Bozdağ: "Cumhurbaşkanı Seçimi Yenilerse, Kendi Seçimini de Yenileyecek" - Son Dakika
Güncel

Bozdağ: "Cumhurbaşkanı Seçimi Yenilerse, Kendi Seçimini de Yenileyecek"

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Emir komuta içinde yaptıran da alçak, dışında yapan da yaptıran da alçaktır.

27.02.2017 02:01
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Emir komuta içinde yaptıran da alçak, dışında yapan da yaptıran da alçaktır. Darbe, darbedir. Zincir içinde, dışında yoktur. Hepsi gayri meşrudur, gayri hukukidir. Hepsi bu millete, vatana ve topraklara yapılmış apaçık düşmanlıktır." dedi.

Bozdağ, Konya Sivil Toplum Kuruluşları Platformu tarafından Ramada Otel'de düzenlenen, "28 Şubat ve Adalet" konferansında, darbelerin bir daha yaşanmaması için verilen mücadelenin başarılı şekilde yürütülmesiyle, darbe dönemi fırsatı kollayanların hiçbir zaman hayat hakkı bulamayacağını söyledi.

Türkiye'nin çok partili hayata geçmesinden bugüne kadar demokrasi ve hukukun kesintilere uğradığını aktaran Bozdağ, parti kapatmalar, darbeler ve pek çok hukuksuzluklarla Türkiye'nin dünyada kötü örnekler arasında en başta yer aldığını ifade etti.

Bozdağ, milletin Adnan Menderes'i oylarıyla iktirada getirdiğini, buna karşın 27 Mayıs 1960'ta darbecilerin, millet iradesine el koyduğunu belirterek, "Darbeyi kim yaparsa yapsın bütün darbeciler birer uşak, taşeron ve alçaktır. Başka güçlerin hizmetkarıdır. Emir komuta içinde yaptıran da alçak, dışında yapan da yaptıran da alçaktır. Darbe, darbedir. Zincir içinde, dışında yoktur. Hepsi gayri meşrudur, gayri hukukidir. Hepsi bu millete, vatana ve topraklara yapılmış apaçık düşmanlıktır." diye konuştu.

27 Mayıs darbesini yapanların, milletten gereken tepkiyi görmediğini anlatan Bozdağ, 12 Mart 1971'de ise darbecilerin Cumhurbaşkanına ve TBMM'ye muhtıra gönderdiğini, muhtıranın Meclis kürsüsünden okunduğunu ve hiç kimsenin buna tepki göstermediğini dile getirdi.

Bozdağ, Türkiye'de "bir daha darbe olmasın" diye kimsenin üstüne düşeni yapmadığını, 1980'de ise 12 Eylül darbesinin gerçekleştiğini kaydederek, 12 Eylül'ün buldozer gibi Türkiye'nin kazanımlarını ve geleceğini alıp götürdüğünü anımsattı.

Normal siyasal düzene geçilmesine rağmen dönemin iktidarlarınca darbenin bir daha olmaması için hiçbir tedbir almadığına işaret eden Bozdağ, dümenin başına geçen siyasilerin ise "böyle gider" dediğine işaret etti.

"Gür bir ses çıkmadı"

Bozdağ, 28 Şubat 1997'ye gelindiğinde, Türkiye'nin 12 Mart 1971'den farklı olarak post-modern muhtırayla karşı karşıya kaldığını belirterek, şöyle devam etti:

"Tanklar yürüdü, 'balans ayarı yapıyoruz' dendi ama kimse, 'kime balans ayarı yapıyorsun' diye soramadı, böyle cümle kuramadı. Dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan Hocamız, siyasi partileri gezdi. 'Bu muhtıraya karşı dayanışma içinde olalım' diye tek tek genel başkanlara gitti. 'Demokrasinin, milli iradenin yanındayız, millete ihanet edenlere karşı yanındayız' diye gür bir ses çıkmadı. Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu ve Erbakan Hocamız, ikisinin de ölüm yıldönümü. Onları rahmetle yad ediyorum. Onlar ve Tansu hanım destek verdi. Millet onları unuttu mu, unutmaz. Kıyamete kadar da unutmayacaktır. 28 Şubat sürecinde Türkiye'nin medyası da iyi bir imtihan vermedi. Medya; 12 Eylül'de, 12 Mart'ta ve 27 Mayıs'ta da iyi sınav vermedi. Akademisyeni, yargısı, siyasetçisi, o da iyi sınav vermedi."

Merhum Necmettin Erbakan'a, o dönemde bir komutanın terbiyesizlik ve ahlaksızlık yaptığına dikkati çeken Bozdağ, kimsenin buna karşı durmadığını, "TSK peygamber ocağıdır, böyle bir alçak burada olmaz" diye tepki gösteremediğini anlattı.

"Siyaseti ve demokratik güçleri yanında göremedi

Bozdağ, 28 Şubat'ta Erbakan'a karşı sesini yükseltenlerin olduğunun altını çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"O dönemde beceremediniz bırakın gidin' diyen, 2015 darbe teşebbüsünü yapan FETÖ elebaşı Gülen var. 28 Şubatçılarla el ele kol kola dönemin iktidarını indirmek için her şeyi yaptılar. Merhum Hocamız direndi, direndi, direndi sonra imzaladı. Siyaseti ve demokratik güçleri yanında göremedi. AB konseyini, Türkiye'ye her zaman ders vermeye kalkan insan hakları savunucularını yanında göremedi. İstifa etmek zorunda bırakıldı. Orada aslında iradi bir istifa yoktur. Zorladılar istifa etti, yeni bir hükümet kurma süreci başladı."

O dönemde imam hatiplerin orta kısımlarının kapatıldığını, liselerinin ise kendi kendine bitecek hale getirildiğini anlatan Bozdağ, Kur'an Kursuna gitmenin yasaklandığını ve hafızlık müessesinin yok edildiğini bildirdi.

Bozdağ, üniversitede başörtüsü zulmü katmerlendiğini, pek çok öğrencinin okulunu bıraktığını ifade ederek, şöyle devam etti:

"O zaman demokrat geçinenler, 'siyasi hayatıma mal olsa da imam hatiplerin kökünü kazıyacam' dedi. Kazıyamadı ama millet onların kökünü çok iyi kazıdı. Fazilet partisi de bu anlayış tarafından yaşatılamadı o da kapatıldı. Merve kavakçı milletvekili seçildi parlamentoya geldi yemin ettirilmedi. Merhum Ecevit Bakanlar Kurulunda oturduğu yerden kalktı milletin kürsüsü Meclis kürsüsüne çıktı bura devlete meydan okunacak yer değil bu kadına haddini bildirin' diye kükredi. Parlamentoda ses seda çıktı mı?"

Bozdağ: "Cumhurbaşkanı Seçimi Yenilerse, Kendi Seçimini de Yenileyecek"
Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Bozdağ: 'Cumhurbaşkanı Seçimi Yenilerse, Kendi Seçimini de Yenileyecek' - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement