Nazmi Ziya ve İbrahim Çallı gibi Türk resminin mihenk taşlarının öğrencisi olma şansına erişir. Edebiyata olan ilgisinin üzerine düşer ve Ahmet Haşim'den estetik ve mitoloji dersleri alır. 1930'larda hayat onu bu kez Fransa'ya götürür. Dijon ve Lyon'da bir yandan çalışarak Fransızcasını geliştirmeye çalışırken, bir yandan da Gauguin, El Greco, Cezanne gibi beğendiği ressamların eserlerini kopya eder. Sanatçı, ileride hayatını birleştireceği Ernestine Letoni (Eren Eyüboğlu) ile de Fransa'da tanışır. 1940'lı yıllara gelindiğinde kalbine "kara saplı bir bıçak" gibi saplanan Mari Gerekmezyan girer. Asistanlık yaptığı Güzel Sanatlar Akademisi'nin heykel bölümüne misafir öğrenci olarak gelen Mari Gerekmezyan, Bedri Rahmi'nin bir büstünü yapar, sanatçı bu büste duyduğu minneti Mari'nin çeşit çeşit portrelerini yaparak ve ona şiirler yazarak yanıtlar. Artık bütün İstanbul ve elbette Eren Eyüboğlu bu tutkulu aşktan haberdardır. Bedri Rahmi Eyüboğlu 1975 yılındaki ölümüne kadar geçen çeyrek asrı aşkla, resimle, edebiyatla, dostlarıyla, dönemin önde gelen kültür ve düşünce insanlarıyla bir arada geçirir.
Meraklıları için 5 Mayıs - 20 Haziran arasında İş Sanat Kibele Galerisi'nde ziyaret edilebilecek "Bedri Rahmi Eyüboğlu ve Çağdaşlarından Mektuplar - Biz Mektup Yazardık" Sergisi, sanat ve kültür tarihimizde eşine az rastlanır bir iz bırakmayı vaat ediyor. Sergide orijinal el yazılı mektuplar ve sanatçının çizimleriyle süslediği desenli zarfların yanı sıra mektuplaşılan isimlerin Bedri Rahmi Eyüboğlu tarafından yapılmış portreleri de yer alıyor. Serginin ziyaretçilerini güzel bir sürpriz de bekliyor. İsteyen katılımcılara, sanatçının desenleriyle hazırlanmış mektup ve zarflarla sevdiklerine yazma imkânı sunuluyor. Şimdi özlemle andığımız eski günlerdeki gibi mektup yazma zamanı!
Son Dakika › Kültür Sanat › 'Biz Mektup Yazardık' Sergisi Geçmişi Günümüze Taşıyor. - Son Dakika
İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Yeşilay İzmir Şubesi'nin düzenlediği "Sağlıklı Nesil Sağlıklı Gelecek" isimli resim sergisi, açıldı.
2018 yılında hayatını kaybeden Türk Musikisi'nin önemli isimlerinden Erol Küçükyalçın için anma konseri düzenlendi. İstanbul Türk Musikisi Sevenler Derneği Başkanı Nilüfer Fenerci Yargıcı, konuşmasında hocanın adını yaşatmak için ellerinden geleni yapacaklarını belirtti. Konserde Küçükyalçın'ın en sevdiği Türk Musikisi şarkıları seslendirildi ve izleyiciler de şarkılara eşlik etti. Erol Küçükyalçın, TRT radyolarında bantları denetimden geçen nadir sanatçılardan biriydi ve 40 yıl boyunca İstanbul Türk Musikisi Sevenler Derneği'nin hocası ve şefi olarak görev yapmıştı.
Çanakkale'nin Gelibolu ilçesinde bulunan Gazi Süleyman Paşa Türbesi ve Namık Kemal'in mezarının restorasyon çalışmaları revize projeyle sürdürülecek. Balıkesir Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada, restorasyonun yüzde 50'sinin tamamlandığı ve Çanakkale Müze Müdürlüğü tarafından revize restorasyon projesinin istendiği belirtildi. Ayrıca, türbeyle ilgili gelen şikayetler üzerine gerekli tedbirlerin alınması için yükleniciden talepte bulunuldu.
Ege, çekilen görüntülerden sonra İstanbul'u daha önce hiç böyle görmediğimizi söyledi. Ayrıca, oyuncuların şarkı söylemesi konusunda da açıklamalarda bulundu ve bu durumun mesleki etikle bağdaşmadığını ve haksız rekabete neden olduğunu belirtti.
İzmir Kitap Fuarı, çocuk edebiyatı temasıyla kapılarını açtı. Fuarda 800 yazar, gazeteci ve çizerin katılacağı etkinlikler düzenlenecek. Fuarın onur konuğu yazar Ahmet Ümit, çocuklara masal anlatmanın ve kitap okumanın önemini vurguladı. Fuar, 28 Nisan'a kadar sürecek ve çocuklar için özel etkinliklere ev sahipliği yapacak.
Esenler Belediyesi, 18 Nisan Dünya Amatör Radyocular Günü'nde radyoculuğa ilgi duyan vatandaşlara unutulmaz bir deneyim yaşattı. Vatandaşların mikrofon başına geçtiği programa ilgi yoğun oldu.
Kırmızı Kedi Yayınevi tarafından düzenlenen 'Edebiyatta Çeviri ve Karşılıklı Öğrenme' konulu seminer, Türkiye ve Çin'den yazar ve şairleri bir araya getirdi. Seminer, Türklerin Çin edebiyatına olan ilgisini ortaya koyarken, Türk yayıncıların Çin'deki etkinliklere katılımı iki ülke arasındaki bağları güçlendirdi. Kırmızı Kedi Yayınevi, Çin'de ofisi bulunan ilk Türk yayınevi olma özelliğini taşıyor ve Çin edebiyatından daha fazla yazarı Türkiye'ye kazandırmayı hedefliyor.
Niğde'nin Yeşilburç köyünde geleneksel Helva Kavurma Festivali düzenlendi. Festivalde Kur'an-ı Kerim okundu, dua edildi ve kavrulan helvalar katılımcılara dağıtıldı. Vali Cahit Çelik, festivalde yaptığı konuşmada köyün turizm potansiyelini geliştirmek için adımlar atacaklarını belirtti. Niğde Belediye Başkanı Emrah Özdemir ise köyün Niğde için büyük bir değer olduğunu vurgulayarak, bu değerleri yaşatmanın önemine dikkat çekti.
Afyonkarahisar Valiliği, Kurtuluş Savaşı döneminde kullanılan Zafer Müzesi'nin restorasyon çalışmalarının sona geldiğini ve projeye 7 milyon 130 bin 487 TL bütçe ayrıldığını duyurdu. Restorasyon sürecinde zarar veren betonarme kolon ve kirişlerin kaldırıldığı belirtilen açıklamada, müzenin yaz aylarında ziyarete açılması planlandığı ve orijinal mimari yapısına kavuşacağı ifade edildi.
Edirne'de lise öğrencilerinden oluşan Edirne Valiliği Semazen Grubu, Turizm Haftası kapsamında Üç Şerefeli Cami avlusunda sema gösterisi gerçekleştirdi. Gösteriyi cami cemaati izledi. Grup daha önce Bulgaristan ve Yunanistan'da da gösteri yapmıştı.
Gaziosmanpaşa Belediyesi, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı birbirinden renkli etkinliklerle festival havasında kutlamaya hazırlanıyor. Konserler, atölye etkinlikleri ve kortej yürüyüşü gibi etkinliklerle coşku doruğa çıkacak.
2003 yılında seyirciye sunulan Oldboy filmi, yapımcısı Park Chan-wook tarafından dizi versiyonu için hazırlanıyor. Lionsgate Television firmasıyla anlaşma yapılan dizi, İngilizce dilinde olacak ve yoğun duygusal derinlik taşıyacak. Çekimlerin ne zaman başlayacağı ve yayın tarihi henüz belirsiz.
Sizin düşünceleriniz neler ?