Bomba Kurbanları Gözyaşlarıyla Anıldı - Diyarbakır1 - Son Dakika
Güncel

Bomba Kurbanları Gözyaşlarıyla Anıldı - Diyarbakır1

Bomba Kurbanları Gözyaşlarıyla Anıldı - Diyarbakır1

4 yıl önce bomba yüklü aracın patlatılması sonucu yaşamını yitiren 6'sı öğrenci 7 kişi iki ayrı törene anıldı.

03.01.2012 15:24
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Diyarbakır'da 4 yıl önce bir dershanenin önüne yerleştirilen bomba yüklü aracın PKK'lı teröristler tarafından patlatılması sonucu yaşamını yitiren 6'sı öğrenci 7 kişi iki ayrı törene anıldı.

Patlamada oğlu Eren Şahin'i kaybeden AK Parti Diyarbakır Milletvekili Oya Eronat, gazyaşlarına hakim olamazken, "Hani Güneydoğu'da bir deyim vardır. Kurtla beraber kuzuyu avlar sonra koyunla oturur ağlar. Bunlarınki de o hesap hem öldürüyorlar hemde gidip her yıl anıyorlar" dedi.

Diyarbakır'ın merkez Yenişehir İlçesi'nde 3 Ocak 2008 günü kentin en kalabalık yerlerinden biri olan Selahattin Yazıcıoğlu Caddesi'nde bir dershanenin önüne park edilen bomba yüklü araç askeri servis otobüsünün geçişi sırasında PKK'lı terörist Erdal Polat tarafından uzaktan kumandayla patlatıldı.

Patlamada dershane öğrencileri Eren Şahin, Rıdvan Süer, Ferhat Mutlu, Engin Taşkın, Salih Ekinci, Melek İpek ve Diyarbakır adliyesinde çalışan Cengiz Kaya, yaşamını yitirirken, 30'u asker 67 kişi yaralandı.

İLK TÖREN OLAY YERİNDE

Patlamada yaşamını yitirenler, saldırının 4'üncü yıldönümünde iki ayrı törenle anıldı.

Olay yerinde yapılan anmaya saldırıda oğlu Eren Şahin'in kaybeden AK Parti Diyarbakır Milletvekili Oya Eronat, Diyarbakır Valisi Musatafa Toprak, Emniyet Müdürü Mustafa Sağlam, ölen öğrencilerden Rıdvan Süer'in babası Şemsettin Süer, ölenlerin yakınları, öğrencilerin arkadaşları ve dershane öğrencileri katıldı.

Öğrenciler patlamada yaşamını yitirenlerin fotoğraflarının bulunduğu tişört giyerken, ellerinde de çiçeklerle süslenmiş fotoğraflarını taşıdı. Olay yerine başta Milletvekili Eronat olmak üzere katılanlar karanfiller bıraktı.

Patlamada yaşamını yitirenler için ikinci tören Cahit Sıtkı Tarancı Kültür Merkezi'nde devam etti. Buradaki törende bombada yaşamını kaybedenlerin yakınları ile milletvekili Oya Eronat, gözyaşlarına boğuldu. Konuşmasını yapmak üzere kürsüye davet edilen Milli Eğitim Müdürü Zülfü Toman duygulanarak konuşma yapamadı.

MİLLETVEKİLİ ANNE GÖZYAŞLARINI TUTAMADI

Patlamada oğlunu kaybeden AK Parti Diyarbakır Milletvekili Oya Eronat, konuşurken zaman zaman gözyaşlarını tutamadı.

Gençlerin tuzağa düşürüldüğünü söyleyen Eronat, şöyle dedi: "Evlatlarımızı elimizden alan bombalı terör saldırısının 4'üncü yılı. Derler ki zaman her şeyin ilacıdır ama bu evladını kaybedenler için tam tersi. Zaman geçtikçe özlem daha çok artıyor, zamanla özlem doğru orantılı yaralarımız iyileşti unuttuk anneler için geçerli değil. Kim için hak aradığı belli olamayan aslında çok da belli olan eli kanlı örgüt başta uyuşturucu ticareti olmak üzere illegal yolardan kendi elindeki yüksek kazancı kaybetmemek için bizim çocuklarımızı hiç acımadan katletmiştir. Eren Şahin ile katledilen bu 7 kişi yalnız değildir. İstanbul'da Serap Eser var. Molotof kokteyli ile yakıldı. Hikayesi Eren'inkine çok benziyor, oda dershaneden dönüyordu, elinde kitapları var. Birçoğunuz dershaneye gidiyorsunuz amaçlarınız var. Üniversiteye hazırlanıyorsunuz. Serap'ında hikayeside aynı. Siirt'te 4 genç kızımız öldürüldü. Hikayeleri enteresan onlarında üniversite hikayesi bir arkadaşları üniversite sınavını kazanıyor. Arkadaşları ile birlikte dışarıda yemek yemek istiyor. Babasının arabasının anahtarını alıyor. Yemeğe giden kız sayısı 4 değil 6, diğer 2 kızın hikayeside o kadar acı ki, 4 genç kıza 200'den fazla kurşun sıkılmıştı. Diğer 2 kız hani bazı acılar ölümden beterdir ya birinin bacağı kesildi, diğeri de belden aşağı felç ama biz sadece 4 genç kızı biliyoruz. Bingöl'deki Hatice Anne çocuklarına bayram alışverişine çıkmış. Canlı bombanın üzerine atlarken yalvarıyor. Ne olursun patlatma diye. Ben o çocukları düşünüyorum gözlerinin önünde anneleri öldü. Ne sevinçle çıkmıştı. Bayram kıyafeti alacaktı onlara"

HEM ÖLDÜRÜP HEM ANIYORLAR

Eronat, Diyarbakır'ın Koşuyolu Parkı'nda 2006 yılında bombanın patladığını ve 7'si çouk 11 vatandaşı kaybettiklerini belirterek, şöyle dedi:

"Enteresan olan bombayı patlatan terör örgütü, fakat terör örgütünü destekleyen bir siyasi parti gidip oraya yaşam hakkı anıtı dikiyor. Hani Güneydoğu'da bir deyim vardır. Kurtla beraber kuzuyu avlar sonra koyunla oturur ağlar. Bunlarınki de o hesap hem öldürüyorlar hemde gidip her yıl anıyorlar. Hikayeler yalnız bunlar değil. Dağda ölen çocuklarımız, gençlerimiz var. 12-13 yaşında dağa çıkarılan gençlerimiz var. Hiçbir anne evladı dağa çıksın istemez. Dünyanın her yerinde 18 yaşından küçük herkes çocuktur. Bu salonda çok genç ve çocuklarımız var. ve ben soruyorum kendilerine o yaşlarda acaba uykularından kendilerimi uyanıyorlar. Hep anneler uyandırır, kahvaltıyı da anneler hazırlar. Anneler çocuklarını dünyaya değişmez. 12 yaşındaki çocuklar ileri de bakan olacaksın, tim komutanı olacaksın hayalleri ile dağa çıkarılıyorlar. Ama maalesef ziyan oluyorlar. Efendim diyorlar ki kendi rızaları ile çıktılar. Bundan 1-2 ay önce bir N.Ç. davası yaşandı Türkiye'de bu davada içimizi en çok acıtan karar N.Ç'ye tacizde bulunan yetişkin erkekler, ceza aldı ama N.Ç.'nin de kendi rızası olduğu söylendi. Buna bütün siyasiler, bütün partiler karşı çıktı. Terör örgütünü destekleyen siyasi parti de karşı çıktı ve ben onları alkışladım. Çok olumlu bir yaklaşımdı. 12 yaşındaki bir genç kızın tabiki rızası olamaz çocuk o genç kız demeyeceğim. E peki 12-13-15 yaşında dağa çıkan çocuğun rızası nasıl olabilir ' Ben size bunu soruyorum ' Onları nasıl ailelerinin yanına göndermezseniz, nasıl sömürür, kullanırsınız?"

EYLEME GÖNDERDİKLERİ ÇOCUKLARA ETEK GİYDİRİYORLAR

Eronat, çocuklara hiç kızmadığını ve onların daha çocuk olduğunu belirterek, çocukların yaptıklarına bazılarının sivil itaatsizlik dediğini söyledi. Eronat, şöyle dedi:

"Bunu diyenler eylemlere gönderdikleri çocuklarımıza etek giydiriyorlar. Eşarp giydiriyorlar, sivil itaatsizlik diyorlar ama sivil hayatlarında bile makam araçlarından inmiyorlar. Eyleme gönderdikleri çocuklarla kendi çocuklarını karşılaştırın bakalım. Eyleme gönderdikleri çocuklar gariban ailelerin çocukları, onların parmakları kopsun, kendi çocukları da özel okurlarda okusun, hatta yurtdışında, İngiltere'de, Almanya'da okusun. Bir araştırın bakalım kimler ziyan oluyor oralarda kendileri keyiflerini çatsınlar. Bizim çocuklarımız, gençlerimizde dağlarda, eylemlerde ziyan olsun. Molotof atarken parmakları kopsun, bombalarda parçalansınlar. Ben bu eylemlere katılan çocukların hiç birine kızamıyorum, hiç birinden nefrette etmiyorum.12-13 yaşındaki çocuktan nefret edemem ben. Benim yüreğim oğlumun ve 12-13 yaşındaki çocukların sevgisiyle o kadar rahat ki, nefretle, kızmakla bu yüreği ağırlaştıramam"

Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak, bombalı saldırıda yaşamını yitirenlerin yakınlarına başsağlığı dileyerek konuşmasına başladı. Toprak, şöyle dedi:

"Aslında bu kavganın temelinde ne olduğunu ve bizim aslında insan, birey olarak ne yapmamız gerektiğini, çevreye etrafa nasıl bakmamamız gerektiğini çok ince ince danışıklı kelimelerle ortaya koydular. Bu kavga neden? Bunlar neden oluyor? Bunun bir nihayet bulması gerekiyor. Neden insanlarımız, anne, babalarımız, toplum sıkıntı çekiyor, zulüm görüyor, birbirine güvenemiyor? Neden? Niye kardeş kavgası son bulmuyor? Bunlar son bulmalı, bunun son bulması için hepimizde gayret göstermeliyiz. Bir kere öldürmemek gerekiyor. Burada devlete karşı bir başkaldırı içerisine giripte dağa çıktıktan sonra terörist öldürmemesi gerekiyor ve sonrasında da ölmemesi gerekiyor. Bu olaydan dolayı hepimizi bir acı hissediyoruz. Herkes tüm toplum ağlıyor ama nasıl bir garip bir şeydir ki, bu gençlerimizin, bu toplumun fertlerini öldürenlerin anne ve babaları da ağlıyor. Onların terörist olarak cenazeleri geldiğinde onların da anne ve babaları da ağlıyor. Bu nasıl bir şey? O zaman herkesin aklını başına alması gerekiyor. Anne ve babaları başta olmak üzere sevgiyi, şevkati, merhameti bunu çocuklarımıza hissettirerek onarlı kaybetmeyelim, onların sonu olamayan bir yola girmesine engel olalım"

DAĞA GİDENLERİ, ANNE VE BABALARI GETİRSİNLER

Vali Toprak, operasyonların durması için eylemler yapan barış annelerine seslenerek,şöyle dedi:

"Devletimize, milletimize yönelen saldırılarda operasyonlar olduğunda anneler ve babalar oraya gidiyor. Diyorlar ki operasyonlar olmasın. Peki biz bu gücümüzü, bu sesimizi operasyon olmadığı dönemlerde, o dağa çıkmış, bir vesileyle orada bulunan terörist diye anılan kişileri, gençleri oradan buraya getirmek için niye gayret etmiyoruz. Niye gücümüzü, gayretimizi annelerin ağlamaması için harcamıyoruz. Bunun gereğini derhal yapmalıyız. Eğer ki biz anne, babalar olarak zara gören anneler, babalar olarak şahadete eren çocuklarımızın yakınları olarak içimiz kan ağlıyorsa, orada terörizm faaliyetine girenlerin anne ve babalarının da lütfen buna bir çare olmak için gerekli noktalara götürsünler ve oraya gidenleri buraya getirsinler. O yolun sonu olmadığını görsünler"

TERÖRİST AİLELERİNİN GÖZLERİNİN İÇİNE BAKA BAKA YALAN SÖYLÜYORLAR

Anne ve babaların çocuklarına dikkat etmesi konusunda uyaran Vali Toprak, şöyle dedi:

"Bu anne ve babalarımızı da kullananlar da akıllarını başlarına alsınlar. Gerçekleri görsünler, onların içlerine acı düşmesini engellesinler ama görüyorum ki bunu yapmıyorlar. Onlar geleceklerini güzel kılmak adına o gençlerimizi kendi emlerline alet ederek onların hazin sonunu da, hazin sonunu aileleri birlikte hazırlıyorlar. Kendileri de bülbül yuvalarında, kafeslerinde güzellikler içerisinde yaşamaya ve her türlü imkanı kullanmaya devam ediyorlar. Allah bir gün bunun hesabını sorar, kanunda soruyor, Allah'ta bir gün bunun hesabını sorar çünkü sonlarını görüyoruz. Ama biz diyoruz ki lütfen yanlışlıklar varsa geri dönelim. Çocuklarımıza sevgi verelim ve daha sonra da ağlamayalım. Bu anne ve babalarımızın ağladığına şahit olduğumuzda birilerinin onların cenazeleri üzerinden politika yaptığını da görüyoruz. Orada bir terörist eylemlerde öldürülen bir teröristin annesinin nasıl kandırıldığını da ekranlar önünde şahit olduk. Burada bir noktada, her şeyin bulunduğu bir yere aile götürmek istiyor ancak bunlar maalesef o kişinin annesinin gözünün içine bakarak götürülen yerde morg, gasilhane, cami olmadığını yüzlerine, gözlerine bakarak yalan söylüyorlar. ve onu başka bir yere götürerek daha farklı bir kalabalık kalabalıkları toplamak için istismar ediyorlar. Bu ekranlar karşısında ortaya çıktı. Anneler, babalar lüften çocuklarınıza sahip çıkın ve onların bir an önce sıcak yuvalarına sağ salim dönüp devletimizin sıcak yuvasına dönmelerine gayret ediniz, eğer öyle olmazsa onların sonu da hazin olacak"

Tören Güzel Sanatlar Lisesi, halk müziği korosunun seslendirdiği türkülerle son buldu.

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Bomba Kurbanları Gözyaşlarıyla Anıldı - Diyarbakır1 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement